CHP ve İP kanadında ittifak kavgası! Akşener İmamoğlu'nun partisine "uzanan kolunu" kesip attı: Korkak...
CHP'deki 13 yıllık Kemal Kılıçdaroğlu devrini "sırtından hançerleyerek" bitiren İmamoğlu, gözünü "abla" diye hitap ettiği Meral Akşener'in partisine dikti. 31 Mart seçimlerinde İP kanadını ittifaka mecbur bırakmak isteyen İmamoğlu, partiden "parça parça adam" kopardı. Buna karşılık siyasi bir hamlede bulunan Akşener 14-28 Mayıs seçimlerinde büyük bir hezimet yaşayan 6'lı masadan "kovuldum" derken İmamoğlu ile Yavaş ise korkaklıkla suçladı. İP lideri "Kazanalım diye ağzımı açmadım. Millet bu arkadaşları istiyor diye bunları o masaya götürdüm. O masadan kovuldum. İkisi de korktu kabul etmedi. Benim değil milletin istediğini kabul etmediler." dedi.
CHP'li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinde alınan yenilginin ardından önce CHP'de Kemal Kılıçdaroğlu'nun koltuk kaybetmesine neden oldu.
İmamoğlu, koltukran ettiği Kılıçdaroğlu'nun ardından şimdi de yerel seçimlere ittifaksız gireceğini açıklayan Akşener'e İyi Parti içerisinde kendisine destekleyen üzerinden bir itibarsızlaştırma operasyonu gerçekleştiriyor.
Ekrem İmamoğlu operasyonuna, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in 28 Mayıs 2023'ün hemen ardından yerel seçimlerde 81 ilde aday çıkaracaklarını söylemesinin ardından başladı. İYİ Parti içindeki CHP ile iş birliğini destekleyenlerin hepsini kendi lehine kullanmayı başardı parti içinde resmen kaosa neden oldu.
HERKES BİLİYOR
İYİ Parti'den istifa eden ve İmamoğlu ile pazarlık yaptıklarını ve bundan partinin tüm organlarının haberi olduğunu belirterek, "Genel merkezin bilgisi var. Bu görüşmeleri Buğra Kavuncu, Şükrü Kuleyin biliyordu. Ben iş birliğinden yanayım. Bu tavrımı herkes bilirdi" diyen İbrahim Özkan, katıldığı bir televizyon programında dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
İMAMOĞLU İÇİN ÇALIŞIYORUZ
"İmamoğlu meseleyi anlamaya çalışıyor. İYİ Parti'nin tavrını anlamaya çalışıyor." diyerek adeta CHP'li İBB Başkanı adına parti içinde çalışmalar yürüttüğünü itiraf eden Özkan, "Burada herhangi bir yetki durumu ve pazarlık durumu yok." ifadeleriyle kendini aklamaya çalıştı.
ÖZKAN İMAMOĞLU'NUN 2028 PLANLARI İÇİN ÇALIŞTIĞINI AĞZINDAN KAÇIRDI
İmamoğlu'nun 2028 planları için çalıştığını adeta ağzından kaçıran Özkan, "Burada ilkesel bir duruş gösteriyorum. Büyük fotoğrafa bakıyor. İstanbul ve Ankara'nın alınması 2028'in önünde en büyük engellerden bir tanesidir muhalefet açısından." ifadelerini kullandı.
Ankara'da da benzer bir sürecin devam ettiğini belirten Özkan, "Meral Akşener'in bilgisi dahilinde Yüksel Arslan yürütüyor." dedi.
YETKİ VERİLMEDİ BEN GÖRÜŞTÜM
İmamoğlu ile yaptığı görüşmelerden genel merkezin bilgisi olduğunu iddia eden Özkan, TV100 yayınında, "Bana böyle bir yetki verilmedi ama kapı arkası diplomasisinde yetki alınmaz." diyerek kendisiyle çelişti.
