Sinema ile kurulan hegemonya! Batı'nın propaganda aracı: Süper kahramanlar!
Süpermen, Batman, Ironman, Kaptan Amerika, Hulk...Yıllarca sinemalara gittiğiniz, mücadelesini hayranlıkla izlediğiniz süper karakterler, kahramanın çıktığı ülkenin aslında birer propaganda aracı.
Süpermen, Batman, Ironman, Kaptan Amerika, Hulk... Dünyayı kurtarma mücadelesi, kötülüklere karşı koyma...
Hangi süper kahramanın yanındasınız? Tarafınızı çoktan seçtiniz değil mi?
Bizce o kadar acele etmeyin. Yıllarca sinemalara gittiğiniz, mücadelesini hayranlıkla izlediğiniz süper karakterler, kahramanın çıktığı ülkenin birer propaganda aracı.
Biraz derinlere inelim şimdi... Batı'nın özellikle de Amerika'nın örnek alabileceği gerçek bir kahramanı yoktu. Ve sadece bir kahraman onlara yetmezdi. Süper olmalıydı. Ve karakterlerle geleceği inşa etmek istedi Amerika. Çizgi romanlar iyi bir araçtı.
Örneğin; bilinen ilk süper kahraman: Süpermen. 1938'de iki Yahudi tarafından çizildi. Bu iki Yahudi çizeri Amerikan halkının kendilerini nasıl görmelerini istiyorlarsa süpermen karakterini de öyle şekillendi.
Bu yönüyle süper kahramanlar Amerikan ve Batı halkına her zaman moral oldu. Ve onları gerçek hayatta olmasa da zihinlerinde kazanmış ve başarmış hissettirdi..
Bilinen ve bugün dahi sevilerek izlenen süper kahramanlardan biri de Kaptan Amerika. İkinci dünya savaşı sırasında Amerikan halkına moral sağlaması amacıyla ortaya çıkarıldı...
İlk dönemlerde özellikle Amerikan halkı üzerinde etki uyandırması istenen süper kahraman masalları daha sonra, trenin gara girişi ile başlayan sinema serüveni ile birlikte "dünya hegomonyasına" giden süreçte aktif olarak kullanıldı.
Hollywood ile de, filmlerin çekimi, dünyaya dağıtılması kolaylaştı ve dünyaya algı pazarlandı... O algı, "Amerikalı kahramanlar süperdi..
Onların anavatanı ise süper güçtü."
1980 yılında gösterime giren Supermen 2 filminden bir örnek verelim. Film, Fransa'nın başkenti Paris'te Eyfel Kulesi'ne bir terör saldırısı ile başlıyordu ve Supermen olaya müdahale ederek Paris'i yok olmaktan kurtarıyordu. sadece bu da değil... Superman'in dünyayı ele geçirmeye çalışan General Zod ile mücadelesini de izledik. Başka bir gezegenden gelen ve insanüstü güçlere sahip olan General Zod, Amerikan başkanına diz çöktürüyordu.
İşte tam da bu noktada pek çok izleyici için Amerikan başkanının diz çökmesi dünyanın diz çökmesi olarak algılandı
yani dünyanın yönetildiği yer amerika'ydı... Herkes bunu kabullenniyordu.
Kurtarıcı kimdi peki... Elbette yine Amerika'dan bir kahraman... Supermen'di. En sevilen süper kahramanlardan biri de Batman... Süper güçleri olmasa da zengindi...Teknolojiyi kendine bir güç unsuru olarak kullanıyordu.
Zenginliğin güçle eşit olduğuna inanan Batı için kahraman olmak, ya gerçeküstü güçlere sahip olmak ya da zengin olmakla sağlanıyordu yani. Verilmek istenen asıl mesaj ise, "dünyada baş gösteren sorunlar, Amerika'nın küresel kapitalizmi ile aşılabiliyor."
Amerikan süper kahramanları daha sonraki dönemlerde de önemli bir propaganda aracı oldu. Örneğin soğuk savaş bitiminden sonraki dönemde Amerika'nın en büyük kırılma noktası 11 Eylül saldırıları...
Tüm bu dönem boyunca Amerikan süper kahramanları "hakikat, doğruluk ve amerikan tarzı"nın bekçiliğini de yapmaya devam etti..
Gördüğünüz gibi, Amerika'nın süper kahramanları, dünya için savaşıyor, kararlar alıyor ve uyguluyor... Bize de sadece izlemek ve bu hegomonyayı onaylamak kalıyor..
Küçük bir tavsiye... Kahramanlar, olağanüstü güçler, görsel efektler, diyaloglar. Bunlardan etkilenmiş olabilirsiniz ama, bir sonraki izleyeceğiniz süper kahraman filmini bir de bu bakış açısı ile izleyin, iyi seyirler.