Dijital Telif Yasası ile ilgili önemli çıkış: Dijital basın payını almalı
2.Haberin Telifi ve Medyada Yapay Zeka Sempozyumu, Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. Sempozyumda konuşan Telif Hakları Genel Müdürü Erkin Yılmaz, “Toplumun yüzde 83’ü haberlere dijital platformlarından ulaşıyor. Basın kuruluşlarının bundan pay almasını gözardı edemeyiz.” dedi.
Anadolu Ajansı (AA) ve Boğaziçi Üniversitesi işbirliğinde, Kültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla düzenlenen "II. Haberin Telifi ve Medyada Yapay Zeka Sempozyumu" oturumlarla devam ediyor.
Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüs'te "Albert Long Hall"da düzenlenen sempozyumda, "Haberin Telifine İlişkin Ülke Tecrübeleri" başlıklı birinci oturum yapıldı. Ardından AA Genel Müdür Yardımcısı Oğuz Enis Peru başkanlığında, "Habercilikte Dijitalleşmenin Yol Açtığı Telif Krizinin Çözümüne Yönelik Türkiye'de Çözüm Arayışları" başlıklı oturum gerçekleştirildi.
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cahit Suluk "Haberde Telif Krizi-Türkiye İçin Çözüm Önerisi", Telif Hakları Genel Müdürü Erkin Yılmaz ve Telif Hakları Genel Müdür Yardımcısı Fatoş Altunç "Türkiye'de Haber ve Telifi", Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kadir Baş ise "Rekabet Hukuku Perspektifinden Dijital Platformlarda Tekelleşme ve Telif Hakları" başlıklı sunumlar yaptı.
AA Genel Müdür Yardımcısı Peru, dijitalleşmenin medya sektörü üzerindeki etkilerini, bu dönüşümün hukuki, etik ve teknolojik boyutlarını ele alacaklarını söyledi.İçerik üreticilerinin büyük emek ve yatırımlarla hazırladığı haberlerden dijital platformların gelir elde ettiğini belirten Peru, bu gelirlerden içerik üreticilerine adil pay verilmemesinin, çözüm bekleyen önemli gündem maddelerinden biri olduğunu söyledi.
Dijitalleşmenin haberciliği dönüştürürken özellikle telif hakları ve yapay zeka konusunun önemli sorunları da beraberinde getirdiğini ifade eden Peru, şöyle devam etti: "Biz, Anadolu Ajansı olarak bu alanda sorumluluk alıyoruz ve sektörün bu konudaki dönüşümüne ön ayak olmak istiyoruz. Bundan iki yıl önce birincisini düzenlediğimiz Haberin Telifi Sempozyumu ulusal düzeyde medya sektörünün sorunlarına ışık tutmuştu. Haberin Telifi kitabını Türkçe ve İngilizce olarak yayımladık, medya sektörüne rehber olarak paylaştık. Bugünkü sempozyum bu çalışmaların devamı niteliğinde önemli ve daha geniş perspektifte küresel çalışmaları ve Türkiye'deki ihtiyaçları masaya yatırmayı hedefliyoruz. Türkiye'nin medya sektöründeki çözüm yollarını daha somut şekilde ele alacağız."
"BASIN YAYINCILARIMIZIN PAY ALMA İHTİYAÇLARINI GÖZ ARDI EDEMEYİZ"
Telif Hakları Genel Müdürü Erkin Yılmaz ise televizyon ve özellikle basın yayıncılığını kapsayacak şekilde Türkiye'de kültür endüstrilerinin önemli bir yerde olduğunu belirterek, kreatif endüstrilerdeki bu büyümenin sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından etkin işlemlerin, fikri mülkiyet hakları sisteminin kurulmasının son derece önemli olduğunu söyledi.
Dijitalleşmeyle beraber tüm endüstrilerde majör değişikliklerin söz konusu olduğunu kaydeden Yılmaz, bundan en çok etkilenen sektörlerin başında da haber medyasının geldiğini kaydetti. Tirajlardaki ve okuyucu alışkanlıklarındaki değişikliklerden de söz eden Yılmaz, "Toplumun yüzde 83'ü haberlere dijital platformları kullanarak ulaşım sağlıyor. Dolayısıyla basın içeriklerinin dijital kalkınmalar tarafından sistematik şekilde kullanılması ve basın yayıncılarımızın oluşan ekonomiden pay alma ihtiyaçlarını kesinlikle göz ardı edemeyiz." diye konuştu.
