Hülya Koçyiğit: Fetö de PKK da aynı
15 Temmuz sonrası ‘Keşke darbe olsaydı’ tavrı sergileyen Batı’nın ikiyüzlü politikasını eleştiren Türk Sineması’nın ünlü ismi Hülya Koçyiğit “Bu oyunu bozmak için birlik içinde olmamız şart” dedi.
Sinemamızın usta oyuncusu Hülya Koçyiğit hakkında merak edilenleri Akşam Gazetesi'nden Tuba Kalçık'a anlattı.
"CUMHURBAŞKANIMIZIN HALKI SOKAĞA DAVET ETMESİ BÜYÜK CESARET VERDİ"
Tüm darbelere tanıklık ettiniz. 15 Temmuz sizde nasıl bir iz bıraktı?
Önemli yatırımların yapıldığı, savunmada bile millileştiğimiz dönemde, böyle bir kalkışma beni çok sarstı. Böyle çağdışı bir hainliğin başarılı olmayacağını ilk andan hissettim. Cumhurbaşkanımızın televizyonda halkı sokağa davet edip, bu darbe girişimine asla müsaade etmeyeceğini söylemesi, halka büyük bir cesaret verdi.
"DARBE OLSAYDI SEVİNECEKLERDİ"
O gece insanların sokağa çıkmasıyla bu darbe girişimi başarısız oldu. Bu girişimi büyük bir alçaklık olarak görüyorum. Batı'nın bu konudaki ikiyüzlülüğü de çok dikkat çekiciydi. Neredeyse 'darbe gerçekleşse daha iyi olacaktı' der gibi davrandı. Batı'da Türkiyedüşmanları tarafından Cumhurbaşkanımız hakkında karalama ve algı operasyonu yapılmaya çalışılıyor.
"BİRLİK İÇİNDE OLMALIYIZ"
Doğu ve Güneydoğu'yu anlatan birçok filmde rol aldınız. Bölge halkını yakından biliyorsunuz. PKK'nın 15 Temmuz sonrası güvenlik güçleri ve sivillere yönelik saldırılarını daha da artırmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
FETÖ gibi PKK'da dışarıdan ülkemizi bölmeye çalışanlar tarafından maşa olarak kullanılıyor. 4-5 şirket dünyadaki parayı yönetiyor. Bunlar ülkeleri ele geçirmek istiyor. Bunlara karşı birlik ve beraberlik içinde olmalıyız. O zaman bizi kimse bölemez. 15 Temmuz sonrası dayanışma içinde olduk çünkü birlik olmazsak iç savaşa kadar gidebileceğimizi herkes gördü. Basınıyla, sanatçısıyla, aydınıyla Türkiye'ye yönelik oynanan bu oyunlara karşı birbirimizi uyarmalıyız. Ülkemizi korumak bizim görevimizdir. Gücümüzü birlik ve beraberliğimizden alırız.
Dünkü Türkiye ile bugünkü Türkiye arasındaki farkı açıkça görüyorum. Erdoğan'ın 15 Temmuz gecesi konuşması halka büyük cesaret verdi.
"20 YILDIR İSTANBUL ÇOK ŞANSLI"
1960'lı yıllardan itibaren İstanbul'un bir çok bölgesinde film çektiniz. O yıllardan bugüne İstanbul'un geçirdiği dönüşümü nasıl görüyorsunuz?
1950'li yıllardan itibaren taşı toprağa altın İstanbul'a daha iyi bir yaşam umuduyla Anadolu'dan akın akın insan geldi. Bu insanlara, daha iyi bir yaşam sunulması için gerekli olan alt yapı hizmetlerin verilmesi ise belediyelerin görevidir. Belediyelerin güçlenmesi ise ancak hükümetlerin desteğiyle mümkün oluyor. Bu açıdan İstanbul çok şanslı. Son 20 senede bu kent trafikten yatırıma kadar büyük değişim geçirdi.
"YAPILAN YATIRIMLARI TAKDİR ETMEZSEM NANKÖRLÜK OLUR"
Marmaray'ı kullandınız mı?
Evet, çok büyük bir heyecandı benim için. Gerek Marmaray gerekse de diğer toplu taşıma araçlarımız son derece medeni, temiz ve bakımlı… Keşke biraz daha ucuz olsalar; çünkü tüm bu yatırımlar insanlarımızın refahı ve mutluluğu için. Ben geçen gün Cumhurbaşkanımızı kastederek 'bu hizmetleri yapanların isimleri sonsuza kadar yaşayacak ve bir gün herkes teşekkür edecek' açıklamasında bulunmuştum. Takdir kadar eleştiri de oldu. Bu hizmetleri ben değil, benim bu sözlerime muhalefet edenler de kullanıyor. Eğer ben İstanbul'a yapılan bu yatırımları takdir etmesem nankörlük etmiş olurum.