PKK elebaşı Çiğdem Doğu'dan 7'li koalisyonun cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu'na destek! PKK'nın kaos planı ortaya çıktı
14 Mayıs’ta gerçekleşecek olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri’ne kısa bir süre kalırken, terör örgütü PKK’dan 7’li koalisyonun Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na destek açıklamaları gelmeye devam ediyor. PKK elebaşlarından Bese Hozat'ın ardından bu kez de terörist Çiğdem Doğu, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alıp "İktidarı alaşağı etmeliyiz, tek tek 20 yılın intikamını almalıyız" şeklinde küstah sözler sarfetti. Doğu, 7'li koalisyon ve yandaşları gibi "intikam yemini" ederken, seçimi kaybetmeleri halinde nasıl bir provokasyon planladıklarını da açık etti.
Terörün siyasi ayağı HDP ile kol kola seçime giden 7'li koalisyonun cumhurbaşkanı adayı CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu'na Kandil'den destek açıklamaları gelmeye devam ediyor. Terör örgütünün sözde ajansına terörist elebaşı Çiğdem Doğu, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'a karşı 7'li koalisyonun adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na desteklerini bir kez daha açıkladı.
KCK Yürütme Konseyi üyesi Çiğdem Doğu, "Bu seçimlere yüzeysel yaklaşılmamalı ve acilen iktidar alaşağı edilmeli. Sandıkta ve olası kaos planlarında örgütlü duruşla bu iktidar mezara gönderilmeli" dedi. Küstah tehditlerini sürdüren Doğu, Erdoğan'ı da hedef alarak 14 Mayıs seçimlerinin terör örgütü PKK için nasıl bir bitiş olduğunu gösteren skandal ifadelerle, intikam istedi.
"Acil bir biçimde bu iktidarı alaşağı etmek, iktidarı boyunca işlediği tüm suçlardan dolayı yargılamak olmazsa olmaz bir düzeye gelmiştir" diyen terörist elebaşı Doğu, 7'li koalisyon ve yandaşları ile ağız birliği ederek, "helalleşme yok hesaplaşacağız" dedi.
PKK'lı elebaşı alçak sözler sarfetti:
"Tek adam rejimi artık hasta adam rejimidir. Tekçi sistemler, rejimler hastalık yaratır, ölümcüldür. Hem yapanı ve hem de üzerinde siyaset yürüttüğü toplumu hasta eder, zehirler. Osmanlı'nın son yıllarına o kadar benziyor ki şu yaşadığımız zaman. Şimdi zaman, bu tek-hasta adamın, cenaze haline gelmiş rejimin ve akraba partilerinin cenazesini kaldırma zamanıdır. Tabii bu cenazenin 21 yıldır yaptıklarının hesabı öbür dünyaya bırakılmayacak, Tayyip Erdoğan'ın deyimiyle 'helalleşme' olmayacak, bu dünyada tek tek hesap sorulacaktır. Yürüttüğü soykırımcı savaş politikalarının, Kürt halkına, devrimci-demokrat kesimlere, kadınlara, çocuklara, işçi ve emekçilere, doğaya, ağaca, suya, toprağa nasıl düşmanlık yaptıklarının tek tek hesabını verecek bunlar. İşte bu seçimde yapılacak tercihle, şu ittifakın adayını, bu ittifakın adayını seçmekten ziyade ya insanca onurlu yaşam ya da insanlık dışı onursuz bir yaşam seçilecektir."
