Mehmet Şimşek istifa etti yalanının arkasında ne var? Bakan Yılmaz Tunç: Ekonomiyi hedef alıyorlar

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. 'TBMM'DE ÇIKAN KAVGA HEPİMİZİ ÜZDÜ' Dün Şanlıurfa'daydık. Her hafta bir ilimizi ziyaret etmeye çalışıyoruz. Adalet Sarayı'nın temelini attık. Önceki dönem Adalet Bakanımız Bekir Bey oranın milletvekili, diğer hükümet yatırımlarıyla ilgili sayın valimiz, kamu yöneticilerimizle toplantı gerçekleştirdik. Halkımızla sohbet ettik. Buradan Ahlat'a gideceğiz. Önemli bir etkinlik var. Malazgirt Zaferi'nin yıl dönümü büyük bir coşku ile kutlanıyor. Son oturumda gerçekleşen olaylar hepimizi üzdü. Bu tür manzaraların olmaması lazım. TBMM milli iradenin kalbi, gazi Meclis'imiz, Kurtuluş Savaşı'nı yöneten Meclis, 15 Temmuz'da dünyaya demokrasi mücadelesi veren bir Meclis. TBMM'nin saygınlığına gölge düşüren olaylara fırsat vermememiz lazım. 'GEÇMİŞTE DE BU PROBLEM OLDU' Konuşurken herkes özgürce milletvekillerimiz ifadelerini sarf edebilir. Hakaret içeren, kaba ve yaralayıcı sözler Meclis'teki maalesef bu tür karışıklıklara neden olabiliyor. Geçmişte de oldu, bu sadece bu dönemin problemi değil. 90'lı yıllarda bir milletvekilinin kavga sırasında vefat ettiğini biliyoruz. Milletimizin bizlerden beklediği kanunların gerçekleşmesi ile ilgili olarak yapıcı tutum sergilemeye yönelik gayretlerin olduğunu biliyorum. 'CEZAİ MÜEYYİDE GEREKTİRECEK BİR HUSUS' Milletvekillerine sizler terörist derseniz bu bir hakaret, iç tüzüğe göre cezai müeyyide gerektirecek bir husus. Karşısındaki insan ona terörist dediğinde, ifade özgürlüğünü aşacak şekilde konuştuğunda bu tür olaylara sebebiyet verilebiliyor. Bizim parlamentomuz Gazi Meclis'imiz, tüm milletvekilleri kendilerini sorumlu hissetmesi gerekir. Ben 16 yıl milletvekilliği süresi içerisinde bu tür manzaralar oldu, üzücü kavgalar oldu, sonunda yine kulislerde milletvekillerimiz değişik siyasi partilerden aynı sohbetlerine devam ettiler. Bu tür olayların tekrarlanmaması lazım. Kürsüdeki konuşmacıların bu tür olaylara sebebiyet vermek için çıkanlar var. İSTİFA İDDİALARIYLA EKONOMİ HEDEF ALINDI Bunlar kasıtlı olarak ortaya atılan iddialar. Ekonomiyi olumsuz etkilemek, şu anda uygulanmakta olan ekonomik program var. Enflasyonu tek haneye düşürmeye yönelik bir çaba var. Enflasyon 90'lı yıllarda ve AK Parti'nin iktidara geldiği ilk yıllarda enflasyon çift haneydi, enflasyonu tek haneye düşüren bir iktidarız. Sonrasında pandeminin getirdiği sıkıntılar, 6 Şubat depremleri, savaşlar ekonomimizi dünya ülkeleri arasında en fazla bizi etkiledi. Enflasyon çift haneli rakamlara yükseldi. Şimdi yeni bir ekonomik program uygulanıyor. Göstergeler iyi noktaya doğru gidiyor. OVP'deki hedeflerin tutacağını görüyoruz. Milletimizin tekrar alım gücüne erişmesi ile ilgili büyük bir çaba var. Bu da gerçekleşecek. Bu noktada bir güven de söz konusu. Sayın Cumhurbaşkanımızın büyük destekleri var. Ekonominin hedeflerin yakalanamamasıyla ilgili olarak bazı karalama yapan çevreler de var. Bunlara sözcülük yapan bazı siyasetçiler var. Dün Mehmet Şimşek'in istifa ettiğine yönelik haberler halkı yanıltıcı haber hüviyetinde. 'SORUŞTURMA BAŞLATILDI' SPK kanununu 107 taksim 2 maddesi gereğinde sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını etkilemeyi amaçlayan düzenlenmiş bir suç söz konusu. Bu kapsamda savcılık bunu değerlendirdi. Bu şekilde bilgiler yayan, halkı yanıltıcı bilgileri sosyal medya aracılığı ile paylaşanlarla alakalı olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bir soruşturma başlattı. Sayın Bakanımız gerekli açıklamayı yaptı. Bu haberleri hala yaymaya devam ettiklerini görüyoruz. Yatırımcıları zarara sokmak, ekonominin bozulmasına ilişkin bir paylaşım söz konusuysa bunu değerlendirecek olan savcılarımızdır. 