Ayn El Arap’ta PKK’ya güney kuşatması! Bölgeden kaçış başladı
Suriye'de 61 yıllık Baas Partisi ve 53 yıllık Esad ailesi yönetimi, 13 yıl süren kanlı iç savaşın ardından sadece 12 gün içinde sona erdi. Beşşar Esad'ın başkent Şam'ı terk etmesiyle rejim çöktü. Suriye Milli Ordusu (SMO), Münbiç’teki ilerleyişini sürdürerek stratejik öneme sahip noktaları tek tek ele geçirdi. ABD destekli PKK/YPG’ye ise Ayn El Arap’ta güney kuşatması yapıldı ve bölgeden kaçışlar başladı. Süleyman Şah Türbesinin olduğu bölge kontrol altına alınırken Tırşın Barajı’nın ele geçirilmesiyle PKK’nın maddi kaynağı kesildi. Bu gelişmeler ışığında uzmanlar A Haber'de yaşananları değerlendirerek çarpıcı yorumlarda bulundu.
- Canlı Anlatım Gündem
- Tülay Tosun
- Giriş Tarihi: 10:32 | 10.12.2024
- Güncelleme Tarihi: 05:57 | 15.12.2024
27 Kasım'da başlayan çatışmalar Halep, İdlib ve Hama'da rejimin kontrolünü kaybetmesiyle sonuçlandı. Şam'da halkın sokağa çıkması üzerine rejim güçleri geri çekildi. Rejim karşıtı gruplar kent merkezinde kontrolü sağladı. Sednaya Hapishanesi'nde gelen görüntüler ise kan dondurdu.
Yeni Suriye nasıl kurulacak? Ülkenin yeniden inşası nasıl sağlanacak? Farklı etnik ve dini gruplar arasındaki ilişkiler nasıl şekillenecek? Ve en önemlisi, barış kalıcı olacak mı? İşte uzmanları yorumları…
"HTŞ'NİN RESMİ HEDEFİ PKK/PYD/ VE YPG'DİR"
Askeri Stratejist Doç. Dr. Kemal Olçar: 1973 savaşından sonra İsrail ile Suriye arasında bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşma Cenevre'de imzalandı. Anlaşmadan sonra BM ateşkes gözlem gücü kuruldu. Golan Tepeleri'nin 3'te 2'si şu an da işgal altında. O yüzden bu anlaşma kuvvetlerin ayrıştırlıma anlaşması. İsrail o bölgeyi de ihlal etti. Golani'nin bu anlaşmaya atıfta bulunması ahte vefaya uygun bir yaklaşım sergileyeceğine işaret veriyor. Bu anlaşmaya işaret etmesi Suriye'de kurulmuş olan geçiş hükümetine bir hak veriyor. Bu önemli bir konu.
PYD 2003'te ve YPG'de 2013'te kuruldu. Suriye'de sadece PYD yok. 150.000 bin civarı olan bu grup hiçbir kürdün temsilcisi değil. Suriye'de PYD/PGK/PKK'ya karşı olan gruplar da var. Kürtlerle bağlantı arasında bir bağlantı yoktur. PKK/PYD/YGP terör örgütü ABD tarafından, SMO ise Türkiye tarafından destekleniyor. HTŞ eğer Halep'e yürüyorsa bunu Türkiye'den habersiz yapması imkansız demiştim. Sayın Başkan Recep Tayyip Erdoğan muhaliflerin kazanmasına "zafer ve devrim" dedi. Bu saatten itibaren HTŞ'nin resmi hedefi PKK/PYD/ ve YPG'dir.
TÜRKİYE'NİN REHBERLİĞİ ÇOK ÖNEMLİ
Uluslararası ilişkiler uzmanı Doç. Dr. Mesut Şöhret: Sednaya’daki görüntüler gerçekten insanın canını acıtıyor, dokunuyor. Yani insanlık onuru için belki de kötü zamanlardan birisini görüyoruz. Önümüzdeki dönemde şu anda ki yapılan açıklamalara baktığımızda daha böyle kapsayıcı, tüm işte tarafların yönetimde olacağı temsil edileceği en azından bir yapının kurulacağını bekliyoruz. Çünkü yapılan açıklamalar ya da muhalif grupların bir araya gelmesi, yönetimi devralma şekline baktığımızda biraz daha yumuşak bir geçişin yaşandığını gördük. Şu anda dikkat ederseniz, Esad rejiminden kalan kurumların, tekrardan yıkılıp ya da işte komple dağıtılmadığını görüyoruz. Bu ne demektir? Şunu söylemeye çalışıyor aslında. Yumuşak bir geçiş yapıp yönetimi demokratik bir alanda devralacağız ve bu yönetimi tüm tarafların, tüm Suriye'deki tüm kesimlerin içinde olacağı bir yapıda kurmaya çalışacakları gösteriyorlar. Dikkat edin burada kilit nokta kurumların yerle bir edilmemesi, kurumların ortadan kaldırılmaması. Bu kurumlar üzerinden değişiklikler yapılmak suretiyle bu geçiş süreci daha düzgün, daha olumlu bir şekilde yapılacaktır diye bekliyoruz. Tabii burada Türkiye'nin rehberliği çok önemli olacak.
Şimdi bir konsorsiyum kurulacak ve bu konsorsiyum da çoğunlukla Körfez ülkelerinin desteğiyle yapılması planlanıyor. Tabii diğer uluslararası örgütlerin de buna katkı vermesini bekleyeceğiz. Mesela örnek vereyim hani, Dünya Bankası altyapı yatırımları için işte Suriye'ye bu şekilde bir teşvik sağlayabilir. İşte bunun yanında Avrupa Birliği'nin fonlarından bu altyapı ve diğer işte eğitim, sağlık gibi altyapı hizmetleri destekleyebilir ve bunun sonucunda da şunu göreceğiz aslında bakarsak. Buranın yeniden inşası ve ihya süreci biraz zaman alacak.