"İÇ SAVAŞ ÇIKARTIRIZ" TEHDİDİ GİBİ: "KAYBEDERSEK DİRENECEĞİZ"
14 Mayıs seçimlerinin terör örgütü PKK için ne kadar ölüm kalım meselesi olduğu, elebaşı Doğu'nun oy verme çağrısındaki tehdit dolu sözlerine de yansıdı. "Herkes müthiş bir duyarlılıkla oy sandıklarının başına gitmeli, gitmeyeni ikna edip getirmeli, özgürlük ve demokrasiden yana oy kullanması için başkalarını ikna etmeli, bilinçlendirmelidir. Oy sandığının başına gittiğinde oyunu tamamen usulüne göre kullanmalı, kurallara hakim olup yanlışlık yapmamalı, bir tek oyun bile boşa gitmesine izin vermemelidir." diyen terörist Çiğdem Doğu, bu seçimlerin kendileri için normal bir seçim olmadığını söyleyerek, Bese Hozat'ın "Kaybedersek iç savaş çıkartırız" tehdidinin benzeri seçimi 7'li koalisyonun kaybetmesi durumunda sandıkta provokasyon planlarını şöyle açık etti:
"Oy verdikten sonra da iradesine sahip çıkmalı, onu gözü gibi koruyacak bir örgütlülük içinde olmalıdır. 'Oyumu verdim işim bitti' demek olmaz. Osmanlı'da oyun bitmez, bu oyunların hepsini hesap ederek hile ve yolsuzluklara izin vermeyecek bir disiplin ve örgütlülük içinde olmak şarttır. Süleyman Soylu en son "14 Mayıs bir darbe girişimidir" diye bir şey söyledi, bununla bir mesaj vermek, kaos-kriz-darbe söylemleri ile korku yaratmak, karışıklık geliştirmek istedikleri açıktır. Yenildiklerini görünce korku ve kaos planlarını hayata geçirmek, provokasyon geliştirmek isteyeceklerdir. Bu seçim herkesin de söylediği gibi normal bir seçim değil, her şey olasılık dahilindedir. Faşizm kaybettiğini anlayınca bu tip kontra faaliyetlere de başvurabilir. Bu nedenle de bu seçim aynı zamanda direniş anlamına gelmektedir. AKP-MHP'nin kaos ve darbe planlarına karşı da hazırlıklı olmak, örgütlü direnmek, provokasyonları boşa çıkarmak da 14 Mayıs öncesinin ve 14 Mayıs gününün en önemli görevlerindendir."
SANDIĞI PROVOKE EDİP "SÜREKLİ EYLEMLİLİK" PLANI
"Faşizm gitmez, yenilmez diye bir şey yoktur. Daha geçen yıl Sri Lanka'da devlet başkanı halkın örgütlü protestoları karşısında apar topar uçakla ülkesinden kaçtı. Brezilya'da Cumhurbaşkanı Bolsonaro seçimi kaybetti, ülkede karışıklık yaratmak istedi, ancak halkın direnen iradesi karşısında ABD'ye kaçmak zorunda kaldı. Birçok ülkede halklar aşırı sağcı faşist rejim ve diktatörlüklere karşı sürekli eylemlilik içinde oldu, bu rejimleri geriletip zayıflattı. Türkiyeli ve Kurdistanlı halkların, kadınların ve gençlerin örgütlü olması durumunda, AKP-MHP faşizminin bu planları da boşa çıkacaktır. Bunun için korkmadan cesaretle üzerine gidilmelidir, AKP-MHP faşizminin yirmi bir yıl boyunca yapmadığı kötülük kalmamıştır, daha ötesi yoktur. Bir hasta tek adam rejiminin bu kadar büyük bir insan gücünü korkutması, sindirmesi, geriye itmesi mümkün değildir. Yapılacak şey, sandıkta veya olası kaos planlarında örgütlü duruşu sergilemek ve bu hasta adamı ve tekçiliğini artık mezara gömmektir."
TEK ORTAK NOKTALARI ERDOĞAN DÜŞMANLIĞI TEK DERTLERİ ERDOĞAN
7'li koalisyonun 'Halil İbrahim Sofrası' olarak pazarladığı ittifak, Türkiye için tehlike arz edecek boyuta ulaşan bir yıkım birlikteliğine dönüştü. CHP, 'Milliyetçi' geçinen İYİ Parti ve HDPKK Başkan Erdoğan düşmanlığında buluştu.
