Meclis'te 'Can Atalay' Oturumu! AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler: Açıkça Anayasa'nın 85. Maddesine Aykırıdır
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Can Atalay gündemiyle toplanıyor. AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler önemli açıklamalarda bulundu. Güler, AYM'nin verdiği kararın Anayasa'nın 85. maddesine aykırı olduğunu belirtti.
AYM'nin 1 Ağustos'ta Resmi Gazete'de yayımlanan kararında, Gezi davasından 18 yıl hapis cezasına mahkum edilen TİP Hatay Milletvekili Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesiyle ilgili kararın 'yok hükmünde' olduğu belirtildi.
Ardından 9 Ağustos'ta CHP, DEM Parti, Saadet Partisi, TİP, DEVA, Demokrat Parti ve Emek Partisi'nden oluşan muhalefet partileri, Meclis'in, AYM'nin Can Atalay kararıyla ilgili toplanması için TBMM Başkanlığı'na dilekçe sundu.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş da Anayasa'nın 93 ve TBMM İç Tüzüğü'nün 7'nci maddesi gereği muhalefet partilerinin talebini değerlendirerek, TBMM Genel Kurulu'nu olağanüstü toplantıya çağırdı.
AK PARTİ'DEN CAN ATALAY AÇIKLAMASI
AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler konuya ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Güler, "Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir, kişiye göre değişmez. Olağanüstü toplantı yeter sayısı sağlanırsa Meclis'e gireceğiz. Kesinleşmiş mahkumiyet hükmü var, AYM hükmü ile işlem yapamaz. Meclis'e getirilerek bir hüküm tesis etmek mümkün değildir" dedi.
Abdullah Güler'in açıklamasından öne çıkanlar şu şekilde:
Anayasanın 148. maddesi, Anayasa Mahkemesi kanunlarının, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi iç tüzüğünün anayasaya şekli ve esas bakımlarından uygun olup olmadığını denetler ve bireysel başvuruda kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz. Bireysel başvuruya ilişkin usul ve esaslar kanunda düzenlenir.
Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yapıldı. Hak ihlali kararı verdi. Ne yapması gerekiyor? Hemen şunu yapması gerekiyor; 6216 sayılı Anayasa Mahkemesi kuruluş ve yargılama usulleri kanunu gereğince 50. madde. Diyor ki; bölümler esasen kararları gerekçeleriyle birlikte ilgililere bireysel başvuru yapan ilgililere ve Adalet Bakanlığı'na tebliğ edilir ve mahkeme internet sayfasında yayınlanır. Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa ihlal ve sonuçların ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yani Anayasa Mahkemesi'nin anayasa 148, 6616, 6216 sayılı yasanın 50. maddesi gereğince ilgili mahkemeye ve Adalet Bakanlığı'na bildirmekten başka bir şey var mı? Türkiye Büyük Millet Meclisi bu bu yöntemde bir yerde duruyor mu? Yok.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti anayasamızın 2. maddesinde belirttiğimiz üzere bir hukuk devletidir. Hukuk kuralları şahsa göre, kişiye göre, zümreye göre değişmez. Geçmişteki uygulamalarımız tatbikatımız belli. Bizim mevcut bu durum içerisinde ortada anayasamızın 154. maddesi kapsam içerisinde somut denetimiyle beraber yeniden mahkeme tarafından verilmiş bir karar istinaf ve Yargıtay süreciyle kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü var. Bu mahkumiyet hükmü ilgili somut norm denetimine tabi mahkemelerce kaldırılmadan yeni bir hüküm tesis edilmeden siz burada Anayasa Mahkemesi'ni sadece karar verilmesinde yer olmadığına şeklindeki bir hükmü ifade eden bir kararla hiçbir işlem tesis edemezsiniz. Dolayısıyla kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi hukuk zemininde, hukuk kuralları içerisinde bu işlemlerin yapılması için değerli.
Biz Meclis'te olağanüstü toplantıda toplantı yeter sayısı sağlanırsa gireceğiz. Orada yine bu beyanlarımızı, bu açıklamalarımızı Genel Kurul'da da söyleyeceğiz. Dolayısıyla farklı bir beklenti içerisinde sanki Anayasa Mahkemesi yerel mahkemenin veya Yargıtay yerine geçerek hükmü kaldırmış veya değiştirmiş veya yeni bir tespitte bulunmuş gibi bir durum yok.