CHP'Lİ ÜST DÜZEY BİR YETKİLİYLE GÖRÜŞME AYARLAYACAĞIM
Özkan'ın İyi Parti içinde İmamoğlu'nun Akşener'i köşeye sıkıştırmak için başlattığı çerçevesinde hareket ettiğini ortaya çıkaran bir başka gelişme ise Çanakkale Belediyesi'nin İYİ Partili Meclis Üyesi Ahmet Uslu'nun açıklamaları oldu.
Sosyal medyadan bir paylaşım yaparak, İbrahim Özkan'ın kendisini arayarak toplu istifaya davet ettiğini ve CHP'li üst düzey yöneticiyle görüşme ayarlayacağını söylediğini iddia eden Uslu yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
"Sayın Zorlu, nezaketen tarafların adını zikretmese de İbrahim Özkan'ın arayarak toplu istifaya davet ettiği Çanakkale Meclis üyesi ve Çanakkale İl Yönetim Kurulu Üyesi benim. Başka kişilerin aranıp aranmadığı konusunda bilgim yoktur. Kendisi bunu kabul etmem halinde CHP'li üst düzey bir yetkiliyle görüşme ayarlayacağını iletmiştir. Konu tarafımda derhal gerekli organlarımızla paylaşılmıştır"
Özkan'ın yaptığı, "Çok sevgim var benim genel başkana. Benim annemle yaşıt, annem gibi severim." açıklaması ve itirafları siyaset kulislerinde "anaya ihanet" değerlendirmelerine yol açtı.
SAVAŞ İLANI OLARAK KABUL EDİYORUM
Seçimlere İYİ Parti olarak tek başına girme kararı aldıklarını hatırlatan Akşener, şöyle devam etti:
"Bu kararı çok konuşarak aldık ve her şeyimiz şeffaf olduğu için tam 9 saat tartışarak aldık. Gizli oylama yaptık, 14 arkadaşımız 'evet' verdi, geri kalan 35 arkadaşımız da 'hayır' oyu verdi, 1 arkadaşımız da katılmamıştı. Bakın işbirliği de demiyoruz adına, 'CHP ile yol yürümeye evet mi hayır mı?' dedik. Sonuç 'hayır' çıktı ve buna uyuyoruz. Bu kadar demokrasiye uygun ve hakikaten arkadaşlarımla gurur duyuyorum. Her bir arkadaşım, farklı düşünen bir başka arkadaşımızı ikna etmek için argümanlar üzerinden yürüdü. Ben o gün gördüm ki bizim partimiz mutlaka iktidar olmalı, çünkü bu kadar ekspertiz sahibi, bu kadar demokrasiye saygılı ve demokrasiyi içselleştirmiş bir başka topluluğu başka bir siyasi yapıda bulmak mümkün değil. Bu kadar iddialı konuşuyorum."
"PARTİMİZE YÖNELİK KURUMSAL BİR OPERASYON"
Bu kararı beğenmemenin, karara uymamanın da mümkün olduğunu, bunun da istifa gerektirdiğini dile getiren Akşener, bazı arkadaşlarının saygı göstererek ayrıldığını kaydetti.
Akşener, şunları söyledi:
"Ama bu arkadaşlarımızın başındaki arkadaşımızın enteresan bir yanı oldu. O da şu, dün akşam bir televizyon programında 'Benim bilgim dahilinde hem Ankara'da hem İstanbul'da pazarlıklar yapılmış, arka kapı diplomasisi yapılmış'... Benim bilgim yok, teşkilat başkanı beyefendinin bilgisi yok, yerel yönetimler başkanının bilgisi yok, neye göre yapılmış? Bir başka soru daha var. Ben böyle komplo işlerine pek inanmam da ilk defa partimize yönelik kurumsal bir operasyon olduğu ortaya çıktı dün. En ilginci bu. Çünkü ben bu diplomasiyi yapan arkadaşımızın yaptığı diplomasiden haberdar değilim. Nasıl oluyor bu iş? Genel Başkanın haberi yok, belediye meclis üyesi diplomasi yapıyor parti adına. Mesela Ankara'yı paylaşmışlar, İstanbul'u bilmiyorum. İsimlerine kadar, mesela Polatlı'ya eski Ankara İl Başkanımız Yetkin Öztürk gelecekmiş. Ama bunlar CHP'den aday olacakmış. Daha ilginci Gölbaşı'na da Yakup Odabaşı gelecekmiş. Hiçbirinden haberim yok. Bu ne demek biliyor musunuz? Bir siyasi partinin iç işlerine karışmak demektir. Biz bunu 1997'de Doğru Yol Partisinde yaşadık. Dolayısıyla ben bu konuda idmanlıyım, şu an itibarıyla bir savaş ilanı olarak kabul ediyorum. Varım buyursunlar."
