Türkiye'nin dönüşümüne GYODER destek! Deprem bölgesi şahlanıyor
Gayrimenkul sektörünün paydaşları 18. GYODER Gayrimenkul Zirvesi'nde bir araya geldi. Zirvede AK Parti İstanbul Milletvekili, TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Murat Kurum, önemli açıklamalarda bulunurken "Depremle mücadelenin tek yolu; Kentsel Dönüşümdür" dedi. GYODER Başkanı Mehmet Kalyoncu ise Kahramanmaraş depremleriyle ilgili konuştu.
Gayrimenkul sektörünün tüm paydaşlarını bir araya getiren 18. GYODER Gayrimenkul Zirvesi, bu yıl "Şehrini Vicdanla Tamamla" temasıyla İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlendi.
GYODER'den yapılan açıklamaya göre, sektörden pek çok aktörle kurumun desteğiyle gerçekleştirilen zirve, 6 Şubat depremlerini konu alan "Umut Çizgisi" belgeseli gösterimiyle başladı.
Belgeselde, 11 ili etkileyen depremlerden sonra GYODER'in bölgede gönüllü yürüttüğü 100 bin konuta ilişkin planlama ve tasarım çalışmaları anlatıldı.
Açıklamada, zirvedeki konuşmasına yer verilen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, dünyanın iklim değişikliği ve şehircilikle ilgili çok büyük bir risk altında olduğunu belirtti.
Tuzcuoğlu, "Tarihimize baktığımızda yaşanan göçlerin büyük kısmının iklim değişikliği krizi sebebiyle olduğunu görüyoruz. Orman yangınları, seller, deprem, denizlerdeki müsilajlar hepsi yaşanan iklim değişikliği ile ortaya çıkıyor. Her alanda yeşil dönüşümü başlatmalıyız. Aksi takdirde bu tahribatlarla karşı karşıya kalırız. İstanbul'da riskli yapılardaki iyileşmeyi sağlamak için sahadayız." ifadelerini kullandı.
Şu anda 170 bin yapının iyileştirilme sürecinin devam ettiğini kaydeden Tuzcuoğlu, "'Bizim Şehir' adında bir pilot uygulama yaptık. Burada ana kriterlerimiz; şehirlerin kimlikli, sağlıklı, insan merkezli, çevreci ve teknolojiyi insana faydalı olarak kullanan şehirler olarak ortaya çıktı. Biz bir medeniyet kuracaksak bu perspektiften bakabilmeliyiz." değerlendirmesini yaptı.
"ÜLKEMİZİ DAHA GÜÇLÜ, GÜVENLİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR GELECEĞE TAŞIMALIYIZ"
GYODER Başkanı Mehmet Kalyoncu da bu yıl zirvenin açılışını, 8 ay önce tüm ülkeyi yasa boğan ve derinden etkileyen deprem felaketine dikkat çekmek için hazırladıkları belgeselle yaptıklarını belirtti.
Geçen yıl zirvenin temasının "Rota Yeniden Oluşturuluyor" olduğun anımsatan Kalyoncu, "Bu yıl rota bizi depremle birlikte vicdanımıza getirdi. Bu yıl zirvemizin ana temasına 'Şehrini Vicdanla Tamamla' dedik. 'Kalbi eğitmeden, aklı eğitmek eğitim değildir. Vicdan olmadan bilgi sahibi olmak tehlikelidir' demiş Aristo. Deprem, bizlere 'vicdandan mahrum kalan aklın', enkaz altında kaldığını gösterdi. Akıllı şehirler kavramı da bu depremlerde enkaz altında kaldı." ifadelerini kullandı.
Kalyoncu, "Şehrini Vicdanla Tamamla" derken sadece binaların, yolların veya altyapının inşasını kastetmediklerini belirterek, şunları kaydetti: "Bu ifadeyle şehri yaşayan insana odaklanıyoruz, şehirde yaşam mücadelesi veren, şehirle kavga eden, savaşan, insanı yok eden anlayışa karşı çıkıyoruz. Şehirler, sadece binalardan ibaret değildir. İnsanoğlunun topluluklar halinde yaşadığı yerlerdir. İşte tam da bu yüzden 'akıllı şehir' kavramını sevmiyorum. Akıllı değil vicdanlı şehirler önemlidir. Bu vicdanlı şehir dönüşümüne de ancak gayrimenkul sektörü liderlik edebilir. Bizler, şehirlerimizin tasarımından, gelişimine, sürdürülebilirliğine ve yaşanabilirliğine kadar birçok aşamada etkin bir şekilde yer alıyoruz. Bu sorumluluğumuzu vicdanla taşımak zorundayız. Çocuklarımızın vicdanlı şehirlerde yetişebilmesi için. Şehirlerimiz vicdanla imar edilmeli ki, biz ve bizden sonraki nesiller vicdanla yaşayabilsin."
