Esra Albayrak'tan Uluslararası Aile Konferansı'nda "Aile Aklı" vurgusu
'Uluslararası Aile Yılı'nın 30. yıl dönümünde Katar'ın Doha şehrinde "Aile ve Güncel Megatrendler" ana teması ile iki günlük bir konferans programı düzenlendi. Programa katılan Nun Eğitim ve Kültür Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı ve Enstitü Sosyal İcra Kurulu Üyesi Dr. Esra Albayrak, özel bir oturumda Enstitü Sosyal tarafından hazırlanan "Dijital Çağda Ailenin Dönüşümü: Yeni Nesil Bağlar ve Dinamikler" araştırmasının bulgularını katılımcılarla paylaştı.
Birleşmiş Milletler'in desteklediği Uluslararası Aile Yılı'nın 30. yıldönümü etkinliklerinde, Katar'ın Doha şehrinde düzenlenen "Aile ve Güncel Megatrendler" temalı konferans, dijital çağda ailenin önemini vurgulayan sunumlarla gerçekleşti. Nun Eğitim ve Kültür Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı ve Enstitü Sosyal İcra Kurulu Üyesi Dr. Esra Albayrak, konferansta; Katar Danışma Meclisi Üyesi Riem el-Mansurî, Utah Senatörü Stuart Adams, Katar Vakfı Temel Eğitim Proje Yöneticisi akademisyen Abeer M. Al-Khalifa ile özel bir oturumda yer aldı. Oturumda; dijitalleşmenin aile içi bağlar üzerindeki etkilerini anlatarak, "aile aklı"nın her toplumda yeniden devreye sokulması gerektiğine vurgu yaptı.
DİJİTALLEŞMENİN AİLEYE ETKİLERİ VE "AİLE AKLI"
Albayrak, Enstitü Sosyal tarafından yapılan "Dijital Çağda Ailenin Dönüşümü: Yeni Nesil Bağlar ve Dinamikler" başlıklı araştırmanın bulgularını sunarken, dijitalleşmenin aile içi iletişim, paylaşım ve dayanışma üzerindeki olumlu ve olumsuz etkilerine değindi. Dijital araçların aşırı kullanımının aile bireylerini izole ettiğini, bu durumun çocukların gelişimi ve aile bağları üzerindeki olumsuz sonuçlarını ortaya koydu. Dijitalleşmenin, özellikle nesiller arası aktarımı kesintiye uğratarak aile bağlarını zayıflattığını belirten Albayrak, çözüm olarak aile aklının yeniden işlevsel hale getirilmesi gerektiğini vurguladı. Ailelerin dijital dünyanın getirdiği risklerle baş edebilmesi için dengeli teknoloji kullanımı konusunda bilinçlenmesi gerektiğini belirtti.
EBEVEYN EĞİTİM PROGRAMLARI VE POLİTİKA TAVSİYELERİ
Albayrak, Enstitü Sosyal olarak yürüttükleri Aile Gelişim Programı'na ve dijitalleşmenin olumsuz etkileriyle başa çıkmak için ailelere yönelik farkındalık artırıcı eğitimlerin önemine değindi. Ebeveynlere dijital okuryazarlık kazandırmak, çocukların dijital ortamda daha güvenli büyümelerini sağlamak için yapılan çalışmalardan bahsetti. Bu programlar kapsamında, aile içi iletişimi güçlendirmek için ailelerin teknoloji kullanımına dair bilinçli ve örnek bir yaklaşım geliştirmelerinin teşvik edilmesi gerektiğini vurguladı.
AİLE İÇİ GÜVEN VE İLETİŞİMİ SAĞLAMA
Konferansta ayrıca, Gazze'de yaşanan insani krizler ve zorunlu göçler nedeniyle parçalanma riski altında olan ailelerin korunması konusuna dikkat çekildi. Toplumlar üzerinde derin etkiler bırakan bu tür krizlere karşı, ailelerin korunması ve desteklenmesi gerekliliği vurgulandı. Gazzeli ailelerin güçlendirilmesi için uluslararası kamuoyuna düşen sorumluluklara dikkat çekilerek çağrıda bulunuldu.
Ayrıca dünyada çatışma ve yoksulluk nedeniyle tehlike altında olan farklı kültürlerdeki ailelerin yaşamsallığına ve işlevselliğine dikkat çekilerek aile içi bağların bir çatışma çözüm aracı olarak nasıl işlevsel hale getirilebileceği konusunda kapsamlı değerlendirmeler yapıldı.
Albayrak, dijital çağda güvenli bir aile ortamının oluşturulmasının önemine değinerek, ailelerin bir çatışma çözüm aracı olarak dayanışmayı nasıl artırabileceğine yönelik öneriler sundu.
DİJİTALLEŞMENİN GELECEĞİ VE FIRSATLAR
Albayrak, teknolojinin bilinçli kullanımı ile aile içi ilişkilerin güçlenebileceğini, yapay zeka ve dijital araçların aile bağlarını destekleyecek şekilde kullanılabileceğini ifade etti. Bu amaçla, dijitalleşmenin toplum üzerindeki etkilerini ele alan yeni araştırmalar yapılmasının ve bu doğrultuda aile politikalarının geliştirilmesinin gerekli olduğunu belirtti.