Yılmaz, basın yayıncılarının, ürettikleri içerikleri kullanan dijital platformların elde ettiği gelirden pay almalarının sağlanması açısından yapılacak düzenlemelerde, sempozyumun önemli bir kilometre taşı olacağını belirtti.
"GELİR PAYLAŞIMI MODELİ"
Telif Hakları Genel Müdür Yardımcısı Fatoş Altunç ise Basın Kanunu, Yargıtay kararları ve haberlerde telife ilişkin mahkeme kararlarından örnekler verdi. Telif hakkına ilişkin mahkemelerde ve Yargıtay'da farklı kararların verildiğini vurgulayan Altunç, haberlerin eser niteliğinde değil, günlük havadis niteliğinde kabul edildiğine dikkati çekti. Altunç, "Eser sahipleri ile basın yayıncılar arasında gelir paylaşımı modeli oluşturulması gerekir. Uygulanabilir bir düzenleme yapılması umarım hepimizin hedefidir ve başarıya ulaşır." dedi.
"DÜZENLEMEYE VE POZİTİF AYRIMCILIĞA GEREK VAR"
Doç. Dr. Cahit Suluk ise 2000'li yılların başında haberin dijitalleştiğini ve böylece telif krizinin öne çıktığını dile getirdi. Gazete ve dergi satışlarının neredeyse bittiğini, reklamların dijitale kaydığını söyleyen Suluk, dijitalleşmenin özellikle gazeteler üzerinde yıkıcı etkisi olduğunu ifade etti. Telifle ilgili iki seçenek olduğunu, bunlardan birinin akışına bırakmak, diğerinin ise hukuki düzenleme yapmak olduğunu kaydeden Suluk, "Adım atmaya ve hukuki düzenleme yapmaya mecbursunuz. Düzenlemeye ve pozitif ayrımcılığa gerek var. Dört tane düzenleme seçeneği var. Telif yaklaşımı, rekabet yaklaşımı, basın hukuku ve haksız rekabet hukuku. Biz Avrupa'ya çok angaje olmuş durumdayız. Türkiye'de bildiğim kadarıyla telif yaklaşımı öne çıkıyor." şeklinde konuştu.
Bedelin belirlenmesi için ilk adımda içerikleri üreten basın yayıncıları ile bu içerikleri kullanan dijital platformların özgür iradeleriyle müzakere etmeleri gerektiğini belirten Suluk, Basın İlan Kurumu gibi bir kamu kurumunun yetkilendirilerek ihtilafların çözüme kavuşturulabileceğini kaydetti. Doç. Dr. Kadir Baş da dijital platformlarla haber yayıncıları arasındaki rekabette yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini anlattı. AA Genel Müdür Yardımcısı Peru, oturumun ardında sunum yapanlara plaket takdim etti.
"DİJİTAL TELİF YASASI OLMAZSA OLMAZDIR"
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da, Anadolu Ajansı ve Boğaziçi Üniversitesi iş birliğinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın katkılarıyla 2'ncisi düzenlenen Haberin Telifi ve Medyada Yapay Zeka Sempozyumu'na katıldı. Burada bir konuşma yapan Altun, "Hakikatin, gerçek haberin korunması kadar, haberciliğin geleceği açısından da bu kanunun bir an önce güncellenmesi, daha doğru bir deyişle modern bir Dijital Telif Yasası'nın yürürlüğe girmesi elzemdir, olmazsa olmazdır." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Anadolu Ajansı ve Boğaziçi Üniversitesi iş birliğinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın katkılarıyla 2'ncisi düzenlenen Haberin Telifi ve Medyada Yapay Zeka Sempozyumu'na katıldı. Sektör profesyonelleri, hukukçular, akademisyenler ve teknoloji uzmanları, medyanın dijitalleşmesiyle ortaya çıkan hukuki, etik ve teknolojik meseleleri tartışmak amacıyla biraraya geldi.
İletişim Başkanı Altun, "Amacımız, açık ve net. Muhabirlerin, gazetecilerin, basın emekçilerinin büyük emek ve özveriyle hazırladıkları özgün içeriklerin, bedeli ödenmeden ticari amaçlarla kullanılmasının önüne geçmek. Yayıncıların ürettiği içeriklerin bedelsizce kullanılmasıyla oluşan haksız rekabeti ortadan kaldırmak ve bu doğrultuda bir an önce basın haber içeriklerinin telifinin koruması için gerekli yasal alt yapı çalışmalarının hayata geçirilmesi için gerekli ortamın hazırlanmasına katkıda bulunmak." dedi.