SURİYE'NİN GELECEĞİ VE TÜRKİYE'NİN ADIMLARI
Uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. İrfan Kaya Ülger: Rusya’nın Lazkiye’den çekildiğini konusunda net bir bilgiye sahip değiliz. Çekilme ihtimali var ve bir taraftan da Suriye’nin yeni hükümeti ile irtibat kurduğu gelen bilgiler arasında. Yeni koşullar varlığını devam ettirmek istiyor. Tartus üssü ve burası 1970’lerden veri faaliyet gösteriyor. 2015 yılında ise Tartus’ta bir hava üssü kurdular. Rusya’nın Esad rejimi lehine faaliyet yürüttüğü 2 tane üssü vardı. Şimdi burada faaliyetler azalmış durumda. Bunda Ukrayna savaşının da etkileri var. Ayrıca Rusya’nın askeri varlığının azalması için Türkiye’nin devreye girdiğini biz dün Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan öğrendik.
POZİTİF YANSIMA ZAMANI
Türkiye’nin İran ve Rusya ile görüşerek Esad’ın gidişini sağlaması Türkiye’nin gücünü gösteren bir durumdur. Bunun etkilerini önümüzdeki dönemde daha net olarak görebileceğiz. Türkiye, Suriye’deki gelişmelerden en fazla etkilenen ülke artık pozitif olarak da etkileneceği bir durum geldi. Negatif taraf geride kaldı. Türkiye 10 yıldan fazladır 4 milyon Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yaptı. Bunun yanında İdlib var ve burada 5 milyona yakın insan üstü açık bir hapishane de yaşadı.
Öte taraftan Türkiye terörü temizlemek için yaptığı operasyonlardan sonra geri dönüşlerin olduğu Fırat Kalkanı, Barış Pınar ve Zeytin Dalı gibi bölgelerde iaşe yine Türkiye tarafından sağlanıyordu. Türkiye hem içerideki sığınmacılara katkı sağladı hem de Suriye’de kalan insanlara destek verdi. Türkiye böyle byük bir fatura ödedi ve bu BM tarafından da tescil edildi. Artık Suriye’nin yeni yapılanmasında en güçlü ağırlığa sahip olan ülke Türkiye olacaktır.
Suriye’nin 4 parçaya ayrılmasında bahsediliyordu. Bu tip senaryolar geride kaldı. Lazkiye-Tartus bölgesinde bir Nüsayri devleti, güneyde İsrail himayesi altında başka bir siyasi yapılanma, Fırat’ın doğusunda terör devleti diğer yerlerde ise Sunni bir devlet olacak deniyordu. İşte tüm bu senaryolar devre dışı kaldı. Artık Suriye’nin yeniden yapılanması için yeni bir mutabakat dönemi başlıyor.
ABD destekli YPG’nin olduğu bölgenin daraldığına tanık oluyoruz. Tel Rıfat ve Münbiç terörden temizlendi. Artık Fırat’ın doğusuna geçiş başladı. Şu anda teröristlerin demografik yapı değiştirmek için getirdikleri ailelerini bölgeden çekmesi için 16 Aralık’a süre verildi. Deyri Zor temizlendi, Rakka’da ise Arap aşiretleri ayaklandı ve terör örgütünün kontrolü dışına çıktı. Artık örgüte karşı tepkilerin güçlenerek artması bekleniyor. Suriye’nin doğusunda ABD’nin yönlendirmesiyle Suriye’nin doğusunda azınlık diktatörlüğü kurulmuştu. Nasıl ki Esad yıkıldıysa ABD’nin diktatörlüğü de yıkılacak bu da kaçınılmaz.
DİPLOMATİK SÜREÇ ÖNEMLİ
Türkiye daha öncede birtakım ülkelerdeki demokratik gelişmelere tepki göstererek büyükelçiliklerini kapatmıştı. Mısır’da darbeden sonra bunu gördük, İsrail’de işgallerden sonra gördük. Esad zulmünden dolayı da Şam Büyükelçiliği kapatılmıştır. Mevcut gelişmelere paralel olarak Türkiye’nin kapattığı diplomatik temsilciliğini yeniden açma yönünde bir irade ortaya koydu.
Burası maslahatgüzergahı olarak değil büyükelçilik olarak hizmet verilecek. Türkiye geçici hükümeti muhatap olarak kabul ediyor ve bunun arkası gelecek. Buradan tasfiye olan İran ve Rusya bile örtülü biçimde irtibat kurmak istiyorlar. Suriye için Türkiye önemli bir adım attı bence bundan sonra başka ülkelerde da diplomatik temsilcilikler açacaktır.
AŞİRETLERİN YPG’YE KARŞI AYAKLANMASI
Gazeteci Bekir Atacan’ın analizlerine göre Deyrizor’da yerel Arap aşiretlerin başlattığı ayaklanmalar sonucunda rejim ve YPG’nin kontrolündeki birçok köy Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) eline geçti. Özellikle petrol yataklarıyla bilinen bu bölgelerde, aşiretlerin artan direnişi bölgedeki dengeleri değiştirdi. Esad rejiminin ortadan kalkması desteğini kaybetmesi ve YPG'nin halk üzerindeki baskılarının artması ayaklanmaları tetikledi.
