Dezenformasyon yasasına karşı çifte standart! Avrupalı heyete tokat gibi sözler | Gezi olayları sırasında sosyal medyada paylaşılan fotoğrafları gösterdi
Dünyanın dört bir yanında yalan habere karşı harekete geçilme çağrıları yapılıyor. İnternetteki bilgi kirliliğinin yayılmasının önüne geçilmesi için yasalar teşvik ediliyor. Avrupa ülkelerindeki yasa değişikliklerini 'düzenleme' olarak tanıtılırken Türkiye'ye gelince "sansür" olarak görülüyor. Son olarak aralarında Uluslararası Af Örgütü'nün de bulunduğu heyet, Dezenformasyon Yasası ve seçimler ile ilgili Türkiye'ye karşı çifte standart sergiledi. TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu'ndan tokat gibi yanıt geldi.
TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu, aralarında Uluslararası Af Örgütü'nün de bulunduğu heyetin Dezenformasyon Yasası ve seçimler ile ilgili çifte standartlı yaklaşımlarına tokat gibi bir yanıt verdi.
Uluslararası Af Örgütü, Uluslararası Basın Kurumu, Sınır Tanımayan Gazeteciler, Gazetecilere Koruma Komitesi, Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Koruma Merkezi gibi uluslararası kuruluşların temsilcilerinden oluşan bir heyet Çavuşoğlu'nu ziyaret etti. Ziyaretin en önemli gündem maddesi ise yürürlüğe giren Dezenformasyon Yasası oldu. Heyet, yasa hakkında bilgi edinmek isterken, bunun seçimler öncesi muhalefetin konuşmasını önlemeye dönük bir düzenleme olabileceğini öne sürdü.
DEMOKRASİ DERSİ!
Sabah'ın haberine göre Çavuşoğlu, amacın düşünce ve ifade özgürlüğünü engellemek değil yalan ve kirli bilgiler ile manipülasyon yapılmasının önüne geçmek olduğunu belirtti. Çavuşoğlu, buna örnek olarak Gezi olayları sırasında sosyal medyada paylaşılan fotoğraf ve görüntüleri gösterdi. Arjantin'de bot kazasında pervane çarpan kişinin Taksim'de polis tarafından yaralanmış gibi gösterildiği, yanık eğitim broşüründen alınmış görüntünün polis panzerlerinden sıkılan kimyasalların yanıklara neden olduğu aldatmacalarını içeren görüntülerin ardından Çavuşoğlu, heyete demokrasi dersi de verdi.
Çavuşoğlu, "Raporlarınızda hiçbir zaman bizim görüşmelerimize yer vermiyorsunuz. Çifte standart uyguluyorsunuz. 15 Temmuz darbe girişimini darbeciler üzerinden değerlendiriyorsunuz. Gidip o gece şehit olanların aileleri ile ya da gazilerle konuşmuyorsunuz. Cumartesi anneleri ile ilgili rapor hazırlıyorsunuz, bir kez gidip Diyarbakır Anneleri ile konuşmadınız. Terörle mücadelede şehit olanların ailelerini dinlemediniz. Onun için raporlarınıza bizim millet bir değer atfetmiyor" dedi.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin en iyi yaptığı şeylerden birinin seçimler olduğunu, ancak bazı partilerin başarısızlıklarına mazeret üretmek için bazı iddiaları gündeme getirdiğini de söyledi.
AB YAPINCA "DÜZENLEME" TÜRKİYE'YE GELİNCE "SANSÜR"
Avrupa medyası dezenformasyon yasasının TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaşmasını sayfalarına taşıdı. Türkiye'deki yasaların sansür olacağını ileri sürdüler. Oysa aynı Batı medyası Avrupa ülkelerindeki benzer düzenlemeleri "yalan haberlerle mücadele" şeklinde okuyucularına servis ediyor.
