CHP’nin kara para skandalında flaş gelişme! Canan Kaftancıoğlu'nun ifadesi ortaya çıktı: Ekrem İmamoğlu'nun müdürü Tuncay Yılmaz'ın orada olması bana da garip gelmiştir
CHP'nin kara para skandalında ortaya çıkan balya balya para sayma görüntülerinin yankıları sürüyor. İmamoğlu'nun kasası Keleş ve Müdürü Tuncay Yılmaz ile binayı satan Ali Rıza Braka verdikleri ifadelerle "Süreci Canan Kaftancıoğlu yürütüyordu" iddiasında bulunarak bombayı resmen Kaftancıoğlu'nun kucağına bıraktı. Canan Kaftancıoğlu ise yakın çevresine "Para, alım satım, ihalelerle benim işim olmaz. O görüntülerde benim ortağım ya da genel müdürüm de yok. Kimin orada ortağı, müdürü varsa ona sorsunlar" dediği ortaya çıktı Skandal olayda ismi geçen Canan Kaftancıoğlu "şüpheli" sıfatıyla konuya ilişkin ifade vermek için adliyeye gitti. Kaftancıoğlu verdiği ifadede vergi kaçırdıklarını itiraf etti. Kaftancıoğlu, "Satıcı bu binayı yaklaşık 1 yıl önce bize satılandan daha düşük bedelle aldığı için tapuda gerçek bedelin gösterilmesi halinde aldığı taşınmazı 5 yıl içerisinde sattığı için aradaki farkın vergisini ödemek zorunda kalacakmış" dedi. Ekrem İmamoğlu'nun müdürü Tuncay Yılmaz'ın para trafiğinin içinde olmasına anlam veremediğini söyleyen Canan Kaftancıoğlu, "Tuncay Yılmaz’ın neden ve hangi amaçla orada olduğuna dair en ufak bir ilgim ve fikrim yoktur. Kendisini tanımam. Tuncay Yılmaz’ın orada olması bana da garip gelmiştir." ifadeleriyle ibreyi Ekrem İmamoğlu'na yöneltti.
CHP'deki kara para skandalı Türkiye'nin resmen gündemine oturdu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, CHP İl Başkanlığında çekildiği iddia edilen ve sosyal medyada paylaşılan para sayma görüntüleriyle ilgili başlatılan soruşturma devam ediyor.
SAVCILIĞA ÇAĞRILDILAR
Hatırlanacağı üzere çanta çanta paraların sayıldığı görüntülere ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında Ekrem İmamoğlu'nun kasası olarak bilinen İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş, İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü Tuncay Yılmaz, eski CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Özgür Nas, eski CHP İstanbul İl Başkanlığı Basın Danışmanı Can Poyraz, söz konusu binayı satan Ali Rıza Braka ve avukatı Gökhan Taşkapan savcılığa ifade verdi.
PARALARI İMAMOĞLU'NUN KASASI KELEŞ'İN TAŞIDIĞI TESCİLLENDİ
Söz konusu ifadeler kapsamında parayı İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Beylikdüzü'nden yakın adamı olan Turan Taşkın Özer'in verdiği İmamoğlu'nun kasası Fatih Keleş ve İmamoğlu İnşaat'ın müdürü Tuncay Yılmaz'ın taşıdığı tescillendi.
USULSÜZLÜK YAPILARAK VERGİ KAÇIRILDIĞI DA İTİRAF EDİLDİ
İfadelerde paranın CHP İstanbul İl Başkanlığı'nın alımında kullanıldığı iddia edilirken yaklaşık 16 milyonun elden verildiği ve usulsüzlük yapılarak vergi kaçırıldığı da itiraf edildi.
BOMBAYI CANAN KAFTANCIOĞLU'NUN KUCAĞINA BIRAKTILAR
Ekrem İmamoğlu'nun kasası Keleş ve Müdürü Tuncay Yılmaz ile binayı satan Ali Rıza Braka verdikleri ifadelerle "Süreci Canan Kaftancıoğlu yürütüyordu" iddiasında bulundu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise İstanbul İl Başkanlığı binasının alımıyla ilgili sorulara "O süreci o dönem il başkanı olan Canan hanım yürüttü" karşılığını vererek şaibeli paralardan Kaftancıoğlu'nu sorumlu tuttu.