Rakka bölgesi, Deyrizor’daki gelişmelerin ardından aşiretlerin organize ayaklanmalarına sahne olmaya başladı. YPG güçleri, kontrolü sağlamak amacıyla sivillere yönelik sert müdahalelerde bulunuyor. Ancak halkın Suriye Milli Ordusu ile iş birliği yaparak YPG’ye karşı direnişini sürdürdüğü belirtiliyor. Atacan’a göre, bu direnişin devam etmesi halinde bölgenin kısa sürede tamamen SMO kontrolüne geçmesi mümkün.
RUSYA’NIN POZİSYONU VE ABD’NİN YPG DESTEĞİ
Bölgedeki bir diğer dikkat çeken gelişme, Rusya’nın Fırat’ın doğusundaki üslerinden çekilerek Lazkiye ve Tartus’taki stratejik üslerine odaklanması oldu. Suriye’nin doğusunda halk desteğini kaybeden YPG’nin tamamen bölgeden silineceği öngörülüyor.
Bekir Atacan’a göre, bölgede devam eden ayaklanmalar ve uluslararası aktörlerin müdahalesi, Fırat’ın doğusunun adım adım Suriye Milli Ordusu kontrolüne geçeceğinin bir göstergesi. Bölgedeki gelişmeler, önümüzdeki günlerde daha kritik sonuçlar doğurabilir.
TÜRKİYE’NİN BEKLEDİĞİ HABER
Askeri stratejist İbrahim Keleş: Rakka’da şu anda bir hareketlilik yaşanıyor. Ayn El Arap bölgesin PKK/YPG’nin kontrolünde ancak yaklaşma olan tehlikenin farkındalar. Güney kuşatılacaklar. Bölgeden kaçmaya başladılar. Münbiç’in Ayn İsa’ya olan sınırları var ve SMO bu tarafa geçti. Süleyman Şah Türbesi’nin bulunduğu yeri de kontrol altına aldılar. Ayn El Arap’tan sonra ecdadımızın kabri olması gerektiği yere taşınacaktır. Burada vakit bekleniyor sadece.
PKK PARA KAYNAĞI KESİLDİ
Harita sürekli olarak değişiyor. Tırşin Barajı’nın olduğu bölge temizlendi ve PKK oradan defedildi. Burası Fırat Nehri üzerine kurulmuş 3 barajdan biri ve en önemlisi. Bu baraj Suriye’nin yüzde 70 elektriğini karşılıyordu. İşte PKK maddi kaynağını buradan sağlıyordu. Bu barajdan üretilen elektriği Suriye’ye satıyordu. Artık Suriyeliler kendi elektriklerine para ödemeyecekler.
DEVLETİN YÜRÜMESİ LAZIM
Suriye’de şu anda bir devrim gerçekleşti. Devrimin ekonomik boyutu da sağlama alınıyor. Silahlandırma gerekir, ordunun kurulması lazım. Memurların maaşlarının yatması gerekecek. Devletin yürümesi gerekir. İşte bu yüzden ekonomi kaynaklarının kontrol altına alınması gerekiyor. SMO ve muhalifler stratejik hamlelerle ilerliyor. Rakka’daki Arap aşiretleri birlikte hareket etmeye başladı ve yeni yönetimle beraber olacaklarını açıkladılar. Halk merkezinde PKK’ya karşı ayaklanış başladı. Teröristler orada sivillere ateş açtı ve katletti. Burada petrol yatakları var ve bölgenin en büyük şehridir.
SIRADAKİ HEDEFLER
Sırada Tabka ve Baas barajları var. Deyri Zor merkezi kontrol altına alındı. Şu anda petrol tesislerini kontrol altına almak için operasyonlar devam ediyor. Bundan sonra petrol kaynakları da tamamen yeni hükümetin eline geçecek. Buradaki petrolün ihraç edilmesine gerek yok halkın tüm ihtiyacını karşılar. Kamışlı’da petrol sahası çok kıymetli bir petrolü vardır. Buraya da sıra gelecek gelmek zorunda.
İBRAHİM KALIN’IN ŞAM ZİYARETİ
Prof. Dr. İrfan Kaya Ülger: Türkiye’nin Suriye’deki gelişmeleri yakından takip ettiği hatta kendi yorumumla yönlendirdiğini söyleyebiliriz. Oradaki gelişmeler Türkiye’nin bilgisi dahilinde cereyan ediyor. Bu mesaj net şekilde veriliyor.
Orta Doğu coğrafyasında MİT’in faaliyetleri neticesinde Türkiye etkisini nüfuzunu önemli ölçüde arttırıyor. Önce istihbarata sağlanıyor ardından buna göre adımlar atılıyor. İbrahim Kalın’in Şam’a gitmesi ve Emeci Camii’ne ziyaret gerçekleştirip namaz kılması değişimi Türkiye’nin sahiplenmesi ve olumlu yönde desteklemesi anlamına gelir. Bunu dışarıda bu şekilde anladılar zaten. Aynı zamanda büyükelçiliğin açılması çok ciddi bir adımdır ve önemlidir.
BAŞKA YİĞİT BİR DEVLET YOK
Askeri stratejist Dr. Eray Güçlüer: Milli İstihbarat Başkanı İbrahim Kalın’ın dün Emevi Camii’nde gitmesi çok önemlidir. O eski Osmanlı bakiyesi kardeş Suriye’nin iş birliğinin ve dostluğunun çok kıymetli bir adımıdır. İbrahim Kalın’ın oraya gitmesi basit bir iş değildir. Aynı zaman bu İsrail’e bir mesajdır. Aynı zamanda ABD’ye ve Batılı güçlere mesajdır.