"SÜRDÜRÜLEBİLİR ŞEHİRLERİN NASIL YARATILACAĞINA ODAKLANMAK GEREKİYOR"
Oxford Üniversitesi'nden Küreselleşme ve Kalkınma Profesörü Ian Goldin da 21. yüzyılın değişiklikleri ışığında şehirleri yeniden inşa etmenin daha da önemli hale geldiğini aktardı.
Goldin, "Dehşet verici felaketler, depremler, yıkımlar, savaşlar şehirlerin geleceği hakkında yeniden düşünme fırsatı yaratır. Her şeyden önce eşit, sürdürülebilir şehirlerin nasıl yaratılacağına odaklanmak gerekiyor. Daha eşit toplumlarda fırsat yaratmak istiyorsak, uygun fiyatlı konut, toplu taşıma, eğitim sistemi, sağlık sistemleri ve daha fazla insanı kaldırabilen diğer destekleyici altyapı gibi konulara yönelmeliyiz." açıklamasını yaptı.
DEPREM BÖLGESİ AYAĞA KALKACAK
AK Parti İstanbul Milletvekili, TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Murat Kurum, 6 şubat depreminde büyük hasar görmüş şehirlerimizin yeniden tasarım süreçlerine destek olan GYODER'in düzenlediği ve tasarım süreçlerini anlatan "Umut Çizgisi" adlı belgeselin ilk gösteriminin yapıldığı 18. GYODER Gayrimenkul Zirvesi'ne katıldı.
Burada konuşan Murat Kurum, 6 Şubat depreminin ardından başlayan dönüşüm sürecini anlattı, kentsel dönüşümün depremle mücadelenin tek yolu olduğunu belirtti. Kurum Gazze'de yaşananlara da değindi, Aklımız, fikrimiz, kalbimiz Filistin'li kardeşlerimizle. Cumartesi günü hep birlikte "Dünya Beşten Büyüktür" diyeceğiz." sözleriyle tüm İstanbullulara Cumartesi günü yapılacak Büyük Filistin Mitingi'ne katılım çağrısı yaptı.
Murat Kurum, zirvede yaptığı konuşmada "6 Şubat tarihinde ülkemizde görülmüş felaketlerin en büyüğünü, imtihanların en ağırını, acıların en derinini hep birlikte yaşadık. Aynı gün içinde iki büyük depremle sarsıldık. 11 ilimiz büyük bir yıkıma uğradı. Ne yazık ki 11 ilimizin de; sesi feryada, sözü ağıda, filizi toprağa dönüştü. Dünyada daha önce eşi benzeri yaşanmamış Asrın Felaketinde binlerce canımızı yitirdik. On binlerce insanımız anasız, babasız, evlatsız kaldı. Bu büyük felaketin üzerinden yaklaşık 8 ay geçmesine rağmen acımız hala dinmedi. Allah kaybettiğimiz her bir canımıza rahmet etsin. Geride kalanların sabrını artırsın. Bu vesileyle bir kez daha milletimize baş sağlığı diliyorum. Allah, ülkemizi her türlü felaketlerden korusun." ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK KONUT SEFERBERLİĞİNİ BAŞLATTIK"
Depremin ardından yürütülen dönüşüm sürecini anlatan Kurum, "Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde depremin ilk anından itibaren, bu ağır ve zor günlerde millet olarak bir ve beraber olmanın, tek bileğe ve tek yüreğe dönüşmenin, yediden yetmişe büyük bir felaketin karşısında kenetlenmenin sınavını verdik. İnsanımızı bir an olsun yalnız bırakmadık, çaresizliğe terk etmedik. Acıya sabırla, karanlığa umutla merhem olduk. Kayıp bir saniyenin bile vebali olacağı inancıyla, enkaz kaldırma çalışmalarına hızla başladık. Bir taraftan da kalıcı konutlar için temeller attık. TOKİ'miz ve Emlak Konutumuzla birlikte Türkiye'nin en büyük konut seferberliğini, en büyük afet dönüşüm sürecini başlattık." dedi.
