Afganistan Ulusal Barış Konseyi Başkanı Muhammed Davud Abidi son durumu A Haber’de anlattı
Afganistan 20 yıl sonra yeniden Taliban'ın kontrolüne geçti. Peki ülkede hayat normale döndü mü? Taliban'ın ilan ettiği geçici hükümet nasıl bir dış politika izlemek istiyor? Afganistan Ulusal Barış Konseyi Başkanı Muhammed Davud Abidi bu soruların yanıtlarını A Haber'e açıkladı.
ABD ve yabancı güçlerin ülkeden çekilmesiyle Taliban 20 yıl sonra yeniden 10 gün gibi çok kısa bir süre içerisinde yönetimi ele geçirdi. Peki ABD ile yürütülen müzakereler neden tıkandı? Taliban'ın yönetimindeki Afganistan'da nasıl bir hava hakim? Taliban nasıl bir yönetim şekli benimseyecek? Afgan halkının Taliban'dan beklentileri neler? Afganistan Ulusal Barış Konseyi Başkanı Muhammed Davud Abidi A Haber'de yanıtladı.
Afganistan için Doha'da yürütülen müzakereler neden tıkandı?
-Eski Afgan hükümetinin ihmali nedeniyle barış görüşmeleri hala yapılamadı. Onlar Afganistan'da asla barışı önemsemedi. 20 senedir onların niyeti güçlerini devam ettirmekti. Uluslararası toplum bunun için Afganistan'dan askeri anganjman istedi ve bu anganjman insani yardım ve yardımın yönleriyle ilgiliydi. Ama zamanında, Kabil yönetiminin bu konuyla alakalı planı yoktu. Gruplara farklı gerekçeler öne sürerek kendileri hakkında sürekli mazeret gösterdikleri için barış sürecinde söylendiği noktadan daha ileri gidilmedi. Nihayetinde, uluslararası toplum onlardan yoruldu ve askeri birliklerini çektiler, Kabil hükümeti de 10 gün içinde çöktü.
Taliban'ın ülkede kontrolü ele geçirmesiyle birlikte Kabil Havalimanı'nda büyük bir yoğunluk oluştu. Afganistan'da şu an için hayat normale döndü mü?Taliban'ın bu göç eğilimine karşı nasıl bir politika izlemesini bekliyorsunuz?
-Afganistan'dan yapılan göç oldukça azaldı çünkü artık bir savaş yok. İnsanların ülkesinde kaldığı bir durumdayız. Ama ne yazık ki, ilk günlerde olan şey, ABD ile çalışan insanların öldürüleceklerinden veya Taliban'ın onları cezalandıracağından korkmalarıydı.
Bu durum kasten yapılmıştır. Ama deneyimler gösteriyor ki, Afganistan İslam Emirliği kimseyi cezalandırmayı, zarar vermeyi ya da intikam almayı planlamıyor. Göç durumuyla ilgili olarak, durumu geliştirmeyi umuyoruz. Afganistan'ın gençleri ve insanları, kendi ülkelerinde kalabilmeleri, kendilerini eğitebilmeleri ve finansal durumlarını, göç etmek zorunda kalmayacakları bir seviyeye getirebilmeleri için olanaklara sahip olmalarını bekliyoruz.
Taliban yönetimi ele geçirdikten sonra yaptığı açıklamalarda sık sık pdünya ile iyi ilşkiler kurmak istediğinin altını çiziyor. Bunun için ne gibi adımlar atılmasını bekliyorsunuz ve bu adımların uluslararası politikada yansımaları nasıl olur?
-Açıkçası komşularımızla, uluslararası topluluklarla ve dünyadaki İslam ülkeleriyle barışçıl ve normal ilişkiler kurma planımız var. Kesinlikle karşılıklı ve saygılı ilişkiler istiyoruz. Atacağımız bu adımlardan biri de diğer ulusların kendileri için değer verdiği şeylere değer vermek olacaktır. Müslüman bir ülke olmanın tek farkı, iç siyaseti kendimize saklamaktır, halkımızın istediğini yapmaktır. Başkalarının içişlerine karışmadığımız sürece, bu diğer ülkeler tarafından kabul edilebilir olmalıdır çünkü başka insanların iç işlerine karışmak istemiyoruz. Bu nedenle karşılıklı anlayış olmalı ve tabii ki iyi bir dünya vatandaşı olmak istiyoruz ve ulaşım, ticaret, ulus-ulus ve insan-insan ilişkisine dayalı ilişkimizi sürdürmek istiyoruz.
Katar Kabil havalimanı için türkiye ile birlikte teknik çalışmalar yürütüldüğünü açıkladı. Sizin Kabil Havalimanı'nın akıbeti konusunda beklenti ve görüşleriniz nelerdir?
-Türkiye ve Katar hükümetleri Kabil Havalimanını'nda oluşan zararları gidermeye yardımcı oluyor. Bildiğiniz üzere, işgalciler ülkeden ayrılırken askeri kışlalar ve havalimanı dahil olmak üzere zarar verebilecekleri her şeye zarar verdiler. Farklı ülkeler de havaalanını faaliyete geçirmemizde yardımcı oluyor. Aslında bu benim tahminim değil. İnşallah Allah'ın da yardımıyla Afganistan barış dolu bir ülke olacak. Bir sürü varlığımız ve keşfetmemiz gereken bir ülkemiz var. İçinde altın, petrol, gaz lityum gibi dünyanın ihtiyacı olan 1400 adet madenimiz var.