"KİMİN ORTAĞI, MÜDÜRÜ VARSA ONA SORSUNLAR"
Gözlerin çevrildiği Canan Kaftacıoğlu iddialara ilişkin sessizliğini korurken, yakın çevresine "Para, alım satım, ihalelerle benim işim olmaz. O görüntülerde benim ortağım ya da genel müdürüm de yok. Kimin orada ortağı, müdürü varsa ona sorsunlar. Paranın adresini en iyi onlar bilir" dediği ortaya çıktı.
CHP'NİN ESKİ AVUKATINDAN ÇARPICI AÇIKLAMA
Kaftacıoğlu'nun bu çıkışı sonrası CHP'nin eski avukatlarından Mustafa Kemal Çiçek, çarpıcı bir açıklamada bulundu. Kaftacıoğlu'nun konuya en hakim isim olduğunu vurgulayan Çiçek, "Kaftancıoğlu, mutlaka ve mutlaka açıklama yapmalı. Ekrana çıkıp kamuoyuna malumat vermeli. Çünkü konuya en hakim isim o. Ne olduğunu en iyi bilen o. Savcı da Kaftancıoğlu'nu çağırmalı idi" ifadelerini kullandı.
"EKREM'İ SESSİZ KALIP TERLETİYOR"
"Kaftancıoğlu'nun ifadeleri, itirafları çok önemli. Onun ifadeleri ve itiraflarıyla konu aydınlanır" diyen Çiçek, "Burada para puldan söz ediyoruz. Canan Kaftancıoğlu, çekinebilir. Bu nedenle de susuyor olabilir ya da İmamoğlu'nun daha çok yıpranması için ses etmiyor olabilir. Nihayetinde İmamoğlu, Kılıçdaroğlu'nu devirdi. Belki Kaftancıoğlu, İmamoğlu'na 'Sen misin Kılıçdaroğlu'nu deviren. Ben de sessiz kalıp seni terleteyim' diyor" dedi.
"TELEFONLARI AÇMIYOR"
Sözlerini sürdüren Çiçek, "Kaftancıoğlu'nun Özel'in telefonlarına dahi çıkmadığı da iddia ediliyor. Bu çok vahim. Tüm ihtimalleri ele aldığımızda görüyoruz ki Kaftancıoğlu, geride durarak skandalın gündemden düşmemesini hedefliyor. Konuşmayarak İmamoğlu'nun durumunu daha sıkıntılı hâle getirmeyi amaçlıyor. İmamoğlu için kolay bir dönem değil. Skandalın ardından müdürü, danışmanı çıkıyor. Bu konudan prim yapma girişimi de havada kaldı. CHP'de çalkantı arttı. Seçimlere giderken İmamoğlu'nun eli zayıfladı" açıklamasında bulundu.
KILIÇDAROĞLU, KAFTANCIOĞLU'NDAN BİLGİ ALDI
Öte yandan 1 Nisan için kılıç bileyen Kemal Kılıçdaroğlu'nun Canan Kaftancıoğlu'ndan bilgi aldığı da değerlendiriliyor. Kaftancıoğlu'nun sessizliğine ilişkin değerlendirmede bulunan CHP'li Tolgahan Erdoğan, "Kaftancıoğlu'nun suskunluğunun altında farklı anlamlar da olabilir. Niye sustuğunu anlayamıyorum. Burada strateji de olabilir. Ya olayın bir yerinde yok ya da konunun sıcak kalması için sessizliğini koruyor. Kemal Kılıçdaroğlu'nun olayla alâkası olmadığı açık. Kılıçdaroğlu, Canan Hanım'a danışmıştır. Detayları öğrenmiştir" dedi.
KAFTANCIOĞLU İFADE VERDİ
Eski CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda çekildiği öne sürülen para sayma görüntülerine ilişkin soruşturma kapsamında "şüpheli" sıfatıyla ifade vermek üzere Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na geldi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda çekildiği öne sürülen ve sosyal medyada paylaşılan para sayma görüntülerine ilişkin resen başlattığı soruşturma sürüyor.
Soruşturma kapsamında, eski CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ifade vermek üzere Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na geldi.