Dönüşüm sürecinde GYODER'in desteğine değinen Kurum, "Bu sürece, bu büyük dönüşüme ve deprem bölgesini yeniden ayağa kaldırma hamlesine hiç kuşkusuz en büyük desteklerden birini de Mehmet Kalyoncu kardeşim başkanlığındaki Gyoder ve Gyoder'in çatısı altında gönüllü olan onlarca şehir plancısı, mimar ve mühendis kardeşlerimiz verdi. Her birinizin depremin ilk anından itibaren, evlerinizden, ailelerinizden, sevdiklerinizden uzakta nasıl bir özveri ve gayretle çalıştığınıza milletimiz şahit oldu. Hepinizden Allah razı olsun, her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bölgenin yeniden inşa ve ihya sürecinde üstlendiğiniz bu tarihi sorumluk milletimiz tarafından hiçbir zaman unutulmayacak ve depremzede kardeşlerimiz her birinizi hayırla, duayla hatırlayacaktır." diye konuştu.
"FELAKETLERİN YAŞANDIĞI ANDAN İTİBAREN HEP İNSANIMIZIN YANINDA OLDUK"
Sayın Cumhurbaşkanımızın Türk siyasetine yeniden kazandırdığı tarihi bir söylemi "Devlet, milletinin hizmetkârıdır." sözünü hatırlatan Kurum, "Devlet, milletinin hizmetkârıdır. Biz de Sayın Cumhurbaşkanımızın bir yol arkadaşı ve davasının bir neferi olarak gecemizi gündüzüme kattık, uzak yakın demeden, soğuk sıcak düşünmeden tüm gücümüzü milletimizin huzuruna ve mutluluğuna adadık. Çünkü, şairin de dediği gibi; "gülmek, bir halk gülüyorsa gülebilmektir." Elazığ, Malatya, İzmir depremlerinden, Giresun ve Kastamonu sel felaketlerinden, Büyük Manavgat Orman Yangınından sonra da evsiz kalan insanlarımızın yardımına aynı inançla koştuk. Bu felaketlerin yaşandığı andan itibaren hep insanımızın yanında olduk." dedi.
Deprem bölgesinde yaşadıklarını anlatan Kurum, "Buralarda hayatım boyunca unutamayacağım acılara, enkaz başında umutla bekleyen annelerin çaresiz bakışlarına, evlerini kaybeden insanlarımızın yıkılmışlıklarına şahit oldum. Giresun'da ömür boyu didinip, bin bir zahmetle açtığı dükkânının yok oluşunu seyreden esnaf kardeşlerimize, sele kapılan eşi için gözyaşı döken teyzelerimize şahit oldum. İzmir depreminde bir ablamızla enkazdan gelecek bir ses için bekledik. Malatya'da evi yıkılan yaşlı bir çifti konteyner kente yerleştirirken gözlerindeki hüzne ama bir taraftan da devletimize ve Sayın Cumhurbaşkanımıza ettikleri hayır dualarına şahit oldum. İnsanımızın sabrına, inancına, irfanına şahit oldum. Ama çok şükür kara gün kararıp kalmıyor. Devletimizin merhametli eliyle kalplere dokunduk, güçlü eliyle yaraları sardık, insanımızla birlikte ağladık ve hamd olsun yeniden birlikte ayağa kalktık. Hiçbir afetzede kardeşimizi açıkta bırakmadık. Gözlerindeki hüznün, bir an önce sevince dönmesi için çalıştık. Onun için dün devletimiz nasıl ki buraları süratle ayağa kaldırdıysa inşallah 11 ilimizi de yeniden hayata döndürecek, yeniden eski güzel günlerine kavuşturacaktır. İnşallah kasım ayının başında da ilk kalıcı konutlarımızın teslimine başlanacak." dedi.
"KENTSEL DÖNÜŞÜM, DEPREMLE MÜCADELENİN TEK YOLU"
Depremle mücadelenin, şehirlerimizi felaketlere karşı dirençli hale getirmenin tek yolunun kentsel dönüşüm olduğunu vurgulayan Kurum, "Sayın Cumhurbaşkanımızın 2012 yılında; "bedeli ne olursa olsun kentsel dönüşüm yapacağız." dediği tarihten bu yana çok şükür 2 milyon 200 binden fazla konutun dönüşümü tamamlandı. 81 ilimizin tamamında, tam 922 ilçede 400 binden fazla konutun yeniden yapımı sürüyor." diye anlattı.
"TÜRKİYE YÜZYILI'NDA İSTANBUL DAHA YAŞANILABİLİR BİR ŞEHİR OLACAK"
Kurum, "Dünyanın kalbi, medeniyetimizin emaneti, ülkemizin gözbebeği İstanbul'umuz ne yazık ki büyük bir deprem riskiyle karşı karşıya. İstanbul'un acil dönüşümü ve afetlere karşı dirençli hale gelebilmesi için tarihi adımlar attık. Sadece son beş yılda onlarca projeyi başlattık ve tamamladık, onlarcasını da hazırladık. Bu düşüncelerle ben inanıyorum ki Türkiye Yüzyılında İstanbul daha güvenli ve daha yaşanılabilir bir şehir olacaktır." dedi.
