"Sizi biz adam ettik" demek değil niyetimiz ama...
Kuzey Irak'ın dünü bugünü yarınını derledik... Barzani'nin referandum inadının perde arkasında ne var... Detaylar haberimizde...
- Özel Haber
- Giriş Tarihi: 29.09.2017 | 00:00
- Güncelleme Tarihi: 29.09.2017 | 14:47
Çoğumuzun duyduğunda, hüzünlendiği, hikayesini bilmese dahi kendinden bir şeyler bulduğu, hatta "bu ayrılık daha ne kadar" diye istemsizce kendine sorduğu bir türkü bu...
Bir ustanın, Kerküklü Abdurrahman Kızılay'ın eseri... Altın hızma mülayim...
Türküler diyarı Kerkük'ten, duygunun sevginin sadeliğin yürekten hissin en çok da hüznün türküsü bu...
Yitik bir öykünün son satırları gibi...
Ölüm döşeğindeki bir hastanın dilinden dökülen son isteği gibi..
"Perdeleri örtük
Lambaları sönük
Sırtında yıllar yük
Hatıraları kırık dökük
Bir yer olacak orada
Adı Kerkük.."
Şair Arif Nihat Asya'nın satırlarındaki gibi, yılların yükü bu...
Yüz yıllık bir öykü...
Batı'nın ölüm mangalarının, bin bir hileyle ve şeytanlıkla, karıştırdığı bir coğrafya burası...
Adı bugün Ortadoğu...
Onlar yani Batılılar, huzur bırakmadılar...
Yüzü gülen her şeye düşmanlar çünkü...
1938 yılında Kerkük'te doğmuş Türk Halk Müziği Sanatçısı Abdurrahman Kızılay'ın satırlarına da düşmanlar...
HATIRALARI KIRIK DÖKÜK, ADI KERKÜK!
Hak'tan diliyor ya üstad...
Allaha yalvarıyor ya...
O temmuzun sıcağında, "sen yeter ki terle, ben silerim" diyor ya hani...
İşte bu naifliğe düşmanlar...
Kendilerinde ne yoksa, ona düşmanlar!!!
Coğrafyanın kaderiyle oynayanlara inat, bu topraklarda yeşerdi bu şiirler, ilahiler, türküler...
Sayıları saymakla bitmez...
BARZANİ GEÇMİŞİ NEDEN UNUTTU?
Ama önce gelin şimdi, Kuzey Irak'taki referandum fitnesinin nedenlerine ve sonuçlarına bir bakalım...
Söze, Kuzey Irak'ta ne var sorusuyla başlayalım... Uzun uzun anlatmaya gerek yok...
Petrol var orada...
Bu coğrafyanın yüz yıllık kaderini belirleyen, kapkara ziftin yüzde 40'ı işte o Kuzey Irak dediğimiz bölgede...
Evet rakam bu! Irak petrollerinin %40'ı kuzey bölgesinde.
Sadece bu yüzden bile bölge büyük öneme sahip.
Zaten kıvılcımın kaynağı da burada yatıyor..
50 yıl önceki analizlerde dahi adı konuşmuştu savaşın...
İran, Suriye, Kürtler, Araplar Sünniler, Şiiler, bu zift için birbirine girecek...
Dahası Amerika'sı, Rusya'sı; Alman'ı, Fransız'ı...
Liste uzun...
Ne kadar gözünü hırs bürümüş, para bürümüş, petrol bürümüş varsa, hepsinin gözü bu topraklarda... Kavga, o petrole sahip olmanın kavgası...
"Kürtlere bağımsızlık" adı altında, ziftten pay kapma savaşı...
"Sizi biz adam ettik" demek değil niyetimiz...
Ama gerçekler bunlar...
Bugün bağımsızlık referandumu fitnesiyle bölgeyi ateşe atan, Kuzey Irak bölgesel Kürt yönetimi, daha düne kadar "kabile" muamelesi görüyordu...
Türkiye'de kabul edilmiş bir adı bile yoktu oradaki yapının... Sadece bizde değil, uluslararası platformlarda da itibarsızdı...
Yedikleri yemekten, içtikleri suya kadar Türkiye'ye borçlular...
