CHP ile İYİ Parti arasında Ankara pazarlığı! Akşener ile Özgür Özel ne konuştu? Kulisler yangın yeri...
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bu yana yerel seçimlerde her ilde ayrı aday çıkaracaklarını ifade etse de geri adım atmaya hazırlanıyor. Akşener dün CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile görüşürken görüşmede ittifak konusu yer aldı. Sabah Gazetesi Yazarı Mahmut Övür görüşmeye ilişkin kaleme aldığı köşe yazısında CHP ile İYİ Parti'nin Ankara konusunda pazarlığa oturduğunu ifade ederken, İYİ Parti'de yaşananlarla ilgili Akşener'e yüklendi. İşte detaylar...
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında yaptığı açıklamada Kemal Kılıçdaroğlu'na sert sözlerle yüklenerek yerel seçimlerde her ilde ayrı aday çıkaracaklarını ifade etmişti.
Bu açıklamayı gittiği her yerde yapan Akşener CHP'de yaşanan genel başkan değişikliği sonrasında bu tavrında değişime gitti. İlk olarak CHP'den Mansur Yavaş ile görüşen Akşener sonrasında CHP'nin yeni genel başkanı Özgür Özel'i kabul etti.
Görüşme sonrası iki isim de kameralar karşısına geçerek açıklamalarda bulundu.
"İŞ BİRLİĞİ İHTİMALİNİ SORDUK"
Görüşmede çok önemli değerlendirmeler yaptıklarını dile getiren Özel, şunları kaydetti:
"Ama ziyaretimizin özü ve özeti şuydu; İYİ Partinin kamuoyunca da bilinen, bizim tarafımızdan da saygıyla karşılanan bir Genel İdare Kurulu kararıyla tüm seçim bölgelerinde yerel seçime kendi adaylarıyla girmeleri noktasında bir irade beyanları, alınmış bir kararları vardı. Biz bu ziyaretimizde, bu karara saygılı olduğumuzu o yüzden yerel seçimlere yönelik bir somut teklifle değil, ancak yerel seçimlerde, daha önce de ifade etmiştim, Sayın Genel Başkan'ıma da ifade ettim, 'ittifak' kelimesi yoruldu, 'ittifak' kelimesi kalabalıkları, uzun süren toplantıları çağrıştırıyor. Ama yerel seçim biraz daha esnekliği, hızlı karar vermeyi ve ikili iş birliklerini gerektiriyor. Biz, İYİ Partiye önümüzdeki yerel seçimde, yerel seçime yönelik olarak işbirliği içinde olup olamayacağımızı, böyle bir kararın Genel İdare Kurulu kararının yeniden bu konuda Genel İdare Kurulu tarafından gözden geçirilip, geçirilemeyeceğini, bizim alınmış kararlara saygılı olduğumuzu ama eğer mümkün olursa bundan sonraki süreçte yerel seçime yönelik bir işbirliği için partilerimizin görevlendirileceği kişilerin birlikte çalışma imkanının yaratılıp yaratılamayacağını sorduk. Sayın Genel Başkan'ımızdan bu konuda bir cevap aldık. Ben sözü burada sonlandırıyorum ve nazik ev sahiplikleri için çok teşekkür ediyorum."
AKŞENER GERİ ADIM ATTI: GİK'E SORACAĞIZ
Meral Akşener de ilk olarak Özgür Özel'e genel başkanlığının hayırlı olması dileğinde bulundu.
"Sayın Özel'in söyledikleri doğrudur. O, konuyu anlattı." ifadesini kullanan Akşener, şu değerlendirmede bulundu:
"Bizim bir kararımız var, 81 ilde tek başımıza seçime girmek şeklinde. O konuyu, Genel İdare Kurulunda tekrar bizim, 'iki siyasi parti olarak, hiç değilse bazı yerlerde birlikte işbirliği yapabilir miyiz?' sorusunu, 'acaba tekrar Genel İdare Kuruluna tekrar bu soruyu götürebilir misiniz?', özü bu, esasında özetlersek. Biz de arkadaşlarımızla, kendilerinin yanında da konuştuk. Pazartesi günü biz doğal olarak GİK'imizi toplayacaktık zaten. Orada bu soruyu Genel İdare Kurulumuza soracağız. Onlar nasıl bir cevap verecek, O zaman göreceğiz. Ziyaretleri için çok teşekkür ediyorum. İnşallah her şey Türkiye için iyi olur."
Yapılan bu görüşme sonrası hangi kararın çıkacağı merak konusu olurken Sabah Gazetesi Yazarı Mahmut Övür ikili arasındaki görüşmeyi ele alan bir köşe yazısı kaleme aldı.
İşte Övür'ün yazısında öne çıkanlar:
Aylardır sabah akşam "Yerel seçimlere hür ve müstakil gireceğiz" demenin anlamı neydi? Meydan okurcasına, "CHP'nin yancısı olmayacağız" diye bas bas bağırmanın, yeri göğü inletmenin manası neydi?
KÖS KÖS DÖNÜP HEDEP İLE EL ELE VERECEKLER
O zaman "81 ilde adayımızı çıkartacağız" dedikten sonra tekrar Genel İdare Kurulu'na soracağız demek nasıl bir siyaset ve neye işaret?
Anlaşılan GİK "evet" derse iş bitecek.
Yine kös kös dönüp HEDEP'le el ele vererek, "çark etti" diye suçladığı İmamoğlu ile "çak" yapacak. Ya da elini kaldırıp "Yüzünde Rabbi yessir gördüm", artık "Bir oy İmamoğlu'na, bir oy Yavaş'a verin" diyecek.
Sonra da seçim geçesi o meşhur komedi ikilisi sahne alıp o rezil, "Aramızda kalsın, kazanıyoruz" nakaratını tekrarlayacak.
AĞA-MARABA HİKAYESİ
İşin en vahim tarafı, İyi Parti'de yaşananların ağa-maraba hikâyesini hatırlatması. Yolsuzluk ve taciz suçlamaları bir yana CHP ile ittifak ya da işbirliği kararı tekrar GİK'e sorulacaksa, neden onca insan İyi Parti'den istifa etti?
"ANKARA BİZİM İSTANBUL SİZİN OLSUN"
Daha işin başında, CHP'yle pazarlık da yapılabilir, hatta kızıştırabilirdi de. Ama en azından siyaset bu kadar ucuzlatılmazdı.
Bütün bu olanları normal bir siyaset aklıyla açıklamak mümkün değil. Eğer gerçekten Akşener tekrar çark eder, yeni adayla "işbirliği"ne razı olursa bu kez 6 Mart'ta masaya dönüşünden çok daha vahim bir durum var demektir.
Bu yüzden gelinen nokta, sadece el yükseltme ve pazarlıkla açıklanamaz. Kulislerde öyle bir "pazarlık"tan da söz ediliyor. Denilen o ki, Akşener'e Mansur Yavaş'ın İyi Parti'den Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olması teklif edilmiş. Daha önce de yazdım, "İstanbul CHP'nin, Ankara da İyi Parti'nin olsun" pazarlığı vardı ve olabilirdi de. Bunu CHP taşıyabilir mi bilemem ama onların da eli mahkûm. Sadece İmamoğlu da değil, arkasındaki ulusal ve küresel güçler de bu ittifakın olmasında ısrarcı. Kaybetme korkusu hepsini sarmış durumda. Kulislerde bunun önüne geçmek için şeytanla işbirliği ve tehdit dâhil her şey yapılabilirmiş.