Amine Gülşe: Bazen Türk bazen de İsveçli gibiyim
2014 Türkiye Güzeli Amine Gülşe, objektif karşısına geçti ve soruları yanıtladı...
- Magazin
- Giriş Tarihi: 10.11.2017 | 00:00
- Güncelleme Tarihi: 10.11.2017 | 08:00
Acaba kim değildir! Tabii ki çok seviyorum ama ayakkabı adetlerim bende kalsın... Deichmann'ın marka elçisi olduktan sonra bu sayı fazlalaştı diyebilirim. Yerine göre ayakkabı seçiyorum; bir davet ya da özel bir günde muhakkak topuklu giyerim ama gündelik hayatımda düz ayakkabı tercihimdir.
Modayla aramı iyi tutmaya çalışıyorum ama illa modayı takip edeceğim diye bir şartım yok. Kendime yakıştırdığım her şeyi beğeniyorum, benim için önemli olan giydiğim elbiseler içinde rahat olabilmek. Yerine göre giyinmeyi seviyorum. Günlük hayatımda spor bir giyim tarzım var, jean favori parçalarım arasında. Stil olarak şık ve spor giyinmeyi benimsedim, beni daha özgür kılıyor. Ama sadelik ve doğallık üzerine her şey. Türkiye'den Raşit Bağzıbağlı, Özlem Süer, Nihan Peker ve Burçe Bekrek gibi önemli tasarımcılardan giyiniyorum.
MISS TURKEY OLMAK BÜYÜK BAŞARI
Açıkçası o kadar çok isim başarılı oldu ki, hepsini tek tek yazmak zor olur. Zaten Miss Turkey olmak, başlı başına bir başarı.
TÜRKİYE'DE OLMAKTAN MUTLUYUM
İsveç'le irtibatımı koparamam. Sonuçta doğup büyüdüğüm yer, oraya çok sık gitmeye çalışıyorum. Doğal olarak özlüyorum ama İstanbul'a fazlasıyla alıştım. İstanbul'da ve ülkemde olmaktan çok mutluyum.
Benim biricik annem emekli, benimle birlikte yaşıyor, sağ olsun beni hiçbir zaman yalnız bırakmadı, ona minnettarım. Bir de dünyalar iyisi abim var, o da İsveç'te yaşıyor. O da benim dünyam, en yakın arkadaşım diyebilirim.
İsveç'te çocukluğumda başlayan harika bir hayatım vardı. Sağ olsun ailem beni el bebek gül bebek büyüttü, bir dediğim iki olmazdı. Sonra okul zamanı başladı, aynı zamanda çalışıyordum. İsveç'te okuyup çalışmayan çok nadirdir. Yani çok güzel bir hayatım, burada olduğu gibi orada da vardı.
Ben İsveç'te doğup büyüdüm ama ailem hiçbir zaman örf ve adetlerimizi, nereden geldiğimizi unutturmadı. Haftada bir Türkçe kurslarına giderdik abimle, evde zaten İsveççe konuşmazdık. İsveç'i çok seviyorum, benim bir parçam, bana ve hayatıma çok şey kattı ama ben bir Türk'üm. Bazen kendimi İsveçli olarak da görüyorum ama bu daha çok bakış açısı ve düşünce farkları üzerine kurulu. Her iki kültürün de en iyi yönlerinden besleniyorum.
Türkiye'deki kadar tanınmıyorum tabii ama oradayken dizilerimi seyretmiş insanlar ile karşılaşıyoruz, bu da beni mutlu ediyor. Sonuçta Türk dizilerinin dünyada çok sayıda izleyicisi ve takipçisi var. Özellikle ilk projem 'Asla Vazgeçmem' dizisi, Ortadoğu, Avrupa ve Latin ülkelerinde çok yoğun ilgi gördü. Sosyal medya üzerinden çok yüksek etkileşimler alıyorum.
ANNE OLMAK İSTİYORUM
Tabii ki her kız gibi ben de zamanı gelince anne olmak isterim, bunu kim istemez ki? Çocukları da çok severim, onlar dünya tatlıları.
Güzel ve anlamlı bir sinema filminde oynamak istiyorum. Gelen teklifler içinde henüz hayalimdeki senaryoyu yakalayamadım. Uluslararası başarıları hedefliyorum, bunu başarmak için gerekli yurt dışı eğitimleri de alıyorum. Modellik yapmayı hiç düşünmedim. Bu konuda birçok tasarımcı teklifte bulundu ancak benim tutkum oyunculuk. Şimdilik sadece oyunculuğumu ilerletmek üzerine odaklanmış durumdayım.
Yarışma sırasında doğal olarak rakiptik ama günlük hayatımızda tabii ki rakip değiliz. Ben onların başarılarıyla çok mutlu oluyorum. Dediğiniz gibi bizim yılımız verimli bir yıldı. Bu, çok çalışıp, güzel işler başarmak isteğinden doğan bir güç oldu bende.
SESİM KONUSUNDA MÜTEVAZI OLAMAYACAĞIM
Bu konuda mütevazı olamayacağım. Şarkı söylemeyi çok seviyorum, bu konuda da teklif alıyorum. Bir oyuncunun aynı zamanda iyi bir sese sahip olması mesleğinde ayrıcalık yaratıyor. Sesimi sahne performanslarında değil de, oyunculuğumla ilgili olan konularda kullanmayı tercih ederim.
EN ÇOK GÜLÜMSEMEMİ BEĞENİYORUM
Teşekkürler, ben en çok gülümsememi beğenirim. Sebebi de gülümsemek herkese yakışıyor ve bir tebessüm tüm negatif enerjileri yok edebiliyor. Hayata gülen gözlerle bakmak beni motive ediyor. Günlük bakımlarım için çok büyük bir çaba içinde değilim, her şey organik olsun istiyorum.
Siz de kendinizi benzetiyor musunuz? Güzel ve başarılı insanlara benzetilmek hoş bir şey. Türkiye Güzeli olduğum ilk yıllarda bu benzetmeler olmuştu. Fakat oynadığım dizilerin etkisiyle birçok genç kızdan e-postalar alıyorum, bu da başka hoş bir duygu yaratıyor. Demek ki güzel bir iş çıkarmış ve iyi bir örnek olmuşum.