Savcılık katına çıkan Kaftancıoğlu'nun ifadesinin alınmasına başlandığı öğrenildi.
KAFTANCIOĞLU 2,5 SAAT İFADE VERDİ
Canan Kaftancıoğlu bugün Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı''nda şüpheli sıfatıyla 2,5 saat ifade verdi.
SORULARI YANITLADI
İfadesinin ardından basın açıklaması yapan Kaftancıoğlu, "Süreci sizin başlattığınız ancak el çektirildiğiniz iddiaları var?" sorusuna "Öyle bir şey söz konusu değildir. Kaldı ki mal sahibinin avukatının buna dair ne fikri, ne de bilgisi olabilir. Öyle bir ifadeyi niye verdiği konusunda fikrim yok" diye yanıt verdi. "Görüntü kayıtlarının Tuncay Yılmaz'a verildiği" sorusuna ise Kaftancıoğlu, "Bilmediğim konuda yorum yapamam" dedi. "Fatih Keleş'in 'Bir tuğla da sen koy' kampanyası yapıldığı yönünde ifade verdiğinin" sorulması üzerine Kaftancıoğlu, bu konuda detaylı ifade verdiğini belirtti.
İFADESİ ORTAYA ÇIKTI
Şüpheli Kaftancıoğlu ifadesinde Ekrem İmamoğlu'nun müdürünü işaret etti. Kaftancıoğlu, Canan Kaftancıoğlu, "Tuncay Yılmaz'ın neden ve hangi amaçla orada olduğuna dair en ufak bir ilgim ve fikrim yoktur. Kendisini tanımam. Tuncay Yılmaz'ın orada olması bana da garip gelmiştir." dedi.
Kaftancıoğlu ifadesinde şunları söyledi:
"Yasa dışı yollarla elde edilen görüntü nedeniyle 'şüpheli' olarak ifadeye çağrılmış olmamın hukuki tanımını yapamıyorum. İlk ifadeye çağrılan ben olsaydım eğer ifadeye geldiğimde öncelikle bu gayrimeşru yollarla elde edilen görüntüler nedeniyle ifade vermeyi kabul etmezdim. Önce bu gayrimeşru görüntülerle ilgili sebep olanların ve sebep olanlarla ilgili sürecin ortaya çıkarılmasını ve bu husus ortaya çıkarıldıktan sonra bildiği her şeyi anlatacağımı ifade ederdim. 2018 Şubat ayında CHP İstanbul İl Başkanı olduğumda İstanbul örgütünün il kongresinde bir şey söylemiştim. Birincisi, İstanbul'u yeniden halka vereceğizdi. O güne kadar yapılan benim bilgim bütün il kongrelerinde adaylar İstanbul İl Başkanlığı'na yeni bir bina alacaklarını söz vermişler ama ne yazık ki İl Başkanlığı binasını alamamışlar. Ben söz vermeyeceğimi ama CHP İstanbul İl Örgütü'ne yakışan bir binayı İstanbul örgütü ile birlikte inşallah el birliğiyle alacağız, yapacağız' demiştim"
"HERKESİN KATKIDA BULUNMASINI İSTİYORDUK"
Kaftancıoğlu ifadesinin devamında, "2018'de İstanbul'un 39 ilçesinde kimi görseler, hangi partiliyle konuşsalar İstanbul örgütüne yakışan bir bina bakılmaya başlanıldı. Seçim çalışmaları başladı, bitti ve devamında yerel seçim çalışmaları başladı. Bu arada hala il binası alımı için araştırmalar devam ediyordu. Şu detayı da vereyim, Şişhane'de bulunan parti binası 5 katlı bir binanın son 2 katıydı. Bir dönem 1. kat satılığa çıktı. Bu katı almayı bile düşündük ancak arada satılmayan 2 katın bulunması, dairenin çok fazla masraf gerektirmesi nedeniyle bu binadaki daireleri almaktan vazgeçildi. Yerel seçimler bitti, 'bir tuğla da sen koy' dayanışma kampanyasını başlattık. Kampanya başlatıldığında emekli vatandaşın vereceği meblağla il binasının alınamayacağını ben de biliyordum ancak alınacak olan binada bir aidiyet hissetmesi için az da olsa herkesin katkıda bulunmasını istiyorduk. Bununla ilgili kampanyalar, çağrılar yaptık" şeklinde konuştu.