Bu ortamda kendi devletinin istihbarat başkanını Emevi Camii’ye gönderebilecek başka bir yiğit ülke ve devlet yoktur. Bu Türkiye’nin siyasi anlamda da ne kadar kararlı olduğunun göstergesidir. Türkiye aynı zamanda riskleri de göze alıyoruz. Bu çok kıymetli bir gelişmedir. Orada Türkiye’nin küresel akla verdiği bir ayar vardır.
İSRAİL’İN ŞAM’I İŞGAL EDECEK KARA GÜCÜ YOK
Askeri stratejist Dr. Eray Güçlüer: Suriye’nin güneyi ile ilgili spekülatif bilgilere yayılıyor. Sahadan bilgiler söylemek istiyorum. İsrail’in tankları Şam’a dayandı gibi bir durum yok. Şu an Şam’a 50 KM mesafede bulunuyorlar. İsrail’in burada yürütebileceği bir kara gücü yok. İsrail’in Suriye gibi geniş bir coğrafyayı işgal edecek kara gücü yok. Zaten İsrail’de bunu açıkladı. Maalesef İsrailciler var ve spekülatif çok iş yapıyorlar. Bir tabi Esadcılar var. Ancak yayılan bilgiler doğru değil saha gerçekliği ile örtüşmüyor.
İsrail 4 tümen yani 40 bin askerlerle Lübnan Hizbullah’ına karşı savaş açtı ve sadece 2 KM ilerledi. Bir Hizbullah’tan sopa yiyip geri çekildi apar topar da anlaşma yaptılar. 1 yıldan fazladır 360 kilometrekare olan Gazze’de durumu kontrol altında almadılar Hamas orada tarih yazdı. İsrail bir yeri kontrol altına alıyor sonra kaybediyor. Ancak havadan bomba atabiliyor. İsrail’in 15 binden fazla kaybı var ve bunu söylemiyorlar. Gazze’de Lübnan’ın bir kesiminde başarısız olan İsrail Şam’ın işgal etmesi mümkün değil ancak havadan bomba atar. Ben bir askerim; kesin bir durum vardır o da hava gücüyle kesin sonuç alamazsınız. Ancak bunu kara unsurlarıyla yaparsınız. Bunu da yapamaz. İsrail propaganda gücünü kullanıyor.
PKK SOPAYLA KOVALANIYOR
PKK, Tel Rıfat ve Münbiç hattında temizlendikten sonra SMO, onlara dün 4 gün süre verdi onlar da çekti gitti. YPG/PKK’nın 200 bin militanı olduğunu devlet kuracaklarını söylediler hani nerede. Biz hep söyledik; Suriye’de toplam PKK varlığı özellikle kuzeyde 17 bin ila 22 bin civarında değişiyor. Onların oluşturabildikleri güç ancak bu kadar. Artık gerçeklik ortaya çıktı. PKK’nın geniş alanı kontrol edecek bir gücü yok. Askeri mantıkla bunu yapacak kapasiteleri yok. Yerleşim yerlerini kontrol ederek hareket ediyorlar. Fırat Nehri’nin olduğu yerde bir kontrol hattı oluşturmuşlar. Fırat’taki köprülerin kontrolü artık SMO’ya geçti.
Artık Ayn İsa ve Haseke’de Kürtler ve Araplar birleşerek PKK karşı isyan etti ve onları kovalamaya başladı. Halk PKK lanetinden bıkmış durumda ve kurtulmak istiyor. Burada da ciddi bir mücadele başlamış durumda. Batı’daki devrimsel hareket doğuya sıçramış durumda. PKK’nın geri çekilmek için Münbiç’te 4 gün zaman istemesi PKK’nın savaşmak istemediğini gösteriyor. Artık mücadele azimleri yok. Propagandaya bakarsanız bunlar büyük güçtü ve Suriye’nin tamamını alacaklardı ancak sahada gerçekleri gördük bunlar bir fıstır. Deyri Zor’da kontrol sağlandı Rakka’da sopayla kovalanıyorlar.
TÜRKİYE VE ABD TEMASLARI
Sabah gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu: Türkiye ve ABD Türkiye toprak bütünülüğünü işaret ediyor. Açıklamalarda bunları görebiliyoruz. Ancak ABD’nin asıl derdi terör örgütü YPG/PKK’nın geleceğinin ne olacağıdır. Türkiye bu konuda mesajını net olarak verdi ve tüm terör örgütlerine karşı mücadelenin süreceğini DEAŞ’a karşı savaş tek NATO ülkesinin kendisin olduğunu ABD’ye net şekilde iletti. DEAŞ mücadelede zafiyet olmasına izin vermez. ABD ise SDG dedikleri YPG/PKK’ye desteğinin süreceğini belirtiyor ve yine bahane olarak DEAŞ öne sürülüyor.
Burada kritik olan Suriyeli olan başka ülkelerden gelen PKK��lılardan oluşan SDG yapılanmasının tasfiye edilmesidir. Türkiye’nin bu noktada mesajı nettir. İbrahim Kalın Şam ziyareti de hem Suriye halkına hem de bölge hesap yapanlara mesajdır.
DEYRİ ZOR VE RAKKA TEMİZLENECEK
Askeri stratejist Doç. Dr. Kemal Olçar: Suriye’de ABD’nin güdümünde PKK kaldı. Burada Türkiye’de kurulan Geçici Suriye Hükümeti’ne bağlı Suriye Milli Ordusu burada bir mücadele veriyor. Tel Rıfat ve Münbiç terörden temizlendi. Deyri Zor kısmında ise çatışmalar var. Rakka bölgesinde de yine angajman yani bir çatışma hali var. Ben buraların kısa zamanda düşeceğini ve terörün temizleneceğin düşünüyorum. Deyri Zor’da cilayet binası alındı. Rakka’da çatışmalar daha sıkı devam ediyor.