Konferans, toplumun temel yapı taşı olarak aileyi merkeze alan bir "aile aklı"nın işlevselliğinin artırılması çağrısıyla son buldu.
Dijital Çağda Ailenin Dönüşümü: Yeni Nesil Bağlar ve Dinamikler araştırmasının özeti
Son yıllarda, bilgi iletişim teknolojileri ailenin yapısını önemli ölçüde etkileyen, özellikle aile içi ilişki dinamiklerini zorlayan ve sınayan bir unsur hâline gelmiştir. Bu araştırma, bilgi iletişim teknolojilerinin kullanımına bağlı olarak gelişen dijitalleşmenin aile içi ilişkiler üzerindeki etkisini araştırmak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu sayede, dijitalleşmenin aile içi ilişkilerdeki değişimleri ve bu değişimlerin aile bireyleri arasındaki iletişim, bağlılık ve çatışma üzerindeki etkilerini analiz etmektedir.
Araştırma kapsamında, ilgili alan yazını taranmış, farklı ülkelerden uygulamalar incelenmiş, alandaki güncel tartışmaların izi sürülmüştür. Yapılan saha araştırması kapsamında, İstanbul'da 11 ilçede, 16 aileden 48 kişi ile derinlemesine mülakatlar gerçekleştirilmiştir. Mülakatlar, anne-baba ve 13 ila 25 yaş aralığındaki çocuk ile ailenin evinde aynı gün ve saatlerde yapılmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler, nitel veri analizi tekniklerinden içerik analizi ile çözümlenmiştir. Görüşme yapılan aileler, amaca uygun örneklem metoduyla seçilmiştir. Mülakatlar neticesinde hazırlanan ön rapor, arasında özel sektörden ve kamu kurumlarından yönetici, eğitimci ve uzmanlık pozisyonundaki 30 kişinin bulunduğu sağlama çalıştayında değerlendirilmiş ve geri bildirimler alınmıştır. Aynı zamanda yine farklı aktörlerden katılımcıların bir araya geldiği bir yuvarlak masa toplantısında konu incelikli bir biçimde analiz edilmiştir.
Bu kapsamda ortaya çıkan sonuçlar şu şekilde özetlenebilir:
Aile içinde birlikte geçirilen zaman giderek azalmaktadır.
Ailelerin birlikte geçirdikleri zaman önemli ölçüde azalmıştır. Zira yoğun eğitim ve iş saatleri ile şehir yaşamının hızı, ailelerin birlikte vakit geçirmesini sınırlamaktadır. Evde ve beraber oldukları süreler kısıtlı olan aile bireyleri, genellikle geç saatlere kadar çevrim içi olarak iş veya eğitimlerini sürdürmekte, aynı zamanda sosyal medyayı da çoğunlukla akşam saatlerinde kullanmaktadır.
Dijitalleşmeye yabancı olan ebeveynler, otokontrollerini sağlama noktasında ciddi sorun yaşamaktadır.
Ebeveynler, genellikle çocuklarına kıyasla dijital dünyanın olumlu ve olumsuz yönleri konusunda daha az farkındalığa sahip görünmektedirler. Bununla birlikte, ebeveynler başta Facebook, Instagram ve WhatsApp durum özellikleri başta olmak üzere sosyal medyayı aktif bir "paylaşım" mecrası olarak kullanmaktadır. Buna karşın, ebeveynlerin, kendi dijital deneyimlerinin yoğunluğunu göz ardı ettikleri ve dijitalleşmeyi çocuklara ait bir sorun alanı olarak değerlendirdikleri görülmektedir. Bu durum, çocukların ebeveynlerine yönelik "anne-baba" algılarını dönüştürmeye başlamakta, ebeveynlerinin ilgisi ve rollerinin gereklerini yerine getirmedikleri yönünde şikayetçi olmalarına yol açmaktadır.
Ebeveyn kontrol stratejilerinde, içerik denetimi süre denetiminin gerisinde kalmaktadır.
Ebeveynler, aktif bilgi iletişim teknolojilerinin kullanıcıları olmanın yanı sıra, ilgili araçlar, platformlar ve içerikler konusunda çocukları kadar bilgiye sahip değildir. Ebeveynlerin dijitalleşme farkındalıklarını azaltan bu durum, etkili kontrol stratejilerini oluşturmalarını engellemektedir. Bu kapsamda, ebeveynlerin çocuklarına yönelik içerik odaklı kontrollerinin sınırlı olduğu, daha çok süre odaklı kontrolün yoğun olduğu görülmektedir. Bu durum, ebeveynlerin, çocuklarının dijital mecralardaki faaliyetlerini anlamalarını, desteklemelerini ve düzenlemelerini amaçlayan çabalarını sekteye uğratmaktadır.
Algoritmalar geliştikçe sosyal medya bağımlılığı artmakta, TV ve dijital içerikler giderek sadece "yalnız başına izlenecek" aktiviteler hâline bürünmektedir.