Yaprak Medine: Dizideki ilk sahnemde yaşadıklarımı unutmayacağım!
Menajerimi Ara dizisinin Beren'i Yaprak Medine Bi'Başka YouTube kanalında Melisa Berkalp'in konuğu oldu. Güzel oyuncu Yaprak Medine özel hayatına ve kariyerine dair hiç bilinmeyen gerçekleri açıkladı.
Oyunculuk kariyerine modellik yaparak başlayan ve yer aldığı reklam filmlerinin ardından Menajerimi Ara dizisi ile seyircinin beğenisini toplayan 24 yaşındaki genç oyuncu dizideki ilk sahnesinde neler yaşadığını, "İlk sahnem için Deniz Can Aktaş'tan özür dilerim! Hala da özür diliyorum ve bunu ona da sürekli söylerim çünkü ilk dizimde ilk sahnem Deniz Can ileydi, ikinci bölümde dans ediyorduk onunla. O sahnede aslında heyecanlı değildim ama sete de adapta değilim. Anlamadığım bir yerin içinde olduğum için sahnede sürekli "Ne yapıyoruz şimdi? Neyi çekiyoruz?" şeklindeydim ve Deniz Can bana, fısıldıyor olsan da sesin mikrofondan duyuluyor dedi. Bu benim için hayatım boyunca sürekli hatırlayacağım çok komik bir anıydı." sözleriyle anlattı.
Yaprak Medine, Karya Çandar ile olan ilişkisine dair samimi itiraflarda da bulundu. Ünlü sosyal medya fenomeni Karya Çandar ile aşklarının nasıl başladığını bütün ayrıntılarıyla anlatan Yaprak Medine, " Ben date insanı değilim. Karya da ben de böyle duyguları normalde çok hissetmediğimiz için bulmuşken neyi uzatacağız ki diyerek birbirimizi ilişki içinde tanımaya karar verdik ve bir hafta içerisinde çıkmaya başladık" ifadelerini kullandı.
İşte Yaprak Medine röportajının tüm detayları...
Bu sıralar neler ile uğraşıyorsun nasıl gidiyor?
Genel olarak hazırlık yapıyorum aslında. Sanırım mesleğim gereği sürekli bir hazırlık aşamasındayım. Mesleğin getirisinden dolayı kendini sürekli bir şeylere hazırlamak zorundasın. Bunu dışında kitap okuyorum ve PlayStation oynuyorum. Araba yarışı oynamayı çok seviyorum!
Ne oynuyorsun?
Blur ve Need For Speed oynuyorum. NFS'yi bitirdim hatta! Ben bir gamerım, oyun oynamayı çok seviyorum.
Ne kadardır oynuyorsun?
Sürekli değil ama boş vakit bulduğumda ya da zihnimi boşaltmak istediğim zamanlarda kafa dağıtmak için oynuyorum.
Küçüklüğünden beri gelen bir alışkanlık mı?
Evet!
Hangi oyunla başladın peki gamer hayatına? Ben Süper Mario ile başladım mesela.
O kadar geçmişe gidiyoruz o zaman değil mi? Atarim vardı benim, tetris vardı, bir de kuş vurma oyunu vardı. Hatta atari almak istiyorum ara ara çocukluğuma dönmek için. Genel olarak oyun oynamayı seviyorum ben çok. Telefondan da oynuyorum rahatlatıyor beni. Bir de ben çok kaptırıyorum kendimi oyun oynarken.
ARKADAŞLARIMA BİLE POZ VEREMİYORDUM
Lise hayatın nasıldı?
Çok hoş değildi lise hayatım. Hemşirelik okuduğum için okula çok adapte olamadım.
Hemşirelik okumak senin tercihin değil miydi? Ailen mi yönlendirdi?
