Başkan Erdoğan'dan Denizli'deki iftar programında önemli açıklamalar: Naylon adayı umut diye yutturmaya çalışıyorlar!
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Denizli’de vatandaşlarla ve gençlerle buluştuğu iftar programında konuştu. Başkan Erdoğan, "Fitne tüccarlarına asla prim vermeyeceğiz. Siyasi rekabeti siyasi husumete dönüştürmek isteyenlerin oyununa gelmeyeceğiz." dedi. 7'li koalisyonu ağır topa tutan Başkan Erdoğan, "Tekmeledikleri masayı, aylarca 'kazanamaz' dedikleri naylon adayı şimdi millete umut diye yutturmaya çalışıyorlar." ifadelerine yer verdi. Diğer yandan Başkan Erdoğan, Barbaros Hayrettin Paşa Camii'ni bayramdan sonra açılacağını duyurdu.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Denizli'deki EGS Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen iftarda vatandaşlarla bir araya geldi.
Başkan Erdoğan, "Biz bugünlere, gece karanlığında seccadesini gözyaşlarıyla ıslatanların samimiyetiyle geldik, seccadenin üzerinde ayakkabılarıyla dolaşarak kıble arayanlarla değil tam aksine kıblesinin Kabe olduğunu bilenlerle geldik." dedi.
Başkan Erdoğan, buradaki konuşmasında cuma günü idrak edilecek Ramazan Bayramı'nı kutladı.
Bugün Denizli halkının kendilerine, yalnız olmadıklarını, bu yolda asla yalnız yürümeyeceklerini gösterdiğini belirten Başkan Erdoğan, "Bugün Denizli, çok güçlü bir sedayla 'Türkiye Yüzyılı'nın inşasında ben de varım' dedi. Bugün Denizli, hep olduğu gibi yine destan yazdı, tarih yazdı, geleceğin aydınlık Türkiye'sine yeni bir pencere daha açtı. Rabbim hepinizden razı olsun diyorum." şeklinde konuştu.
Başkan Erdoğan, desteği ve dayanışması için Denizlililere teşekkür ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Rabbime bana sizler gibi vefalı yol arkadaşları verdiği için hamdediyorum. Üstat Necip Fazıl'ın o güzel ifadesiyle inşallah pekleşe pekleşe büyümeye devam edeceğiz. Saflarımızı sıklaştıracağız. Hiç kimseyi ayırmayacağız. Kimseyi dışlamayacağız. Ülkesi için hayal kuran, ülkesinin geleceği için dertlenen hiçbir insanımızı dışarıda bırakmayacağız. Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Arabıyla, Muhaciriyle, Sünnisiyle, Alevisiyle 85 milyon bir ve beraber olacağız. Aramıza nifak tohumları saçmak isteyen fitne tüccarlarına asla prim vermeyeceğiz. Siyasi rekabeti siyasi husumete dönüştürmek isteyenlerin oyununa gelmeyeceğiz. Kardeş olacağız ve inşallah ebediyen de kardeş kalacağız. 'Denizli için hemen şimdi' diyerek hedeflerimize doğru, sağlam adımlarla yürüyeceğiz."
"SÖZÜMÜZÜN DAİMA ARKASINDA DURDUK"
Yaklaşık 30 yılı icra makamında olmak üzere 40 senedir Denizli'yle birlikte tüm Türkiye'nin hizmetinde olduğunu ifade eden Erdoğan, yola çıkarken "biz millete efendilik değil, hizmetkarlık yapmaya geliyoruz" dediklerini, üstlendikleri tüm görevlerde bu sözün daima arkasında durduklarını söyledi.
Başkan Erdoğan, "Zorluklarla, engellerle, hatta doğrudan hayatımızı hedef alan alçakça saldırılarla karşılaşsak da size olan sözümüzden dönmedik." dedi.
