Kamuda başörtüsü özgürlüğünün 8. yılı! TBMM’ye başörtüyle giren vekiller A Haber’de
Bugün; AK Partili 4 milletvekilinin ilk kez Meclis Genel Kurulu'na başörtülü olarak girmesinin 8. yılı... Kimi okulunu, kimi işini, kimi de eşini bırakmak zorunda kaldı. Türkiye'de sırf başörtüsü yüzünden inançlı kesim yıllarca zulme uğradı. Takvimler 30 Eylül 2013'ü gösterdiğinde AK Parti'nin açıkladığı 20 maddelik demokratikleşme paketi ile bu zulüm sona erdi. Cumhuriyet tarihinin kara bir lekesi olan kamuda başörtü yasağı tarihe gömüldü. Sekizinci yılında 31 Ekim 2013 yılında Meclis'e ilk defa giren başörtülü vekiller A Haber canlı yayınında o dönemde yaşadıklarını anlattı.
TBMM Genel Kurulu 8 yıl önce bugün tarihi bir ana ev sahipliği yaptı. Demokratikleşme paketiyle kamuda serbest hale gelen başörtüsü, Hac dönüşü 'kapanma' kararı alan AK Partili kadın milletvekilleri aracılığıyla Meclis'te de fiilen "özgürlüğüne" kavuştu.
AK Parti Denizli Milletvekili Nurcan Dalbudak, Konya Milletvekili Gülay Samancı, Kahramanmaraş Milletvekili Sevde Beyazıt Kaçar ve Mardin Milletvekili Gönül Bekin Şahkulubey, TBMM Genel Kurul salonuna başörtülü olarak gelmişti. Sekizinci yılında 31 Ekim 2013 yılında Meclis'e ilk defa giren başörtülü vekiller A Haber canlı yayınında o dönemde yaşadıklarını anlattı.
İşte o açıklamalardan satır başları;
AK Parti MKYK Üyesi Nurcan Dalbudak: 30 Eylül 2013'te 17 maddelik demokratikleşme paketiyle birlikte Türkiye'de birçok şeyin, birçok yasakların, sıkıntıların düzenlendiği bir döneme girmiştik. Biz 31 Ekim 2013 günü Meclis'e başörtülü ir şekilde nasıl inanıyorsak nasıl yaşamak istiyorsak buna uygun olarak görevimizi devam ettirmeye başladık. O gün çok zor denilen o zamana kadar çok büyük acıların yaşandığı Türkiye'de çok büyük ızdırapların yaşandığı bir dönem artık kapanıyordu buna vesile olmak bunun öncüsü olmak çok büyük bir gururdu.
AK Parti Eski Milletvekili Gülay Arıcıgil Samancı: Maalesef başörtüsü daha doğrusu inancından dolayı kılık kıyafetle kamu kurumlarında çalışmak görev almak ya da üniversitelerde okumak Türkiye açısından kronik bir problem haline gelmişti. Çözümlenmesi de çok zor bir noktaya doğru ilerlemişti. 28 Şubat sürecinde özellikle kızlarımız üniversitede başörtülü bir şekilde okuyamamışlardı. Kamu kurumlarında çalışan başörtülü kadınlar maalesef görevlerine devam edememişlerdi. Bu kamburu ortadan kaldırmak ve özellikle Türkiye Cumhuriyeti hukuk devletidir ve demokrat bir ülkedir, bu ülke içerisinde bu şekilde dini vicdan hürriyetine rağmen ve kılık kıyafeti de bu kapsamda değerlendirmek gerekiyor. Hiç yakışır bir tablo değildi. Ben buradan bir kez daha almış olduğumuz kararın arkasında durmak suretiyle bir duruş sergileyen Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a çok çok teşekkür etmek istiyorum. O zamanki o duruşuyla biz aslında daha fazla cesaret topladık kendimizde. Ülkemize yakışmayan bu davranış tamamıyla ortadan kaldırıldı.