Kenan Bal: 64 yıl bu aşkı bekledim
‘Aşk ve Mavi’de sert bir babayı canlandıran Kenan Bal: İyi bir performans için dayak sahnelerinde iyi dövmeniz gerekiyor. Rol gereği benim de tokat yemem gerekirse, karşımdakine ‘Bana gerçek tokat at’ derim. Ben iş için tokat yiyorum ve işimi iyi yapmak istiyorum.
Atv'de yayınlanan 'Aşk ve Mavi-Götür Beni Gittiğin Yere' dizisinde toprak zengini bir baba olan 'Fazıl'ı canlandıran Kenan Bal, enerjisiyle setin genç oyuncularına taş çıkartıyor. İlk evliliğini üç yıl önce, 64 yaşındayken, 40 yaşındaki felsefe öğretmeni Işıl Kaçar'la yapan Bal ile yeni dizisini, eşiyle nasıl tanıştığını ve evliliğini konuştuk.
Genelde sert rollerde tercih edilmenizi neye bağlıyorsunuz?
Ben aslında çok hümanist bir adamım ama kötüyü oynamayı seviyorum. Kötüye karşı tavır almak gerekiyor. Bu nedenle izleyicinin kötü adamı sevmemesi benim için güzel bir şey. Aktörlüğü setin dışına taşımam. Benim aktörlüğüm sette 'stop' denilince biter. Hayatımı sade ve sıradan yaşıyorum.
ÖZGÜRLÜKTEN VAZGEÇTİ
Dayak sahneleri oyuncuyu ruhsal olarak etkiliyor mu?
O sahneleri çekmek zorundayız. Döverken de iyi dövmeniz gerekiyor. Biz sahneleri kurtarmaya çalışıyoruz. Işıl (Yücesoy) ile bu üçüncü işimiz; 'Çemberimde Gül Oya'da da birlikte oynadık. Işıl, bir bölümde cebimde bir mektup yakalıyor ve bana tokat atacak. Ona "Seni kocan aldattığında ona nasıl vuracaksan bana da öyle vuracaksın, hakikatli olacak" dedim. Bana bir Osmanlı tokadı attı ama sahne çok hoş oldu. Rol gereği tokat atılacaksa, 'Gerçekten atın' derim. Ben tokatı iş için yiyorum, işimi de iyi yapmak istiyorum. Bir sürü arkadaşıma da tokat attırdım. Eğer itiraz etmezlerse, ben de atmak isterim.
Dizide oğlunuz 'Ali', hapiste mektuplaştığı kıza aşık oluyor ve özgürlüğüne kavuşunca onunla evleniyor. Siz de hiç mektuplaşarak aşk yaşadınız mı?
Dizideki oğlum, abisinin suçunu üstlenip hapse giriyor. Orada üç yıl bir kızla mektuplaşıyor ve ona aşık oluyor. Evlendiği kız, abisinin vurduğu adamın kız kardeşi çıkıyor. Oradaki psikoloji farklı. Hapiste olduğu için kıza kendisini yakın hissediyor. Bizim gençliğimizde de böyle aşklar vardı. Biz de hoşlandığımız kişiyle buluşamadığımız zaman mektuplaşırdık.
Şimdiki ilişkilerle eskiyi karşılaştırırsanız nasıl bir sonuç çıkar?
Biz hiç sevgilerimizi tüketmedik ama şimdi sevgiler, aşklar çok çabuk tükeniyor. Ben 64 yaşımda aşık oldum ve ilk evliliğimi yaptım. Bizim kuşağın öyle bir tarafı var. Yeni kuşak, hızlı başlayıp aşklarını çabuk tüketiyor. Eskiden birine aşık olurdun, evinin önünden aylarca geçerdin. O perdeyi açar, bakar... Bunlar çok güzel duygulardı.
Eşinizle nasıl tanıştınız?
Eşimle karşılaştığımda, bir arkadaşımın mekanının önünde oturuyordum. Bir dut ağacı vardı... Etrafta bir enerji dolaşıyor. Sonra iki kadın gördüm; mekana doğru geliyorlar. Birden hava değişti. O an ateş topu gibi bir şey, etrafımı sardı. Arkadaşım, eşimle beni orada tanıştırdı. İlişkimiz bir yıl sürdü. Evlilik kararı benim için kolay değildi çünkü 64 yıl hayatı yalnız yaşadım. Aşk, asla tarif edilebilir bir şey değil; çok yüksek bir enerji. Sonra o dut ağacının altında, tanıştığımız yerde düğünümüzü yaptık.
