Başkan Erdoğan müjdelemişti! AK Parti 13 senelik Alevi açılımı sürecinde yeni bir dönem başlatıyor
Alevilerin problemlerinin çözümüne ilişkin en kapsamlı faaliyetlerin gerçekleştirildiği AK Parti iktidarları döneminde 2009’da başlatılan Alevi açılımı sürecinin en kritik noktasına, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın yarın yapacağı açıklama ile geçilecek.
Dün yapılan AK Parti Grup Toplantısında Başkan Recep Tayyip Erdoğan, başörtüsüyle ilgili anayasal düzenleme getirileceğini belirttikten sonra cuma gününü işaret ederek Alevilerle ilgili yeni bir adım atılacağını müjdelemişti. Erdoğan, yarın yapacağı açıklama ile Alevi açılımında yeni bir dönem başlayacak.
Başkan Erdoğan, yarın İstanbul'da Şahkulu Dergahı'nı ziyaret edecek. Dergahın restorasyondan sonra açılışı gerçekleştirilecek. Milli Brilik ve Beraberlik Çalışması İçişleri, Kültür ve Turizm bakanlıkları tarafından yürütülüyor. 8 şehirde 8 cemevi açılacak. Başkan Erdoğan bu talimatı 2020 senesinde vermişti.
Başkan Erdoğan'ın yarın yapacağı ziyarette Alevilerle ilgili önemli açıklamalarda bulunacak. Ayrıntıları A Haber muhabiri Aslı Bilger Kutludağ anlattı.
AK Parti iktidarının Alevi açılımı çerçevesinde 2009 ve 2010 senelerinde gerçekleştirilen çalıştaylarda, Alevi vatandaşların problemleri ve talepleri değerlendirildi.
7 etaptan oluşan çalıştayların ilki 3-4 Haziran 2009'da, sonuncusu 28-30 Ocak 2010'da gerçekleştirildi.
Çalıştaylarda Alevi sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, bilim adamları, sendika, meslek odası, üniversite, medya, siyasi parti temsilcileri, ilahiyatçılar ve Diyanet İşleri Başkanlığı görevlileri fikir ve önerilerini dile getirdi.
"ALEVİLİĞE İÇERİDEN BAKIŞ" TEMASI
Tamamı Alevilerden oluşan yüksek katılımın sağlandığı Ankara'daki ilk çalıştayda, o gün itibarıyla yaşanan sıkıntılar ve kökenlerine odaklanıldı. Ana teması "Aleviliğe içeriden bakış" olan çalıştayda, söylem çeşitliliğindeki tüm Alevi grupların mevcut durumlarının tespiti, sorunlu devam eden ilişkilerinin belli başlı boyutlarının açığa çıkarılması ve çözüm için yol haritası oluşturulması amaçlandı.
2. ÇALIŞTAY
8 Temmuz 2009'da İstanbul'da gerçekleştirilen ikinci çalıştayın ana teması "Alevilere akademik bakış" oldu. Alevilere ilişkin algıların bilimsel kamuoyunda nasıl şekillendiğini sorgulamayı amaçlayan çalıştayda, "Mevcut akademik literatürde Aleviler nasıl değerlendirilmektedir", "Alevi sorununun belli başlı yönleri hakkında akademik ilgi topluma ne tür imkanlar sunabilir" gibi sorulara yanıt arandı.
ALEVİLERİN KAYGILARI İLAHİYATÇILAR NEZDİNDE NASIL DEĞERLENİDİRİYOR?
Üçüncü çalıştay, ilahiyat çevrelerinden akademisyenlerin katılımıyla 19 Ağustos 2009'da Ankara'da düzenlendi. Bu çalıştayda, Aleviler arasında görece ilgi gören bazı temel kaygıların ilahiyatçılar nezdinde nasıl değerlendirildiği sorularına ağırlık verildi.
Dördüncü çalıştay, sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle 30 Eylül 2009'da Ankara'da gerçekleştirilirken, STK'lar, insan hakları ve demokrasi söylemi etrafında Alevilerin karşı karşıya bulunduğu sorunları ele aldı.
İstanbul'da medya mensuplarının katılımıyla 11 Kasım 2009'da yapılan beşinci çalıştayda, Alevilerin medyadaki temsili görüşüldü.
Altıncı çalıştay, 17 Aralık 2009'da Ankara'da geçmişte ya da siyasette aktif rol alan politikacılarla gerçekleştirildi.
Çalışma 28-30 Ocak 2010'da Ankara Kızılcahamam'da düzenlenen yedinci çalıştayla tamamlandı. Önceki toplantılarda yer alan belli sayıda katılımcıyla yapılan toplantıda, tüm çalıştayların sonuçları yeniden ele alındı. Mevcut durum, katılımcıların çeşitliliği içinde bir kez daha müzakere edildi.
NİHAİ RAPOR HAZIRLANDI
Çalıştaylar sonunda alınan kararlar, hazırlanan nihai raporla kamuoyuna duyuruldu. Alevi Çalıştayları Nihai Raporu, "bağlam ve konsept", "referans ve sabiteler", "kimlik sorunları" ile "değerlendirme ve öneriler" olmak üzere 4 bölümden oluştu.
