Gazi ve şehit yakınlarının gözünden o karanlık gece! İhanete de şehadete de tanıklık ettiler| Demokrasiye suikast girişiminin perde arkası A Haber'de
Türkiye, bundan 8 yıl önce 15 Temmuz gecesi asker kıyafeti giymiş alçak darbecilerin hain girişimi ile karşı karşıya kaldı. Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla meydanlara inen halk devletinin emrinde olan güvenlik güçleri ile FETÖ'cülere karşı gövdesini siper etti ve vatanı hainlere teslim etmedi. O gece vatanı uğruna 252 şehit ve 2700’den fazla kişi gazi oldu. A Haber'in 15 Temmuz Şehitler Makamında yaptığı özel yayına şehit ve gazi yakınları katıldı. Hain darbe girişiminin yaşandığı gecede hafızalara kazınan o anları anlattılar. İşte gazi ve şehit yakınlarının gözünden o karanlık gece…
Tarihler 15 Temmuz 2016'yı gösterdiğinde Türkiye hain darbe girişimine tanıklık etti. Asker kıyafeti giymiş FETÖ'cü hainler, ellerindeki tüfekleri vatanını savunan Türk halkına çevirdi. Kahraman Türk halkı ise bağımsızlık ve vatan aşkıyla hainlere direndi. O gece vatanı uğruna 2700'den fazla kişi gazi, 252 kişi şehit oldu.
Türkiye'nin en uzun gecesinin demokrasi destanı ile sonlandığı 15 Temmuz'un üzerinden tam 8 yıl geçti. A Haber'in 15 Temmuz Şehitler Makamında yaptığı özel yayına şehit ve gazi yakınları katıldı.
Hain darbe girişiminin yaşandığı gecede hafızalara kazınan o anları anlattılar. İşte gazi ve şehit yakınlarının gözünden o karanlık gece…
15 Temmuz gecesi Atatürk Havalimanı'nda hayatını kaybeden Şehit Mahir Ayabak'ın ablası Kayra Zehra Ayabak;
"O gün hepimizden habersiniz havalimanına doğru yürüdü. Saat akşam 11 civarı arkadaşları ile havalimanına gittiğinin haberini aldık. Gece 1 civarında babam ile görüşüyor ve o görüşme esnasında bir hava saldırısı gerçekleşiyor ve yaylım ateşi altında kaldıklarını söylüyor. Babam kendini korumasını söylerken bir hengame gerçekleşiyor ve telefonu elden düşüyor. Telefonu almak için uğraştığı esnada kardeşim vuruluyor. Üzerinden 8 yıl geçti fakat Mahir hiç gitmemiş gibi."
"Takvim bize hala 15 Temmuz 2016. 16 yaşında bir çocuktu Mahir ve her şeyi kenara bırakıp aileme ve vatanımı korumam lazım dedi çıktı meydanlara. Zaten mucize bir çocuktu Mahir. Doğarken de deprem zamanı doğdu. Annem her zaman 'selalarla geldi benim oğlum ve selasıyla gitti' der."
15 Temmuz gecesi Harbiye'de şehit düşen Fahrettin Yavuz'un abisi Fuat Yavuz;
"Biz dört kardeşiz ve yatsı namazını kılmaya Mecidiyeköy'e gittik fakat Fahrettin namazın ardından hepimizden önce çıktı ve eve gitti. Daha sonra beni 2 defa aradı ve darbe olduğunu söyledi ben inanmadım bu ülkede her şey güllük gülistanlık nasıl olabilir dedim. Havalimanının ve köprünün tamamen tanklarla kapandığını söyledi."
"Daha sonra hemen A Haber'i açtım ve 12 Eylül darbesini de gördüğüm için bunun bir darbe değil kalkışma olduğunu düşündüm. Daha sonra Süleyman Soylu'nun bir bağlantısını gördüm herkesi sokağa davet ediyordu. Ben hemen kardeşlerimi aradım bizim niyetimiz köprüye gelmekti. Fahrettin eşine de bugün gitmezsen yarın geç olur deyip sokağa çıkıyor. Biz Mecidiyeköy'den Harbiye'ye geldik ama nasıl geldiğimizi bilmiyoruz. Tabii başımızda ki dik durunca bizde dik durmasını bilen bir milletiz. O gün başkanımız başka bir yere de gitmeyi bilirdi hayatını kurtarmak için. Canı pahasına Marmaris'ten havalimanına gelmek kolay değildir."
"Biz TRT binasını korumak için oraya gittik ve kardeşimin direkt nişan alarak vurdular. Kafasından nişan alarak G-3 mermisi ile vurdular ve beynin 3'te 2'si dışarıdaydı. Bunların Allah'ı yok bunlar islamiyeti kullanarak bir teröristin peşine giderek 40 yıllık yapılanma ile maymuna dönmüş kişiliklerdir."
15 Temmuz'un şahitlerinden Şehit Onur Ensar Ayanoğlu'nun babası İhsan Ayanoğlu o günü anlattı;
"O gün tesadüfen çocukların eve geç geleceğini öğrendim ve onlar gelene kadar A Haber'i izlemeye başladım. Altyazıyı gördüm daha sonra köprüde trafiğin kapatıldığına dair. Darbe falan aklıma gelmedi suikast diye düşündüm polise destek olarak da asker geldi sandık biz. Sonra bütün kanalları gezmeye başladım ve hepsi aynı şeyi geçiyor o an irkilmeye başladım. Aradan birkaç saat geçti rahmetli oğlum beni aradı şarjım bitiyor şarj aleti getirir misiniz dedi. Nerede olduğunu sorduğumda Cumhurbaşkanımızın evinin orada Kısıklı'da olduğunu söyledi. Bizim de evimiz çok yakında."
"Eşimi de aldım çıktım ve şarj aletini verdim. Tabii bizi vedalaşmak için çağırmış, sarıldık, bizimle şakalaştı ve gitti biz bunu sonradan anladık. Zaten Kısıklı'da insan seli vardı. Gece saatlerinde köprüye gitmişler bizde tanımadığımız insanlarla beraber yola koyulduk. Yolda bir tan gördük önünü kestik ve panikleyip ters döndü gitti. Daha sonra Çengelköy taraflarından sela seslerini duymaya başladım ben o zaman bu alçakların camileri de ele geçirdiklerini düşündüm. Selaların ardından ezanların da okunduğunu duyunca eyvah ülkem elden gidiyor dedi."
"Daha sonra bir ateşe edilme sesi duydum o an bir hengame oluştu. O ortam geçtikten sonra rabbim içime doğurmuş demek ki hemen oğlumu aradım telefon ilk çalışında açtı ve bizim önümüzde tanklara daha yakın olduğunu öğrendim geriye gelmelerini söyledim tamam dediler. Tamam dedikten sonra 10 dakika sonra bir kıyamet ateşi başladı herkes can derdine düştü. Bu alçaklar Nakkaştepe'den ve Köprüden ateş etmeye başladılar. Mermiler birbiriyle çarpışıyordu ben yerde en az 10 dakika kaldım. Rahmetli oğlumu aradım hemen sonra kısık sesle telefon açıldı ben vurulduğunu anladım ama başka biriymiş oğlumun vurulduğunu polisin onu hastaneye götürdüğünü söyledi. Hemen başkent hastanesine gittim gece 3 civarında ve bir oğlumu morgda diğer oğlumu ameliyatta buldum."