Olmadı mı bunlar?
TÜRKSAT'ta TV kanalı açtık, çıkardığı petrolü taşıdık...
Yeri geldi, memurlarına maaş ödemelerinde bile destek olduk, para gönderdik...
Demin de söyledik, kabile reisliğinden "Sayın Barzani"ye mertebesine yükselttik sizi...
Buna karşı siz ne yaptınız?
Sonuç ortada...
Tam bir hadsizlik örneği..
Elindekilerle yetinmeyen bir açgözlülük var Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetiminde...
Tarihte örneği çok bunun gibilerinin...
Şerif Hüseyin gibiler mesela...
Hepsi, İngilizlerin peşine takılıp, kendisine vaat edilene kanıp Osmanlıyı, Müslümanları arkasından vuran hainler olarak hatırlanıyorlar bugün...
IRAK'TA BÖLÜNME KİME YARAR?
Gelinen nokta, 100 yıl öncekinden farklı değil aslında...
Onlar da Batının gazına gelmişti, bugün, Mesut Barzani de aynı tuzakla karşı karşıya.
Öyle ya, kalkıp uluslararası topluma kafa tutmak, "bağımsızlık ilan edeceğim" demek bölgeyi ateşe atmaya kalkmak Barzani'nin, öyle kendi başına yapabileceği bir şey değil...
Ne diyorlar??
"Biz bağımsız" olacağız....
Hani olmaz ya, diyelim ki Türkiye tamam dedi buna...
Ya sonra? Sonrası karanlık işte...
Kuzey Irak'ın bağımsız bir Kürt devleti halinde gelmesi demek, Türkiye ve Irak arasında, en son 1946 yılında teyit edilerek imzalanan, sınır anlaşmasının çöpe atılması, yani hükümsüz kalması demek...
Bu da şu anlama geliyor!! Bugün Irak'ın toprak bütünlüğünü tehdit eden, oradaki Türkmenleri yok sayan, bağımsızlık isteyen, yarın kalkar, Türkiye'nin de toprak bütünlüğüne kifayetsizce, küstahça el atar...
Sanıyorlar mı ki Türkiye bu tavşana kaç tazıya tut numarasını görmüyor...
Sanıyorlar mı ki, Türk milleti, bu işin içinde bir bit eniği olduğunun farkında değil...
Yok öyle yağma...
Adını net koyalım!!
Ve tane tane anlatalım...
Mesud Barzani'nin kurmayı hayal ettiği, Federal Kürdistan Cumhuriyeti'nin tek hedefi, Ortadoğu haritasını tümden değiştirmek...
Bu çok açık... Irak'ta önce etnik, sonra da mezhep temelli bir çatışma ortamı oluşturmak istiyorlar...
Derken kaosun önce Suriye'ye, sonra da Türkiye'ye yayılmasını umuyorlar...
Kim onlar...??
Adları belli... Sınırımızda akbaba gibi bekleyen Türkiye düşmanları...
Peki ne yapmalı... Bir defa Barzani, hayallerini bir kenara bırakıp yaptığı yanlıştan dönecek!!! Nokta!
Yok, dönmedi mi? O zaman Türkiye'nin yapacakları var...
Devlet, milletinden aldığı, tarihinden yüklendiği sorumlulukla kendi göbeğini kendi kesecek!
Ne yapar Türkiye? Güvenliği için bazı adımlar atar...
Habur kapatılır mesela... Hava trafiği durur... Petrol ticareti sıfırlanır...
Peki bunlar olursa ne olur?
Söyleyelim...
Türkiye'nin güney doğusundaki işadamlarından çok kuzey Irak kaybeder.
Bugün Habur Sınır Kapısı'ndan yapılan ihracat 8 milyar dolar düzeyinde...
Sınır kapanırsa Türk işadamları, TIR başına 1000-1500 dolar maliyete katlanarak mallarını İran üzerinden bölgeye ulaştırabilir...
Benzer yolla, Irak'la da tek taraflı olarak ticarete devam eder...
Barzani'yle ise irtibat kopar! Yani kuzey ırak bitme noktasına gelir..