Burada SMO ile PKK arasında çatışma var ve Türkiye tarafından açık şekilde SMO destekleniyor. Muhtemelen Türkiye’nin insansız hava araçları da buna katılıyor. Şam’da harekat sonlandı. Burada yeniden yapılanma süreci var. Golan Tepeleri bölgesinde ise İsrail 2 bölgeden Suriye topraklarına bir tecavüz gerçekleştirdi. Burası yasa dışı işgal ve ilhak durumunda. Stratejik Heron dağını ele geçirdiler. Bir Küneytra’yı işgal ettiler.
ABD VE PKK’NIN PLANI NE?
Emekli tuğgeneral Prof. Dr. Esat Arslan: Suriye’de çok güzel şeyler oluyor. Ben Şam Askeri Ateşesi olarak görev yaparken zimmeti bende olan Süleyman Şah Türbesi’ne SMO’nun yaklaşması ve orayı alacak olması çok güzel bir durum. Mevcutta Karakozak Köprüsü ele geçirildi. Artık PKK’nın Ayn El Arap’ta tutunması mümkün değildi.
ABD burada bir tarih yazmak istedi bir millet oluşturmak istedi. PKK üzerinden bunun planlarını yaptı. DEAŞ’ı bahane ederek PKK uydu devletçiği kuracaklardı. Ama çok sert bir kayaya çarptılar. Tenef bölgesinde bir Amerikan üssü var. Kendilerine PKK artıkları ile Suriye Özgür Ordusu diye uydurma bir şey kurdular ve bir takım planlar yapıyorlar.
5 ÜLKDE 14 DEVLET PLANI
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vermiş olduğu bir planlama rehberi var. Şimdi ilerleme devam ediyor. SMO hava kuvvetlerinden yoksun şekilde harikalar yaratıyor. Batılı kaynaklar da en disiplinli olarak onları işaret ediyor. Tabka Gölü civarında PKK’yı temizledikten sonra hedef Rakka olacak. Irak’a kadar giden kesim temizlenecek.
Orta Doğu özellikle Suriye’de hiçbir şey tesadüf değildir. Burada bir takım oyunlar kurulmaktadır. PKK uydu devletçiği tamamen ortadan kaldırılmalıdır. Suriye’de Esad dikta rejimi yıkıldı. ABD’nin kurmaya çalıştığı dikta rejimi de yıkılmalıdır. 2013 yılında yazılan bir makale var ve ben bunu sakladım. 5 ülkeden 14 ülke oluşturma planları vardı. Irak, Suriye, Yemen, Suudi Arabistan ve Libya bu 5 ülke ve bunlardan 14 ülke kurma planları var. Haritada Sunnistan, Şiiistan, Alevistan, Vahabistan ve kürdistan yazıyor.
KRİTİK KARAKOZAK KÖPRÜSÜ MUHALİFLERDE
A News Yayın Koordinatörü Orhan Sali: Suriye çok hızlı değişen ve gelişen bir haritadan bahsediyoruz. Dün Rakka ve Deyri Zor’da neler oluyor diye konuşurken bugün Deyri Zor muhaliflerin kontrolüne geçti. Münbiç’te ise SMO, Süleyman Şah Türbesi’ne kadar ilerledi.
Suriye’de harita değişmeye devam edecek. SMO Karakozak Köprüsü’nü ele geçirdi. Buradan Ayn El Arap’a doğru ya da Barış Pınarı bölgesine doğru ilerleme olacak. Bunun da ötesinde teröristleri temizlemek için Rakka’ya doğru bir operasyon içindeler. Zaten bunun açıklamasını yaptılar.
ABD Fırat’ın doğusuna geçilmemesini istedi ancak öyle görünüyor ki PKK’ya karşı mücadele sürecek ve o tarafa geçildi. Ayn İsa köyü ile Münbiç arasında kuzeyden güneye doğru kaçmaya çalışan terör grupları var. İHA’lar ve SİHA’lar 24 saat boyunca takip edip bu terör gruplarını silahları ve mühimmatları ile birlikte imha ediyor. Aynı operasyonlar Kamışlı’da yapılıyor. Dünde hedefler yok edildi. İHA’lar ve SİHA’lar Karakozak Köprüsü’nden devam eden koridorda görevde. Süleyman Şah Türbesi’nin alınması artık an meselesi.
İSRAİL’İN İLHAK PLANI VAR
Uluslararası ilişkiler uzmanı Cihan Günyel: Şu ana Suriye haritasında Fırat’ın doğusu ve batı şeklinde bir durum ortaya çıktı. Muhalifler şu anda yönetimin kendisi oldu. Şu anda Suriye’de bir geçici hükümet varlığı var. Şu an Suriye’nin egemenlik sahası içinde temizlenmesi gereken Fırat’ın doğusu kaldı. Bununla ilgili adımları önümüzdeki günlerde göreceğiz. Lazkiye ve Tartus da muhalifler yönetimi devraldı.