Evet, ailem beni Türkiye'de yaşayan bir kadınsın ve lise bittiğinde elinde bir meslek olması senin için daha iyi olur diyerek Sağlık Meslek Lisesine yönlendirdi. İyi ki de böyle yapmışlar ama o dört sene benim için kabus gibiydi! Liseyi bitirdikten sonra direkt çalışmaya başladım ve onun verdiği güç ile özgüven gerçekten çok farklı duygular. O dönem okulumun evimden uzak olması da beni çok zorluyordu ve istemediğin bir bölümü okurken dört yılını oraya vermek gerçekten çok yıpratıcıydı. Çok incindim ben!
Hemşirelik dışında yapmaya vakit ayırabildiğin hobilerin var mıydı? Mesleğe modellik yaparak başlamışsın, o süreç nasıl gelişti içinde bulunduğun yoğunluk zamanında?
Modelliğe başlamam liseden sonra oldu. Hemşirelik yaptım sonra üniversitede diyaliz okumaya başladım ve hala kendimle savaş halindeydim sağlık sektöründe olmak istemiyorum ama yapmak zorundayım diye. Artık en sonunda yeter dedim ve üniversiteyi bıraktım. Üç sene kadar hemşirelik yaptım ve bu arada her şeyi yapabiliyorum mesleğe dair onu da söyleyeyim çünkü çok soruluyor. Hep kendime bir şeyler katmak istedim o süreçte kendi isteklerim dahilinde ama hiç vaktim olmuyordu. Sonra bir gün bana instagram'da bir butikten mesaj geldi ve çok aktif kullanmıyordum o dönem sosyal medyayı. Modellik için benimle çekim yapmak istediklerini söylediler ama çok profesyonel anlamda değildi, telefon ile falan çekim yapılıp onların instagram hesaplarında paylaşılıyordu. Bunun öncesinde ben arkadaşlarıma bile poz veremiyorum nasıl modellik yapacağım, kameraya da alışık değilim diye düşünüp duruyordum ve utanıyordum. Sonrasında ne kaybederim diyerek çekime gittim ve çok güzel geçti. Bu deneyimin ardından bana Vakkorama'dan teklif geldi ve çekim gerçekleştirdik. Buradan sonra her şey daha da çok hızlandı ve bir sürü tanınmış dergiyle çekim yaptım. Mesela diziye başlamadan önce de çok heyecanlanmıştım ve tarih netleştiğinde beynime kan sıçramıştı. Oyuncu koçum da bana kaç yaşına gelirsen gel, istediğin kadar tecrüben olsun, yeni bir işe başladığında o heyecanın hep olacak ve zaten seni işine bağlayan da o heyecanın olacak demişti. Bu konuşma benim kafamı gerçekten açmıştı ve çok iyi geldi.
Reklam işlerin de modellikle eş zamanlı mı oldu? Seni ilk olarak Eti Karam reklamında oynayan kız olarak tanıdık çünkü.
Evet öyle oldu ama aslında ondan önce Atasay reklamında oynamıştım. Atasay reklamıyla Eti Karam'ın yönetmenleri aynıydı dolayısıyla o süreçte o şekilde gelişti. Bir de ben hiçbir ajansa bağlı çalışmadım o süreçte ve modellik yaparken de bir ajansa bağlı değildim. İnsanlar benden hep tavsiye istiyorlar ve soruyorlar ama maalesef benim önerebileceğim bir yol yok çünkü çok tesadüfi bir şekilde gelişti işlerim ajanslara bağlı olmadan.
KARYA İLE İLİŞKİMİZİN BAŞLARINDA ÇOK BOCALADIM
Rutin hayatın içerisinde hep halletmen gereken şeylerle karşılaşıyor musun?
Bir tane sorun var senin gün içinde en çok kullandığın kelime nedir diye. Dün erkek arkadaşımla bakıyorduk sorulara ve durup ben hallederim dedim. Gün içerisinde en çok kullandığım kelime gerçekten "Ben hallederim" oluyor. Neyi nasıl yapacağımı hemen kafamda analiz ediyorum genelde karşıma ne çıkarsa. Başka birine şunu şöyle ya da böyle yap demek bana çok zor geliyor o yüzden her şeyi ben yaparım diyorum. En iyi ben yaparım kafası var sanırım bende. Sorun çözmeyi de çok seviyorum, o bana çok eğlenceli bir şeymiş gibi geliyor. Henüz bir zararını görmedim bunun açıkçası. Sadece bazen farkında olmadan üzerine çok fazla iş yükü alabiliyorsun ama henüz altında kalmadım onların.