SEÇMENİ DE TEHDİT ETTİLER
Terör örgütü PKK propagandası yapan bir televizyonun kanalında konuşan sözde KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı terörist elebaşı Bese Hozat, 7'li koalisyonun adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na desteklerini bir kez daha açıkladı ve seçimi boykot çağrılarına karşı seçmenleri tehdit etti. Güvenlik güçlerinin terör örgütü PKK'ya karşı başarıyla devam ettirdiği operasyonları Kürt vatandaşlara yapılıyormuş gibi göstermeye çalışan Hozat, alçak iftiralarla hükümeti ve Başkan Erdoğan'ı suçladı.
Bitme noktasına gelen PKK'nın bu seçimi kurtuluş olarak gördüğüne adeta itiraf eden Hozat, "Bu seçimler gerçekten çok önemli seçimlerdir. Önemi şuradadır. Bu seçimlerde bu iktidar, bu faşist iktidar kazanırsa bu soykırımcı faşist politikalar meşrulaşmış olur. Meşrulaştırmak ile kalmaz, kalıcılaştırılmış olur. Artık bu faşizm, bu faşist rejim, kurumsallaşır, kalıcılaşır. Türkiye toplumuna kan kusturmaya devam eder. MHP bu soykırım politikalarını derinleştirerek sürdürür. Bu anlamda bu faşist iktidarın, bu faşist rejimin bu seçimleri kazanmaması gerekiyor. Zaten kazanması için her şeyi yapıyor. Tek elinde bir şey kalmış. Yıllardır bunu yürütüyor. Savaştır. Topyekun soykırım savaşıdır. Her yerde bunu yürütüyor. Savaştan medet umuyor. Başka bir rezervi kalmamış. Şiddet dışında, öldürme dışında, kan dökme dışında başka bir şey kalmamış yani. AKP basınına bakın; savaş dışında, savaş silahları dışında hiçbir gündemleri yoktur. Bütün gündemleri Kürt düşmanlığıdır. Kürt karşıtlığıdır. Muhalefete saldırırken de Kürt düşmanlığı üzerinden saldırıyor. Sistem içi muhalefete saldırırken, Millet İttifakı'na saldırırken de Kürt düşmanlığı üzerinden saldırıyor. Bütün argümanı bunun üzerinden, siyaseti bunun üzerinden yürütüyor. Onun dışında da bütün gündemleri cihattır. Yeni üretecekleri savaş silahlardır, savaş tekniğidir. Düşmanlıktır yani. Bütün gündem budur." dedi.
MERAL AKŞENER'LE AYNI SÖYLEM: ERDOĞAN-PKK İLE GÖRÜŞTÜ
Siyasi alanda destek verdikleri HDP'nin kapatma davasına karşı barış sürecini sabote ettiklerini görmezden gelerek iktidar ve Başkan Erdoğan'ı suçlamaya kalkan Hozat, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'le aynı söylemi kullandı.