Bölgede Rusya ve İran’ın etkisinin çok azaldığını görüyoruz. Fırat’ın doğusunda ise hala ABD ve terör örgütü PKK/YPG var. Şu anda Suriye’de bir ulus oluşturma, altyapı kurma ve sistem kurma çabaları var. Toprak bütünlüğü içerisinde Fırat’ın doğusunda problem hala devam ediyor. İsrail Golan Tepeleri’nin Suriye’ye bakan kısmıyla ilgili planlar yapıyor. Burası su kaynakları için çok önemli. Aynı zamanda tarım arazileri de var. İsrail burada bir ilhak planını devreye soktu. Burada devrim sırasındaki boşluktan yararlanıyor. Suriye’de 300’den fazla saldırı yaptı.
TÜRKİYE’NİN KABİLİYETLERİ ORTADA
Gazeteci yazar Merve Şebnem Oruç: Karşımızda bir rejim olmadığını kağıttan kaplan olduğunu gördük. Bunun yanında kalan tüm askerler de çekildi. Rusya, Ukrayna’da çok ciddi güç ve kabiliyet harcadı ki stratejik önem verdiği Lazkiye’de varlığını sürdürmüyor. İran ise bölgesel güç diye ortalıkta gezip Direniş Ekseni kurma planı ve Şii Hilali hayali vardı. İsrail ile ufacık çatışma Suriye’den silindi. Türkiye’nin Karabağ’da, Libya yaptıkları ortada bunun yanında DEAŞ ve PKK’ya karşı yaptıkları ortada. Kıbrıs ve Akdeniz’de yaptıkları var. FETÖ ile darbe ile mücadele eden Türkiye ise Suriye’de varlığını koruyor. Ve ülkemizin kabiliyetlerini iyi anlama lazım.
Türkiye’nin stratejisini askeri varlığını ve iradesini hafife almama gerekir. Öz güvenini kaybeden insanlar bunları iyi anlasın ve bir daha düşüsün. Türkiye’nin imkan ve kabiliyetlerinin gösteren bir tablo var karşımızda. Rejim nerdeyse 1 hafta çöktü Şam’da neredeyse kurşun atılmadı.
EN BÜYÜK KAYBEDEN İRAN
İRAM Araştırmacısı Oral Toğa: İran kaybedenler listesinde yer alıyor. Esad zaten muktedir bir iktidar değildi. İran ve Rusya’nın zoruyla iktidarda kalmayı başarmış bir isimdi. Esad çekti gitti sadece rejimini kaybetti. İran 40 yıllık söylemini kaybetti. Direniş Ekseni’ndeki lojistik ayaklardan en önemlisini kaybetti. Doğu Akdeniz’de aktör olmayı kaybetti, PKK ile ilişkileri değişti. İran devlet bağlamında kayıp yaşayacağı süreç içinde.
Türkiye’ye karşı bir tavırları var ve bu İran basınında yer alıyor. 40 yıllık planları çöktü. Direniş Ekseni yıkıldı. İsrail 7 Ekim’de olayı kaldıraç olarak kullanarak asıl tehdit gördüğü İran’a yöneldi. İran yaşadığı kayıplardan sonra bütün bir Suriye isteyecektir.
SMO SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ’NE YAKLAŞTI
Uluslararası ilişkiler uzmanı Doç. Dr. Fatih Fuat Tuncer: Süleyman Şah Türbesi’nin olduğu yer Türkiye’nin sınırları dışındaki tek toprağı. Bunun yanında uluslararası tanınırlığa da sahip. Orası bize ait olan bir toprak parçasıdır. Türkiye için stratejik önemi olduğu kadar sembolik anlamı da var. Bu bizim Suriye ile olan ilişkimizi orayla olan bağımızın göstergesidir. DEAŞ’ın işgali nedeniyle taşınmıştı umarım kendi yerine taşınacaktır ve Türkiye orayı koruma altına alacaktır.
ABD TERÖR ORTAKLARINA KORUMA
Türkiye olarak biz Suriye’nin tüm bölgelerinin terörden temizlenmesini istiyoruz. Türkiye’nin temel kaygısı da budur. Türkiye’nin sözde müttefiki olan ABD ise bölgede teröre destek veriyor. ABD terör ortaklarını koruma için Ayn El Arap’a yeniden asker gönderme planı yapıyor. Ancak nasıl ki Ruslar Tel Rıfat ve Münbiç’i terk ettiyse ABD’de Ayn El Arap’ı terk edecek.
SU KAYNAKLARINA HAKİM OLMAK İSTİYOR
Askeri stratejist İbrahim Keleş: İsrail şu anda 19 KM kadar yaklaştı. Şam merkeze girip girmeyeceği belli olmaz ancak buradan batıya doğru bir ilerleme yapacak. Suriye’de yeni yönetim tam oturmadı şehir merkezlerinden kuvvetleri çektiler ancak asayişi sağlamak için bir emniyet teşkilatı kurmaya çalışıyorlar. İsrail burada fırsatçılık yapıp su kaynaklarına hakim olmak istiyor.
ASKERİ TESİSLERİ YOK ETTİ
Lübnan’da Litani Nehrini kontrol altına almak için katliam yaptı. Şimdi de Golan Tepelerine saldırıyor. Hedefleri su problemini çözmek. İsrail’in ne yapacağı hakkında fikir yürütmek kolay değil. Suriye’de mevcut yönetim oturmadan Suriye’nin askeri kapasitesi sıfırlamak istiyor. Golan Tepeleri’nde Suriye’nin bir savunma hattı vardı. Orada askeri tesisler, füze bataryaları vardı. Silah üretim tesisleri vardı onları hepsini imha etti. Hava kuvvetlerini ve donanmayı da yo ketti. Yaklaşık olarak 14-15 gemiyi vurdu.