Az önce erkek arkadaşından bahsettin. Senin bu huyunla ilgili hiç aranızda atışmalar yaşanıyor mu?
Yok henüz yaşamadık hayır. İlişkinin başlarındayken sadece çok baskın bir karakterim olduğu için bazen farkında olmadan onun alanına fazla girmiş olabilirim. Düzen ve karar verme konusunda kendi başıma buyruk olduğum için hemen o şey neyse yapıyordum ve erkek arkadaşım da bir noktada düzenim bozuldu ne oluyor dediği anları gördüm. Bunu fark ettikten sonra zaten kendime bir dakika dur bazı şeylerin ortak olması gerekiyor dedim. Ama hiç alışık değildim ortak bir şeyler yapmaya. Ben yaparım o benim yanımda olur normali budur şeklindeydim. Biri ile karar verip ortak bir şeyler yapma konusunda başlarda çok bocaladım. Çok uzun zamandır ilişkim olmamıştı benim. En son bir ya da iki sene süren ilişki diyebileceğim bir durumu on yedi on sekiz yaşlarındayken tatmıştım ve onun dışında uzun süreli bir ilişkim olmadı. Date insanı da değilim. Ben normal bir ortamda biriyle tanışırım ve o ilişkiye dönerse döner, dönmezse de dönmez yani kendi bilir o kaybeder!
Erkek arkadaşın Karya Çandar ile nasıl tanıştınız?
Çok tatlı bir soru! Hiç anlatmamıştım bunu daha önce sadece yakın arkadaşlarımız biliyor. İş ortamında tanıştığım yakın bir arkadaşım Karya'nın klibinde oynamamı teklif etti bana ve bence çok tatlı olursunuz dedi. Bir hafta sonra o müzik şirketinden birinin daha şarkısı çıkacaktı ve benimle birlikte Başak diye bir arkadaşımı da davet ettiler, biz de gittik. O gece Kayra ile tanıştık. Aramızda bir çekim oluştu ama ikimizde tamamen birbirimize karşı içimizde bir şeyler hissediyorduk ve asla belli etmedik. O akşam o şekilde tanıştık ve o sırada da benim dizim yayına girecekti yakın zaman içerisinde. Dizinin yayınlandığı gün bana mesaj attı paylaşmam gereken bir şey var mı, desteklerim gibisinden. Ben de sen bilirsin dedim. Karya o gün Bodrumdaydı ve bütün diziyi telefon izlemiş dışarıdayken ki dizinin ilk bölümü olduğu için benim 1-2 sahnem falan vardı. Kıyamam ona! Bu muhabbetler olduktan sonra o Bodrum'dan döndü, buluştuk ve bütün hissettiğimiz şeyleri birbirimize anlatıp 1 hafta içerisinde çıkmaya başladık.
ÇOK SEVİYORUM!
Çok kısa sürede olmuş gerçekten her şey.
Evet, çok hızlı gelişti ve biz de çok şaşırdık bu duruma çünkü normalde ikimizde bu tarz duyguları çok hisseden insanlar değiliz. Böyle duyguları çok hissetmediğimiz için de bulmuşken neyi uzatacağız ki dedik ve birbirimizi ilişki içinde tanımaya karar verdik. Sekiz ay olduğunu da birkaç gün önce fark ettim. Çok fazla vakit geçirdiğimiz için de sanki iki senedir tanışıyormuşuz gibi hissediyorum. Saymayı bırakınca anlamadım ne ara sekiz ay olduğunu. Çok seviyorum, utandım!
Kendinde bir şeyleri görüp bunları değiştirebilmen bence çok önemli bir şey.