İMAMOĞLU VE YAVAŞ'A SERT SÖZLER: KORKTULAR!
İYİ Parti lideri Meral Akşener, genel seçimlerde cumhurbaşkanı adayı olarak göstermek istediği CHP'li belediye başlanları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ı da hedef aldı. Oldukça sert ifadeler kullanan Akşener, iki belediye başkanını da korkaklıkla suçladı. Akşener, "Kazanalım diye ağzımı açmadım. Millet bu arkadaşları istiyor diye bunları o masaya götürdüm. O masadan kovuldum. İkisi de korktu kabul etmedi. Benim değil milletin istediğini kabul etmediler. Şimdi, dün benim için bir milattır. Bugüne kadar hiçbir siyasi partinin iç işlerine karışmadık. Kongre yaptılar üstümüze kaldı. Bana ne kardeşim sizin kongrenizden. Kim kazanırsa kazansın" açıklamasını yaptı.
Siyaset kulislerinde terörün siyasi ayağı HDP/DEM'in de dahil olduğu kirli koalisyonu yeniden bir araya getirmek için çalışan İmamoğlu - Özel ikilisiyle ilgili siyaset kulislerinde "Babaları Kılıçdaroğlu'nu yediler şimdi de ablaları Akşener'i yiyecekler" değerlendirmeleri yapıldı. Takvim.com.tr, İYİ Parti'deki depremin perde arkasında Meral Akşener'i baskı altına alıp ittifaka zorlamak olduğunu yazmıştı.
Bu durumun somut örnekleri ise şöyle;
Bahadır Erdem "ittifaksız yerel seçim kararına itiraz" ettiği için ayrıldığını öne sürdü.
Akşener'in 'abi' dediği Cihan Paçacı seçimlere müstakil girilmesine karşı çıktığını beyan etti.
"Akşener'in hesapları incelensin" dilekçesi verdiği iddia edilen Ümit Dikbayır'ın ise karın ağrısı başka çıktı. Dikbayır, İmamoğlu ve Yavaş'ın desteklenmesini istiyor.
İTTİFAKIN EN ATEŞLİ SAVUNCUSU
İYİ Parti'nin merkez sağ kökenli kurucularından Aytun Çıray da istifa kervanına katılanlardan. Partide genel sekreterlik, genel başkan başdanışmanlığı ve parti sözcülüğü yapan Çıray, CHP ile ittifakın en ateşli savunucusuydu.
GİK KARARININ HEMEN ERTESİ GÜN İSTİFA
İYİ Parti İstanbul Medya Başkanı Aslı Duru da, partisinden istifa ettiğini duyurdu. Duru, açıklamasında, "Üyesi olduğum İYİ Parti'den gördüğüm lüzum üzerine istifa ettim" ifadelerini kullanarak ekran görüntüsü paylaştı.
YILMAZ DA YOLLARI AYIRDI
Eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz da İYİ Parti'nin kurucularından. Genel başkan yardımcılığı görevi üstlenen Yılmaz, 2018'de milletvekili oldu. 14 Mayıs seçimlerinde aday gösterilmeyen Yılmaz, yenilenen GİK'te yer almadı. Seçimlerden sonra İYİ Parti'den uzaklaşan, istifa etmesi beklenen Yılmaz, 10 Kasım'da istifa etti.
