Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'dan A Haber canlı yayınında önemli açıklamalar: Mutlaka sandığa gitmeliyiz
Son dakika haberi... Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, A Haber Ankara Temsilcisi Murat Akgün'ün sorularını yanıtladı. Oktay, rehavet uyarısı yaparak "Mutlaka sandığa gitmeliyiz" dedi.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turuna 3 gün kaldı. 28 Mayıs'ta Türkiye yeniden sandık başına gidecek.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, A Haber Ankara Temsilcisi Murat Akgün'ün sorularını yanıtladı.
İşte o açıklamalardan satır başları;
SEÇİMİN İKİNCİ TURUNA SON 3 GÜN
İnşallah yüksek katılım bekliyoruz. Bizim en büyük zaten şu anda ikinci turla alakalı ilk andan itibaren Cumhurbaşkanımızın da açıkladığı konu sakın ha sakın rehavete kapılmayalım. İkincisi de zafer sarhoşluğuna girmeyelim.
REHAVET UYARISI
Çünkü son düdüğü millet çalacak son kararı millet verecek. Biz bu doğrultuda çalışmaları yürüttük. Sahada da gördüğümüz rehavetin olmadığı ve olmayacağı şeklinde. Ama şu anda aslında yapmaya çalıştığımız birinci turdaki seçmenlerimizi tamamını sandığa taşıyabilmek ve ilave yine sandığa ya önceden bize oy vermemiş olan veya bize oy verecek olup da gelmemiş olan seçmenleri sandığa getirmek ikna etmek ve bize oy vermelerini sağlamak. Çok daha fazlasını öngörüyoruz. Ama bu demek değil ki rehavete kapılacağız. Bu demek değil ki nasıl olsa bu garanti değil.
"MUTLAKA AMA MUTLAKA SANDIĞA GİTMEMİZ LAZIM"
Dolayısıyla bütün gücümüzle son saniyeye kadar biz tüm gücümüzle çalışacağız. Tüm seçmenimizi sandığa götürmekle alakalı ben buradan bir kez daha tüm vatandaşlarımıza bu çağrıyı bir kez daha tekrarlamak isterim. Mutlaka ama mutlaka sandığa gitmemiz lazım. Mutlaka oyumuzu vermemiz lazım. Bu sadece bir vatandaşlık görevi de değil onun çok ötesinde Türkiye'nin geleceği ile ilgili sizlerin geleceği ile ilgili çocukların ve gençlerin geleceği ile ilgili bir karar vereceğiz. Dolayısıyla sadece güven ve istikrar da değil Türkiye'nin kalkınması ve bölgesinde ve dünyada söz sahibi olabilmesi için verilecek bir karar Pazar günü çok önemli. 28 Mayıs'ta bu tarihi birlikte yazalım. İnşallah bu zaferi birlikte sonuçlandıralım.
YURT DIŞI MUHTEŞEM BİR SINAV VERDİ ŞİMDİ SIRA BİZDE
Zaten bizim yurt dışındaki sonuçlar yurt içine dair de bazı ipuçlarını beraberinde getiriyor. Yurt dışında da rehavetin olabileceği ile ilgili söylentiler vardı. Ama hamdolsun şimdi birinci turdaki 1 milyon 839 binden ikinci turda 1 milyon 895 bine çıkmış durumdayız. Yurt dışı muhteşem bir sınav verdi şimdi sıra bizde.
TÜRKİYE GÜVENLİ LİMAN OLMAYA DEVAM EDECEKTİR
Bizim motivasyonumuz büyük Türkiye Yüzyılı'nın inşası. Biz bunu çok net bir şekilde ifade ettik. Bir Türkiye güven ve istikrarı sunmaya devam edecektir ve Türkiye bölgesindeki ateş çemberine rağmen güvenli liman olmaya devam edecektir. Gerek kendi vatandaşları için gerekse tüm iş dünyası için çalışanları için bu son derece önemlidir. Bölgenin istikrarı için önemlidir. Dünyadaki barış ve refahın kalkınmanın gelişmesi için önemlidir.
