Başkan Erdoğan ve Biden zirvesi! Türkiye-ABD ilişkileri nasıl şekillenecek?
NATO zirvesinin en çok konuşulan görüşmesi, Başkan Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Joe Biden arasında gerçekleşti. Peki görüşmeyi nasıl yorumlamak gerek? İngiltere'nin eski Savunma Bakanlığı danışmanlarından Luke Coffey A Haber'e özel açıklamalarda bulundu.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Joe Biden ile ilk yüz yüze görüşmesini gerçekleştirdi.
Soru: İki ismin gerçekleştirdiği Washıngton-Ankara hattındaki ilişkilerin geleceği için nasıl bir önem taşıyor? Erdoğan ve Biden'ın NATO zirvesi kapsamında gerçekleştirdiği görüşmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Ele alınan en zorlu konular sizce nelerdi?
Coffey: İki lider de, bunun iyi ve verimli bir görüşme olduğunu söylediler. Şunu hatırlamak önemli, her iki lider de birbirlerini yıllardır tanıyor. Yani aralarındaki kimyanın iyi olduğunu düşünüyorum. Umuyorum ki bu görüşme, büyük bir öneme sahip olan ABD -Türkiye ilişkilerini yeniden raya sokma sürecinin başlangıcı olur. Tartışmalı olan pek çok konu var. Her iki taraf da, bunların önemli olduğunu düşünüyor. Amerikalılar için S-400'ler oldukça önemli bir konu. Türkiye için ise Amerika'nın terör örgütü YPG'ye desteği. Bu konuların probleme neden olması anlaşılabilir bir durum. Her iki tarafın da, bu büyük sorunlar yerine anlaşma sağlanan diğer konulara odaklanmasını bekliyorum. Afganistan, Ukrayna, NATO'nun geleceği gibi konular. Bu konular, karşılıklı güvenin yeniden kurulmasına yardımcı olabilir. Daha sonra, YPG ya da S-400'ler gibi daha zor konuları ele alabilirler.
Soru: ABD'nin terör örgütü YPG/PKK'ya yönelik desteğinin obama döneminde başladığını biliyoruz. Bu politika Biden yönetimi ile birlikte devam ettiriliyor. Biden, Obama yönetiminde bu politikayı destekleyen isimleri yeniden göreve getirdi. Siz bu yaklaşımı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Coffey: Biden başkan yardımcısıyken YPG'ye verilecek desteğin karar verme sürecinin bir parçasıydı. Ama bu yıllar önceydi. Bölge değişti. Dünya değişti. DEAŞ, Biden'ın başkan yardımcısı olduğu dönemdeki kadar büyük bir tehdit değil. Bence eğer Amerikalılar, YPG'nin ne olduğunu bilselerdi, Neo-Marksist ve ABD'de terör grubu olarak tanınan PKK ile bağlantılı olduğunu bilselerdi, ABD'nin niye böyle bir grubu desteklediğini gerçekten sorgularlardı. Bunun son bulmasını isterlerdi. Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde ABD ve Türkiye'nin bu konuda bir anlaşma sağlayabileceği konusunda iyimserim. ABD, Kuzey Suriye'deki çıkarlarını korurken Türkiye'nin güvenlik endişelerinin dikkate alındığı bir anlaşma sağlanabilir.
Soru: Biden'ın da bu politikanın temellerinin atılmasında etkisi olduğunu söylediniz. Sizce o dönem, NATO müttefiği Türkiye ile işbirliği yerine bir terör örgütüne destek verilmesi ABD için nasıl sonuçlar doğurdu?
Coffey: Bu 2013-2015 yıllarında DEAŞ'ı yenilgiye uğratma amacına dayanıyor. Kimse YPG'yi silahlandırmanın sonuçlarının ne olacağını düşünmedi. Tek yapmak istedikleri DEAŞ'ı yenmekti. Bu oldukça tecrübesiz bir yaklaşımdı. Bugün Türkiye ile yaşadığımız pek çok probleme sebep oldu. Konu ABD'nin YPG'ye verdiği destek olunca pek çok Türk'ün hayal kırıklığı yaşadığını biliyorum. Bunu İngiliz dostlarıma şöyle anlatıyorum. Bu, Amerika'nın başka bir terör örgütüyle savaşmak için İrlanda Cumhuriyet Ordusu'nun bir kolunu desteklediğini düşünün. Buna bu şekilde bakmalıyız. Amerikalılara bu şekilde açıkladığınızda durumu daha iyi anlıyorlar.
Soru: Amerikan Wall Street Journal gazetesinde "Burası dedenizin Türkiye'si değil" başlıklı bir makale yayınlandı. O makalede, ABD'nin Türkiye'ye karşı yeni bir vizyon geliştirmesi gerektiği, Türkiye'nin dış politikasının giderek daha da bağımsızlaştığı yorumu yapılıyordu. bu değerlendirmelere katılıyor musunuz?
Coffey: Buna katılıyorum. Türkiye için izlenen bir yaklaşım ya da strateji yok. Bu yönetimin bir dış politika stratejisinin olduğunu düşünmüyorum. En azından şimdilik yok. Henüz 4 ay oldu. Yeni yönetime stratejilerini geliştirmeleri için biraz zaman tanımak istiyorum. Şu anda daha çok iç meselelere odaklanılmış durumda. Ekonomik durum, Kovid-19, aşılama. Yani yönetimin şu anda dış politikadaki zorluklarla ilgilenme gibi bir girişimi yok. Umuyorum ki, bu zamanla değişir.
Soru: Erdoğan-Biden görüşmesinin önemli başlıklarından biri de Afganistan oldu. Türkiye, Kabil havalimanının güvenliğinin sağlanmasında nasıl bir rol oynayabilir?
Coffey: Türkiye, Afganistan ile oldukça güçlü tarihi, kültürel ve ekonomik bağlara sahip. Türkiye 2001'de NATO öncülüğünde yürütülen operasyon kapsamında birliklerini Afganistan'a göndermişti. ABD'den sonra Türkiye NATO'da uluslararası Afganistan Güvenlik Destek Kuvveti'ni iki kez yöneten tek ülke. Yani bence Ankara'nın havalimanının güvenliğini sağlama konusunda hem fikir olması çok asil bir hareket. NATO ülkeleri içerisinde Türkiye, bunu yapabilecek kapasiteye sahip sayılı ülkeden biri. Umuyorum ki Afganistan, Türkiye ve ABD'yi bir araya getiren bir konu olur.
Soru: NATO zirvesinde Çin ve Rusya'ya odaklanıldığını gördük. Zirveden çıkan sonucu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Coffey: Ezber bozan herhangi bir açıklama yapılmadı. Yapılmasını da beklemiyordum. Çin'e odaklanılmıştı. Bu iyi. Aralık 2019'da Londra'da yapılan görüşmede, Çin'i hem bir zorluk hem de bir fırsat olarak nitelemişlerdi. Şimdi ise 2021'de, pandemi sürerken Çin'in NATO için bir fırsat olduğu yönündeki fikir silindi. Bence bu ittifak için daha gerçekçi bir yaklaşım.