VERGİ KAÇIRILDI İTİRAFI
İfadesine devam eden Kaftancıoğlu, "Arayışımız sürerken son olarak Sarıyer'de bir projede satılık bir bina olduğunu ve bu binanın il parti binası için uygun olduğu yönünde arkadaşlarımdan tavsiye aldım. Bizzat yere giderek gördüm ve çok beğendim. Görüşmelere başladık. Yanlış hatırlamıyorsam avukat, mal sahibinin bina için 43 veya 44 milyon lira istediğini söyledi. Ben de pazarlık yapılması gerektiğini ifade ettim. Bize tapular değil, Emlak Konut ile Seas Besicilik arasındaki sözleşme protokolü gelmişti. Tapusu yoktu. Mal sahibiyle görüşemeyince avukat beye tam olarak siyasi parti olduğumuzdan dolayı satış vaadi sözleşmesine istinaden bu binayı satın alamayacağımı, bu şartlar altında pazarlığa oturamayacağımı, siyasi parti olduğumuzdan dolayı ne kadar bedelle satın alma konusunda anlaşırsak o bedeli olduğu gibi tapuda resmi olarak göstereceğimizi söyledim. Siyasi partiler taşınmaz alımlarında herhangi bir vergi ödemedikleri için ben özellikle satın alınan gerçek değerin tapuda resmi olarak gösterilmesi konusunda ısrarcı oldum. Tapuda bedelin 24 milyon lira olması ile 41 milyon lira olması arasında partimiz açısından herhangi bir fark olmayacaktır. Sonradan öğrendiğim kadarıyla satıcı bu binayı yaklaşık 1 yıl önce bize satılandan daha düşük bedelle aldığı için tapuda gerçek bedelin gösterilmesi halinde aldığı taşınmazı 5 yıl içerisinde sattığı için aradaki farkın vergisini ödemek zorunda kalacakmış'' şeklinde konuştu.
"SATIŞ SÜRECİNİN BENİMLE BAŞLADIĞINI VE EL ÇEKTİRİLDİĞİMİ BEYAN ETMİŞSE DE BU HUSUS GERÇEĞİ YANSITMAMAKTADIR"
Kaftancıoğlu Savcılıkta verdiği ifadesinin devamında, "O tarihlerde uzun süredir bina arayışında olmamız ve binanın CHP il örgütüne çok yakışacağını düşündüğümden dolayı, satıcının bize ilettiği tapuda rayicin üzerindeki bedel olan tapu bedeli ile geriye kalan kısmın elden verilmesini kabul ederek binayı satın alma konusunda anlaştım. Bu konuda bütün sorumluluk bana aittir. Anlaştıktan sonra toplanan bağış parasının olduğu gibi muhatabına gitmesi gerektiği için elden verilen paranın mutlaka tutanak ile kayıt altına alınması gerektiğini bütün arkadaşlarıma ben söyledim. Her ne kadar Taşkapan, satış sürecinin benimle başladığını ve el çektirildiğimi beyan etmişse de bu husus gerçeği yansıtmamakla birlikte bu hususta bilgi sahibi olması mümkün değildir. Kampanyayla ilgili yapılan bağışlar bankaya yatan ve resmi olarak hesaba gönderilen paralardır. Hesaplara gönderilen paraların miktarını bilmiyorum" dedi.
"HANGİ PARTİ YÖNETİCİSİNE NE KADAR PARA GİTTİĞİNİ BİLMEM, TAKİP ETMEM MÜMKÜN DEĞİLDİR"
Kaftancıoğlu ifadesinde, "Paranın bir kısmının elden ödeneceğini CHP İstanbul İl örgütünün paydaşları olan il yöneticileri, ilçe başkanları, meclis üyeleri, İstanbul milletvekilleri, parti üyeleri ve parti iş adamları ile görüşerek durumu anlattım. Kendileri de sağ olsunlar bana güvendikleri için bu durumu kabul ettiler. Daha sonra hangi ilçe örgütüne veya hangi parti yöneticisine ne kadar para gittiğini bilmem, takip etmem mümkün değildir. Görüntülerdeki paraların bağış parası olduğunu biliyorum. Makbuz kesilip kesilmediğini bilmem mümkün değildir. Satın alma sürecinde CHP olarak hiç kimseye komisyon vermedik. 9 Aralık 2019'da avukatın ofisinde satıcı Ali Rıza Braka'ya 17 milyon lira para verileceğini biliyordum ancak paranın tamamı ödenememiş, geri kalan 1 milyon 490 bin liranın tapunun verileceği gün ödenmesi konusunda mutabık kalınmış" ifadelerini kullandı.