Yılmaz, Mansur Yavaş'ın karşısına aday çıkarılmasına tepki olarak Ankara İl Başkanlığı görevinden istifa eden ancak partiden ayrılmayan Faruk Köylüoğlu'nun açıklamasını "Gereğini yapmıştır" diyerek desteklemişti.
"CHP İLE UYUMLU YÜRÜTTÜĞÜMÜZ ÇALIŞMALAR…"
İYİ Parti'nin GİK kararı sonrasında istifa eden isimlerden biri de Antalya eski İl Başkanı Ahmet Aydın olmuştu. Aydın istifa açıklamasında "Cumhuriyet Halk Partisi ile uyum içerisinde yürüttüğümüz yerel yönetim programımızın olumsuz bir noktaya taşınmasına ne aklım ne de yüreğim razı gelmiyor" ifadelerini kullanmıştı.
"DERİN GÖRÜŞ AYRILIĞI"
İdris Nebi Hatipoğlu, X sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Büyük Türk Milleti'nin bilgisine; Türkiye ve Eskişehir sevdalısı bir insan olarak çıktığım siyaset yolculuğunda, Eskişehir Milletvekili seçildiğim İyi Parti ile Genel Seçim sürecinden bu yana derin görüş ayrılıkları yaşamaktaydım. Parti içi istişare sürecimizin de sağlıklı yürümemesinden kaynaklı olarak, Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'i de bilgilendirerek İyi Parti'den istifa ediyorum." ifadelerini kullanarak istifa etmişti.
'KARMAŞA OLMASIN'
İYİ Parti kurucularından olan Büyükelçi Aydın Adnan Sezgin, 25 Eylül'de "Muhalefetin içinde olduğu büyük karmaşayı körüklememek için" istifa ettiğini duyurdu.
ÜST DÜZEY 'CHP' İSTİFASI
Gelişme üzerine İYİ Parti'de üst düzey bir 'CHP' istifası patlak verdi. İYİ Parti İstanbul Milletvekili Sibel Yanıkömeroğlu ittifakı bahane ederek partisinden istifa etti.
Yanıkömeroğlu yaptığı açıklamada "CHP'nin işbirliği önerisinin reddedilmesi bardağı taşıtan damla oldu; istifamı verdim. Millet bize bu sistemi değiştirelim diye oy verdi. Milletvekili olarak bu misyona devam edeceğim" dedi.
"İŞ BİRLİĞİ İÇİN MÜCADELE ETTİM"
Genel Başkan Yardımcısı Ece Güner, İstanbul ve Ankara'da iş birliği yapılmaması gerekçesiyle partiden istifa ettiğini açıkladı.
Güner, yaptığı açıklamada, "Bildiğiniz gibi, en azından İstanbul ve Ankara'da iş-birliği için mücadele ettim ve GİK toplantısında bu yönde güçlü şekilde söz almış, cesaretle mücadele etmiş, az sayıda kişiden biriyim. Çıkan kararı savunamayacağımı düşünerek, yapabileceğim tek şey saygı duymak ve istifa etmektir." dedi.
ÜÇOK GÖREVDEN ALINDI
CHP ile ittifakı açık bir şekilde savunan İYİ Parti Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Ahmet Zeki Üçok görevden alındı.
SON OLARAK DA İBRAHİM ÖZKAN VE 5 MECLİS ÜYESİ
İYİ Parti'deki istifa furyasında son olarak İbrahim Özkan ve 5 Meclis üyesini gördük.
İbrahim Özkan, GİK toplantısı öncesinden bu yana iş birliği yapılmasını istedi. İYİ Parti Genel Merkezi, görevden aldı ancak yeniden seçildi. Özkan'ın yeniden seçilmesini sağlayan isimler de dahil 7 kişi ihraç için disipline sevk edildi. Tüm bu olaylar yaşanırken parti içindeki kaosu körükleyen Ekrem İmamoğlu, İbrahim Özkan'ı aradı.