İkinci turda sadece cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Dolayısıyla ikinci turda mevcut anayasal sisteme göre sadece en çok oyu alan iki cumhurbaşkanı adayı seçime katılır başka bir şey yok. Dolayısıyla 4 cumhurbaşkanı adayı vardı Sayın İnce kendisi çekildiler Sayın Oğan desteğini zaten resmi olarak açıklamış durumda Cumhurbaşkanımız lehine. Dolayısıyla üç cumhurbaşkanı adayının olduğu bir ilk tur seçimindeki ikinci tura geçildiğinde üçüncü sıradaki en fazla oyu alan adayın Cumhurbaşkanımızı destekliyor olması zaten bu seçimin doğası gereği ikinci turda netleşmiştir bir anlamda aslında.
Aynı çerçevede de şu da gerçekleşmiştir. Ata İttifakı'nın bileşenlerine baktığımızda kendi içlerinde de ittifakın dağıldığıyla alakalı açıklamaları oldu.
OĞAN PAZARLIK OLMADAN İLKELER BAZINDA DESTEK VERDİ
Birinci turdaki desteği alan Sayın Sinan Oğan'ın ikinci turda Cumhurbaşkanımızı destekleyeceği hem de herhangi bir pazarlık unsurunun asla olmadığı olmayacağı da zaten bunu önceden de ifade etmiştik. Sadece ilkeler bazında Cumhurbaşkanımızı desteklediğini bunu zaten açıkça da ilan edilmişti. Biz olayın şu anda iki cumhurbaşkanı adayı arasında geçen bir seçim olarak görüyoruz. Birinci turdan da kalan üçüncü adayın desteğini kime açıkladığıyla alakalıdır o da açıklamıştır zaten. Ondan sonraki konu aslında daha çok birinci turu ilgilendiren konulardır birinci tur bitmiştir.
Millet İttifakı diye de bir şeyin olmadığını düşünüyorum şu aşamada. 14 Mayıs'tan sonra çatırdamaya başlayan Millet İttifakı var. Dün bile Zafer Partisi ile yapılan görüşmeler ve açıklanan 7 maddelik protokole baktığımızda birisi ben medyadan öğrendim diyor diğeri yetkisi vardı aslında o yetkisini kullandı diyor üçüncüsü sen bana başka şey söylemiştin kapalı kapılar ardında şimdi başka bir şeyin sözünü veya hesabını veriyorsun ne oluyor gibi bizim Ömer Çelik'in güzel bir ifadesi oldu dün son derece anlamlı bir ifade ya Zafer Partisi'ne ya HDP'ye yalan söylüyorsunuz. İkisine birden gerçeği söyleme şansınız yok. Sayın Kılıçdaroğlu'nu kastediyorum. Muhatabımız şu anda Kılıçdaroğlu'dur. Hiçbir güvenin kalmadığı bir cumhurbaşkanı adayını konuşuyoruz aslında.
Kendi ittifak üyeleri arasında bile bir güven unsurunun kalmadığı bir ittifakın cumhurbaşkanı adayını konuşuyoruz.
Muhalefette çıkar birlikteliği var.
CHP VE ZAFER PARTİSİ PROTOKOLÜNÜN PERDE ARKASI
Bizim konumuz Ümit Özdağ değil. Bizim konumuz cumhurbaşkanlığı seçimi ve bizim muhatabımız da Ümit Özdağ değil. Bizim muhatabımız Kılıçdaroğlu'dur. O da kendi içinde birlikteliklerle ilgili bir takım kurguların peşindedir. Olayı buradan değerlendirmek gerekir. İmzaladıkları protokolün 7. maddesine baktığınızda vatandaşa karşı şeffaf olunması ve açık davranılması konularında tam mutabakata varılmıştır yazıyor. Kendi ortaklarına kendi siyasi partisine karşı şeffaf olmayan doğruları söylemeyen 'kandırıyorsak kendi seçmenimizi kandırıyoruz' diyebilecek kadar bunu açıkça itiraf eden bir siyasi partinin cumhurbaşkanı adayının şu protokole baktığınız da aslında buranın üyesi olsam utanırım ben. Benim yüzüm kızarır.