Örneğin kısa bir süre önce Avrupa Birliği'nde (AB) internetteki terör içerikli paylaşımların üye ülkelerin talebi üzerine 1 saat içinde kaldırılmasını öngören yasal düzenleme uygulamaya konmuştu. Ya da AB Dijital Hizmetler Yasası uygulanıyor. Bu da büyük teknoloji şirketlerinin kontrolsüz gücünü etkin bir şekilde frenlenmeyi amaçlıyor.
2 YIL HAPİS CEZASI VAR
Bir diğer örnek de Fransa'da var. Fransa'da 2020 yılında konuya ilişkin yasal düzenleme yapıldı. Ülkede ayrımcılık ve şiddet içerikli paylaşımlar yasaklandı. Terör ve çocuk istismarı paylaşımları 1 saat içinde kaldırılıyor. Almanya'da ise uygunsuz içerik paylaşana 2 yıl hapis cezasını öngören yasa bulunuyor.
DEFORMASYON YASASININ DİKKAT ÇEKEN MADDELERİ
Dezenformasyonla Mücadele Yasası TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı. Dezenformasyonla Mücadele Yasası ile siber zorbalık önlenecek, yalan habere 3 yıla kadar hapis cezası uygulanacak, çocuklara yönelik ayrıştırılmış hizmet sunulacak. İşte yasanın dikkat çeken maddeleri:
İNTİHARLARI ÖNLEYECEK
Yasa, internetin dağınık ve dinamik yapısı nedeniyle içerik veya yer sağlayıcının nerede bulunduğunun tespitinde yaşanan sorunlar ve buna bağlı olarak ortaya çıkan yetki tartışmasını giderecek. Siber zorbalığın sonuçları itibariyle en tehlikelilerinden olan intihara yönlendirme suçu içeriğine, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) nerede olursa olsun müdahale edebilecek. Yayını yapanlar hakkında cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulacak.
HAPİS CEZASI UYGULANACAK
Halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak amacıyla ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak. Failin, suçu gerçek kimliğini gizleyerek veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlemesi halinde söz konusu ceza yarı oranında artırılacak. Milli İstihbarat Teşkilatı'nın faaliyetleri ve personeline yönelik suç teşkil eden içerikler katalog suçlar kapsamına alınacak. Çocuklara yönelik uygulamalar konusunda "ayrıştırılmış hizmet" sunumunun sağlanması ile çocuk kullanıcıların internet ortamında ve sosyal medya mecralarında yasa dışı, ahlaki değerlere aykırı ve zararlı olabilecek içeriklere maruz kalmasının önüne geçilebilecek. Çocuklar maruz kalmamaları gereken görüntü, ses, yazı vb. içeriklere karşı korunacak. Çocukların, gençlerin ve ailenin, internetin yasa dışı içerikleri hakkında bilinçlendirilmesi ve güvenli kullanımı konusunda bilgilendirilmesi için Erişim Sağlayıcıları Birliği'ne ilave görevler verilecek.
MUHATAP BULUNABİLECEK
Sosyal ağlara Türkiye Ofisi açma ve ofisin yönetimine bir Türk vatandaşı atama zorunluluğu getirilecek. Belirli bir kullanıcı sayısı olan sosyal ağ şirketlerinin temsilcilerinin Türk vatandaşı olmamaları ve Türkiye'de ikamet etmemeleri nedeniyle hukuki olarak muhatap bulamama sorunu aşılacak. İnternetten yayın yapanlar da gazete ve televizyon kanalları gibi Basın Kanunu kapsamına alınacak. İnternet haber sitesinde yayımlanan içerikler, gerektiğinde talep eden cumhuriyet başsavcılığına teslim edilmek üzere doğruluğu ve bütünlüğü sağlanmış şekilde 2 yıl süre ile muhafaza edilecek. Yargı mercileri tarafından yayının soruşturma ve kovuşturma konusu olduğunun internet haber sitesine yazılı olarak bildirilmesi halinde, bu işlemlerin sonuçlandığının bildirilmesine kadar soruşturma ve kovuşturma konusu yayın kaydının saklanması zorunlu olacak. İnternet haber sitelerinde resmi ilan ve reklamların BİK aracılığıyla yayımlanabilmesine imkan sağlanacak.