Özkan ve beraberindeki 5 üye (Oğuz Sarul, Sinan Gümüş, Uluer Kaya, Yakup Fındık, Bora Kılıç) ihraç kararını beklemeden iş birliği yapılmadığı gerekçesiyle istifa etti.
AKŞENER'İ ELEŞTİRDİ
"Ekrem İmamoğlu'nu destekleyelim" diyen İbrahim Özkan ve diğer 5 üyenin istifasının ardından bugün İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'ndan haberlerimizi doğrulayan bir açıklama geldi.
İmamoğlu yaptığı açıklamada "İYİ Parti hakkında yorum yapamam. Bu onların iç meselesi. Orada bir kavga bir gürültü varsa bundan üzüntü duyarım. Ben de uyandırdığı his bu. Keşke kendi içlerinde daha bütünlükçü bir yapıları olsa. Üzüntü duyuyorum." ifadelerini kullandı.
"BENİM KULAĞIM KÖTÜ SÖZLERİ DUYMAZ"
Ekrem İmamoğlu kendisine İYİ Partili isimlerden "CHP'nin eş genel başkanı" benzetmesi yapıldığına yönelik gelen soruya "Benim kulağım kötü sözleri hiç duymuyor" diyerek geçiştirdi.
OPERASYON SİYASETİ
İbrahim Özkan ve 5 üyenin istifasının ardından CHP'nin İYİ Parti'deki eline dikkat çeken İYİ Part Sözcüsü Kürşad Zorlu, "Bu ismi geçen arkadaşlardan (İstifa eden İBB Belediye Meclis Üyeleri) bir tanesi, bugün İstanbul dışında yakın bir ilin Belediye Meclis üyemizi arıyor. Diyor ki, "biz bu akşam bir TV kanalında bazı arkadaşlarla topluca istifa ettiğimizi meclis üyeleri olarak ifade edeceğiz. Siz de bulunduğunuz ilde istifa edin. CHP'li bir ismin adını vererek "size onunla bir görüşme ayarlayalım hemen" diyor. Bunun adı operasyon siyasetidir" ifadelerini kullandı.
İMAMOĞLU KİMİ SATIN ALACAĞINI BİLİYOR
Yaşanan tüm bu gelişmeleri köşesine taşıyan Hürriyet gazetesi yazarı Nedim Şener, "Ekrem İmamoğlu kimi satın alacağını biliyor" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Şener, Ekrem İmamoğlu'nun İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in altını boşalttığını ifade ederek şunları yazdı:
erkes CHP'deki gerçek patronun İmamoğlu olduğunu anladı. İmamoğlu'nun yanında el pençe durmaktan, başını sallamaktan ve genel başkan rolü oynamaktan başka bir şey yapmayan Özgür Özel'in, İYİ Parti ile işbirliği girişiminden sonuç alamadığını görünce yine devreye girdiği görülüyor.
AKŞENER'İN ALTINI BOŞALTIYOR
Böylece, İYİ Parti Genel İdare Kurulu kararının aksine CHP ile işbirliğini savunan İYİ Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Grup Başkan Vekili İbrahim Özkan ve adamlarıyla nasıl bir ilişkisi olduğu da ortaya çıktı. Parti üyeliğinden istifa eden İbrahim Özkan, İBB Meclisi'ndeki İYİ Partili üyelerin oylarıyla yeniden grup başkanı seçildi. Bu durum kesin ihraç talebiyle disipline sevk edilen İYİ Parti temsilcileriyle Ekrem İmamoğlu'nun onlarla kurduğu ilişkinin gücünü de gösteriyor.
Belki de bu gücü en açık ortaya döken ise yine İYİ Parti'den istifa eden, İmamoğlu ile pazarlığa oturan İbrahim Özkan oldu. Saraçhane'deki İBB binasında gazetecilere açıklamalarda bulunan Özkan ilginç ayrıntılar verdi...