Nihai raporda, "Alevilerin kesintili ve içine ancak yoğun bir mağduriyetin yerleştirilebildiği tarih bilgisinin, yaygın Alevi söyleminin belli başlı sınırlarını gösterdiği" görüşüne yer verildi. Raporda, gerek Alevilerin gerek Sünnilerin geçmişe nasıl bakılması gerektiği konusunda aklıselimle hareket etmesi gerektiği ifade edildi.
Devletin herhangi bir inanç alanının içeriğine müdahale edemeyeceği ve onu düzenleyemeyeceği vurgulanan raporda, ancak bu alanların güvence altına alınması için koruyucu roller üstlenebileceği belirtildi.
Bu kapsamda Alevilerin de kendi yükümlülüklerini yerine getirerek, inanç alanlarını tam netlik içinde ortaya koymaları gerekliliği üzerinde duruldu.
Toplumsal birlik ve beraberliğin, tüm inanç gruplarının eşitlikçi şekilde yaşadığı hukuk devletinde sağlanabileceği vurgulanan raporda, "Alevi sorunu, hukuk devleti normlarıyla hiçbir şekilde çelişmeyen bir laiklik anlayışıyla ele alınmalı ve çözülmelidir" ifadelerine yer verildi.
Raporda, Sünni ve Alevilerin birbirine özenli davranmasının, karşılıklı empati ve yakınlaşmanın süreci olumlu etkileyeceği böylece günlük hayatta var olan ilişki bozukluklarının da aşılabileceği belirtildi.
DİYANETTEN ÇOK DEVLETİN SORUNU
Diyanetin diğer mezheplere nasıl hizmet götüreceği, devletin nasıl bir yapılanmaya gideceği konusunda hukuki çerçevede çalışmalar yapılması gerekliliğine işaret edilen raporda, şunlar kaydedildi:
"Sorunun Diyanetten çok devletin bir sorunu olduğu göz ardı edilmemelidir. Diyanet ne Mevlevi ne Nakşibendiler gibi tarikatlar ne de Alevilik, Nusayrilik gibi farklı inanç grupları için tasarlanmıştır. Bugün birçoğu ilgili yasa ve mevzuatlar gereği yasal statüye sahip olmayan bu yapılanmaların önündeki engellerin anayasal sistemin gereklilikleri içinde kaldırılması toplumda rahatlama sağlayacaktır."
İnanç hizmetleri konusunda Diyanet İşleri Başkanlığıyla hiçbir bağlantı kurmak istemeyen Alevilerin taleplerinin de dikkate alınmasının önemi vurgulanan raporda, bu Alevilerin durumlarına uygun bir yapılanmaya, laik devlet ilkesi korunarak fırsat verilebileceği belirtildi.
MADIMAK OTELİ
Madımak olayının tüm boyutlarıyla aydınlatılmasının önemi vurgulanan raporda, vatandaşlar arasındaki kin, nefret ve düşmanlığı körükleyen unsurların tasfiye edilmesi gerektiği belirtildi.
Kamulaştırılan Madımak Oteli'nin bir bölümünün, hayatını kaybedenlerin anısını hatırlatacak şekilde düzenlenmesi önerilen raporda, bu düzenlemenin geçiştirmeyi değil yüzleşmeyi öncelemesinin önemine değinildi.
Raporda, otelin girişine, olayı telin eden, kurbanların isimlerinin de sıralandığı, "Ortak acı hatırası, sağduyu ve sevgi yoksunluğunun çok acı verici olaylarından birisi 2 Temmuz 1993'te burada yer alan Madımak Oteli'nde yaşanmıştır. Bu acı olayın kurbanlarının adlarını, diğer bütün sevgisizlik kurbanlarıyla birlikte, ortak ve derin bir acıyla ve rahmetle anıyoruz" ifadelerinin bulunduğu pano asılması tavsiye edildi.
MADIMAK OTELİ, BİLİM VE KÜLTÜR MERKEZİ OLDU
Çalıştaylar sonrasında Sivas'taki Madımak Oteli, kamulaştırılıp yenilendi ve Bilim ve Kültür Merkezi olarak düzenlendi.
İç dizaynı tamamen değiştirilen binanın anı köşesinde, vefat edenlerin isimlerinin bulunduğu bölümler oluşturuldu. İsimler alfabetik sıraya göre yazıldı.
Ölenlerin adlarının yer aldığı bölümün bir yanında Aşık Veysel, Pir Sultan Abdal, Aşık Ruhsati, diğer yanında Hacı Bektaşı Veli, Mevlana Celaleddini Rumi, Yunus Emre'nin özlü sözleri de yer aldı.
Daha önce otelden bağımsız et lokantası olarak kullanılan kısım ise binayla birleştirilerek 10 bin kitplık çocuk kütüphanesi haline getirildi.
Nevşehir Üniversitesinin ismi Hacı Bektaş Veli Üniversitesi olarak değiştirildi.
8 BİN 740 TALEP BELİRLENDİ
Devam eden süreçte İçişleri ile Kültür ve Turizm bakanlıklarının koordinasyonunda ülkedeki 1585 cemevinin tamamı ziyaret edilerek, Alevi-Bektaşi vatandaşların toplam 8 bin 740 talebi belirlendi. Bu taleplerin 5 bin 600'ü karşılandı.
Diğer taleplerle ilgili İçişleri, Kültür ve Turizm ile Adalet bakanlıklarının yürüttüğü çalışmalar hızlandırıldı.