Başkan Erdoğan'dan tarihi konuşma! A Haber'de değerlendirdi: Duygusu yüksek bir konuşmaydı
Başkan Erdoğan AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda tarihi bir konuşma yaptı. Erdoğan'ın Filistin sözleri toplantıya damga vurdu. SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, A Haber canlı yayınında konu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda tarihi bir konuşma yaptı. Başkan Erdoğan, "Unutmayın! MİT'e yapılan operasyon, 17-25 Aralık, 15 Temmuz ihaneti, Siyonizmin uşağı vatan haini FETÖ tarafından Filistin hassasiyetimizi kırmak için yapıldı." ifadelerini kullandı.
"Kimse Filistin hassasiyetimizi sorgulayamaz" diyen Başkan Erdoğan, "Birileri gibi Filistin'in yerini 7 Ekim'de öğrenmedik. Tek başıma kalsam da Allah ömür verdikçe mazlum Filistin halkının yanında olacağım. Buradan çok açık ve net söylüyorum; milli mücadele sırasında 'Kuvayi Milliye' neyse Hamas aynen odur. Bunu söylemenin de bir bedeli olduğunun elbette farkındayız." şeklinde konuştu.
"ÇOK ETKİLİ BİR KONUŞMA"
SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, A Haber canlı yayınında konu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
İşte o açıklamalardan satır başları;
Bu konuşma Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı çok etkili bir konuşma. Son dönemlerde bu kadar heyecanı vurgusu yüksek mesajları yüksek konuşma görmemiştim diyebilirim. Oldukça hem motivasyonu yüksek hem AK Parti teşkilatının motivasyonunu yükseltecek psikolojisini toparlayacak hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önümüzdeki 4 yıl Türkiye'de siyasetin yönünü şekillendirmesi konusunda kendisinin ana aktör olduğunu hatırlatan bir konuşma yaptığını söylemeliyim.
GÜÇLÜ BİR MESAJI VAR
Bu konuşmanın psikolojisi açısından baktığımızda 31 Mart yerel seçimlerinin sonuçlarının doğru okunmasıyla ilgili güçlü bir mesajı var. Bir kere milletin iradesinin sandığa yansıması ve bütün partiler gibi öncelikle AK Parti'nin aslında bu iradeyi nasıl kabullendiğini sahiplendiğini ve bu anlamda da milletin kendisi olduğunu vurguladı. Ama bu doğru okumanın en önemli unsurlarından bir tanesinin katılım düşüklüğü olduğunu ve dolayısıyla bu katılım düşüklüğünden de en fazla etkilenen partinin AK Parti olduğunu açıkça belirtti. Bu vurguyu daha önce de yapmıştı Cumhurbaşkanı Erdoğan.
Fakat buradan daha ileri giden bir mesaj verdi o da şu ki hem AK Parti'nin elde ettiği belediyeler hem de Cumhur İttifakı'nın elde ettiği belediyeler itibariyle aslında yüzde 50'den fazlasının Cumhur İttifakı'nın kontrolünde olduğunu dolayısıyla bu yerel seçim sonuçlarından muhalefetin ileri bir başarı yorumu çıkarmaması gerektiğini iktidarın bir tane olduğunu bunun Cumhur İttifakı'nın iktidarı olduğunu ve kendisinin de Cumhurbaşkanı olarak Kabinesi ile buna vaziyet ettiğini ortaya koydu.
Bunlar neye işaret ediyor? Hem belediye meclisindeki üyelerin de çoğunluğunun yine AK Parti'de Cumhur İttifakı'nda olduğunu söyleyerek aslında bir denetleme görevinin olduğunu söyledi. Yerelde iktidar söylemiyle CHP'nin oluşturmaya çalışacağı bir hava var onu bir anlamda kesmiş oldu. Diğer taraftan da önümüzdeki 4 yılda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin getirdiği istikrar sayesinde Türkiye'de çok önemli siyasi gelişmelerin olacağını anlatan ve bunun psikolojisini yansıtan bir değerlendirme yaptı.
DUYGUSU YÜKSEK BİR KONUŞMAYDI
Özeleştiri meselesinde muhasebe meselesinde de yeni bir bence konum belirledi. Cesaretle özeleştiri yapacağız dedi. Kapsamlı muhasebe bütün noktalarına kadar hepsinin yapılması ve milletin mesajına uygun bir değişimin yapılması anlamında bir mesaj vardı.
Duygusu yüksek bir konuşmaydı bu.
TARİHİ FİLİSTİN SÖZLERİ
Konuşmanın ikinci bir önemli hususu da Filistin meselesiydi. Son dönemde Filistin üzerinden AK Parti'nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eleştirildiğini ve buna yönelik bir kampanya yürütüldüğünü ortaya koyan Cumhurbaşkanı Erdoğan gösterdiği o video ile de aslında tarihsel olarak kendi siyasi hayatında ve AK Parti'de Filistin meselesine sahip çıkmanın ne kadar önemli olduğunu bizlere tekrar hatırlattı.
FETÖ VURGUSU
FETÖ'cüler o dönemde 'one minute' tavrından çok rahatsız oldular. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve AK Parti'ye yönelik hamlelerinin başladığı noktanın burası olduğu söylenebilir. FETÖ'nün Siyonistlerin uşağı olarak nitelemesi aparatı olarak nitelemesi 2009 ve devamında ortaya çıkan dinlemelerin olması MİT krizi peşinden 17-25 ve 15 Temmuz'a giden bu süreç aslında başlangıcını buraya koyabiliriz.