ÖZEL'İ AKŞENER'E YOLLADI
2024 seçimlerinde işbirliği yapılması için İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile görüşen Özkan, "Bir şeyler yapılmalı" dedikten birkaç gün sonra CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'i ziyaret ettiğini söyledi. Böylece Özgür Özel'i, Akşener'e Özkan'la görüşen İmamoğlu'nun yolladığı ortaya çıktı. İşbirliği teklifi GİK'te reddedilince, Özkan bu kez İmamoğlu ile "arka kapı diplomasisi" adını verdiği pazarlığa oturmuş. İmamoğlu, "GİK kararı varken teklif götürmenin nezaketsizlik" olacağını söylemiş ama yine de "Beklenti ne olabilir?" diye sormuş.
2019'daki yerel seçimlerdeki gibi, "Arnavutköy, Esenler, Bağcılar ve Kâğıthane" gibi ilçelerin değil, kazanılacak üç ilçenin İYİ Parti'ye verilmesini istemiş. İstanbul'un 3 ilçe belediye başkanlığını, CHP'nin elindeki 14 belediyede başkan yardımcılığını ve İBB'de 25 büyükşehir meclis üyesi verilmesini istedi. İmamoğlu da bunu kabul etti ve konuyu CHP Genel Başkan Özgür Özel'e ve yetkili kurullara aktaracağını söylemiş. CHP ile üç belediye başkanlığı konusunda anlaştıklarını fakat Buğra Kavuncu'nun "Beşiktaş'ı dahi verseler bu konu biz bizim için bitmiştir" sözünden sonra süreç bitmiş.
'İSTANBUL NİMET NİMET'
İlginç olan ise İmamoğlu'nun bu teklifi görüşmesi, CHP'yi yönetmesi. Tabii en ilginci ise "kazanılacak ilçeleri" babasının malı gibi İYİ Parti'ye terk edebilmesi. İYİ Parti ile masaya konulan 3 ilçe, 25 İBB meclis üyeliği, 14 belediye başkan yardımcılığı pazarlığını görünce insanın aklına İmamoğlu'nun şu sözleri geliyor, "İstanbul nimet nimet..."
Bu görüşmelerin arka kapı pazarlığı değil arkadan iş çevirme olduğunu İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural sosyal medyadan yaptığı açıklama ile göstermiş. Vural, hem İYİ Parti adına İbrahim Özkan'a hem de onunla pazarlığa oturan CHP'li İmamoğlu'na şunları söylemiş;
"CHP ile arka kapı pazarlığı yapılmış! Hangi sıfat ve yetkiyle? Parti tüzel kişiliğinin kararı nerede? Kimle yaptın pazarlığı? Bir de bunu çıkıp anlatabiliyor? Diğeri de partisinin kurumsal iradesi olmadan makam dağıtıyor! Kim bu? Partinden yetki aldın mı? Sanki babalarının malı gibi! İşte siyasetin şahsileşmesinin sonuçları... Adamcı zihniyet. Kurumların iradesi yok. Devlet benim zihniyetinden farkı ne? Al gülüm ver gülüm şahıs siyaseti...
İMAMOĞLU İÇİN HER YOL MÜBAH
Etik yok, parti iradesi yok. Siyasetin hukuku, etiği, ilkesi olmaz mı? Yetkililer ön kapıdan girip işbirliği yapabilir miyiz derken, arka kapıda bazı muhteremler pazarlık yapmış! Hangi etiğe, hukuka, ilkeye sığar bu tezgâh altı pazarlık ve ifşası? Sonra da makam, mevki dağıtanlara 'Truva Atı' rolü veriliyor! Partinin hükmi şahsiyetine saldırılıyor! Ona oy veren seçmen iradesi çarpıtılmak isteniyor! Bu bir kumpas. Bunun millete, demokrasiye hiçbir faydası olamaz."
Siyaseti halka hizmetten çok şahsi kariyer hedefine ulaşmanın aracı olarak gören, bu nedenle 5 yıllık İBB Başkanlığı'nı da cumhurbaşkanı adaylığı hayali ile geçiren, bundan sonra da tek amacı çok istediği o koltuğa oturmak olan İmamoğlu tipi siyasetçi için siyasette her yol mübahtır.