Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'dan İsrail'e: Bir tercih yapmak zorundalar
Son dakika haberine göre Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Danimarka Dışişleri Bakanı Rasmussen ile düzenlediği ortak basın toplantısında "İsrail'den istediğimiz barış çağrımıza cevap vermesi. Buradan ya daha büyük bir barış ya da daha büyük bir savaş çıkacak." ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Gazze'de tüm insanlık bir rol ayrımında. Burada ya tüm dünyaya yayılacak büyük bir savaş çıkacak ya da büyük bir barış çıkacak. Türkiye'nin tercihi barıştan yanadır." ifadesini kullandı.
Fidan, Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Lökke Rasmussen ile Dışişleri Bakanlığı'ndaki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın ifadelerine atıfta bulunan Fidan, "İsrail'den istediğimiz barış çağrımıza kulak vermesidir. Gazze'de tüm insanlık bir rol ayrımında. Burada ya tüm dünyaya yayılacak büyük bir savaş çıkacak ya da büyük bir barış çıkacak. Türkiye'nin tercihi barıştan yanadır." dedi.
Fidan, 7 Ekim'den bu yana soruna taraf olan, sorun hakkında bilgisi olan tüm aktörlerle görüşüldüğünü, bölgede de çok sayıda ülkeyi ziyaret ederek temaslarda bulunduğunu hatırlattı.
"İSRAİL BİR TERCİH YAPMAK ZORUNDA"
İsrail-Filistin çatışmasının başlamasının ardından çok sayıda telefon görüşmesi yapıldığını belirten Fidan bunlar neticesinde oluşan kanaatini dile getirdi.
Fidan, "İsrail bir tercih yapmak zorunda. Filistinlilerin varlığını yok saymak, Filistinlilerin haklarını göz ardı etmek, Filistinlilere baskı ve zulüm uygulamak, İsrail'e barış getirmedi ve getirmeyecek. İsrail huzur ve güven içinde olmak istiyorsa Filistinlilerin kendi topraklarında, kendi devletlerinde yaşamak hakkına saygı duymak zorundadır." diye konuştu.
İsrail'in bunu yapmazsa kendisini her defasında daha da büyüyen, şiddet ortamı ve sarmalının içinde bulacağını kaydeden Fidan, Türkiye'nin sorunun tüm taraflarına sağduyuyu telkin ettiğini aktardı.
Fidan, krizin yayılmasının önlenmesi gerektiğinin altını çizerek "Aksi takdirde, küresel düzeyde çok daha kötü gelişmelere tanıklık edebiliriz. Çözümün yegane yolu 67 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğe sahip bağımsız, egemen Filistin devletinin hayata geçirilmesiyle mümkündür."
Bakan Fidan, görüşmede, terörle ilgili yorumlarında mevkidaşı Rasmussen ile farklılıklar olduğunu belirterek "Bizim terör örgütü olarak tanıdığımız YPG ve FETÖ'yü başka ülkeler de terör örgütü olarak tanımamakta. Aynı şekilde biz de Filistin devletinin bir parçası ve devlet sisteminde siyasal parti olan Hamas'ı terör örgütü olarak tanımadığımızı kendilerine (Rasmussen) söyledik." dedi.
Bunun sivillerin öldürülmesinin kabul edildiği anlamına gelmediğini vurgulayan Fidan, "Tam tersine, en başından itibaren kınadığımızı söyledik." ifadesini kullandı.
Mevkidaşıyla görüşmelerinde her alanda diyaloğu sürdürme ve işbirliğini güçlendirme yönündeki ortak iradeyi teyit ettiklerini belirten Fidan, terörizmle mücadele alanında Danimarka ile daha yakın çalışmak istediklerini söyledi.
Fidan, müttefikliğin gereği olarak savunma sanayisi alanındaki işbirliğini da artırmaları gerektiğini vurgulayarak, "Avrupa Birliği'ne (AB) katılım sürecimizin canlandırılması için Danimarka'dan da daha yapıcı bir tutum sergilemesini beklediğimizi ifade ettik." diye konuştu.
Bakan Fidan, Danimarka'nın sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomik yaşantısına ciddi katkılar sağlayan Türk toplumunun iki ülkenin ilişkilerinin gelişmesinde önemli yere sahip olduğuna işaret etti.
DANİMARKA'DA KUR'AN-I KERİM'İ HEDEF ALAN SALDIRILAR
Danimarka'nın Kur'an-ı Kerim'i hedef alan saldırılara sahne olmasının kendilerini son derece rahatsız ettiğinin altını çizen Fidan, "Kutsala saygısızlık, ifade özgürlüğü kapsamında asla değerlendirilmemeli. Bu tür provokasyonlara da müsaade edilmemelidir. Bu provokatörlerin toplumsal huzuru bozmalarına, insanları birbirlerine karşı kışkırtmalarına da seyirci kalınmamalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Fidan, Danimarka'da bu nefret suçunun önlenmesi ve faillerinin cezalandırılmasına yönelik bir mevzuat çalışmasının başlatıldığını hatırlatarak, bu çalışma hakkında mevkidaşından bilgi aldığını aktardı.
Bu yasa tasarısının, kutsal kitaplara yönelik saldırılara para ve 2 yıla kadar hapis cezasını öngördüğünü kaydeden Fidan, "İstişare süreci tamamlanan bu tasarının, bugün Danimarka parlamentosuna iletildiğini memnuniyetle öğrendik." dedi.
Fidan, bu sürecin bir an önce tamamlanmasını ümit ettiklerini söyledi.