TÜRKİYE’NİN HAMLESİ KRİTİK
Rejimin Kamışlı’da askeri depoları vardı. PKK onları dün TIR’larla kaçırmak istedi. Irak’a götürmek isterken MİT tespit ederek hepsini imha etti. PKK’nın eline geçen mühimmatlar tamamen imha edildi. Eğer ki bu hava harekatı yapılmasaydı bunlar Irak’a geçecek oradan Sincar’a gidecekti. Burası PKK’nın lojistik üssü haline geldi. Bunları bize karşı kullanacaktı. MİT tam zamanında 12 tane TIR, 2 tane tank yok edildi. Bunlar Rus yapımı silahlardı. PKK’da zaten Rus yapımı silahlar kullanır. Türkiye’nin bu hamlesi çok önemliydi.
DEVLET YERİNDE DİKTATÖR GİTTİ
Orta Doğu Uzmanı Haydar Oruç: Irak’ın çökmesiyle Suriye’deki devrimi eş değer tutanlar var. Ben buna katılmıyorum. Irak bütün kurumlarıyla çöküş yaşadı. Suriye’de böyle bir durum yok, devlet ayakta duruyor. Sadece devletin başındaki diktatör gitti.
Suriye’yi halkın seçeceği kişiler yönetecek. Kurumlar ayakta ve bunun başına atanan isimler var. Bunlar toparlanmayı çok kısa sürede yapacaklardır. Muhalif güçler arasındaki beklenen ayrılmayı yakın bir olgu olarak görmüyorum. Böyle bir gündemleri yok, amaçları ve hedefleri bir. Güçlerini zayıflatacaklarını düşünmüyorum.
SMO terör alanlarını temizlemeye çalışırken kendini siyasallaştırmaya çalışan HTŞ güneyde Şam bölgesinde rejimin kalıntılarını temizleyerek yeni bir rejim kurarak birleşip bütün ve birlik bir Suriye için ortak çalışacaklar.
İSRAİL'İN YPG’Yİ KORUMAK İÇİN ŞAM OYUNU
Gazeteci Ferhat Murat: İsrail bölgede PKK/PYD’ye bir desteği kesinlikle var. Bu aynı zamanda ABD, İsrail, Rusya’nın ortaklaştığı bir durum. Tüm politikalar zıt şekilde giderken Suriye coğrafyasında ortak hareket ediyorlar. İsrail’in Şam’a yaklaşması gücün boşluk kabul etmeyeceğinin göstergesidir. Konvensiyonel ordu noktasında Suriye’nin dıkıntı yaşayacağını düşündüğü için saldırılar yapıyor.
Suriye’de geçiş hükümetinin bunu hızlık şekilde tesis etmesi gerekiyor. O güvenliği tesis edecek farklı alternatifler ortaya konulmalı. Belki de farklı davetler ile orada muhafaza sağlanabilir. İsrail hedefi Şam’ı ele geçirmek değil onların Fırat’ın doğusu ile ilgili ciddi endişeleri var. YPG’nin militanlarının yüzde 60’ının Arap olduğu ve Arap aşiretlerin önemli bir kısmının Esad karşıtlığından dolayı YPG’yi desteklediğini Esad ortadan kalktığı için YPG’de bir çözülme başlayacağını tahmin ediyorlar. Öte yandan muhalifleri YPG’ye karşı hareket geçmesi ve Türkiye’nin SMO ile YPG’yi kıskaca alması endişesi dikkati değiştirmek için Şam vuruluyor. Muhalif güçlerin Deyri Zor ve Rakka’ya yönelmesinin önüne geçmek istiyor.
PKK’YA DAVUT KORİDORU OYUNU
Uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Filiz Katman: Şam’ın muhaliflerin kontrolü altına girmesinden sonra Netanyahu’nun yaptığı açıklama bize aslında bir yol haritası gösteriyor. İsrail aleni bir şekilde işgal yapıyor bunu da dünyanın gözü önünde yapıyor. İsrail’in başında aşırlıkçı bir hükümet var. Arzı Mevüt diye bir olguya inanın bir zihniyet var.
Şimdi bunlar Türkiye’nin füneyinde kurmak istedikleri terör devletini DAvur Koridoru adı altında Suriye’nin güneyinde kurmaya çalışıyorlar. Petrol yataklarının olduğu Deyri Zor’dan başlayan aşağıdan Hayfa’ya kadar uzanan bir terör koridoru kurmak istiyorlar. Bunun için PKK/YPG ile çalışıyorlar. Bunun da gizlemiyorlar.
NETANYAHU’DAN YPG’YE SELAM
Uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Hazal Vural Jane: Muhaliflerin hareketi ilk başladığında Netanyahu yakında takip ettiklerini söylemişti. Aslında 7 Ekim 2023 tarihinden sonra Netanyahu Orta Doğu’dan haritaların değişeceğini açıklamıştı. Fakat sonraki ortamda güvenlik ortamında çok geriye gittiğini gördük. Hamas’ın direnişi, Hizbullah ile savaş Husilerin füzeleri ve doğrudan İran ile karşılaşması İsrail’i güvensiz bir toprak parçası haline geldi.
Şu anda Suriye’de bir geçiş dönemi yaşanıyor. 13 yıldır beklenen iktidar değişikliği var. İsrail burada tarihi anlaşmaları geçersiz ilan ediyor. İçeride sahayı şekillendirip stratejik varlıkları bombalıyor. Hukuksuca işgal ettiği Golan Tepeleri’nin ötesine geçiyor. Hem karadan hem havadan Suriye’yi istediği gibi zayıflatıyor. Bir taraftan da terör örgütü PKK/PYD’ye selam gönderiyor. İsrail bütün bir Suriye istemiyor. İsrail geçtiğimiz dönemde sürekli olarak Suriye’yi bombaladı bunların hiçbiri boşuna değildi. İsrail’in nemalanması anlamında ciddi bir risk var.
