Murat Kurum'dan CHP ve DEM ittifakına net yanıt: Kent değil Kandil uzlaşısıdır
AK Parti'nin İBB Başkan adayı Murat Kurum, Kanal D'de yayınlanan Hakan Ural'ın "Neler Oluyor Hayatta" programına katıldı. Murat Kurum 31 Mart seçimlerine emin adımlarla ilerlerken karşısına şimdi de Kandil'in "büyükbaş" teröristleri çıktı. CHP ve DEM'in her türlü engellemelerine rağmen giderek yükselen oyları durdurmak isteyen hainler "Kurum'a oy vermeyin" çağrısında bulundu. Kurum açıkça tehdit edilerek verilen bu talimata karşı "Kent uzlaşısı dedikleri Kandil uzlaşısıdır. Atatürk'ün kurduğu partinin gaflet ve delalet içine düştüğünü görüyoruz. Kent uzlaşısı olunca şu andaki DEM parti terör örgütüne mesafe mi koyacak, terör örgütü propagandasından vaz mı geçecek?" sözleriyle yanıt verdi.
AK Parti'nin İBB Başkan adayı Murat Kurum, Kanal D'de yayınlanan Hakan Ural'ın "Neler Oluyor Hayatta" programına katıldı.
Cumhur İttifakı'nın İBB Başkan adayı Murat Kurum, PKK'nın kendisi hakkında "Oy atmayın" talimatını değerlendirdi. CHP ve DEM'in ortak hareket ettiği seçim yarışında İmamoğlu'nu öne geçirmek için terör desteğini de arkalarına alarak Murat Kurum'u geçmek için verilen yarış resmen "ihanete" dönüştü. Kurum Mustafa Kemal'in kurduğu CHP'nin terörün siyasi ayağı olan DEM ile birlikte hareket etmesini "Bu kent uzlaşısı değil Kandil uzlaşıdır" ifadeleriyle eleştirdi.
Murat Kurum'un konuşmasından satır başları şöyle:
Sahaya çıkmadan önce aylardır İstanbul'un sorunları ne diye takip ediyorduk. Öne çıkan 3 sorun var, biri deprem endişesi. Depremlerde acı tecrübelerimiz oldu. İstanbul'da 1.5 milyon konutun riskli olduğu söyleniyor. Deprem en önemli gündem olmalı. Ardından da ulaşım geliyor. Ömrünüzden zaman alan bir sıkıntı. Otopark sorunu var, sokak hayvanları sorunu, taksi sorunu var.
650 BİN KONUT DÖNÜŞECEK
Projecilerimizle çalışıyoruz. 10 başlıkta projeleri hazırladık. Her anında hep yanında anlayışını yansıtan yardımlara kadar hazırlığımızı yapıp paylaştık. Evimizi bir an önce dönüştürün, deprem korkusu yaşamak istemiyoruz diyor vatandaş. İstanbul'da riskli yapı kalmasın istiyoruz. İş yerleri, sanayi üniteleri var. Depremin sizi nerede yakalayacağını bilmiyoruz. Bütün olarak, sanayi alanı, meydan ihyasına kadar, konutların dönüşümünü bütün olarak alan proje hazırladık. 650 bin konutun dönüşümünü hedefledik.
100 BİN KİRALIK KONUT YAPACAĞIZ
Tuzla'da 5 bin konutun temelini attık. Bir taraftan bakanlığımız bir taraftan İBB olarak elimizi taşın altına koyacağız. Kimseyi evinden mahallesinden etmeden o dönüşümü gerçekleştireceğiz. Yarısı bizden kampanyasını devam ettirirken bir taraftan 100 bin de kiralık konut yapacağız. Bunları satmayacağız. Bu projeye entegre olacak. Sürekli İstanbul'un dönüşümü için bu konutları kullanacağız. Keşke İBB 5-10 bin konut yapsaydı da kullansaydık.
