Tümgeneral Aydoğan Aydın’ın kahramanlıklarla dolu hayatı! Teröristlerin korkulu rüyası oldu
Şırnak Senoba'daki helikopter kazasında şehit olan 13 askerimizden biriydi Tümgeneral Aydoğan Aydın. Aydoğan Paşa’nın kahramanlıklarla dolu bir askeri hayatı vardı. İşte birlikte görev yaptığı askerlerinin "Asker Aydoğan"ı, Aydoğan Aydın'ın gururla dolu yaşam öyküsü…
"Sis, çamur, kanla, terle, üzerindeydik bulutların. Ayrım Hanke Yaylası'nda, yeşerirken umutlarım…" Orada yeşeren umutlar solmasın, umut hep var olsun diye canını ortaya koydu, çünkü silah arkadaşları hep böyle yapmıştı, bu nedenle hep sıcak bölgedeydi, sınırın sıfır hattında… Askerleriyle birlikte, teröristlere karşı, ve ölümle kolkola. Öyle canlandı, öyle yeşerdi umutlar.
Aydoğan Aydın 1966 yılında doğdu, anne babasının ayrılması üzerine amcası Mehmet Aydın ile yengesi Fatma Aydın'ın yanında büyüdü. Sivas'ın Yıldızeli ilçesi Pamukpınar Öğretmen Lisesi'nden mezun oldu. Kısa bir süre öğretmenlik yaptı. Ama o subay olmak istiyordu, bu hayalini gerçekleştirmek için öğretmenlikten istifa etti.
1987 yılında Kara Harp Okulu'ndan mezun oldu, ilk görev yeri İstanbul 6'încı Piyade Tugay Komutanlığı'ydı. Özel bir askerdi Aydoğan Aydın. Gözünü budaktan esirgemez korku nedir bilmezdi. Bu karakteri kısa sürede farkedildi, özel kuvvetlerde tim komutanlığı görevini üstlendiğinde yıl 1992'ydi.
Aydoğan Aydın artık sınır hattındaydı. Operasyondan operasyona, çatışmadan çatışmaya koşuyordu, askerleriyle birlikte kalkıyor, onlarla birlikte yatıyordu. Bu nedenle de "Asker aydoğan" lakabıyla anılır olmuştu.
En kritik dönemlerde yürütülen operasyonların başrolündeydi, bölücü terör örgütünün azdığı 1990'larda sınır ötesi operasyonların da merkezindeydi. Timiyle beraber bölücü örgütün inlerine kadar girdi, imha edilmedik mağara, ok edilmedik sığınak bırakmadı. Teröristlerin korkulu rüyası haline gelmişti. Sarp dağlar arasındaki telsiz konuşmalarında artık onu kod adı "Irmak 117" olarak yankılanmaya başlamıştı.
Irak'ın kuzeyinde timi, Peşmergeyle birlikte PKK'ya karşı amansız bir mücadeleye girişmişti. Patlayan roketler havanlar, el bombaları ve izli mermiler zifiri karanlığı aydınlatıyordu. Karşı tepede ise, çatışmayı takip eden başka birliğin komutanı vardı, telsiz taramasından bir frekans yakalamaya çalışıyordu, "Irmak 117" kod adını hemen tanıdı. Devre arkadaşı Aydoğan Aydın'dan başkası değildi. Üstlerine bilgi veriyordu, Irmak 117 "Önümüzdeki mevzi düştü çok zor durumdayız" diyordu.
Asıl şaşırtıcı olansa talebiydi: "Bulunduğumuz yeri ateş altına alın." Irmak 117'nin bu talebinden hemen sonra bölge yoğun bombardıman altına alındı, sonrası derin bir sessizlik… Herkes umudu kesmişti, ta ki üç gün sonra Zap'ın batısında çıkan çatışmaya kadar. O çatışma sırasında yine "Irmak 117"nin sesi yankılandı.
Birbirinden zorlu sınavlardan geçti, Hakkari Dağ Komando Tugay Komutanlığı'nda Harekat Şube Müdürlüğü, Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda Tabur Komutanlığı ve Kurmay Başkanlığı, Almanya'da NATO daimi görevi ve Gökçeada'da Komando Alay Komutanlığı görevlerinde bulundu.
2012 yılında Kayseri Komando Tugay Komutanlığı görevine atandı. Görev yeri Kayseriydi, ama o kimi zaman Cizre'de kimi zaman İki Yaka dağlarında, kimi zamansa Irak'ın kuzeyinde hainlerin peşindeydi.
15 Temmuz alçak darbe kalkışması sırasında da Hakkari'de operasyondaydı. Darbe girişimini öğrenir öğrenmez komutanlığını yaptığı tugayı aradı Tümgeneral Aydın, emri kesindi, "Bir tek er dahi dışarı çıkmayacaktı." Bu emir sayesinde Kayseri'de darbeciler başlarını çıkaramayacaktı.
Darbe girişimi sonrası gerçekleşen YAŞ toplantılarında tümgeneralliğe yükseltildi. Terfi sonrası terör operasyonları nedeniyle Şırnak'a tayin edildi. Güney Doğu'daki terör operasyonlarının kritik ismi olan Tümgeneral Aydın, yıllarca girilemeyen bölgelere girerek hain teröristlere kan kusturdu.
23. Sınır Tümen Komutanı Kato Dağı'nda yürütülen operasyonlarını idare etti, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun ziyaretinde görüntülendi şehit tümgeneral. O esnada Başkan erdoğan ile de telefonda görüştü, operasyon hakkında bilgi verdi. Şehit tümgeneral Aydoğan Aydın, 1992 yılında topçu üsteğmenken yazdığı 'Hanke'ye ağıt' isimli şiiri yürekleri sızlattı.