CHP'de bildiri çatlağı! DEM ile birlikte imza atmadı! Parti içinden de tepkiler çığ gibi
Irak'ın kuzeyinde 12 askerin şehit olduğu terör saldırılarıyla ilgili TBMM'de ortak bildiri yayımlandı. AK Parti, MHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi'nin imzaladığı bildiride PKK terör örgütünün saldırıları kınanarak, "terör ve şiddet hiçbir zaman hedefine ulaşamayacaktır" denildi. Ancak ortak bildiriye CHP ve terör örgütünün siyasi uzantısı dem parti imza atmadı. Detayları A Haber muhabiri Murat Sekban detayları aktardı.
Türkiye'nin başarılı operasyonlarıyla son çırpınışlarını yaşayan terör örgütü PKK Irak'ın kuzeyinde alçak saldırılar gerçekleştirerek 12 askerimizi şehit etti.
Devlet ve millet teröre karşı tek yürek olurken CHP ise terör örgütü HDP/DEM ile birlikte hareket etti.
TBMM'de AK Parti, MHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi, PKK'ya karşı ortak bildiri yayımlarken CHP ve DEM bildiriye imza atmadı.
ÖZGÜR ÖZEL TEPKİ ÇEKTİ
PKK'nın siyasi ayağının yanında yer alan CHP Genel Başkanı Özgür Özel karar sonrası şehit cenazesinde "Özgür dışarı" sloganlarıyla kovuldu. Cenazeye gönderdiği çelenk parçalandı. Özel şehit yakınlarını provokasyon yapmakla suçlarken CHP içinde de kazanın kaynadığı ortaya çıktı.
CHP KAYNAMAYA BAŞLADI
30 Milletvekili bulunan CHP'nin 100 milletvekilinin durumdan memnun olmadığı ve Özgür Özel'e tepkili olduğu öğrenildi.
Öte yandan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ın da seçimleri kaybetme korkusuyla manevra yapmaya çalıştığı iddia edildi.
Hürriyet Yazarı Abdülkadir Selvi ve Sabah Yazarı Mahmut Övür Özel'in aldığı karar sonrası yaşanan krizi kaleme aldı
Selvi kararın CHP'li vekillere sorulmadan aldığına dikkat çekerek, "100 milletvekilinin rahatsız olduğunu söyleyebilirim. Netice itibarıyla bu insanlar siyaset yapıyor. Seçim bölgelerine şehit cenazeleri geldiğinde gidemeyecekse, CHP, PKK ile anılan bir parti konumuna düşecekse onun bedelini milletvekilleri ödeyecek. " dedi.
Övür ise, "İşin bir ayağında oy hesabı varsa diğer ayağında da CHP'nin DEM'leşmesi gerçeği var." diyerek CHP'nin savuruluşuna dikkat çekti.
Selvi'nin yazısının ilgili kısmı şu şekilde:
Ulaştığım CHP milletvekillerine soruyorum. CHP milletvekillerinin sosyal medya hesaplarını takip ediyorum.
CHP, PKK'yı kınayan Meclis'teki ortak bildiriye imza atmazken; milletvekillerine soruldu mu sorulmadı mı sorusunun yanıtını arıyorum. Şu ana kadar milletvekillerine soruldu diyeni bulamadım. PKK'yı kınayan ortak bildiriye imza atılmamasını savunan tek bir CHP milletvekiline rastlamadım. Özgür Özel ve Ali Mahir Başarır hariç.
DEM'LE BİRLİKTE HAREKET
Kerpiç yapılı, yoksul evlerine şehit ateşinin düştüğü bir günde; CHP'nin PKK'nın siyasi uzantısı olan DEM Parti ile birlikte hareket etmesini doğru bulan bir CHP'li görmedim.
Özgür Özel, PKK'nın siyasi kanadı olan DEM Parti'ye şirin gözükeyim derken kendi ipini çekmiş farkında değil. Şunu buraya yazın; Özgür Özel, CHP'nin en kısa süreli Genel Başkanı olarak tarihe geçebilir. Çünkü tepetakla gidiyor. Milletvekilleriyle konuşana kadar CHP'deki infialin boyutunu anlamamıştım.
"Seçim bölgelerimizde şehit cenazeleri var. Biz şimdi şehit cenazelerine nasıl gideceğiz?" diyen CHP milletvekili çıktı. "Bu karar tarihi bir kırılma noktasıdır" diye konuşan CHP milletvekili oldu.
SONUCU SARSICI OLACAK
Konuştuğum CHP'liler özet olarak, "CHP devleti kuran bir partidir. CHP tarihinde böyle bir olay yaşanmadı. Büyük bir infial halindeyiz. Bu karar nedeniyle CHP'de tarihi bir kırılma yaşanıyor. Sonucu sarsıcı olacak. Zaten bu sarsıntı başladı. Genel Başkan şehit cenazesinde yuhalandı. Bunu provakasyon diye geçiştiremeyiz" diyorlar.