"BU ZULÜM KARŞISINDA SESSİZ KALAMAYIZ"
Mevkidaşıyla görüşmesinde, Filistin'deki son gelişmeleri ele aldıklarını anlatan Fidan, "Gazze'de 7 Ekim'den bu yana bildiğiniz gibi tam bir vahşet yaşanmakta. Gazze'de çoluk çocuk, hasta yaşlı demeden herkesin acımasızca hedef alınması, hastanelerin, camilerin, kiliselerin bile bombalanması bildiğiniz gibi bir insanlık suçudur." şeklinde konuştu.
Fidan, İsrail'in uluslararası hukuku ihlal ettiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu zulüm karşısında sessiz kalamayız. Vicdan sahibi olan, insan hayatına saygı duyan, insan haklarına gerçekten inanan herkes bu vahşete 'dur' demelidir. Ateşkes ilan edilmesi için uğraşmalıdır. İnsani yardımların, Gazze'ye kesintisiz ulaşması için çaba göstermelidir. Gazze'de masum sivillerin öldürülmesine ses çıkarmayanlar, İsrail'in cürümlerine kayıtsız şartsız destek çıkanlar, bu zulmün ortağı durumuna düşmektedirler."
Türkiye'nin hiçbir zaman zulme ortak olmadığını ve bu zulme de ortak olmayacağını dile getiren Fidan, "Bugün Filistinlilerin kendi topraklarından atılmasına göz yumanlar, yarın hukuktan ve insan haklarından bahsedemezler." dedi.
Fidan, Türkiye'nin garantörlük mekanizmasında bölgedeki Müslüman ülkelerin de aktif bir rol üstlenmesini arzu ettiklerini belirterek, "İsrail ve Filistin arasında kalıcı ve sürdürülebilir barışın tesisi, küresel düzeyde başka bazı sorunların çözümü için de bir başlangıç ve umut teşkil edecektir." ifadesini kullandı.
Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Lökke Rasmussen, Danimarka ve Türkiye'nin çok yakın müttefikler olduğunu belirterek, "Her zaman bakış açılarımız her konuda örtüşmese bile ikna olduğum bir husus ikili ilişkilerimizin daha da gelişeceği." dedi.
Rasmussen, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Dışişleri Bakanlığındaki görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Danimarka ve Türkiye'nin çok yakın müttefikler olduğunu ifade eden Rasmussen, iki ülkenin bakış açılarının da benzer olduğunu dile getirdi.
Rasmussen, "Her zaman bakış açılarımız her konuda örtüşmese bile ikna olduğum bir husus ikili ilişkilerimizin daha da gelişeceği. Hükümetimiz, bu anlamda dünya çapında işbirliğimizi genişletmek ve ikili ilişkilerimizi çok daha ileri seviyelere taşımak konusunda hem yatırım hem ticaret hem haklar arası iletişim konusunda çok yoğun bir işbirliği içerisinde olmaya niyetli. Ancak aslında şu aşamada çok daha fazla diyalog, çok daha fazla işbirliğinin gerektiği bir noktadayız." şeklindeki görüşünü paylaştı.
"Gazze'deki durum hepimizi çok endişelendiren bir husus. Sadece insani boyut değil, tabii ki." diyen Rasmussen, ülkesinin "Hamas'ı bir terör örgütü" olarak gördüğünü aktardı.
Rasmussen, insani krizin önlenmesi ve boyutlarının daraltması için çalışılmasının önemine değinerek, insani koridorların gerçekleşmesini sağlamanın da gerektiğini vurguladı.
"Barış sürecinin yeniden canlandırılması için çalışmalarımızı sürdürmeliyiz." ifadesini kullanan Rasmussen, iki devletli bir çözümün kalıcı barışın en temel koşulunu teşkil edeceğini söyledi.
Rasmussen, ülkesinin insani yardımları, sivil halka sağlamış olduğu yardımları geçen hafta itibarıyla arttırdığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Avrupa'daki liderlerin yakın bir gelecek içinde bir barış zirvesinin düzenlenmesiyle ilgili çağrıları beni memnun etti. Türkiye bu anlamda son derece önemli bir ortak. Bu gelişmeler nezdinde Türkiye son derece önemli bir rol oynayabilir."
İsveç'in NATO'ya katılmasıyla ilgili olarak başvurusunu da mevkidaşı Fidan ile görüştüklerini belirten Rasmussen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın parlamentoya İsveç'in katılım protokolünü göndermesinin kendilerini memnun eden bir adım olduğunu bildirdi.
Rasmussen, Fidan ile görüşmelerinde Rusya-Ukrayna savaşını da görüştüklerini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Danimarka, Ukrayna'yı desteklemeye devam ediyor. Ukrayna'nın topraklarını kurtarması ve Rusya'nın bu saldırgan tutumuna karşı gerekli harekatı yapmasını desteklemeye devam ediyoruz. Rusya'nın bu adımları sadece Ukrayna'yı etkilemekle kalmıyor. Küresel anlamda sonuçları var. Hem enerji hem gıda kriziyle ilgili olarak. Türkiye'nin bu anlamda gıda ve tahıl anlaşmasının imzalanmasında oynadığı önemli rolün altını çizmek istiyorum. Bu tahıl anlaşması gerçekten Türkiye'nin oynayabileceği önemli rolün, çok önemli bir örneği.
Bu çerçevede bu konularda çok önemli ve güçlü adımların atılması gerektiğini düşünüyorum. Bir kez daha şunu ifade etmek istiyorum. Bugünkü görüşmemizden sonra Türkiye'nin bu konudaki etki alanını kullanacağından bir kez daha emin olduğumu ifade etmek istiyorum."