Ben her şeyi oyun olarak görüyorum genelde o yüzden eğlenceli hale geliyor benim için. Hayat çok can sıkıcı ve insan negatif bir şey bulmak istediğinde bunu bulmak gerçekten çok kolay. Ancak sen bir birey olarak bunu fark edip bir şeyler yaparsan bu durum değişebilir. Hayata da bir kere geliyorum yani neden negatif enerjiye kapılayım ki? Ben kafamda sürekli analiz yaparım ve ortada bir şeyler varsa bunu çözmeye odaklanırım ve bunu her şeye de uyarlıyorum ister istemez.
KARYA'NIN EN SEVMEDİĞİM HUYU SABİT FİKİRLİ OLMASI
Karya'nın en sevmediğin huyu nedir?
Sabit fikirli olması! Aslında daha çok değişime pek açık değil. Ben de tam tersi çok değişim insanıyım, rutinde olmayı sevmem. Beni sürekli bir şeylerin beslemesi gerekiyor hayatımda. Mesela ben yemek yemeyi de sevmem çünkü 24 senedir sürekli aynı şeyleri yiyoruz arkadaşlar yani evet çok lezzetliler ama hep aynı değil mi? Nasıl sıkılmayabiliyoruz? Hazırlaması da yemesi de çok uzun sürüyor bir de o yüzden en iyisi yemeyeyim diyorum! Tabi hayatta kalmak için yemek zorundayım o yüzden arada yiyorum.
DİZİDEKİ İLK SAHNEM İÇİN DENİZ CAN AKTAŞ'TAN ÖZÜR DİLERİM!
Dizi setindeyken başına gelen en saçma ya da komik olay neydi?
İlk sahnem için Deniz Can Aktaş'tan özür dilerim! Hala da özür diliyorum ve bunu ona da sürekli söylerim çünkü ilk dizimde ilk sahnem Deniz Can ileydi, ikinci bölümde dans ediyorduk onunla. O sahnede aslında heyecanlı değildim ama sete de adapta değilim. Anlamadığım bir yerin içinde olduğum için sahnede sürekli " Ne yapıyoruz şimdi? Neyi çekiyoruz?" şeklindeydim ve Deniz Can bana "Fısıldıyor olsan da sesin mikrofondan duyuluyor" dedi. Bu benim için hayatım boyunca sürekli hatırlayacağım çok komik bir anıydı. Gerçekten ilk başta çok ilginç bir duyguydu ve ciddi anlamda zordu.
Hayatının en heyecan dolu anları nedir?
Çok var aslında çünkü ben hayatımı çok an an yaşıyorum. Ben gecenin bir saatinde kıyafetleriyle denize atlayan bir insanım çok belli etmesem de. Ama Menajerimi Ara dizisinin onayı geldiğinde o benim için çok ama çok farklı bir şeydi. Delirdim yani bu kadar yoğun bir duygu hissetmek çok ilginç bir şey ve yerimde duramamıştım gerçekten rüya gibi gelmişti.
DÖNDÜĞÜMDE ANNE EVİNİ ÖPECEKTİM!
Ergenliğinde ailenle zıtlaşıp yaptığın en büyük saçmalığın neydi?
Ben evi terk ettim! İki sene kadar ailemle ayrı yaşadım ve tamamen ergenlikle yaptığım bir hareketti ama iyi ki de yapmışım diyorum ama karışık konulardı biraz. Annem ile iletişimimi hiç koparmadım, öyle çektim gittim şeklinde değildi çok ama çalıştığım hemşirelik döneminde iki sene ayrı yaşadım ailemden. Döndüğümde anne evini öpecektim! Anne evi gerçekten çok güzel bir şey. Zaten ben hep akraba ziyaretine gitmek yerine evde tek olmayı tercih eden, kendi kafasına göre olmayı seven tip çocuktum ve o yüzden tek başıma yaşamak çok güzel geldi bir süre ama öyle olmadığını gördüm, aile evi çok güzel bir şey! Bunu da muhtemelen kimse bilmiyordu, hiç bilinmeyenleri anlattığım bir yayın oluyor gerçekten!