Milletin sandıkta verdiği emanete leke sürdürmediklerini belirten Erdoğan, "Milli iradeye halel getirmedik. Güveninizi asla boşa çıkarmadık. Emanetinize canımız pahasına sahip çıktık. Allah'a dayandık, saye sarıldık, hükmüne ram olduk. 'Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol' diyerek yolumuza devam ettik. Kaderin üstünde bir kaderin, hesapların üstünde bir hesabın olduğuna dair inancımızı asla kaybetmedik. Ve hep şuna inandık, Allah'ın rahmetinden başka bize asla rahmet penceresi yoktur. Şunu biliyorduk ki hesapların üzerinde bir hesap vardır, o da Allah'ın hesabıdır. Rabbim Kur'an'da bunu bize haber veriyor." ifadelerini kullandı.
Başkan Erdoğan, gözlerini ufuktan hiç ayırmadan, büyük ve güçlü Türkiye ideali doğrultusunda azimle, cesaretle, kararlılıkla yürüdüklerini aktararak, "Biz bugünlere işte böyle geldik. Bugünlere birilerinin lütfuyla değil sizlerin destekleriyle geldik. Biz bugünlere, günde 5 defa ellerini semaya açanların hayır dualarıyla geldik. Biz bugünlere, gece karanlığında seccadesini gözyaşlarıyla ıslatanların samimiyetiyle geldik, seccadenin üzerinde ayakkabılarıyla dolaşarak kıble arayanlarla değil tam aksine kıblesinin Kabe olduğunu bilenlerle geldik. Siz bize dua ettiniz, bize sahip çıktınız, gerektiğinde dağ gibi yanımızda durdunuz. Biz de Denizli'yle birlikte 81 vilayetimizin tamamına, Denizlili kardeşlerimle birlikte 85 milyonun her bir ferdine aşkla hizmet ettik." diye konuştu.
"BARBAROS HAYRETTİN PAŞA CAMİİ'Nİ BAYRAMDAN SONRA AÇACAĞIZ"
Allah'ın kendilerine, her karışında şehit yatan vatanı eserlerle, yatırımlarla donatmayı nasip ettiğini dile getiren Başkan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Rabbim bizlere, Türkiye'yi CHP zihniyetinin boyunduruğundan kurtarmayı, vesayetçilerin milli iradeye vurdukları zincirleri tek tek kırmayı nasip etti. Rabbim bizlere, 86 yıllık hasretin ardından Ayasofya'yı yeniden asli kimliğine kavuşturmayı, Ezanı Muhammedilerle buluşturmayı nasip etti. Rabbim bizlere, Büyük Çamlıca Camii gibi, Taksim Camii gibi, Beştepe Millet Camii gibi nice sembol ibadethaneyle ülkemizi nakış nakış süslemeyi nasip etti. Şimdi de Barbaros Hayrettin Paşa Camiini Levent'te elhamdülillah inşa ettik ve bayramdan sonra da orayı açacağız. Barbaros Hayrettin oradan Boğaz'a leventleriyle kadırgalarını sürdü. Biz de şimdi Barbaros Hayrettinlerin izinden yolumuza devam ediyoruz. Rabbim bizlere, ülkemizdekilerle beraber tüm mağdur ve mazlumların elinden tutmayı nasip etti. Rabbim bizlere, Türkiye'nin iyilik sancağını, şefkat ve merhamet bayrağını dünyanın dört köşesine ulaştırmayı nasip etti. Rabbim bizlere, on yıllardır kendi öz yurdunda horlanan, hor görülen, değerleri aşağılanan bu necip millete öz güven kazandırmayı nasip etti. Rabbim bizlere, ülkemizin kronik sorunlarını çözmeyi, vatandaşımızın sıkıntılarına çözüm bulmayı nasip etti. Rabbim bizlere, son 21 yılda sadece Denizli'ye hemen her alanda 66,3 milyar lira yatırım yapmayı nasip etti."
"TÜRKİYE'Yİ NEREDEN NEREYE GETİRDİĞİMİZE SİZLER ŞAHİTSİNİZ"
Milletin, bu uğurda verdikleri mücadelenin şahidi olduğunu belirten Erdoğan, "Ülkemize kazandırdığımız eserlere sizler şahitsiniz. Türkiye'yi nereden nereye getirdiğimize sizler şahitsiniz. Denizlimizin gelişmesi, kalkınması, ülkemizin lokomotif şehirlerinden biri olması için gösterdiğimiz çabalara sizler şahitsiniz. Ekonomiden ulaşıma, sağlıktan eğitime, ticaretten ulaştırmaya attığımız adımlara sizler bizzat şahitsiniz." değerlendirmesini yaptı.