Hozat, "Şimdi mesela HDP'yi kapatma davasının gerekçelerini açıkladılar. Bir de Selahattin Demirtaş'a verdikleri cezanın gerekçelerini ortaya koydular. Temel bir gerekçe de; işte Selahattin Demirtaş'ın HDP heyetinin Kandil'e gelip görüşmeler yapmasıdır. O diyalog sürecinde AKP'nin 2013-2015 sürecinde, o diyalog sürecinde Kandil'e geliş gidişleri de böyle temel bir gerekçe olarak öne sürüyorlar. Arkadaşlar da değerlendirme yaptı; HDP heyetinin Kandil'e geliş gidişi, Erdoğan'ın, AKP yönetiminin, o AKP hükümetinin izni temelinde oldu. Geliş gidişlerde HDP heyetinin yol güvenliğini sağlayan hükümetin kendisiydi. O süreçte, o diyalog sürecinde biz Önderliğe birçok mektup gönderdik. HDP heyeti o mektupları götürdüğünde o mektuplar hemen Önderliğe verilmiyordu. Günler sonra, bazen haftalar sonra veriliyordu. O arada o mektuplar ne yapılıyordu? Erdoğan'a sunuluyordu. Bizim Önderliğe yazdığımız mektuplar Erdoğan'a gidiyordu. Erdoğan mektupları okuyordu. Ondan sonra Hakan Fidan'a veriyordu. Sonra Önderliğe gönderiliyordu mektuplar. En fazla PKK ile ilişki geliştiren de Erdoğan'dı. AKP hükümetiydi. Evet, bir gerçektir. Şimdi bütün o görüşmeleri neden gerçekleştirdiği çok açıktır yani. Kendisini devlette bir bütün hakim kalacaktı. Hakim olacaktı devlete. Kendi bu soykırımcı, faşist sistemini de, rejimini de kurumsallaştıracaktı. Bütün amaç buydu. O açıdan Önderlik de dedi ya; Kürt sorununu araçsallaştırıyorlar. Gerçekten Kürt sorununu araçsallaştırdı AKP, taktik yaklaştı. Ama her biçimde, her düzeyde de o süreçte herkesle de ilişki geliştirdi. Şimdi de Erdoğan ağzını açıyor; Kürtlere küfrediyor, Kürtlere hakaret ediyor, Kürt düşmanlığı yapıyor. Kürt düşmanlığı üzerinden Kürtlere her gün hakaret ediyor, küfrediyor. Millet İttifakı'nı bunun üzerinden vuruyor. Kendi durumu da çok açık. Böyle yani. Bu süreç boyunca da Kürtler bu gerçeğini gördüğü için Önder Apo bütün maskelerini düşürdü.
Mücadelemiz bütün maskelerini düşürdü Erdoğan'ın. Bu faşist iktidarın artık ellerinde gerçekten hiçbir rezerv kalmadı. Böyle kral çıplak. Tam gerçeği; bu faşist soykırımcı gerçeği ortaya çıktı. Şimdi savaş dışında başka da bir malzeme kalmamış elinde. Bütün seçim politikasını da Kürt düşmanlığı üzerinden yürütüyor. Dolayısıyla Kürtlere ve Türkiye halkına vadettiği tek şey var; savaştır, katliamdır. Gözyaşıdır, acıdır, ölümdür. Başka bir şey vadetmiyor, bunu vaat ediyor." ifadelerini kullandı.
İLK İŞİ HDP'YE GİTMEK OLMUŞTU
Kılıçdaroğlu ortak aday olarak isminin açıklanmasının ardından Kandil'in siyasi ayağı HDP'ye koştu ve eline tutuşturulan emir listesini kameralar karşısında okudu. Kılıçdaroğlu birçok konuda HDP ile birlikte hareket edeceklerini açıkladı.
CHP'LİLERDEN SAYISIZ VAAT
Kılıçdaroğlu'nun bu açıklaması Kandil'de sevinç yaratırken, CHP'li isimler tarafından HDPKK'ya verilen özerklik ve bebek katili Öcalan'a özgürlük vaatleri de son dönemin en çok konuşulan olayları arasında yer buldu.
CHP'den gelen bu açıklamalara kayıtsız kalmayan Kandil ve HDPKK da üst üste yaptıkları açıklamalarda Kılıçdaroğlu'na yönelik desteklerini açıkladı.
"ÖZERKLİK TALEBİNİ YERİNE GETİRECEĞİZ"
Bu gelişmeler yaşanırken CHP'li isimlerin PKK ve HDP'ye yönelik söylemleri her geçen gün artarken CHP Milletvekili Yunus Emre yaptığı açıklamada terör örgütü PKK'nın yerel özerklik talebini yerine getireceklerini söylüyordu.