Neden evlenmek için bu kadar beklediniz?
Bizim kuşak özgürlükçüydü ama aşk, özgürlüğün önüne geçti.
Kapadokya'daki dizi çekimleri nedeniyle eşinizle ayrısınız... Nasıl görüşüyorsunuz?
Eşim Bursa'da, felsefe öğretmeni. Tabii gidip gelmem zor oluyor. Kendisi bir Boşnak kadını. Çok sevdalı bir kadın. Görüşmelerimiz şu anda azaldı; boşluk olsa bile gidemiyorsunuz, arada mesafe var ama birbirimizi özleyip ilk fırsatta görüşeceğiz. 30 gün içinde sadece üç gün görüşebildik. Evlendikten sonra ben de Bursa'ya yerleştim. Üç yıldır Bursa'dayım ama çalıştığım için İstanbul'a da gidip geliyorum. Şimdi de Nevşehir'deyim. Bu sene dinlenemeyeceğim. Eşimi ve ailemi özlüyorum.
Çocuk sahibi olmayı düşünüyor musunuz?
Onu yetiştiremem diye düşündüğüm için istemiyorum ama açıkçası karışık duygular içindeyim. Hayat ne gösterecek bilemem.
ARIZALI DURUM YOK
Peki 'Aşk ve Mavi'nin kamera arkasında neler yaşanıyor; bize biraz anlatır mısınız?
Çok eğlenceli, diri bir ekibimiz var. Gençler çok dinamik. Bütün bu ağırlığa rağmen herkesin enerjisi çok yüksek. Genç oyuncular gerçekten çok iyiler. Oyunculuk performansları da yüksek. 160 dakikayı beş günde çekmek çok ağır bir iş. Çalışmaya başladığımız günden beri en ufak bir arıza hissetmedim.
'Aşk ve Mavi' dram ağırlıklı bir dizi ama aynı zamanda komik sahneler de var...
Evet, senaristlerimiz çok iyi yazıyor. Birkaç tane dayak sahnesinde bile komedi vardı. Bunun komedisini çeksek başka ülkeye satabiliriz. Aynı sahneyi komedide oynayabilirsiniz, yani o kadar çok ince yazılıyor. Oynarken zorlanıyoruz çünkü gülebilirsiniz. Cümleler çok eğlenceli ve güzel. Kendimizi zor tutuyoruz.
KARA LİSTEME GİRENLE AYNI SET ORTAMINDA OLMAM
Daha önce rol aldığınız bir dizide birtakım sorunlar yaşamıştınız. Artık bir işe başlarken nelere dikkat ediyorsunuz?
Ekip çok önemli. Çalışırken herkesin bir kara listesi vardır, hasar gördüğü insanlarla bir araya gelmek istemez. Ben de başta onlara bakıyorum çünkü 24 saatiniz birlikte geçiyor, ailenizi bile görmüyorsunuz. Sonra projeye, yönetmene, yapımcıya; herkese bakıyorsunuz. Biri eksik olsa olmuyor. Daha önce rol aldığım bir işte oyuncuların kaprisleri yüzünden bir sürü olay çıkmıştı ve bunun faturası bana patlamıştı. 20 bölüm insanlar hiç konuşmadan oynamıştı. Burada ekip çok iyi, hiçbir sıkıntımız yok. Bu, çok huzur ve sevgi isteyen bir çalışma. Ailede ne kadar huzurluysanız, burada da o kadar huzurlu olmalısınız.
EMRAH'I BEĞENİYORUM
'Aşk ve Mavi'de birlikte kamera karşınıza geçtiğiğiniz rol arkadaşlarınızı nasıl tanımlarsınız?
Emrah ile ilk defa çalışıyorum. Emrah'ı epeydir seyretmiyoruz ama ben onun performansını beğeniyorum, işini çok severek yapıyor. Işıl'la üçüncü dizimiz; bizim uyumumuz iyidir. Cüneyt Mete, Uğur Uzunel, Alayça Öztürk çok iyiler. Burcu Kıratlı'nın gözleri buğulu, kendisini çok iyi anlatan bir göz ifadesi var.