Cumhuriyet nasıl doğdu? Savaş yorgunu ülke cumhuriyeti nasıl kurdu?
Bugün cumhuriyetin 99. yıldönümü. Tüm Türkiye’de büyük bir coşku yaşanıyor ve kutlamalar yapılıyor. Program Anıtkabir’de başlayacak tüm ülke hattına yayılacak. Peki Cumhuriyet nasıl doğdu? Savaş yorgunu ülke cumhuriyeti nasıl kurdu? Cumhuriyet yolundaki dönüm noktaları neler? Gelişmeleri A Haber canlı yayınına katılan tarihçi Prof. Dr. Meşkure Yılmaz değerlendirdi.
Mustafa Kemal Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkmasıyla yakılan bağımsızlık meşalesi, Türk milletinin verdiği büyük mücadele sayesinde bir daha hiç sönmedi.
Türk halkı, 29 Ekim gecesi ve 30 Ekim günü Cumhuriyet'in ilanını kutladı. 26 Ekim 1924'te yayımlanan kararname ile Cumhuriyet'in ilanının 101 pare top atışı ve düzenlenecek etkinliklerle kutlanmasına karar verildi. Ve 99 yıl boyunca bu kutlamalar büyük coşkuyla yapıldı. Öte yandan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı vesilesiyle Başkan Recep Tayyip Erdoğan, bir mesaj yayımladı. Başkan Erdoğan, mesajında; "Cumhuriyetin 99. yıl dönümüne kavuşmanın gururunu yaşıyoruz" ifadelerini kullandı.
Peki Cumhuriyet nasıl doğdu? Savaş yorgunu ülke cumhuriyeti nasıl kurdu? Cumhuriyet yolundaki dönüm noktaları neler? Uzman isimler A Haber canlı yayınından önemli değerlerdirmelerde bulundu.
Prof. Dr. Meşkure Yılmaz öne çıkan sözleri:
Cumhuriyeti anlatmak için bir öncesine yani 28 Ekim 1923'e gitmek yetmez. Çünkü Türkler dünyanın en eski milletinden bir tanesi ve çağlar boyunca çok sayıda devlet kurmuşlardır.
Türkiye Cumhuriyeti'nde önceki devlette Osmanlı Devleti'ydi. Osmanlı Devleti 600 yıldan fazla yaşamış, 20 milyon kilometre kareye hakim olmuş, 16. Türk asrı yapmış elbette ki çok büyük bir devlet. Ama yıkılmış, 1. Dünya Savaşı Osmanlı Devleti'nin sonunu getirdi. Mondros Ateşkes Anlaşması ile Osmanlı topraklı işgal edildi. İşte bu işgale karşı kurtuluş çareleri düşünüldü. Bazıları Amerikan bazıları İngiliz bazıları bölesel kurtuluş hareketlerini ileri sürmüşlerdi. Fakat Mustafa Kemal Atatürk bunu kabul etmedi.
Atatürk bağımsız bir ülke kurmayı hedeflemiştir. Temel ilke Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke ancak tam istiklale sahip olmakla gerçekleştirilebilir. Ne kadar bolluk içerisinde olursanız olun istiklalden yoksun bir millet medeni insanlık dünyası karşısında uşak olmak muamelesinden daha yüksek bir mevkiye layık görülmez. Atatürk'ün bu noktada kararı ya istiklal ya ölüm olmuştur.
Güçlü duruşu toplumun millet olmasıdır. Zaten millet kendiliğinden milli bir mücadele başlatmıştır. Bunun önderliğini Mustafa Kemal Atatürk yürütmüştür. Böylece düşmana karşı konulmuştur. Biz tarihte ya kişiler üzerinden gidiyoruz ya algılar üzerinden gidiyoruz. Bunlar son derece yanlış değerlendirmelerdir. Atatürk Osmanlı Devleti'ni yıktı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurdu böyle bir şey yok. Osmanlı Devleti zaten yıkılmıştı. Devletin Atatürk tarafından yıkılması söz konusu değildir. Bunu iyi anlamak lazım. Cumhuriyetin ilanı emperyalist güçlere meydan okumadır."
Doç. Dr. Orhan Avcı öne çıkan sözler:
"Cumhuriyetin ilan edildiği ve kurulduğu mekanlarda bulunmak benim için hepimiz için önemli değerle. Cumhuriyetin ilanının 99. yılı kutlu olsun. Bunun verdiği bir heyecan içerisindeyim.
Cumhuriyetin ilan edilmesinin kendi içinde bir arka planı var. Aslında 19. yüzyıl boyunca yaşanmış tanzimat sürecinin sonucudur dersek yanlış olmaz. O tarihten itibaren bir değişim yaşanmaya başlandı.
Cumhuriyetin ilan edildiği ve kurulduğu mekanlarda bulunmak benim için hepimiz için önemli değerle. Cumhuriyetin ilanının 99. yılı kutlu olsun. Bunun verdiği bir heyecan içerisindeyim. Cumhuriyetin ilan edilmesinin kendi içinde bir arka planı var. Aslında 19. yüzyıl boyunca yaşanmış tanzimat sürecinin sonucudur dersek yanlış olmaz. O tarihten itibaren bir değişim yaşanmaya başlandı.
Yani devlet ve toplum olarak, biz tanzimattan itibaren bir sürece girdik. Türkiye'nin modernleşme sürecidir. 99 yıl önce bugün tarihin en önemli adımlarında bir tanesi atıldı. Türkiye'nin modernleşme sürecinde cumhuriyetin ilanı en önemli dönüm noktalarından bir tanesidir. Aynı zamanda başlangıç noktasıdır. Cumhuriyet ilan edilerek halkın egemenliği, TBMM'nin varlığı hepsi bir şekilde yeniden ortaya kondu."