Bartın'daki yaralı madencileri taşıyan ambulans uçak ekibi o anları anlattı!
Amasra'da 14 Ekim tarihinde meydana gelen maden ocağı patlamasının ardından yaralıları Çaycuma Meydanı’ndan İstanbul Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'ne götüren ambulans uçak ekibi, Genel Havacılık Terminali'nde o an yaşadıklarını anlattı.
Bartın'ın Amasra ilçesinde 14 Ekim akşamı, 41 kişinin yaşamını kaybettiği maden faciasından ayrıntılar gelmeye devam ediyor.
Maden ocağı patlamasının ardından yaralıları Çaycuma Meydanı'ndan İstanbul Çam ve Sakura Şehir Hastanesine götüren ekip, Genel Havacılık Terminali'nde o an yaşadıklarını anlattı.
"YÜKSEK KABİLİYETLİ BİR UÇAK"
Uçağın teknik donanımı hakkında bilgi veren uçağın pilotu Şeref Karabay, uçağın dünyanın her yerine tek teknik ikmalle uçabilecek kapasitede olduğunu belirterek, "Kabin bölümünde 4 sedye var. Yatan hasta haricinde oturarak da hasta taşıma kapasitesine sahip. 14 koltuk kapasitesi var ayrıca. Medikal anlamda bir yoğun bakım ünitesinde ne varsa tamamı uçakta var. Bir ameliyat şartları ne ise aynı şartlar uçağın içerisinde var. Hijyen ve teknik donanım anlamında yüksek kabiliyete sahip bir uçak" diye konuştu.
"35 DAKİKA SONRA İSTANBUL HAVALİMANI'NA İNDİK"
Olay günü yaşadıklarını anlatan Karabay, şunları söyledi: "Üzücü olayda saat 09.30'da komuta merkezi tarafından derhal konuşlanmamız istendi Çaycuma Meydanı'na. 23.00'te biz orada hazır olduk. Aslında Çaycuma Meydanı zor kategoride olan bir meydan coğrafi şartlardan ötürü. Fakat devletimiz geçtiğimiz yıllarda aletli iniş sistemi (ILS) denilen sistemi kurdu ve bu zorluk bir şekilde aşıldı. İndiğimizde hastaların yola çıktığı, kara ambulansı ile gelmekte olduğu haberini aldık. 4 tane ambulans ile 4 hasta getirildi. Yanık vakası olduğundan ötürü ve durumlarının da aciliyetinden ötürü Çam Sakura Hastanesine intikal etmemiz istendi. Biz de kalkışı yaparak 35 dakika sonra İstanbul Atatürk Havalimanı'na iniş yaptık."
"PERSONELİMİZİN BAŞARISI"
Görev sırasında yaşadıkları duyguları anlatan Karabay, başarının personel ve arkadaşlarına ait olduğunu belirterek, "Millet olarak etkilendik bir kere, çok üzücü bir olay. Bizden kaynaklı bir aksama olmaması için de ekstra bir gayretle ve süratle kalktık. Biz 23.00'te hazır olduk ve hazır olduğumuzda maalesef yaralılar ulaşamamıştı. Komuta merkezi çok süratle reaksiyonda bulundu ve bizi orada hazır edebildi. Bu primer bir vakaydı, yani hastaneden hastaneye transfer değildi. Taşımaya hazır olması için özel bir ön tedavi yapılmadı. Bu da medikal personelimizin ve arkadaşlarımızın başarısı" ifadelerini kullandı.
"EN HIZLI ŞEKİLDE İSTANBUL'A GÖTÜRDÜK"
Uçakta görev alan Acil Tıp Teknisyeni Yalçın Zengin ise, olay gününde yaşanan patlamayı duyduklarını ve yardımcı olmak istediklerini vurgulayarak, "Bartın'da patlamanın olduğunu duyduk, duyunca üzülmüştük. 'Biz nasıl yardımcı olabiliriz?' diye düşündük; o arada bakanlık tarafından görevlendirme geldi. Akabinde ivedi bir şekilde Bartın Çaycuma'ya vardık. Orada ambulansları bekledik. Hastaların durumları kötüydü, tedavi devam ediyordu. Yanık vakalarıydı. En hızlı şekilde İstanbul'a götürdük, orada ambulanslara sevkini gerçekleştirdik" şeklinde konuştu.