46 BİN KONUT TESLİM EDİLDİ
365 bin sosyal konuta başladık bitirdik. Sadece İstanbul'da 39 millet bahçesi yaptık. Arıtma tesisleri için projeler yaptık. Sıfır atık anlayışı için 81 ilde çalıştık. Afetlerde hemen oralara gittik, millete verdiğimiz sözü tuttuk. 11 ilde seferberlik ruhuyla çalıştık; 180 bin konutun inşasını başlattık. 46 bin konut teslim oldu. Şimdi de vatandaşımızın mutluluğuna şahit oluyoruz. Köylere kadar bu projeleri tek tek tasarladık. Bunları söyleyince nasıl yapacaksınız, bütçeyi nereden bulacaksınız dediler.
O gün bize inanmayanlar acaba nereden ne söylesek çabasına giriyor. bu konutların dönüşmesi gerekiyor diyoruz. Mevcut İBB yönetiminin danışman hocaları söylüyor bunu da. Alkışlıyoruz bunu da. Ekrem Bey şimdi "aha bizi alkışladılar" diyecek. Bilim insanları bunu söylerken İBB yönetimi 650 bin konut yapımını doğru bulmuyoruz diyor. İstanbul'da deprem riskini herkes söylüyor. Bilim insanları söylerken buna rağmen yönetim, Ekrem bey çıkıp diyor ki gülerek yapılmaması konusunda net duruş sergiliyor. Sen ne yapacaksın? Bu insanlar depremin olmasını mı beklesin?
Biz sahada olmaya alışkınız. Afetlerde hep sahada yan yanayız milletimizle. Projelerimizi açıkladık, insanlarımızın mutluluğu yüzüne yansıyor bizi görünce. Gittiğimiz yerlerde yanımıza gelen insanlarımız "Kastamonu'da seni gördüm diyor. Rize'de selde gördüm; geldin günlerce çalıştın diyor insanımız. Vatandaşlarımız bıkmış. Heyecanla umutla 31 Mart'ı bekliyor.
BİZ KİMİN DİLİ, DİNİ NEDİR DİYE BAKMADIK
Milletin beklediği süslü laflar, kavga, ayrıştırma değil. Bir taraftan cemevi temeli atarken öbür taraftan esnafla buluştuk. Biz kimin dili, dini nedir diye bakmadık. Bizi biz yapan değerler budur. Bizim Alevi komşumuz da var, Kürt komşumuz da vardı, Laz komşumuz da vardı. Sevincimizi de hüznümüzü de beraber yaşadık. Birileri bu değerler üzerinden siyaset yapmayı meslek edinmiş. Şu anki anlayış maalesef İstanbul'u konuşmak yerine polemik siyasetinden medet umuyorlar. Proje yok, hayal yok.
Bizim afişlerimizi indirebilirler ama milletimizin sevgisini asla alamazlar. Bedelini ödediğimiz, resmi kurumlarla vergisini ödeyen işletmelere reklamımızı gönderip Bilboardlarımızı asıyoruz. O zabıtaları gönderip afişleri sökerek arabalarla topluyorlar. Afişimi toplarken kendi afişini bırakıyorsun. Asılmaması gereken yerse hepsini topla. Binaya giydirdiğim afiş üzerine hangi adalet anlayışı ile kendi fotoğrafını yapıştırıyorsun. Bunları alıp bir de kendi pankartlarını yapıştırıyorlar. Baksan haktan adaletten bahsederler. Demokratik ortamda yarışmayı bile hazmedemiyorsunuz. Nasıl olsa da gündemi değiştirsek derdindeler. Heybeleri boş çünkü. Bizim dilimiz sürçse de gidip onun siyasetini yapayım diyor. Matematiğin varsa hesaplarsın. Murat Kurum'un dilinin sürçmesine gerek yok.
100 BİN GENCE 100 BİN LİRA SERMAYE DESTEĞİ
İstanbul teknoparka gittim, gençlerle bir araya geldim. Buradaki gibi diğer teknoparklarla birlikte 39 ilçede paylaşımlı ofisler yapacağız. Dünya ihtiyaçları değişti. Şimdi bu masayı dördümüz paylaşabiliriz; burada kendi işini yapabilir herkes. Şimdi masa kiralama sistemine geçildi. Orada toplantı için salonu kiralayabilirsiniz, deney atölyesinde deney yapabilirsiniz. Bu ofisleri 39 ilçeye açacağız. Gençlerimiz kendi ayakları üzerinde dursun. Gençlere bu ofislerden her türlü imkandan yararlanabildikleri hizmeti vereceğiz 100 bin gence 100 bin lira sermaye desteği vereceğiz.