100 MİLLETVEKİLİ RAHATSIZ
CHP'nin 130 milletvekili var. PKK'yı kınayan ortak bildiriye imza atılmaması nedeniyle en az 100 milletvekilinin rahatsız olduğunu söyleyebilirim. Netice itibarıyla bu insanlar siyaset yapıyor. Seçim bölgelerine şehit cenazeleri geldiğinde gidemeyecekse, CHP, PKK ile anılan bir parti konumuna düşecekse onun bedelini milletvekilleri ödeyecek.
SEÇİMLERDEKİ KANDİL DESTEĞİ
Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kandil'den PKK baronlarının yaptığı açıklamaların bedeli sandıkta ödendi. Seçimlerden sonra hazırlanan raporda; Kandil'den yapılan açıklamalara karşı sessiz kalınması seçimlerin kaybedilmesinin birinci sebebi olarak gösterildi. Seçimlerde yaşananlardan ders çıkarılmamış ki CHP tarihinde ilk kez teröre karşı Meclis tarafından yapılan ortak açıklamaya imzasını atılmadı.
MİLLETVEKİLLERİNE SORULDU MU
CHP, Meclis tarafından yayınlanan ortak bildiriye imza vermezken milletvekillerine sordu mu? Bütçe görüşmeleri nedeniyle milletvekilleri Meclis'teydi. Ortak açıklama teklifi iktidardan değil, İYİ Parti'den geldi. Bir tereddüt oluştuysa CHP'nin ne yapması gerekirdi? Meclis'te oturuma 15 dakika ara verilmesini talep etse, milletvekilleriyle yan salona geçer kararı alırdı. Ya da buna gerek duyulmazsa milletvekillerinin ait olduğu WhatsApp grubundan sorulabilirdi. Bunun hiçbiri yapılmıyor. Özgür Özel'in kime danıştığı bilinmiyor. Özgür Özel ile Ali Mahir Başarır konuşuyor. CHP milletvekilleri de imza atılmayacağını herkesle birlikte öğreniyorlar. Tabii o anda önce bir şaşkınlık, sonra büyük bir şok yaşanıyor.
12 ŞEHİT BİR CAN ATALAY ETMİYOR MU
BİR CHP milletvekili infial halindeydi. "TİP Milletvekili Can Atalay kararı üzerine CHP grubunu gece yarısı toplantıya çağıran, günlerce Meclis'te oturma eylemi yapılması talimatını veren Genel Başkanımız, PKK'yı kınayan ortak bildiriye imza atmazken neden bize sormadı? 12 şehit bir Can Atalay etmiyor muydu?" diye sordu. Özgür Özel bu sorunun cevabını ver bakalım.
MECLİS'TE NÖBET TUTTULAR
TİP Milletvekili Can Atalay'la ilgili olarak Yargıtay'ın kararı üzerine, 8 Kasım günü, Özgür Özel gece saat 21.05'te CHP grubunu olağanüstü toplantıya çağırdı. Kapalı toplantıda Meclis'te, "adalet nöbeti"ne başlayacaklarını açıkladı. CHP milletvekilleri 8-29 Kasım tarihleri arasında Meclis'te Can Atalay için nöbet tuttular. Peki CHP milletvekili, "12 şehit bir Can Atalay etmiyor mu?" diye sorarken haksız mı?
YERİNDE BİR SORU
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, CHP'ye "Bu bildiride yer alan ifadelerin hangisinden rahatsız olduğunuz?" diye sordu. Ortak bildiride, PKK terör örgütünün saldırısı sonucunda 12 vatan evladının şehit olduğu belirtiliyor, şehitlerimize Allah'tan rahmet dileniyor. Kederli ailelerine ve ve milletimize başsağlığı veriliyor. Birlik ve bütünlüğümüze yönelik saldırılar şiddetle kınanıyor. Peki CHP bu ifadelerin hangisinden rahatsız oluyor?
Ben size söyleyeyim; PKK'nın siyasi uzantısı olan DEM Parti ile seçim ittifakı yapacaklar; o yüzden PKK'yı kızdırmak, DEM Partisi'ni küstürmek istemiyorlar.
KANDİL'İ SEVİNDİRDİ
CHP'nin PKK'yı kınayan bildiriye imza vermemesi Türk milletini üzdü ama PKK'yı sevindirdi. Terör örgütünün yayın organında Hasan Çewlig isimli bir terörist çıkmış, "Şimdiye kadar CHP her türlü operasyonlara koşulsuz destek verirdi. Şimdi bugün niye destek vermedi? Çünkü çatlama başladı" diye sevinç naraları atıyor.
Özgür Özel bu senin eserin... PKK'yı sevindirdin, Türk milletini üzdün.
GARA'DAN SONRA
CHP, Kılıçdaroğlu döneminde Suriye ve Irak tezkeresine karşı çıktı. O bir kırılmaydı. Bunun bedelini seçimlerde ödedi.
