CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili çarpıcı sözler: ABD ve AB elçilerinin 'acente'si!
Kahramanmaraş merkezli iki büyük deprem 10 ilde büyük yıkıma yol açarken, Türkiye yaralarını sarmaya çalışıyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise provokatif paylaşımlarına devam etti. Sabah Gazetesi yazarı Haşmet Babaoğlu, Kılıçdaroğlu ile ilgili çarpıcı bir yazıyı köşesine taşıdı.
Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki iki büyük deprem büyük yıkıma yol açtı. Uzmanların asrın felaketi olarak adlandırdığı, Anadolu'yu 3 metre yerinden oynatan, 10 ilde 13,5 milyon insanı ve tam 1000 kilometrekarelik bir alanı etkileyen Kahramanmaraş depremi sonrası Türkiye devletiyle milletiyle tek yürek oldu.
Umutların devam ettiği, arama kurtarma operasyonlarının sürdüğü ve hemen hemen her kesimin depremzedelerin yaralarını sarmak için uğraş verdiği bir ortamda CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun provokatif paylaşımlarına devam etti.
Sabah Gazetesi yazarı Haşmet Babaoğlu, Kılıçdaroğlu ile ilgili çarpıcı bir analizi "Şimdi anladık mı?" başlığıyla köşesine taşıdı.
İşte Babaoğlu'nun o yazısı:
Yıllar boyu dilimde tüy bitti...
Ana muhalefet liderini hafife almayın, dedim.
Makara yapmayın!
Ana muhalefet liderinde gülünecek bir şey yok!
Siz ona gülerken, arkasındakilerin de ellerini ovuşturarak size gülmediklerinden emin misiniz, deyip durdum.
Şimdi...
Büyük acımızın tam orta yerinde...
Depremin enkazı ülkenin üzerine çökmüşken...
Kılıçdaroğlu'nun politikasında, halinde, tavrında ve dilinde giderek büyüyen milli güvenlik tehdidini anlamışsınızdır.
Siz onu hafife alırken, o bütün rakiplerini saf dışı edip partisini bir tür operasyon sahası haline getirdi; ABD ve AB elçilerinin "acente"si kıldı.
Kutuplaştırmayı derinleştirdi.
Siz, onun Antep'i Urfa sanan hallerine odaklanıp dalga geçerken, o seçmen kitlesini ülkesine, milletine yabancılaştırdı; geniş bir sosyolojinin zeminini "yer"inden oynattı, ecnebileştirdi.
Şimdi durup deprem ülkeyi yıkmış, acıları katlamışken birlik, beraberlikten yana döner mi hiç?
Hayal kurmayın!
Lakin...
Bir dakika, bir dakika...
Burada duralım...
Sürekli ana muhalefet liderini, muhalefeti konuşarak...
Sürekli "karşı"ya bakarak verimli bir noktaya varamayız.
Bu depremin acısı geçmez.
O yüzden "geçince" demeyeceğim...
Fazla oyalanmadan...
Dönüp kendimize de bakma, nerede yanlışlar yaptık, onları da konuşma vaktimiz gelmedi mi?
Hiç kendimizi tartmayacak mıyız?
Giden canlar buna vesile olmayacaksa, ne olacak?
Elbette...
Bunları da düşüneceğiz, konuşacağız, tartışacağız ve umut ediyorum ki, silkinip kendimize geleceğiz.
AYNA
Her sedef inciye gebe olmaz; her atıcı nişangâha vuramaz. (ŞİRAZLI SADİ)