Destan’ın Yaman’ı Ahmet Olgun Sünear: Oyunculuk deli işi!
Destan'ın Yaman'ı oyuncu Ahmet Olgun Sünear, Bi' Başka adlı YouTube kanalında İrem Erbaş'ın konuğu oldu. Çocukken Cüneyt Arkın hayranı olduğunu dile getiren oyuncu, böyle epik bir projede yer almaktan duyduğu büyük keyfi anlattı ve ekledi: Akıllarda hep aynı soru: Biz deli miyiz? Oyunculuk yapmak için deli olmak lazım gerçekten. Şan şöhret için yapılmaz bu iş.
Oyuncu Ahmet Olgun Sünear, YouTube'un sevilen kanalı Bi' Başka'ya özel açıklamalarda bulundu. Set öncesi aldığı eğitimlerde ilk olarak Ebru Şahin'i at üstünde gördüğünü ifade eden Sünear, "'Çok iyi çalışmalısın. En az Ebru kadar iyi olmalısın' dedim kendime. Harikaydı. Setteki herkeste azim ve çalışma aşkı var" dedi.
Nasılsın? Neler yapıyorsun set dışında?
Aksiyon dolu gidiyor. Hareketliyiz. Set harici bir hayatım yok diyebilirim. Çalıştığım zamanların dışında dinleniyorum. Yaş biraz ilerleyince böyle oluyor :)
Destan ve Yaman ile başlayalım mı? Karakter sana nasıl geldi? Neden kabul ettin? Beklentilerini karşıladı mı?
Öncelikle proje geldiğinde çok heyecanlandık. Karakter de yolda dönüşerek Yaman halini aldı. Şu anda geldiği noktadan da sanırım hepimiz memnunuz. Ki bu çok görülmüş bir şey değildir :) Kendini hiç sevmeyenlerdenim ben de. Kendimi en ağır şekilde eleştiririm. Ama Yaman'dan, olduğu yerden çok memnunum.
Günümüzde çok dönem dizisi var. Bu proje ve karakter size geldiğinde "Acaba?" diye sordunuz mu kendinize?
Tabii ki. Çok güzel işler yapılıyor. Zamanla üstüne konularak sürekli gelişiyor. Herkes bu işe cesaret edip daha farklı şeyler yapmaya çalışıyor. 58 uygarlığın geçtiği bir toprakta yaşıyoruz. Bunun farkında olmamız lazım. Burası bir hazine. Bu konuda açgözlü olmamız lazım bence. Araştırıp neler barındırdığımızı bilmemiz lazım. Destan da farklı bir hikâye. Biz bir kurgu üzerine farklı bir destan yazmaya başladık. İçerideki karakterlerin gerçeklikten uzak bir tarafı olduğu için yolda birbirimizi destekleyerek bir dil oluşturduk. O yüzden keyif deryası. Çok heyecanlandırdı beni. Öte yandan muhtemelen tüm oyuncuların bir projeye başlamadan önce aklına ilk olarak şu soru gelir: Kimler oynayacak? Kiminle oynayacağını bilmek istersin. Beraber çalışırken çok şey öğreneceğin insanlarla olunca tadından yenmez. Ben de bunu yaşıyorum.
"EBRU ŞAHİN'İ GÖRDÜM VE KENDİME 'ÇOK ÇALIŞMALISIN' DEDİM"
Set ortamı nasıl? Ekip, oyuncular hakkında neler söylemek istersin? Zorlu şartlar altında çalışıyorsunuz. Sinirler gerildiğinde birbirinize çok yansıtır mısınız?
Birbirimize yansıtıyoruz. Ama birbirimizi dinleyerek destek olarak yansıtıyoruz. Herkesin herkeste bir parçası var. Çok zorlu zamanlardan geçtik. Hastalık dönemi, zorlu hava koşulları… Çok ciddi yıprandık. Daha dün saatlerce dışarda aksiyon sahneleri çektik. Ama yanlarında çalışmaktan gurur duyduğum insanlarlayım. Proje başlamadan bizi eğitime aldılar. Hayallerimi gerçekleştirmek adına benim için bir fırsattı. Çocukken Cüneyt Arkın manyağıydım. At üstünde yaptıkları, atlamaları zıplamaları benim için büyüleyiciydi. Ve bu fırsat da gelince çok mutlu oldum. Çalışmalara başladığımda ilk gördüğüm şey Ebru Şahin'di. At üstündeydi. "Çok iyi çalışmalısın. En az Ebru kadar iyi olmalısın" dedim kendime. Harikaydı. Herkeste azim ve çalışma aşkı var. Her yapımda sancılı dönemler olur ama biz güzel atlatıyoruz.