İstiyorum ki çocuklar kendi işlerini kurabilsin. Onlar işini kurarken bir de onları yetiştirelim. Orada bir çocuk robot yapmış, ısıyı algılayabilen enkaza girebilen bir robot. Kimya mühendisi bu çocuk ama robot yapmış. Şimdi bu çocukları farklı alanlarda yetiştirmeliyiz. İsteyen her çocuğumuza lise ve üniversite çağında bu eğitimleri vereceğiz.
Eskiden dünyaya sadece tarım ihracı yapan ülkeydik. Şimdi insansız hava aracı gönderiyoruz, teknoloji gönderiyoruz, KAAN'ımız yeni çıktı. Bunlara destek vereceksiniz ki gelişsin. Bu çocuğa 10 liralık yatırım yapsam 100 bin lira olarak geri döner. Orada kadınlarımız, gençlerimiz eğitim alacak.
EVLENECEK GENÇLERE 50 BİN LİRA BEYAZ EŞYA DESTEĞİ
İlk kez evlenecek gençlere 50 bin lira beyaz eşya desteği vereceğiz. İBB ona destek olan tarafta olacak. Biz evlenirken evimizi kurduk, bulaşık makinemiz yoktu. Gidip alalım dedik, gezdik. Orta bir bulaşık makinesini 18 ay ödedik. Maaşın biri oraya gitti.
Öğrenci evine 25 metreküp doğal gaz desteği vereceğiz. Öğrencilere 10 bin lira burs vereceğiz
"Siz çalışmayın, biz size bakarız, üretmeyin biz teknoloji veririz" anlayışı körelten anlayıştı. Yerli milli teknoloji anlayışının mücadelesini verdik 22 yıldır. Bu bilgi birikimi yurt dışına göndermemeliyiz. Benim başkanım beni düşünüyor, benim için bu ortamı hazırlamış deyip ben burada çalışıp üreteyim ülkeme faydalı olayım diyecek. Bizim içimizden ne Selçuk Bayraktarlar çıkacak. Bilim insanlarımızı gençlerimize motive edecek imkanı sunmalıyız.
Maalesef mevcut İBB yönetimi her soruna duyarsız kaldı. Sorunu görmezlikten gelmiş. Soruna karşı çaba göstermemiş. Taksi sorunu da aynı. Sokak hayvanları var, kötülükleri görmüyorum diye insanların aklı ile dalga geçen cevaplar verilmiş. Bu anlayış bizi bir yere götürmez. burada sorun varken buna ilişkin ne yaptın ya? deprem sorun varsa ben 650 bin yapacağım derken 300 bin de sen yap elinden tutan mı var? Bir şey söyleyince farklı gündeme taşıma anlayışları var. Kadınların çocukların endişe ile gezdiği sorun haline gelmiş. Sokak hayvanlarına yapacağımız rehabilitasyon merkezlerinde bakımını üstleneceğiz. 39 ilçede rehabilitasyon merkezi kurup hayvanların her türlü bakımı yapılacak. 350-400 bin sahipsiz hayvandan bahsediyoruz ve sürekli ürüyorlar. Kontrol altına alamazsak sokakta bambaşka boyutu göreceğiz. Bu sorun var, ne yapalım görmezden mi gelelim?
OTOGARI YIKARAK BAHÇE YAPACAĞIZ
Ulaşımda trafik çilesini bitireceğiz. Burası Bayrampaşa'daki otogar. Burayı millet bahçesi haline getiriyoruz. Gençlerin ARGE çalışması yapabileceği, kadınların çocukların vakit geçireceği projeyi hayata geçiriyoruz. İki yeri bodrumu süslediler. Burası yaşam merkezi olacak aynı zamanda.
Pik saatlerde yüzde 90'a ulaşıyor trafik. 64 dakika ortalama süre. Hedefimiz 39 dakikaya düşürmek. 328 km metro hattını 5 yılda iki katına çıkaracağız ve 650 km'ye çıkaracağız. Her ilçeye metro gidecek. Toplu ulaşımı daha fazla kullanan İstanbul istiyoruz. Diğer metropollerde toplu ulaşım oranı yüzde 50. Biz de bu oranı artırmalıyız. Afet durumlarında deniz ulaşımı çok önemli. Bu hedeflerimizi hocalarımızla hazırlanmış hedefler. bunu yapınca her gün 25 dakika kazanmış olacağız.
Karayolu projeleri de yapacağız. Burada öncelikle metrobüs hattına alternatif, oradaki çileyi bitirecek hat... Bu metro hattını hızlı şekilde bitirmek istiyoruz. Söğütlüçeşme'den Cevizli metro hattımız var. Lojistik hizmeti de verecek olan İstanbul Havalimanı Sabiha-Gökçen hattını da kazandıracağız.
Tünel projesi de alternatif ulaşım olacak. Mevcut yönetim 1 tane bile tünel yapmamış. Bırakın yenisini yapmayı var olanları kapattılar.
KANDİL'İN İTTİFAK MESAJI
Bölücü terör örgütü elebaşı bizi hedef alıyor. İttifaka da işaret ediyor. Biz örgütün bizi hedef almasını doğal görüyoruz. Onların dertleri ülkemiz değil, ülke bölünsün parçalansın. Onlara karşı mücadelemizi her zaman verdik, vermeye de devam edeceğiz. Biz adımlarımızı sayın cumhurbaşkanımızın liderliğinde atmaya devam edeceğiz. Kandil'in işaret ettiği ittifaktan bahsediyorlar. Kent uzlaşısı dedikleri Kandil uzlaşısıdır. Atatürk'ün kurduğu partinin gaflet ve delalet içine düştüğünü görüyoruz. CHP özgür bir parti değildir. Kapı arkasında kirli ittifaklar kurup söyleyemiyorlar. Bunu milletimiz çok iyi görüyor. Kent uzlaşısı olunca şu andaki DEM parti terör örgütüne mesafe mi koyacak, terör örgütü propagandasından vaz mı geçecek?
CHP'ye gönül veren kardeşlerimiz de bundan oldukça rahatsız. İsyan ediyorlar. CHP'li seçmenin de alternatifsiz olmadığını görüyoruz. İBB kaynaklarını CHP'nin kongresinde oradaki delegeler için, CHP'nin ayrışması için harcayan anlayışla karşı karşıyalar. Rahatsızlıklarını da kendileri dile getiriyor. İstanbul'un kaynaklarını İstanbul'a kullanmak lazım. Kendi geleceğiniz, ikbaliniz için kullanamazsınız. İstanbul'u üzersiniz, İstanbul da sizi üzer.
Yerel seçim hizmet seçimdir. İstanbulluların en iyi proje yapacak olanların arkasından gideceğine yürekte inanıyorum. Her kardeşimizin oyuna talibiz. Kadıköy'de gezdiğimizde görüyoruz; Bağdat caddesinde insanlar huzurla dolaşamıyor.
Ailem fedakarlık yapıyor. Onlar da bu işin bir parçası. Ailemiz büyüdü ama. Nereye gitsek ailemize birileri katılıyor.
Hayır duası kadar önemli bir şey olamaz. Beni depremde çalışırken gördüğünde her gün ağladığını söylüyor amcamız.
En güzel anketler sahadaki ilgi, alaka ve sevgi. Her seçimde sahada bunu görüyoruz. İnsanımız sabırsızlıkla 31 Mart'ı bekliyor. Bu coşku her geçen gün büyüyor. Bu sonuçta sevgi ile olacak. Biz bu süreçte şu andaki CHP'li yönetimin kafasını karışıklığı da bundan kaynaklanıyor, ne yapacaklarını bilemiyorlar. Ne yapsak da bu sevgiyi koparsak çabasındalar. Ne yaparlarsa yapsınlar nafile. Sizin 5 sene İstanbul'a bir hizmetiniz yok. Başarısız oldunuz, bunu herkes biliyor.
Bir bakıyorsunuz kazandık diyorlar kaybediyorlar, bir bakıyorsunuz kongreye gidiyorlar. Hem anketlerimiz, hem sahadaki sevgi 31 Mart'a gümbür gümbür geldiğimizi gösteriyor.