KANDİL'DEN KILIÇDAROĞLU'NA DESTEK
PKK/KCK'nın sözde yürütme konseyi Eşbaşkanı Bese Hozat, PKK'nın kanalında küstah ifadelerle Kılıçdaroğlu'na desteğini açık etti.
Hozat "HDP'nin aday çıkarmamasını değerli, önemli ve anlamlı buluyoruz. Bu tutumu biz destekliyoruz. Bu tutum da bu seçimlerin sonucunu çok doğrudan etkileyecektir, bu açıktır.
Bu mücadele büyütülecek. Böyle bir önemli süreçte seçime kadar özellikle şehirlerde eylemsizlik kararı aldık. Seçimden sonra yeni bir durum değerlendirmesi yapacağız" dedi.
TERÖRİSTLERİN UMUDU KEMAL KILIÇDAROĞLU
Terör örgütü YPG/PKK elebaşı Duran Kalkan, saklandığı mağaradan Türkiye'deki 2023 seçimlerine ilişkin açıklama yaptı. Elebaşlarından Duran Kalkan, yayınladığı mesajla bir kez daha 7'li koalisyona destek oldu. Saklandığı sığınakta kamera karşısına geçen elebaşı Duran Kalkan, Millet İttifakı'nın önünün açık olduğunu söyleyerek "Birliklerini güçlendirecekler inancındayız. Daha da büyütebilirler." dedi. AK Parti-MHP koalisyonunu hedef alan PKK'lı Kalkan, "Her türlü yıkma eğilimine destek vereceğiz. Böyle bir faşizmi yıkma eğilimleri, tutumları, siyasetleri destekleyeceğiz yani. Buna göre desteğimiz bu yönlüdür. Tabii. Güç katacak her türlü siyasi tutuma, söze pratiğe destek vereceğiz. Örgütlenerek destek vereceğiz. Tutumumuz böyledir yani. Seçimde biz bu temeldeyiz. Bu temelde siyaset yapanlara desteğimiz vardır. Böyle bir mücadelenin sonuçlarını işte bir seçim süreci var. Seçim vesilesiyle siyasete de dönüştürmeye çalışacağız. Siyasi sonuçlarının alınması için de çaba harcayacak yani" ifadelerini kullandı.
PKK elebaşı Mustafa Karasu: 6'lı Masa umut yarattı. Biz de seçimde sorumluluğumuzu yerine getireceğiz.
SAYEMİZDE ADAY OLDU
PKK üyesi olmak suçunda hakkında birden fazla arama kararı bulunan ve yurtdışında firari olan eski Van İpekyolu Belediye Başkanı Veysel Keser, Fransa'da yaptığı konuşmada "Herkes bilsin ki Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun aday olmasını bile HDP sağlamıştır. Onun dışındaki isimlerin aday olması durumunda desteklenmeyeceği sürekli deklare edildi" diye konuştu.
CUMHURBAŞKANI DEĞİL, SİSTEM SEÇİLECEKTİR
Kemal Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığını duyurmasının ardından PKK elebaşı Murat Karayılan, örgütün kanalında yaptığı açıklamada Altılı Masa'ya destek oldu. Elebaşı, "14 Mayıs'ta yalnızca Cumhurbaşkanı değil, sistem seçilecektir. Altılı Masa'ya operasyon çekmek istediler ama Altılı Masa dağılmadı. Muhalefetin güçlendiği belirtilebilir." dedi.
ÖCALAN'IN SERBEST KALMASINI İSTEDİ: ÖZGÜR OLMA VAKTİ GELMİŞTİR
Açıklamasında Öcalan'a özgürlük isteyen PKK'lı Karayılan şöyle konuştu:
"Önder Apo'nun fiziki olarak özgür olma vakti gelmiştir. Önder Apo'nun özgürlüğü için de mücadele yürütmeliyiz ve başlatacağımız hamleler bu temelde gelişmek durumundadır."