"BU GİDİŞE BİR DUR DENMESİ GEREKTİĞİ AÇIKTIR"
Altun dijital faşizm kavramına değinerek, "Ne yazık ki Batılı dijital medya şirketleri, sosyal medya platformları, teknoloji devleri bu durumdan haksız kazanç elde etmekte, dahası açık ve net bir şekilde medya sektöründe haksız rekabet ortamı oluşturmaktadır. Bu gidişe bir dur denmesi gerektiği açıktır. Bizler her platformda dilimiz döndüğünce şu gerçeği dile getirmeye çalışıyoruz. Bugün insanlık, küresel düzlemde bir adalet sorunuyla pençeleşmektedir ve bu adalet krizini derinleştiren başlıca dinamiklerinden biri de bütün dünyanın muhatap olduğu medya emperyalizmi ve dijital faşizmdir. Batılı medya şirketleri küresel adaletsizliği yaymakta, kurumsallaştırmaktadır. Tam da bu nedenle toplumlararası iletişim, asimetrik şekilde cereyan etmekte, eşitler arası bir ilişki olarak karşımıza çıkmamaktadır. Sözünü ettiğimiz Batılı medya şirketleri, sosyal medya platformları, orijinal haber içerikleri başta olmak üzere dünya üzerindeki bilgi kaynaklarını sömürmekte, bu içerikleri istedikleri formatlarda dağıtarak büyük gelirler elde etmektedir." ifadelerini kullandı.
"KANUNUN BİR AN ÖNCE GÜNCELLENMESİ OLMAZSA OLMAZDIR"
Yeni yasal düzenlemelerin gerekliliğinden de bahseden Altun, "Malumlarınız, Türkiye'de haberciliği de içine alacak şekilde telif hakları, 1952 yılında yürürlüğe giren 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korunmaktadır.72 yıl önce yapılmış bir yasadan bahsediyoruz. Hakikatin, gerçek haberin korunması kadar, haberciliğin geleceği açısından da bu kanunun bir an önce güncellenmesi, daha doğru bir deyişle modern bir Dijital Telif Yasası'nın yürürlüğe girmesi elzemdir olmazsa olmazdır. Ülkemizde halihazırda dijitalleşen medya sektöründe faaliyet gösteren yayıncıların bu faaliyetleri karşılığında gelir elde etmesine imkan tanıyacak, Avrupa Birliği (AB) müktesebatına da uyumlu şekilde telif haklarını düzenleyecek bir yasa yapılması gündemde. Sözkonusu düzenleme için teknik çalışmalar; Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Anadolu Ajansı (AA), Rekabet Kurumu ve Basın İlan Kurumu gibi paydaşların katkılarıyla sürdürülüyor. Umudum odur ki; Yüce Meclisimizin gündemine bu çalışmalar çok hızlı bir şekilde girerek ve Dijital Telif Yasası hayata geçer ve sözünü ettiğimiz bu süreçte emek hırsızlığının da önüne geçilir. Haber içeriklerinin telifinin korunması için gereken adımların atılması, her şeyden önce gerçek haberciliğin gelişmesine, kökleşmesine, gazetecilik mesleğinin güçlenmesine hizmet edecektir. Medya kuruluşlarımızın, haber ajanslarımızın Batılı sosyal medya şirketleri tarafından sömürülmesi böylelikle sona erecektir." diye konuştu.
