Nasrallah suikastının şifreleri! Uzman isim A Haber'de açıkladı: "İsrail’in planı İran - Amerika savaşı çıkarmak"
Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, İsrail ordusunun 27 Eylül'de Beyrut'a düzenlediği hava saldırılarında öldürüldü. Hizbullah ise İsrail’e roket ve füzelerle karşılık veriyor. Tüm dünyadan peş peşe açıklamalar gelirken gözler İran'a çevrildi. Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. İrfan Kaya Ülger konuya ilişkin A Haber canlı yayınında açıklamalarda bulundu. Kaya Ülger, açıklamasında, "İsrail’in planı, kurgusu bir İran - Amerikan savaşı çıkarmak" ifadelerini kullandı.
Gazze'de soykırım yapan katil İsrail, savaşı bölgeye yaymak için Lübnan'ı hedef alan saldırılar başlattı. İsrail'in Lübnan'ın başkenti Beyrut'a düzenlediği hava saldırısında Hizbullah lideri Nasrallah öldü.
Nasrallah'ın ölümü, bölgedeki gerilimi daha da artırdı. Tüm dünyadan peş peşe açıklamalar gelirken gözler İran'a çevrildi. Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. İrfan Kaya Ülger konuya ilişkin A Haber canlı yayınında konuya ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kaya Ülger, açıklamasında, "İsrail'in planı kurgusu bir İran - Amerikan savaşı çıkarmak" çarpıcı ifadeler kullandı.
"NETANYAHU'YA KALSA İRAN'A DERHAL BİR HAVA SALDIRISI YAPACAK"
Nasrallah'ın ölümünün ardından İsrail'in planına da değinen Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. İrfan Kaya Ülger şu açıklamalarda bulundu: "Ben İran'ın gerçekçiliği esas aldığını düşüyorum. Çünkü İran tuzağı görüyor. Bir tuzak kuruluyor. Netanyahu'ya kalsa İran'a derhal bir hava saldırısı yapacak. Ve İran'ın uranyum zenginleştirme faaliyeti olan tesisleri başta olmak üzere önemli merkezlerini vuracak. Fakat bunu tek başına yapma yerine İsrail, İran'ın bir şekilde vekiller kanalıyla yürütülen mücadeleye müdahil olmasını ve savaşın tarafı olmasını istiyor. İsrail'in planı ve kurgusu bir İran-Amerikan savaşı çıkarmak. İran bu çatışmanın tarafı haline gelirse vekil kuvvetlerle birlikte, tek başına yahut da mekul kuvvetlerle ortaklaşa bir saldırı tertiplerse ve önemli ölçüde katkı sağlarsa kendisi çatışmanın tarafı haline gelecektir."
"İRAN BİR BEKA MESELESİYLE KARŞI KARŞIYA"
İran'ın bir beka meselesiyle karşı karşıya kaldığını dile getiren Ülger, "Zaten bunu ABD sürekli söylüyor. "İsrail'in güveni bizim için hayati emniyet taşıyor" diyor. İran bir beka meselesiyle karşı karşıya ve son derece reel politik bir değerlendirme yapıyorlar. Ben mümkün olduğu kadar yatıştırma politikası, pasifiz politika izlemeye devam edeceği kanaatindeyim. Çünkü çıkarları bunu gerektiriyor. Ulusal çıkarlarını devam etmesi, İran'ın varlığını devam ettirmesi bunu gerektiriyor. Bunun bir başka perspektifi daha var. 2017 yılında Trump iş başına geldiği zaman İran ile Batı arasında yapılan 5+1 anlaşmasında ABD çekirdeği o zamandan günümüze İran uranyum zenginleştirme faaliyetleri Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun denetimi dışında. Yani şuan itibariyle baktığımızda İran acaba uranyumu barışçıl amaçlarla mı zenginleştirmek istiyor. Yoksa atom bombası yapmanın arifesinde mi? Bu konu da ABD ve Batı biraz daha kaygısız davranıyorlar fakat Netanyahu, İsrail bu konuda son derece kuşkulu. İran tüm bu uranyum faaliyetlerinin akamete uğramasını da istemiyor. İran'ın bu konuda topa girmemesinin, etkili olarak bu İsrail'e cevap vermemesinin perde gerisindeki bir başka sebep de bu." şeklinde konuştu.
Kaya Ülger, şu ifadeleri kullandı: İran'ı kronik sorunları var. Rejimin üzerinden 45 sene geçmiş yakın zamanda İbrahim Reisi'nin katledilmesinden sonra bir seçim yapıldı. İran halkının seçime katılma oranı yüzde 50'nin altında. Birinci tura yüzde 39 katıldı. İkinci turda daha önce seçimlere katılmasına izin vermeyen reformcu Azeri Türkü Pezeşkiyan, 2. tura kaldığı için 2. Tura katılım biraz arttı. Yüzde 49 oldu. İran halkı çeşitli alternatifler içerisinde her hangi birini tercih ettiklerinde aslında çok da fazla bir şeyi seçmiş olmuyor. İran'da netice olarak bir hiyerarşi var. İran'da olan biteni İran'ın son 45 senesini sadece bir komplo teorisi Fransa bağlantısı ile izah etmek açıklanmasında yeterli olmayabilir.
"İRAN BİR MEŞRUTİYET SORUNU İLE KARŞI KARŞIYA"
1 Şubat-1979 devriminden bugüne işte İran rejiminin sorunları içeride, dışarıda başarıları ve başarısızlıkları onlar ayrı bir mevzu. Fakat şuan ki İran bir meşrutiyet sorunu ile karşı karşıya. İnternet öncesi dönmede dışarıdan bir takım yayınların ülkeye girmesini engellemek için çanak antenleri söküyorlardı. İranlılar tencere kapağıyla yayın almaya çalışıyordu. Bugün de bazı sosyal medya programları İran'da yasak. İran rejimi ile halkın arasındaki makas açılıyor. İran'ın bir kaygısı da bu. İran zengin bir ülke. Doğal gaz bakımından Rusya 1, Katar 2 İran ise 3 numara. Petrolde de önde gelen ülkelerden birisi halkına refahı yansıtamadı. Şah döneminde gelir dağılımı bozuktu ama bugün şah döneminden daha da kötüye gidiyor. Buna rağmen dışarıda vekil kuvvetleri desteliyor. Bunu yapması belki de İran'ı çıkarları için gerekiyor. İran'ı buradaki politikası reel politika. İran cevap vermek için uygun bir ortam bekliyor. "