EKREM İMAMOĞLU'NU İŞARET ETTİ: TUNCAY YILMAZ'IN ORADA OLMASI BANA DA GARİP GELMİŞTİR
Para alışverişinin olduğu gün Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul'da olduğunu söyleyen Kaftancıoğlu, "Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul'da olduğu günlerde siyasi çalışmalar için genel başkana ben eşlik ederdim. Özgür Nas o gün oraya gideceği bilgisini verdiğinde elden ödenen paranın mutlaka tutanak altına alınmasını söyledim. Ofise giden kişilerden sadece Özgür Nas'ın orada olacağından haberim vardı. Diğer kişilerin orada olduklarını bilmiyordum. Tuncay Yılmaz'ın neden ve hangi amaçla orada olduğuna dair en ufak bir ilgim ve fikrim yoktur. Kendisini tanımam. Tuncay Yılmaz'ın orada olması bana da garip gelmiştir. Yılmaz'ın para getirip getirmediğini, getirdiyse de ne kadar getirdiğini bilmiyorum. 17 milyon liranın parti gideri olarak kaydedilip kaydedilmediğini bilmem mümkün değildir. Bu konuda gider kaydı tutmak benim yetkim ve görev alanımda olan bir şey değildir. Seçime 9 gün var. Bu soruşturmanın seçime 10 gün kalmışken CHP aleyhine siyaset eliyle yürütülen bir seçim kampanyası olduğunu düşünüyorum. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum" ifadelerini kullandı.
ONUR ÖKSEL DE İFADEYE ÇAĞRILDI
CHP İstanbul İl Başkanlığında çekildiği iddia edilerek sosyal medyada paylaşılan para sayma görüntülerine ilişkin başlatılan soruşturmada, Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Onur Öksel ifade verdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosu'nca yürütülen soruşturma kapsamında bugün Onur Öksel saat 10.00'da adliyeye geldi. Öksel, yaklaşık 1 saat süren ifadesinin ardından basın mensuplarının sorularını yanıt vermeden adliyeden ayrıldı.
ÖKSEL'İN İFADESİ ORTAYA ÇIKTI
Öksel, "Başkan Muammer Keskin beni avukatının Harbiye tarafında bulunan ofisine çağırdı. Avukatın ofisine gittiğimde görüntülerde benim elimde bulunan çantayı bana verdi. Çantayı avukatın makam odasında bana verdiği sırada odada ben, Muammer Keskin ve avukatı vardı. Başka birisi yoktu" dedi.
BAŞKANIN ŞAHSİ İŞİ ZANNETMİŞ
Çantayı aldığında içinde para olduğunu bildiğini vurgulayan Öksel, "Ancak parayı nereye götüreceğimi, götürme amacımı bilmiyordum. Olayın belediye başkanının kendi şahsi olayı olduğunu ve bu nedenle avukatının yanında bana çantayı teslim ettiğini düşündüm. Muammer Keskin çanta ile birlikte bana şu anda hatırlayamadığım bir adres verdi ve çantayı oraya götürmemi istedi. Ben de çantayı alarak tek başıma görüntülerin çekildiği Avukat Gökhan Taşkapan'ın ofisine gittim. Başkanın bana vermiş olduğu kağıtta açık adres yazılı olduğu için adresi bulmak için kimseyle iletişime geçmedim" ifadelerini kullandı.