'ŞİDDETİ TEŞVİK DÜŞÜNCE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA DEĞİLDİR' Özellikle sosyal medyada özgürce herkes fikirlerini paylaşabilsin bunun hiçbir sakıncası yok. Biz basın özgürlüğünün sınırlarını alabildiğine genişletmeye yönelik hem TCK'da hem Terörle Mücadele Kanunu'muzda değişiklikler yapmıştık. Haber sınırını aşmayan düşünce açıklamalarının suç olmayacağına yönelik kanunlarımızın her birine ayrı ayrı dercetmiştik. Düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırları vardır. Bu uluslararası sözleşmelerde de aynı ilkeler geçerlidir. Şiddet içeriyorsa, şiddeti teşvik içeriyorsa AB İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10-11'inci maddelerine aykırı olduğu gibi bizim Anayasamızın 26. Maddesine de aykırıdır. Şiddeti teşvik düşünce ifade özgürlüğü kapsamında değildir. 'SOKAK RÖPORTAJLARINDA ŞİDDETE TEŞVİK OLMAMALI' Genel olarak burada tutuklama bir istisnadır. Bir tedbirdir, tutuklama sebepleri vardır. Katalog suçlar vardır, somut delil kriterini biz getirdik. Tutuklama için somut delil kriterini getirdik. Kişinin suçu işlediğine dair somut delillerinin olması lazım. Ceza mahkemesi kanununda değişiklikler yapmıştık. Gündeme gelen bazı olaylar oluyor. Dosyanın içeriği, tutuklamanın istisnaları vardır. İki yılın altında suçlarda tutuklama yasağı vardır. Tutuklama yasağı yoksa takdir olayın oluş şekline göre bunu değerlendirecek olan yargıdır. Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü oranı yaklaşık yüzde 40 civarındaydı şu anda yüzde 14 civarına kadar indi. Her olayda tutuklama söz konusu olmuyor. Tutuklama yasağı yoksa oradaki tutuklamaya karar verecek olan dosyaya bakan Hakimdir. O hakim verdiği karar beğenilmiyorsa bir üst mahkemeye de itiraz edilebilir. Burada dikey itiraz dediğimiz sulh ceza hakimi bir karar vermişse bir sonraki numaralı sulh ceza hakimine giderdi itiraz şimdi asliye ceza mahkemesine giderek bu itirazlar gerçekleştirilir. Asıl olan tutuksuz yargılamadır. Tutuklama sebebi varsa burada hakim tutuklama kararı da verebilir. 'Sokak röportajları yasaklanıyor mu?' şeklinde propaganda yapılmaya başlandı. Sokak röportajı niye yasaklansın. Medya kuruluşları, sosyal medyadan yayın yapan kişilerin sokaktan röportaj yapmasında sakınca yok. Siz röpordajda şiddeti teşvik varsa, suç teşkil eden ifadeler olursa orada sokak röportajının yasaklanması değil o ifadeyi kullanan kişinin yargılanması söz konusu olabilir. DİLAN POLAT'A TAHLİYE KARARI: TÜRK YARGISINA GÜVENELİM 1 yıldan bu yana yürütülen bir soruşturma. MASAK raporlarıyla ilerleyen tutuklamaların gerçekleştiği bir soruşturma, buna benzer çok sayıda soruşturma var. Savcılarımız soruşturmayı titizlikle yürüttüler. Kara paranın aklanması suçu, yasa dışı bahis mali suçlar. Bunlarla ilgili yargının başvuracağı kaynak MASAK. MASAK'tan gelen ön raporlarla bir soruşturma ilerletildi. Detaylı inceleme MASAK tarafından yapıldı, raporlar çerçevesi içerisinde mahkemenin vermiş olduğu bir karar söz konusu. Şüphelilerin hepsinin serbest bırakılması söz konusu değil. Dosyanın içeriği ile ilgili bilgisi olmayan, neden serbest kaldı, neden tutuklandı?' şeklindeki ifadelere varmak doğru olmaz. Türk yargısına güvenelim. DAVALAR NEDEN UZUN SÜRÜYOR? Gecikmemesi için hangi tedbirleri almamıza ilişkin somut hedeflerimiz olacak. Biz 1 yıldan bu yana tüm taraflarla toplantılar yaptık. Hakim savcılarımız, istinaf, Yargıtay, çalıştaylar gerçekleştirdik. Üniversitelerimizin hukuk fakültelerinden görüşler aldık. Yargı teşkilatımızda yapmış olduğumuz toplantılarda 'nerede tıkanma var, nerede gecikme var?' tüm görüşleri toparladık, çalışmalarda son aşamadayız EV SAHİBİ KİRACI DAVALARI, BOŞANMA DAVALARINDA HIZLANMA BEKLENİYOR MU? Olacak inşallah. Aile sempozyumumuz vardı. Aile bireylerinin korunması ve aile hukukuyla ilgili. Yaptığım konuşmada şunu söylemiştim. Aile hukukunu sil baştan ele alacağız demiştim. Birtakım çevreler çarpıtmaya başladılar. Boşanma davaları uzun sürüyorsa, her iki taraf boşanmak istiyorsa boşanma kesinleştirilebilir. 'SORUNU YÜZDE 50 CİVARINDA ÇÖZDÜ' Kira ile ilgili yargı süreçlerinin hızlandırılmasıyla ilgili olarak alternatif uyuşmazlıkları önemsiyoruz. Arabuluculuk 2013'te sistemimize girdi, başarıyla uygulanıyor. 1 yıldan bu yana kira davalarını zorunlu arabuluculuk kapsamına aldık. Dava açmadan önce arabulucuya gitme mecburiyeti getirdik. Bu sorunu yüzde 50 civarında çözdü. BAKAN TUNÇ: MANİPÜLATİF ÇETELERİN HEDEFİ EKONOMİ A HABER UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN