A Haber muhabirine yapılan saldırıda tepkiler çığ gibi! Basına özgürlük nerede?
Büyükçekmece Belediyesi'ne yönelik düzenlenen rüşvet operasyonu sonrası bina önünde toplanan kalabalık gözaltına alınanlara destek için slogan attı. Bu esnada olay yerinde yaşananları aktaran A Haber Muhabiri Ahmet Nazif Vural kalabalık grubun saldırısına uğradı. Görüntülerde bir şahsın yerdeki muhabirimiz Vural'ın yüzüne tekme attığı görülürken olay sonrası saldırganlar gözaltına alındı. Olay sonrası Ahmet Nazif o anlarda yaşananları A Haber canlı yayınında anlattı.
İşte o programdan satır başlıkları;
Ahmet Nazif Vural- A Haber muhabiri
Büyükçekmece Belediyesi'nin müdahil olduğu bir soruşturma var. Bu soruşturma rüşvet ve belgede sahtecilik soruşturması. Biz bu soruşturmayı takip etmek adına oraya gitmiştik ve gözaltına alınan kişiler ekip otolarına bindirildiği anda yaşanan durum çok kötüydü. O protestoya katılan bir kişi oradan geçen bir başörtülü yaşlı teyzenin boğazına yapışıp ağza alınmayacak kötü sözler söyleyip sokağa fırlattı. O an annem ve kardeşim aklıma geldi. Bunu görünce dayanamadım kadına şiddete tamam diyemem ve "kadına nasıl saldırırsınız?" diye sordum. Daha sonrasında bana saldırmaya başladılar. Yere düştükten sonra sırtıma bacaklarıma kafama ve omurilik bölgesine tekmeler yedim. Sadece kapanıp kendimi korumaya çalıştım.
BAKANDAN TELEFON
Yaşadığım olaydan sonra yalnız olmadığımı çevremden ve sayın cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dan anladım. Bugün ki konuşmasında bana yerdiğinde bizim varlığımızı bildiklerini anladım.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'da bizzat telefonla arayıp geçmiş olsun dileklerini iletti. Birçok farklı topluluktan, belediye başkanlarımızdan, farklı basın mensuplarından, cemiyetlerden olaya dair tepki geldi. Olaydan sonra Büyükçekmece Belediye Başkanı aradı muhalefet tarafından bir arama almadım veya sosyal medya üzerinden bir tepki görmedim.
Ferhat Murat- İletişimci- Yazar
Kadın şiddet konusunda sözde mangalda kül bırakmayanlar, basın özgürlüğüne değer verenlerin tepkisizliğini görüyorsunuz. O yaşta ki kadına biri bir müdahalede bulunuyorsa onu önlemek bizim ilk görevimizdir ve Ahmet Nazif'te onu yapıyor.
Ben CHP Genel Başkanından bir kınama görmedim ki onların partisine bağlı bir belediyede gerçekleşiyor olay. Hani nerede sizin basın özgürlüğünüz. Kişiye veya kuruma göre mi bu basın özgürlüğü? Muhalefette son dönemde bir hastalık var "Hedef gösterme". Burada aslına bakarsanız kuruma karşı yapılan bir tepki var. A Haber Türkiye'de önemli bir misyon yürütüyor gerçekleri Türk halkıyla buluşturmak gibi önemli bir misyonu var. Bakın muhalefete yakın olan medyayı görüyoruz. Yalan, dezenformasyon, gerçek olmayan, 5N1K'yı yerine getirmeyen hatta CHP karşısına bir başka parti aday gösterdiğinde onu sorguya çeken bir anlayış özgür basın oluyor ama doğruların peşinde giden kurumlar, kişiler hedef gösteriliyor.
Hedef gösterme, itibarsızlaştırma çalışmalarına da prim verememek çok önemli.
Ahmet Nazif Vural- A Haber muhabiri
Kadın saldıran kişi Büyükçekmece Belediyesi'nde başkan yardımcısı olduğuna dair bilgi aldık.
Av. Serhat Toper- Hukukçu
Ne olursa olsun bu arkadaşlar 2019 yerel seçimlerinde sahaya çıkmışlardır ve billboardlarında "Kadına Şiddete Sıfır Taviz" yazıyordur orada yaşlı bir kadıncağızın boğazına sarılıyorlar. Bir belediyeye yapılan rüşvet ve yolsuzluk dünyanın her yerinde haberdir. Bunu görmek isteyen bir basın mensubunun da orada güven içerisinde çalışması lazım. Yine aynı saldırganlar 2019'da PR çalışmaları için bir araya gelmişlerdir ve sonra tweet atmışlardır "Basın emekçileri ile buluştuk" diye bakın basın emekçilerine nasıl saldırdıklarını gördük. Yine 2019 Seçimlerinde "Yolsuzluğa sıfır taviz" demişlerdir ve bir yolsuzluk operasyonu olduğundan bu kadar insan orada neden toplanıyor.
Orada savcılık tarafından yürütülen bir soruşturmayı basın emekçileri çekmeyecekte kim çekecek? Bu yapan kişilerin alt sınırı 2 yıl olmak üzere bir yaptırımı olmak zorunda. Bakınız yayın politikaları beğenilmeyebilir ama bunların hiçbiri basın özgürlüğünden daha kıymetli değildir. Nefret kültürünün ve suçüstü yakalanmanın yansıma bu durum.
Sürekli çalışan ve üreten bir dönem çalışmazsa ikinci dönem seçmeni tarafından cezalandırılan partilerin işine gelmez bu kutuplaşma. Çıkıyor biri diyor ki ben" Osmangazi'yi yaptım, Çanakkale'yi yaptım, uzaya araç yolluyorum, milli araç ve uçak yaptım" diğeri de çıkıyor diyecek bir şeyi yok millet 2019'da birçok belediyeyi CHP'ye verdi bakalım çalışıyorlar mı diye bakacaklardır. İş yok hizmet yok ama bol bol laf var. Beşiktaş'ta bir kuru motivasyona insanları mahkum ettiler. Kale dediler. Burası cumhuriyetin kalesi, laikliğin kalesi dediler. Bizde dedik ki cumhuriyetin kurucu değerlerinin kalesi ama mevcut yöneticiler bu kaleye girmiş Truva atlarıdır.
Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın- Güvenlik Politikaları Uzmanı
Bir memlekette anayasal hak ve özgürlük varsa insan hakları varsa bunların en temeli haberleşme özgürlüğüdür. Saldırgan adamın gözünde ki öfkeye bakın. Bir insan olarak ürktüğüm durum milleti bu şekilde kutuplaştırmak. Bunu mayıs seçimlerde de gördük. Sandıkları kıracağız diyen kafalar bunlar sandıklardan demokrasi çıktı. Bu Türkiye Cumhuriyeti'ne yakışmıyor.
Bu tür provokasyonlar seçim öncesi de hedef gösterme ve toplumsal bölünmeyi tetikliyor ve ben bunu kabul etmiyorum. Muhalefetten çıkıp kimse bu durum yanlış demiyor.