Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Selim Argun Miraç gecesinin anlam ve önemini A Haber'de anlattı: Müslümanlar için bir kaçış rampası
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Selim Argun, Hazreti Muhammed'in, Allah'ın daveti üzerine Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya, oradan semaya, yüce alemlere ve ilahi huzura yükseldiği gece olarak kabul edilen Miraç Kandili'nin anlam ve önemine ilişkin A Haber canlı yayınında değerlendirmelerde bulundu. Hazreti Muhammed'in hüzün yılında vuku bulan hadiseye ilişkin konuşan Argun, "Miraç ve İsra hadisesi ilahi bir teselliydi" ifadelerini kullandı. Kahramanmaraş'ta meydana gelen depremlerde on binlerce vatandaşımızı kaybettiğimizi vurgulayan Argun, "Tarihimizin en büyük acılarından bir tanesini yaşadığımız bir zaman dilimlerinden bir tanesindeyiz. Rabbimize daha yakın hissedeceğimiz bir iklim olur diye dua ediyorum. Vefat eden vatandaşlarımıza bir kez daha rahmet diliyorum" dedi.
İslam inancına göre, Hazreti Muhammed'in, Allah'ın daveti üzerine Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya, oradan semaya, yüce alemlere ve ilahi huzura yükseldiği gece olarak kabul edilen Miraç Kandili "üç aylar"ın ilki olan Recep ayının 27'nci gecesine denk geliyor.
Miraç gecesinin anlam ve önemine ilişkin A Haber canlı yayınında değerlendirmelerde bulunan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Selim Argun, ilk olarak Kahramanmaraş depreminde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi.
Hazreti Muhammed'in hüzün yılında vuku bulan hadiseye ilişkin konuşan Argun, "Miraç ve İsra hadisesi ilahi bir teselliydi" ifadelerini kullandı.
Kahramanmaraş'ta meydana gelen depremlerde on binlerce vatandaşımızı kaybettiğimizi vurgulayan Argun, "Tarihimizin en büyük acılarından bir tanesini yaşadığımız bir zaman dilimlerinden bir tanesindeyiz. Rabbimize daha yakın hissedeceğimiz bir iklim olur diye dua ediyorum. Vefat eden vatandaşlarımıza bir kez daha rahmet diliyorum" dedi.
"MİRAÇ GECESİ BİR KAÇIŞ RAMPASIDIR"
Argun'un açıklamaları şöyle:
"Öncelikle bugün 12'nci gününe girdiğimiz depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Üç ayların ilki olan Recep Ayı'nın içerisindeyiz 27'nci gecesini idrak ediyoruz. Mübarek Cuma gününde duaların müstecap olduğu bu saatte Cenab-ı Hak'tan hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet, geride kalanlarına sabır ve metanet diliyorum. Cenab-ı Hak ülkemizi bu benzeri ve beteri felaketlerden hıfzı muhafaza eylesin diye dua ediyorum.
Miraç Kandilini hep beraber idrak edeceğiz. Hadiseyi, İsra ve Miraç olarak ikiye ayırdığımız zaman, İsra Kur'an-ı Kerim'de ayetle sabit olan bir mucizedir. Miraç da hadislerle sabitti. Dünyadaki bütün Müslüman topluluklar tarafından ihya edilen bir mübarek gecedir. Bu mübarek gün ve geceler, hayatımıza serpiştirilen işaret taşlarıdır. Kaçış rampasıdır. Yokuş aşağı inen bir ağır vasıta aracın kaza yapmaması için kendisine tahliye sağlayan bir kaçış rampası gibidir. Hızla dünyevileştiğimiz dünyalık olan ne varsa peşinden koştuğumuz bu kandil geceleri bizim için de bir sığınak bir limandır. Hızlı seyrüseferden dünya yarışından kenara çekilip başımızı iki elimizin arasına alıp böylesine zor zamanlarda kendimizi sorgulamamız gereken zamanlar.
MİRAÇ VE İSRA OLAYININ 4 NEDENİ
Kandiller bunlar için eşsiz zamanlar. Miraç da öyle bir gece. Efendimizin peygamberliğinin 11'nci yılında bir gece yarısı Allah'ın lütfu ile Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya Kudüs'e bir gece yolculuğu yapmasıdır. İsra gece yürüyüşü demektir. Yer ehlinin, gök ehliyle buluştuğu mübarek bir gecedir.
Bunun zamanlaması bizim için altını çizmemiz gereken bir husustur. Efendimiz için hüzün yılı olarak tabir edilen bir yılda vuku olan bir hadisedir. 4 sebebi vardır. Mekkeli Müslümanlara yönelik müşrikler tarafından ekonomik ve sosyal boykot nedeniyle Müslümanlar zor durumdaydılar. Efendimizin hayatında derin yaralar açan Hz. Hatice validemizin vefatıyla çok hüzün içine girmişti. Bu hüznünü ömür boyu dile getirmiştir. Yıllar sonra kestiği kurbandan 'Hatice'nin hissesidir' diyerek pay göndermiştir. Çocuklarının annesidir. Maddi ve manevi desteğini gördüğü kişidir.
Üçüncüsü ise çok küçük yaşlardan beri kendisine kol kanat gerek amcası Ebutalip'i de aynı yıl kaybetmiştir. Son olarak da efendimiz Mekke'deki bu zorlu ortamdan bir nebze olsun çıkmak hicret yurdu aramak açısından da Taif kentine gittiğindeki muamele de kendisini de üzmüştür. Taif halkı efendimizin çağrılarına kulak tıkamış, çocuklara para vererek taşlatmıştır.
Bu dört olayın peşpeşe gelmesi, hak ve hakikat peygamberi ve ona inanan iman eden madden ve manen zor durumda olan Müslümanlar için altından kalkılaması zor bir hadiseydi. Adeta ilahi bir tesellidir. Efendimize Cenab-ı Hakk'ında 'Yer senin kıymetini bilmediyse gel gök ehlinde kıymetini gör' diyerek yükselttiği bir gecedir.
"VEFAT EDENLERE DUA EDİYORUM"
Tarihimizin en büyük acılarından bir tanesini yaşadığımız bir zaman dilimlerinden bir tanesindeyiz. On binlerce vatandaşımızı kaybettik şehirlerimizin topoğrafyası değişti. Hüzünlüyüz ve böyle bir iklimde Miraç Kandili'ne eriştik. Nasıl ki Miraç hadidesi İsra hadisesi ilahi bir teselliyse; ümit ederiz ki, bu Miraç Kandili yaklaşmakta olan Şaban ve Ramazan ayları da bizim için manevi anlamda yükseleceğimiz kendimizi sorgulayacağımız, rabbimize daha yakın hissedeceğimiz bir iklim olur diye dua ediyorum. Vefat eden vatandaşlarımıza bir kez daha dua ediyorum."