"BÜYÜK FİLİSTİN MİTİNGİNDE, TEK SES, TEK NEFES 'DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR' DİYECEĞİZ"
Medeniyetimizin şehir ve insanı bir tuttuğunu belirterek Büyük Filistin Mitingi'ne değinen Kurum, "Bizim medeniyetimiz şehir ve insanı bir tutmuş, birbirinden ayırmamıştır. Bundan dolayı da sadece medeniyetimizin değil, dünya tarihinin en eşsiz şehirleri, eserleri ortaya çıkmıştır. Bunun özünde de medeniyetimizin insana duyduğu derin saygı vardır. Şehirleri de insanı sevdiği gibi sevmiş ve sahiplenmişiz. Çünkü medeniyetimiz gittiği her şehri Kudüs, Mekke ve Medine gibi görmüştür. Tabi burada Kudüs'ü anınca hepimizin yürekleri derinden sızladı. Hepimizin aklı, kalbi Filistinli masum ve çaresiz kardeşlerimizde. Allah yardımcıları olsun. Bir an önce katliamın, soykırımın son bulmasını diliyoruz. İnşallah önümüzdeki cumartesi günü de Sayın Cumhurbaşkanımızın katılımlarıyla Büyük Filistin Mitinginde, tarih boyunca mazlumların sesinin başkenti olan İstanbul'dan; tek ses, tek nefes "dünya beşten büyüktür." diyeceğiz." ifadelerini kullandı.
Kurum, "Medeniyetimiz her şehri Kudüs, Mekke ve Medine gibi görmüştür. Kudüs; kutsal, Mekke; ev, Medine; şehir demektir. Yani medeniyetimiz şehirleri kutsal bir ev olarak görmüştür. Çünkü şehir kutsal görülürse, ev gibi benimsenirse ve öyle yönetilirse, o şehirde mutluluk hâkim olur. Onun için, şehirlerimiz binalarıyla, çarşılarıyla, meydanlarıyla, yollarıyla bu duyguya hizmet etmeli, bu duyguyla inşaa edilmeli, bu inançla korunmalı ve dönüştürülmeli. İnşa ve ihya süreçleri de birbirinden ayrı düşünülmemeli. Eskimiş yapılar yenilenirken, yeni parklar, sokaklar, caddeler yapılırken, beraberinde şehrin tarihi dokusu da ihya edilmeli. Bu bağlamda deprem bölgesindeki tarihi yapılara ve eserlere büyük bir hassasiyetle yaklaştığınız için sizlere ayrıca teşekkür ediyorum." dedi.
AFET SONRASINDA YENİDEN YAPILANMA KONUŞULDU
Zirve kapsamında moderatörlüğünü GYODER Başkan Yardımcısı Cem Yılmaz'ın yaptığı "Afet Sonrası Yeniden Yapılanma; Sosyal, Ekonomik, Fiziksel" başlıklı panelde Çinici Mimarlık Kurucusu Can Çinici, DB Architects Kurucusu Bünyamin Derman ve Adıyaman Belediye Başkanı Süleyman Kılınç yer aldı.
Panelde deprem sonrası GYODER'in bölgede yaptıklarına ve işbirliği kültürüne dikkat çekildi. Ardından GYODER Sosyal Komite Başkanı Yezdan Kanaat, derneğin ana vizyonu olan ve "tabiat, toplum, teknoloji ve tasarımdan" oluşan 4T prensiplerini karşılayan şirketlere verilecek GYODER 4T Sertifikası'nı tanıttı.
GYODER Propteck Komitesi Başkanı Mehmet Sakin, Proptech Hub'ın, GYODER Tasarım Komitesi Başkanı Elif Ertekin de Design Hub'ı tanıttı.
Zirve, bu yıl 2. kez GYODER GYO Komitesi'nin katkılarıyla verilen GYO Ödülleri'ne de ev sahipliği yaptı.
Bu yıl "Sürdürülebilirliğe Katkı Ödülü"ne Akfen GYO, "Pay Başına En Çok Temettü Dağıtan GYO Ödülü"ne Akmerkez GYO, "Bireysel Yatırımcı Sayısını En Çok Artıran GYO Ödülü"ne Sinpaş GYO, "Gayrimenkul Yatırımlarını En Çok Artıran GYO Ödülü"ne Torunlar GYO, "Toplam Kurumsal Yatırımcı Yüzdesi En Çok Olan GYO Ödülü"ne ise Ziraat GYO layık görüldü.