Başkan Erdoğan'ın BM'deki sözleri tekrar gündem oldu: İsrail doyuyor mu, hayır doymuyor
İsrail ile Hamas arasında devam eden savaş nedeniyle siviller zor durumda. İsrail'in elektrik ve suyunu keserek tam ablukaya aldığı Gazze'de yoğun bir bombardıman var. Evlerini terkedenlerin sayısı 300 bine yaklaşırken Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın 2019 yılında BM 74'üncü Genel Kurulu Genel Görüşmeleri Açılışı'nda yaptığı konuşma tekrar gündem oldu.
İsrail, abluka altındaki Gazze Şeridi'ni hedef almaya devam ediyor.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, "Tüm kısıtlamaları kaldırdım. Şimdi tam taarruza geçiyoruz." ifadelerini kullandı, Gazze'nin "asla eskisi gibi olmayacağını" savundu.
FİLİSTİN: İSRAİL GAZZE'DE FOSFOR BOMBASI KULLANDI
Filistin Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, "İşgalci İsrail, Filistinlilere karşı uluslararası yasaklı olan beyaz fosforu kullanıyor." ifadeleri yer aldı.
İsrail'in fosfor bombasını Gazze'nin kuzeyindeki Kerame bölgesinde kullandığı bilgisi verildi.
BAŞKAN ERDOĞAN: GAZZE'YE SU VERİLMİYOR, HANİ İNSAN HAKLARI?
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, dün yaptığı açıklamada, "Bakın şu anda Gazze'ye su verilmiyor. Hani insan hakları? Elektrik yok, verilmiyor. Hani insan hakları? İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde siz suyu kesemezsiniz. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde elektriği kesemezsiniz. Şu anda düşünebiliyor musunuz, Gazze'de acaba hastaneler ne durumda? Çalışıyor mu? Maalesef. Ama acımasızca ibadethaneler, hastaneler, hepsi vuruluyor. Bunlar yapılırken kimse bir şey söylemiyor." ifadelerini kullandı.
60 BİNDEN FAZLA FİLİSTİNLİ YERİNDEN OLDU
BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), İsrail'in hava saldırılarının ardından bölgedeki insani durama dair yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, "Gazze'de 263 bin 934'ten fazla kişinin evlerini terk ettiğine inanılıyor" ifadesi kullanıldı.
BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA) dün yaptığı açıklamada ise Gazze'deki 175 binden fazla kişinin 88 okula sığındığını ve devam eden İsrail hava saldırıları nedeniyle sayıların arttığını duyurmuştu.
ERDOĞAN'IN SÖZLERİ TEKRAR GÜNDEM OLDU
BM'nin açıkladığı rakamlar sonrası Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın 2019 yılında BM kürsüsünde yaptığı açıklama tekrar gündem oldu.
Başkan Erdoğan'ın yaptığı açıklama şu şekildeydi:
Bugün dünyamızda adaletsizliğin en çok yaşandığı yerlerden birisi İsrail işgali altındaki Filistin topraklarıdır. Daha birkaç gün önce sokaktaki masum bir Filistinli kadının İsrail güvenlik güçleri tarafından alçakça öldürüldüğü görüntüler bile vicdanları harekete geçiremiyorsa artık sözün bittiği yerdeyiz demektir.
Ben merak ediyorum, bu İsrail neresidir? Acaba bu İsrail'in toprakları nereleri kapsıyor? 1947 de İsrail neresiydi, bunun ardından acaba 1949, 1967'de İsrail neresiydi ve şu anda İsrail neresi? Bakınız sene 1947, neredeyse burada İsrail yok gibi, tamamı Filistin. Sene 1947, paylaşım planı var ve Filistin küçülüyor, İsrail büyüyor.
Geliyorum 1967'ye 1949'la birlikte, buyurun İsrail büyüyor, Filistin küçülüyor. Ve geliyorum bugüne, güncel durum şu: Artık adeta Filistin yok, neredeyse tamamına yakını İsrail. İsrail doyuyor mu? Hayır, doymuyor. İsrail şimdi de kalanını almanın gayreti içerisinde. Peki, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin, Birleşmiş Milletler'in İsrail'le almış olduğu bunca kararlar var, bu kararlar uygulamaya geçiyor mu? Hayır, geçmiyor. Peki, o zaman Birleşmiş Milletler ne işe yarıyor? O zaman bu çatının altında bizler aldığımız kararla tesirli olamıyorsak, adalet nerede temerküz edecek? İşte sıkıntımız burada.
Mevcut İsrail yönetimi bu cinayetlerinin yanında, Gazze'deki insanlık dışı abluka, yasadışı yerleşim faaliyetleri, Kudüs'ün tarihi ve hukuki statüsüne yönelik saldırıları gibi eylemleriyle uluslararası hukukun ötesinde insanlığın tüm değerlerini ayaklar altına alıyor. Türkiye olarak bizim bu konudaki tavrımız nettir, çözüm; 1967 sınırları temelinde Başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve mütecanis topraklara sahip bir Filistin Devleti'nin bir an önce kurulmasıdır. Bunun dışındaki herhangi bir barış planın adil olma, kabul edilme ve uygulanma şansı yoktur.
Birleşmiş Milletler kürsüsünden soruyorum, İsrail Devleti'nin sınırları neresidir, 1948 sınırları mıdır, 1967 sınırları mıdır, yoksa daha başka bir sınırı mı vardır? Tıpkı işgal edilen diğer Filistin toprakları gibi Golan Tepeleri ve Batı Şeria'daki yerleşim yerleri bu devletin sınırları içinde değilse, nasıl oluyor da dünyanın gözü önünde gasp edilebiliyor?
Yüzyılın Anlaşması olarak takdim edilen girişimin amacı Filistin Devleti'nin ve halkının mevcudiyetini tamamen ortadan kaldırmak mıdır? Bunlar dünyayı kana mı bulamak istiyorlar?
Birleşmiş Milletler başta olmak üzere, uluslararası camianın tüm aktörleri Filistin halkına vaatlerin ötesinde somut destek vermelidir. Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli mülteciler için Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nın çalışmalarının etkin şekilde sürdürülmesi bu bakımdan çok önemlidir.
Türkiye, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da mazlum Filistin halkının yanında yer almaya devam edecektir.