Konuşmasında, Türkiye'nin istikbal ve istiklali ile milletin huzur ve güvenliği dışında hiçbir amaçlarının olmadığını belirten Erdoğan, bugün de aynı hüsnüniyetle yolculuklarını sürdürdüklerini vurguladı.
Erdoğan, "Bugün de sizlerin derdiyle dertleniyor, hangi meseleniz varsa çare arıyor, sizlerin hayır duasını almayı en büyük şeref payesi olarak görüyoruz. Sizlere hizmet yolculuğumuzu çok daha kararlı bir şekilde 14 Mayıs'tan sonra da sürdürme niyetindeyiz." diye konuştu.
"Yedili koalisyonun içinde debelendiği gaflet çukurunu mahcubiyetle takip ediyoruz. Üç günlük çıkarları uğruna eteğine yapışmadıkları terör örgütü kalmadı." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Siyasi ikballeri için işportaya çıkarmadıkları ilkeleri, hassasiyetleri kalmadı. Gündeme gelmek için söylemedikleri yalan, atmadıkları iftira kalmadı. Masayı devirdikleri üç gün içinde birbirlerine etmedikleri hakaret kalmadı. Türk siyasetine yakışmayan ne kadar kötü sahne varsa hepsini üç güne sığdırmayı başardılar.
"NAYLON ADAYI UMUT DİYE YUTTURMAYA ÇALIŞIYORLAR"
Bizim gençlerimize son 20 yılda unutturduğumuz eski Türkiye'ye ait tüm at pazarlıklarını, siyasete güveni dinamitleyen tüm tartışmaları bu ülkeye tekrar yaşattılar. Yeri geldi 'kumar masası' dediler, yeri geldi 'noter' dediler. Ne oldu? Gitti geldi, gitti geldi. Tekmeledikleri masayı aylarca, 'kazanamaz' dedikleri naylon adayı şimdi millete umut diye yutturmaya çalışıyorlar. Hepsi topu topu yedi kişiler ama kavgasız, gürültüsüz tek bir günleri dahi geçmiyor. Daha birbirlerini idare etmekten acizler. Fakat sorsan 85 milyonluk Türkiye'yi idare etmeye adaylar."
Başkan Erdoğan, yedili koalisyonun, Türkiye'nin asli meselelerine dair hiçbir çözüm önerilerinin, gelecek vizyonlarının, ayakları yere basan hiçbir projelerinin olmadığını ifade etti.
"BU TERÖRİST! NASIL ÇIKARIRSIN?"
6-8 Ekim olaylarında 51 vatandaşın Diyarbakır'da katledildiğini anımsatan Başkan Erdoğan, Gezi olaylarında aynı şekilde katliamlar yapıldığını anlattı.
Başkan Erdoğan, "Bütün bunlarla beraber şimdi de ne diyorlar? Selo'yu çıkaracağız. Bu terörist. Nasıl çıkarırsın? 'Evlat katili Apo'yu çıkaracağız.' Nasıl çıkarırsınız? Sizler bize 14 Mayıs'ta bu emaneti vermeniz halinde onlar asla bu adımları atamazlar." dedi.
"BU MİLLETİN ASLİ DEĞERLERİNDEN TAVİZ VERMEYECEĞİZ"
Yedili koalisyonun, aile kurumunun en büyük düşmanı, sapkın akımların desteklenmesinden utanmadığını söyleyen Erdoğan, bunlarda Ayasofya'yı tekrar müze yapma vaadine kadar her türlü kepazeliğin olduğunu söyledi.