İSRAİL FIRSATÇILIK YAPIYOR
Gazeteci Murat Özer: İsrail şu anda fırsatçılığa soyundu. Bugüne kadar Suriye’deki devrimcilerin İsrail adına çalıştığını söyleyen İran ve aparatlarının söylemlerinin bütünüyle yalan olduğu ortaya çıktı. İsrail şu anda Suriye’ye 250’den fazla saldırı düzenledi. Muhalifler Halep’e girdikleri ilk gün Suriye bayrağının yanına Filistin bayrağı astılar.
Bu devrim aynı zamanda Filistin halkının da devrimidir. 13 yıl boyunca Suriye’ye bir çok kez gitti. Ben orada varil bombasında parçalanmış insanları gördüm. Yalınayak gezen binlerce çocuk gördüm. Yıkılan evlere şahit oldum. Biz de feryat ettik ama 13 boyunca uluslararası toplum Suriye halkının sesinin duymadı. Suriye’de yaşanan devrimin arkasında Türk halkının ciddi bir iradesi var. Suriye halkı ülkelerini yeniden inşa etmek için rahat bırakılmak istiyor. Ancak tersi bir durum olursa artık milyonlar Golan’a akarlar Tel Aviv’i başına yıkarlar
GOLAN TEPELERİ SURİYE’NİN OLACAK
Terör ve güvenlik uzmanı Coşkun Başbuğ: Netanyahu denilen mahlukatın göremediği bir şey var. Bu kalabalığın önüne geçecek bir güç yok. Esad elindeki güce rağmen 12 günde çözüldü. Feryat eden insan kalabalığın önünde silindi gitti. Suriye’de yeni gelişmeler yaşanacak ve muhalifler Golan Tepeleri’ni alacak. Bugünden yarına olacak bir durum ancak Suriye gerçekten o toprağın sahipleri bunu yapacak. Esad gibi Londra bağlantılı değil gerçek Suriyeliler iktidarı alıp ülkeyi inşa edecek ve milli refleks ile oldubittilere gereken cevabı verecek.
İsrail için o noktada son yakın. Artık ezber bozuldu. Suriye’de hapishanede yapılan işkencelerin aynısı İsrail’de Filistinlilere yapıldı. Orta Doğu nefes alacak am biraz daha sabır.
BAAS REJİMİ NESİLLERİ YOK ETTİ
Uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Ali Semin: Sednaya Hapishanesi’ni görünce Baas rejiminin Irak’ta yaptığının bir benzerini Suriye’de yaptığını görüyoruz. Saddam döneminde de Irak’ta benzeri bir işkence sistemi söz konusuydu. Bu tarz diktatör rejimler sosyolojik bölünmenin yanında kendi ülkelerini de böldüler. Toplum ile devlet arasındaki bağı koparın sonra toprakları da bölüyorlar.
Suriye toplumunun kendine gelmesi yıllarını alacak. Suriye’de yapılan devrimden sonra yapılan sürece bakıldığında işkence yapanlar da ortaya çıkacaktır. Baas rejimi boyunca yargısız infazlar yapıldı. Bıraktığınız kişi ile bulduğunuz kişi aynı değil. İşkencenin ötesinde aklını yitirenlerden bahsediyoruz. Baas rejimin nesilleri yok etti.
ULUSLARARASI BİR FON OLUŞTURULMALI
Suriyelilerin ülkelerine dönüşleri konusu çok önemli. Ben yüzde 80 gibi bir dönüş oranı bekliyorum. Kendi vatanlarına gitmek isteyeceklerdir. Suriye’de iç savaştan sonra şehirler yok edildi. Halep’n yüzde 40 yıkıldı. Bunlar şimdi dönüyor ama uluslararası toplumun Suriye’nin yeniden inşası için acilen bir fon ayarlaması gerekiyor.
TÜRKİYE İÇİN RİSKLER VE AVANTAJLAR
Türkiye açısından da riskler var. Eğer ki oradaki silahlar devlet yetkililerine teslim edilmediği zaman daha kaotik bir ortamı ortaya çıkaracaktır. Yeni kurulan hükümetin kapsayıcı ve herkesi kucaklayıcı olması gerekir. Bölgesel ve küresel yeni aktörler girerse bir risk ortaya çıkacaktır. Tel Rıfat, Münbiç ve Ayn El Arap gibi bölgelerin terörden temizlenmesi bir avantajdır. Türkiye için burada ciddi bir alan açılabilir. Teröristan kurutuluyor. Terörden kurtarılan alanlar Türkiye için oldukça önemli. Suriye için olumlu yönde bir geçiş süreci olmasını istiyoruz. 61 yıl boyunca Baas rejiminin baskısıyla yaşamış bir toplum var bu geçiş süreci kısa sürede olmayacaktır.
İSRAİL’İN KANLI FIRSATÇILIĞI
Esad’ın devrilmesinden bu yana İsrail bölgeye çok fazla saldırı düzenledi. Suriye’nin alt yapısını, ordusunu, istihbarat birimlerini bombaladı. İsrail burada fırsatçılık yapıyor. Golan Tepelerini genişletecek. Haritada kendine yer almak istiyor. Bu İsrail ile bir çatışmaya girmek muhaliflerin kazanımlarını kaybettirir çünkü İsrail bölgede tek değil. İsrail arkasında ABD ve Batı var. Süreç çok kritik. Netanyahu fırsat peşinde.