SORGULAMADAN GÖTÜRDÜM
Ofise gittiğinde o tarihte CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı olan Özgür Nas ve İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun basın danışmanı Can Poyraz'ın orada olduğunu aktaran Öksel, "Onları görünce parti ile ilgili bir durum olduğunu anladım. Küçükçekmece Belediye Başkanının oğlu Serkan Çebi de oradaydı. Masanın başında bulunuyorlardı. Masa üzerinde para vardı ve paralar sayılıyordu. Ben de laptop çantası boyutunda bir çantanın içinden paraları çıkararak masanın üzerine bıraktım ve koltuğa oturdum. Yaklaşık 5-10 dakika oturduktan sonra ofisten tek başıma ayrıldım. Paranın nereden geldiğini ve nasıl temin edildiğini ben şahsen bilmiyorum. Ben sadece o tarihte Şişli Belediye Başkanı olan Muammer Keskin'in bana verdiği çantayı alarak, sorgulamadan bana vermiş olduğu adrese götürdüm ve oradaki kişilere teslim ettim. Benim olaya dahilim bu kadardır" şeklinde ifade verdi.
"DAHA ÖNCE DE ÇANTA GÖTÜRDÜNÜZ MÜ?"
Savcılık, Öksel'e, "Muammer Keskin tarafından olaydan önce veya sonra sizden bazı yerlere çanta götürmenizi teklif etti mi?" sorusu yöneltildi. Öksel bu soruya, "İlk defa böyle bir olay gerçekleşti. O tarihte göreve yeni başladığım için sorgulamadım. Başkan Keskin ile tanışıklığımız çok uzun zaman önceye dayanır. Kendisi beni tanıyıp güvendiği için zaten özel kalem müdürü olarak atadı" diye cevap verdi.
"OFİSE GÖTÜR TESLİM ET"
Öksel'e kendisine teslim edilen çantanın ne kadar olduğunu, nereden geldiğini veya nereye harcanacağına yönelik Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin tarafından herhangi bir bilgilendirme yapıp yapmadığı da soruldu. Öksel bu soruya ise, "Ne kadar olduğunu bilmiyordum. Bana paranın nereden geldiğini ve nereye harcanacağını söylemedi ben de sormadım. Bana verdiği kağıtta açık adres yazılı olduğu için başkaca bir iletişim numarası vermedi. Çantayı teslim edeceğim kişinin ismini söylemedi. Sadece, 'Belirtilen ofise götür, teslim et' dedi. Ben de amirimin verdiği talimata uyarak götürdüm ve ofiste içindeki paraları çıkararak masanın üzerine koydum" dedi.
Ofise gittiğinde Özgür Nas'tan CHP İstanbul İl parti binasının satın alınacağını öğrendiğini aktaran Öksel, "Odadakilerden sadece Özgür Nas ve Can Poyraz'ı tanıyordum. Bu kişilere 'Tamam mı? Bir sorun var mı?' diye sordum. Onlar da 'Tamam sorun yok. Herşey yolunda' dediler" diye konuştu.
BAŞKAN KESKİN NE YAPTIĞIMI SORDU
Öksel, paraları teslim ettikten sonra ise CHP'li Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin ile bu konuyu konuştuklarını ve kendisine ne yaptığını sorduğunu aktararak, "Ben de, 'Özgür Nas ve Can Poyraz'ın orada olduğunu, CHP İstanbul il binasının satın alındığını öğrendiğimi söyledim. O da bana, 'Evet evet biliyorum zaten' dedi. Bu konu bu şekilde kapandı. Daha sonra da bu konu üzerine konuşmadık" ifadelerini kullandı.
3 İSİM DAHA İFADEYE ÇAĞRILDI
CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda çekildiği öne sürülen para sayma görüntülerine ilişkin başlatılan soruşturmada, Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi'nin oğlu Serkan Çebi, Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç'ın Danışmanı Melih Morsümbül ile iş insanı Hüseyin Köksal'ın şoförü Servet Aydın "şüpheli" sıfatıyla savcılığa çağırıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda çekildiği öne sürülen ve sosyal medyada paylaşılan para sayma görüntülerine ilişkin resen başlattığı soruşturmada, yeni isimleri ifade vermeleri için adliyeye çağırdı.
Bu kapsamda, Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi'nin oğlu Serkan Çebi, Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç'ın Danışmanı Melih Morsümbül ile iş insanı Hüseyin Köksal'ın şoförü Servet Aydın'ın "şüpheli" sıfatıyla ifadesinin alınacağı öğrenildi.