Başkan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz LGBT'ye karşıyız. Cumhur İttifakı, LGBT'ye karşı. CHP LGBT'ci, HDP LGBT'ci, ne yazık ki İYİ Parti de LGBT'ci. Bunların aykırı bir şey söylediğini duydunuz mu? Bu milletin asli değerlerinden taviz vermeyeceğiz. Bu milletin kutsallarından değer vermeyeceğiz. Türkiye'yi küresel tefecilere peşkeş çekmekten, IMF'nin acı reçetelerine mahkum etmeye kadar bunlarda her türlü mandacılık var. Ne diyor? 300 milyar dolar almış. Nerede? Bir göster bakalım. Bırak bu yalancılığı artık. Senin bu yalanlarından bıktık. 300 milyar dolar sözü almış bay bay Kemal. Nerede, hangi kasaya koydun bu paraları, hangi bankaya koydun bu paraları söyle. Yalan olur da bu kadarı da olmaz."
"BAY BAY KEMAL O GİZLİ KAPILAR ARDINDA NE KONUŞTUN?"
Kapalı kapılar ardında bölücü örgütün siyasi uzantılarıyla yapılan kirli pazarlıkların, gizli anlaşmaların da bulunduğuna işaret eden Erdoğan, "Bay bay Kemal, o gizli kapalı kapılar ardında ne konuştun? Eğer sıkıyorsa eğer dürüstsen, eğer namusluysan bu millete onları da açıkla, bu millet senin dürüstlüğünü görsün." diye konuştu.
25 gün sonra sandığa gidileceğini anımsatan Başkan Erdoğan, bütün bunlarla ilgili bir seçim yapılacağını belirtti.
Başkan Erdoğan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"Oy pusulalarının bir tarafında eser ve hizmet siyaseti, diğer tarafında yıkım ve takoz siyaseti olacak. Pusulanın bir tarafında siyasette istikrar ve güven, diğer tarafında 90'ların kaotik koalisyon günleri olacak. Oy pusulasının bir tarafında milletin adamı ve Cumhur İttifakı olacak, diğer tarafında yağma ittifakı ve onun geçmişi hezimetle, devletin kurumlarını batırmasıyla dolu iş bilmez adayı olacak. Yani biliyorsunuz bir zamanlar Sosyal Sigortalar Kurumunun başındaydı, batırdı orayı, bitirdi. Biz de şimdi şehir hastanelerimizde halkımıza nasıl hizmetler veriyoruz biliyorsunuz.
Pusulanın bir tarafında bölücü örgütün siyasi uzantılarının hat bildirdiği pısırıklar, diğer tarafında ise yurt içinde ve dışında teröristlere göz açtırmayanlar yer alacak. Bir tarafta 21 yıldır hizmetlerini, gayretlerini, şehrimize yaptığı yatırımları çok iyi bildiğiniz ehil kadrolar olacak, diğer tarafta yıkmaktan, dokunmaktan, engellemekten başka hiçbir vaadi bulunmayan, kendi ifadeleriyle bir kumar masası olacak. Oy pusulasının bir tarafında 'Avrupa bize aferin diyecek.' diye havaya uçan birileri olacak, o öz güven fukaraları olacak, diğer tarafında bunların Batılı efendilerinin yüzlerine Birleşmiş Milletler kürsüsünden 'Dünya beşten büyüktür.' diye haykıranlar olacak."
Başkan Erdoğan, oy pusulalarının bir tarafında Türkiye Yüzyılı'nın parıldayan güneşi, diğer tarafında ise CHP zihniyetinin zifiri karanlığı olacağını söyledi.
14 Mayıs'ta oy kullanmaya gidildiğinde sadece Başkan ve milletvekillerinin seçilmeyeceğini, aynı zamanda bu iki fotoğraftan birisinin tercih edileceğini söyleyen Erdoğan, "Sadece kendiniz için değil evlatlarınız ve onlardan sonra gelecek kuşaklar için de çok mühim bir karar vereceksiniz. Ben milletimizin basiret ve ferasetine sonuna kadar güveniyorum. Hangi siyasi partiye mensup olursa olsun hiçbir vatandaşımızın terör örgütleriyle kol kola yürüyenlere hoş bakmadığını çok iyi biliyorum. Yedili koalisyonun fütursuzlukları, en fazla ittifak üyesi partilere umut bağlayan insanlarımızı rencide ediyor." değerlendirmesinde bulundu.
Yarın akşam iftarı, Karadeniz gazının sisteme bağlanması töreninde yapacaklarını bildiren Erdoğan, müjdelerin yarın akşam Filyos'tan verileceğini kaydetti.