"YENİ İMKANLAR KADAR YENİ RİSKLER DE VAR"
Yapay zekanın habercilikte kullanımı hakkında da konuşan İletişim Başkanı, "Günümüzde yapay zeka, haberlerin otomatikleştirilmesi, içeriklerin kişiselleştirilmesi ve hatta hedef kitlelere yönelik reklamların belirlenmesi gibi birçok alanda kullanılıyor. Ancak, bu teknolojinin etkileri, sadece iş süreçlerini kolaylaştırmakla kalmıyor. Karşımızda yeni imkanlar kadar yeni riskler yeni meydan okumalar yeni tehditler de var. Yapay zeka araçları bir yandan; verimlilik, zaman tasarrufu, maliyet, pazarlama ve yenilikçi reklam gibi pazarları geliştiriyor bu bağlamda imkan ve fırsatlar sunarken, diğer yandan; mahremiyet, gözetim, deep fake ve dezenformasyon gibi risk ve meydan okumaları da beraberinde getiriyor. Biz, yapay zeka teknolojilerine bu farkındalıkla, tabiri caizse ihtiyatlı bir iyimserlikle yaklaşıyoruz ve özellikle şunun altını çiziyoruz. Esas olan yapay zekanın hakikat namına kullanılmasıdır, bizim gayretimiz bu yöndedir. İletişim Başkanlığı olarak 22 farklı ülkeyle iletişim ve medya alanında yaptığımız anlaşmalarla, bu sorunların çözümünde benimsediğimiz uluslararası işbirliği yaklaşımını esas itibariyle sergilemiş oluyoruz, somut olarak ortaya koymuş oluyoruz .Zira dijitalleşme süreci, yeni medya düzeni, yeni fırsatlar kadar yeni meydan okumaları yeni sınamaları da beraberinde getiriyor. Biz şuna inanıyoruz ki, küresel meydan okumalar küresel çözüm önerileri gerektirir." dedi.
FOTOĞRAFLARDA TELİF NASIL UYGULANACAK?
Türk-Alman Üniversitesinden Prof. Dr. Mesut Serdar Çekin'in moderatörlüğünde "Haberin Telifine İlişkin Ülke Tecrübeleri" başlıklı oturumda, Max Planck Enstitüsünden Dr. Valentina Moscon ve İtalyan haber ajansı ANSA Hukuk Direktörü Avukat Giulia Li Greci konuşma yaptı.
"Avrupa Birliği (AB) Dijital Tek Pazar Yönergesinin İç Hukuka Aktarılması-Almanya Tecrübesi" konusunda görüşlerini paylaşan Dr. Moscon, Avrupa yasal çerçevesi ve basın ile medya ve yayıncı hakları konusundaki gelişmelere değinerek, İtalya ve Almanya'da telif hakları yaklaşımını ele aldı.
İtalya'nın telif haklarına orijinal bir yaklaşım sergilediğini dile getiren Moscon, Almanya'nın ise AB yönergesine "kelimesi kelimesine" bağlı olduğunu kaydetti.
Moscon, AB Telif Hakları Direktifi Madde-15 ile üye ülkelere bir çerçeve sunduğuna dikkati çekerek, bu direktifin üye ülkelerin yönetmeliklerine konulması için hazırlandığını aktardı.
Basın yayın ve telif haklarının sınırları konusunda çatışmalar yaşandığını dile getiren Moscon, "Örneğin, fotoğraf gibi objelerin telif hakları nasıl tanımlanacak? Buna dair sorular soruluyor." dedi.
YÜZDE 25'LİK PAY
Moscon, Google'ın Almanya'daki piyasa payının 12,4 milyar avro olduğunu belirterek, basın yayın kuruluşlarının da buradan yüzde 25'lik pay istediğini anımsattı.
Gelinen noktada, Google'ın 10 milyon avronun üzerinde bir miktarı ödeyeceğini dile getiren Moscon, "Facebook, bu sebeple 'haber' hizmetini iptal etti." ifadesini kullandı.
Moscon, yapay zeka içerikleriyle ilgili de yasal çerçevenin bir takım boşluklar içerdiğini vurgulayarak, "Yapay zekanın çıktıları telif hakkı olan işleri etkiliyor mu? Yoksa ihlal mi ediyor? Olası ihlallerde kim sorumlu? Yapay zeka geliştiricisi mi yapay zeka sunucusu mu sorumlu? Bunlar hala tartışılıyor." değerlendirmesinde bulundu.
"AB Dijital Tek Pazar Yönergesinin İç Hukuka Aktarılması-İtalya Tecrübesi" konusunda konuşan İtalyan haber ajansı ANSA Hukuk Direktörü Avukat Greci de, dijital platformlarda geleneksel yayıncılığın istismarına yol açabilecek bazı alanlar oluştuğunu söyledi.
Greci, dijital ortamlarda basın yayın organlarının çıktılarının istismar edildiğine işaret ederek, İtalya'da bunun önüne geçmek için "AGCOM" isimli kamu kuruluşunun kurulduğunu ve bu kurumun, dijital platformlar ile yayıncılar arasında uzlaştırıcı bir rol üstlendiğine dikkati çekti.