"OYUNCULUK, DELİ İŞİ!"
"Aksiyon sahneleri sonrasında 76 hissediyorum" yazmışsın bir tweetinde. Çok zorlayıcı olsa gerek. Evet, çok keyiflisiniz anlattıklarınıza bakılırsa ama işin acı tarafı da var :) Günün sonunda ne hissediyorsunuz?
Akıllarda hep aynı soru: Biz deli miyiz? :) Bunu yapmak için deli olmak lazım gerçekten. Şan şöhret için yapılmaz bu iş. At üstünde akrobasi çalışıyorum. Düşününce şaşırıyor insan. Az önce çekim için plazanıza girince etrafa bakıyordum dikkatli bir şekilde. "Bir gün öncesinde çamurda cenk ederken şimdi neredeyim?" dedim. 40 yaşında olduğum için toparlanma sürecim uzamaya başladı ama çok keyif alıyorum her anında.
Günümüzde tarihi diziler çok rağbet görüyor. Destan dışında takip ettiğin tarihi projeler var mı? Sence tarihi proje zehirlenmesi yaşıyor muyuz?
Rakip olarak korkarak takip ettiğim projeler var tabii :) Hepsi çok iyi gerçekten. Çok fazla takip edemiyorum tabii. Biraz sakin yaşamayı tercih ediyorum. Çalıştığım şeye yabancılaşmak istemiyorum. Televizyondan uzağım biraz. Tarihi dizi zehirlenmesi yaşadığımızı düşünmüyorum. Ne kadar daha fazla yapılırsa o kadar daha iyi proje olacak. Bazen "2022'deyiz daha yeni mi yapılıyor?" diyenler de oluyor. Ama o yapılacak ki 1 yıl sonra daha iyisi yapılacak. Çünkü çok büyük potansiyelimiz var. Acayip beyinler var. Kamera arkasından da çok garip bir kitle geliyor. Yapımlar birbiriyle yarışmak adına daha büyük prodüksiyonlar, bizi çok daha fazla zorlayacak sahneler yapıyorlar. Ben büyük keyif alıyorum.
"SELİM BAYRAKTAR YANINIZDAN GEÇERKEN BİR ŞEY ÖĞRENİYORSUNUZ!"
Mimar Sinan'da Endüstri Ürünleri Tasarımı okurken bir anda modellik ardından oyunculuk serüveniniz başlamış. Geçiş sürecinde çok yalpaladınız mı?
Bambaşka bir dünya. Tabii yalpaladım. Bir de alaylı denen güruhtanım. Üstatlarla çalışa çalışa setlerde öğrendim oyunculuğu. Bazısı kucak açtı bazısı çelme taktı. Ama hepsi bir şey öğretti bana. Hepsine minnettarım. Şu anda da Destan, kendime yine bir şeyler kattığım çok büyük bir iş. Selim Bayraktar yanınızdan geçerken bir şey öğreniyorsunuz. Çok acayip güzel insanlar.
"Bana "Hollywood yıldızım" diye sesleniyordu"
Mesleğe dair en eski/ilk hatırladığın ilginç/utandıran/şaşırtan veya göklere çıkaran bir anından bahseder misin?
Hollywood'dan gelen bir yönetmenle çalışmıştım. Benim için toplantıyı falan terk etmiş. Israrla beni istemiş. Sete gittiğimde "Benim Hollywood yıldızım bugün nasıl?" diye karşılanıyordum. Set çok acayipti. Sürekli bir aksiyon vardı. Bunu unutamam. Bir de Cansel Elçin ile bir anım var. Fransa'ya götürdü beni. İlk sinema filmini çekmemi sağlayan yönetmenimdir Cansel abi. 20 yaşındaydım. İlk oyunculuk deneyimim. Dağda kayıyorduk. Elime kamera verdiler. Kayarken düştüm. Herkes gelip kameraya baktı. Bana bakan olmadı :)