Bu maddeleri tersinden okuduğunuzda şeffaflık yok ki sana şeffaf olsun. Yazmak için yazılmış. Anayasa'nın ilk 4 maddesi ve 66. madde konusunda CHP'ye söylenecek bir şey yok. Ben vatanını ve milletini seven CHP'ye oy vermiş vatandaşlarımıza sesleniyorum yani cumhuriyetin kurulmasıyla ilgili ilk 4 maddenin değiştirilme riski ('bunlar bunu değiştireceğim' diye açıklama yaptı.) yeni ittifak kurmaya çalışıyorsunuz bunu buraya koymak istiyorlar. İttifak ortağı bunu buraya koyarak CHP'ye güvenmediğini ortaya koyuyor. Bunun değiştirilme riski olduğunu düşünüyor. HDP çıkıp açıkça 'cumhuriyeti yıkıp yeniden kuracağız' dedi. Dolayısıyla bu metin diyor ki ben sana güvenmiyorum garanti altına almak istiyor. Bu aslında utanılacak bir şeydir. CHP'ye oy veren sağ duyulu vatandaşların bunun hesabını sorması lazım. Bunun hesabının sorulması Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a evet demekten geçiyor.
"1924 yılında kurulan milli üniter laik devletten asla taviz verilmeyecek" maddesi yer alıyor. Bunu tersinden okuyun; yani CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu kapalı kapılar arkasında öyle ilişkilere girdi ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin milli üniter yapısını koruyup koruyamayacağından 'emin değilim' mesajı veriliyor. İşte bu güvensizlikten dolayı bunu metne koydular. Olay tam olarak budur. Bunu okusam o ittifakın bir üyesi olsam ya da oy vermiş olsam bunun hesabını sorarım ben. Benim bundan yüzüm kızarır. Terör maddesi var. Tüm terör örgütleriyle mücadeleyi kapsıyor. Yani demek istiyor ki Kılıçdaroğlu'na sen FETÖ, PKK ile kol kolaydın Türkiye2nin güneyinde terör devleti kurulması için tüm açılımlarla kol kolaydın ki bunu HDP net şekilde bunu ifade etti. HDP kapalı kapılar arkasındakilerin açıklanmasını istedi. Dağ kadrosundan da bunları söylediler. Verilen sözler olduğunu ortakları söyledi. İşte bu protokoldeki bu maddeyi tersten okursanız; Ey Kılıçdaroğlu ey Millet İttifakı senin terör ile kol kola olmadığına dair güvenim yok, terörle mücadele edeceğine dair güvenim de yok bu maddeyi bu yüzden buraya koyuyorlar.
HDP-ZAFER VE CHP AYNI ÇİZGİDE NASIL BULUŞTU?
Burada bir durum var. Ya birisine ya diğerine yalan söylüyorsunuz. Aslında buradakilere bakılırsa Zafer Partisi'nin ve HDP'nin aynı ortamda destek vermesi ilkeler bazında mümkün değildir. Ya bu pazarlık bazında mümkün olabilir. Dolayısıyla burada danışıklı dövüş var. FETÖ ile kol kola PKK'nın siyasi uzantısı HDP ile siyasi birliktelik var, burada danışıklı dövüş burada şeklen karşı olduğu izlenimi verme derdindeler. Ama diğer taraftan HDP desteğe devam ediyor. HDP ve PKK'nın başka bir yeri destekleme şansı yok zaten. Millet İttifakı marjinale kaymıştır. PKK'nın söylemine kapılmıştır. FETÖ ve terör örgütlerinin söylemine sarılmıştır. Onların aday olarak Kılıçdaroğlu'ndan vazgeçmeleri mümkün değil. Boğazına kadar bir birlerine angaje oldular.
Seçime 2 gün kalmış 3 günce söylem değişikliğine gideceksiniz milliyetçi söylemelere gideceksiniz olmaz. Ümit Özdağ yazdırdığı metin açısından sıkıntı yok ama bunu imzalayan Kılıçdaroğlu açısından utanç verici çünkü burada bu konularda güven vermeyen biri var. Bunları imzaladıktan sonra kusura bakmayın siz bu ülkeyi yönetmeye layık değilsiniz.
SURİYELİLERİN GÖNÜLLÜ DÖNÜŞÜ
Yeni yerleşim yerleri oluşturmaya başlıyoruz. Katar Kalkınma Fonu ile yerleşim alanları oluşturuyoruz