Bu kez yaşanan tarihi bir kırılma. CHP, Milli Savunma Bakanı'nın Meclis'e bilgi vermesi talebinin arkasına saklanıyor. Gara'da şehitler verdiğimizde CHP böyle bir talepte bulunmuştu. O dönem Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, genel merkezi ziyaret ederek bilgilendirmişti. Yine de Meclis bilgilendirilmeli. CHP bildiriye imza verse bu talebinin çok anlamı olurdu. Ama sen hem PKK ile birlikte hareket et hem de "Milli Savunma Bakanı, Meclis'e bilgi versin" de. Bu kadar tutarsızlık olmaz.
Sabah Yazarı Mahmut Övür'ün yazısının ilgili kısmı şu şekilde:
CHP'nin kendi ilkelerinin tam tersi bir noktaya savrulması yeni değil. Temeli bir önceki dönemde atıldı. "Her evden bir oy HDP"ye denilerek başlayan ve tezkereye karşı çıkmayla devam eden bu süreci, yeni yönetim çok daha pervasız ve ölçüsüz bir noktaya taşıdı.
İşin bir ayağında oy hesabı varsa diğer ayağında da CHP'nin DEM'leşmesi gerçeği var.
İş öyle bir noktaya vardı ki, cumhuriyeti kuran parti çevremizi ateş çemberine çeviren kuşatmaları bile görmez oldu. Bölgede ABD, Çin veya Rusya nasıl bir hesap peşinde, enerji koridorları konusunda hangi ülke nerede pozisyon alıyor, "Kâğıtçılar, Taşçılar ve Makasçılar" diye tasnif edilen küresel sermaye güçleri nasıl bir hesaplaşma içinde, bu sorunların hiçbiri CHP'nin gündeminde değil. Daha vahimi, sınırımızda Türkiye'yi açıkça tehdit eden ABD-PKK işbirliğini de görmezden geliyor.
CHP'nin son 10 yıllık gündemine bakın, bir kere bile olsun, ABD'nin PKK'ya (YPG) bütçe ayırması, milyonlarca dolar göndermesi, binlerce TIR dolusu silah vermesi tartışılmadı, tepki verilmedi. ABD Kongresi'ndeki milletvekilleri bile bu konuda daha hassas davranıp ilgilileri sorguya çekti. YPG'nin aslında PKK olduğunu kongrede itiraf ettirdiler.
SİYASİ KÖRLEŞME
CHP yönetimi, sanki ABD, PKK'yı uzaylılara karşı silahlandırıyor tavrı içinde. Öyle olduğu için de bugün PKK'nın terör saldırısına karşı Meclis'in ortak bildirisine imza atmıyor, milletle zıtlaşan bir noktaya savruluyor.
Kuşkusuz bu siyasi körleşme, terör karşıtı, yurtsever CHP'lileri de rahatsız ediyor. Bu konuda öncü rol üstlenen iki CHP'li aktörün hakkını teslim etmek gerekiyor: Akif Hamzaçebi ve Gürsel Erol.
Eski CHP Grup Başkanvekili Hamzaçebi'nin açıklaması "ama'sız"dı:
"CHP Grubu bu bildirileri daima imzalamıştır. 'Ama' ve 'Bir bakalım, bilgi alalım' türünden cümleler bu bildiriye destek beyanında bulunmamanın gerekçeleri olamaz.
Bölücü terör örgütünün Kuzey Irak'ta şehit ettiği kahraman askerlerimiz nedeniyle TBMM'deki siyasi parti gruplarının ortak iradesini yansıtan bu bildiri acilen yayınlanmalıdır."
İkinci güçlü tepki Elazığ Milletvekili Gürsel Erol'dan geldi. Bölge milletvekili ve Atatürk'ün yanında yer alan Diyap Ağa'nın torunu olan Erol, siyasi hayatının her döneminde terör karşı çıkmış, ülkenin birliğinden yana olmuş bir siyasetçi. Bu çıkışlarıyla CHP içinde "milli ve cumhuriyetçi" damarın sesi olan Erol, bu kez de susmadı ve tepkisini sıcağı sıcağına dile getirdi:
"Terörle mücadelenin bir parti meselesi olmadığını, devlet meselesi olduğunu her fırsatta gündeme getirdim. Ülkemizin üniter yapısını ve devletimizin varlığını korumak için gözünü kırpmadan şehit olmayı göze alan TSK personeli ana kuzularının şehit olmalarını siyasi propaganda haline getirmek asla doğru değildir."
Şu sözleri de CHP yönetimine anlamlı bir uyarıydı:
"Meclis'te ortak açıklanan bu bildiriye halkımızın beklentisini ve duygularını bilerek Elazığ milletvekili olarak ben imza atıyorum. Unutulmamalıdır ki ülke de devlet de hepimizin."
EKREM VE MANSUR TUTUŞTU
Öte yandan alınan karardan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ABB Başkanı Mansur Yavaş'ın da oy kaygısı ile rahatsız olduğu iddia edildi. İki ismin kaybetme korkusuyla bir manevra yapacağı konuşuluyor...