Son dakika: MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den Osmanlı'ya nefret kusan Tunç Soyer'e sert tepki: İflah olmaz bir cahillik
Son dakika haberi... İzmir'in kurtuluşunun 100. yılı nedeniyle düzenlenen etkinlikte İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer Osmanlı Devleti'ne yönelik nefrete varan açıklamalarda bulundu. Soyer Osmanlı padişahlarının gaflet, delalet ve hıyanet içinde olduğunu ifade ederken "İnsanlık onurumuzu, bağımsızlık tutkumuzu ve yaşam hakkımızı ayaklar altına aldılar " dedi. Soyer'in skandal açıklamalarına MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den sert tepki geldi. Bahçeli, "İflah olmaz bir cahillik, tedavisi imkansız devşirme hastalığıdır." ifadelerini kullandı. Tunç Soyer'e bir tepki AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten geldi.
BAHÇELİ'DEN TUNÇ SOYER'E SERT TEPKİ / VİDEO
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "741. Söğüt Ertuğrul Gazi'yi Anma ve Yörük Şenlikleri" sebebiyle açıklamalarda bulundu. Bahçeli, İzmir'in kurtuluşunun 100. yılı etkinliklerinde Osmanlı'ya nefret kusan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e sert çıktı.
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin açıklamaları şu şekilde;
''400 çadırlık bir Türkmen beyliğinden cihan imparatorluğuna gidilen süreçte, Söğüt'ün eşsiz bir stratejik konumu, emsalsiz bir jeopolitik şartları desteği vardır, nihayet tarihi gerçekler ortadadır.
Büyük ceddimiz Ertuğrul Gazi ile başlayan gelişme, müteakip çağlarda yalnızca Türklerin değil, Dünya tarihinin de akışını değiştirecek dinamikleri peş peşe tetiklemiştir.
624 yıllık cihanşümul bir kudrete Söğüt'ten atılan inançlı adımlarla ulaşılmış, coğrafyalar Türk milletinin muazzam atılımlarıyla yeni baştan biçim ve şekil almıştır.
Bu muvaffakiyet hali, ilhamını Oğuzlar'ın gücünden, duasını Hayme anadan, desteğini Gündüz Alp'ten alan Ertuğrul Gazi'yle ivme kazanmıştır.
Ertuğrul Gazi ve onun yeşerttiği anlayış; önceki dönemlerin çapsız kavgalarından, derin ihtilaflarından ders ve sonuçlar çıkarmış; çatışarak, çarpışarak, cepheleşerek, bölünerek, ayrışarak, farklılaşarak büyük ülkülere ulaşılamayacağını kavramıştır.
Osman Gazi'yle birlikte, Anadolu Türkmen boyları içine düştükleri karanlık ve kargaşa fanusundan kurtulmaya başlamışlar, daha büyük hedeflerin etrafında halka halka birleşmenin çare ve yollarını aramaya koyulmuşlardır.
Söğüt'e tutunan bir filizin, gövdesi ve dallarıyla her tarafa ulaşan koca bir cihan devletine ulaşmasındaki sır, kardeşliğin ve kaynaşmanın sağlanması, insanı merkezine alan adaletli yönetim ruhuyla taçlanmasında saklıdır.
Bu hayranlık uyandıran ruh; birliği ve dirliği bozulmuş Anadolu coğrafyasında vücut bulan bir uç beyliğinden, çağ açıp çağ kapatan bir ihtişama ulaşılmasını da temin etmiştir.
Ertuğrul Gazi'yle birlikte başlayan asırları aşan yolculuk, Osman Gazi'yle sınırlarını zorlamış, Orhan Gazi'yle devletleşmiş, Murat Hüdavendigar'la imparatorluk seviyesine terfi etmiştir.
Son tahlilde Kanuni Sultan Süleyman ile zirveye taşınmıştır.
Yalnızca batıyla sınırlı kalmayan Türk'ün ilerleyişi, fırsat ve zemin buldukça doğuya da yönelmiş, hatta Afrika'ya kadar ulaşmayı başarmıştır.
Dönemin jeopolitik şartlarının gereği olarak Söğüt'ü yurt tutan 400 çadırlık Türkmen varlığı; iç çelişkilerin aşıldığı takdirde dünya üzerinde nasıl bir küresel güç mertebesine vasıl olunacağını da açıklıkla göstermiştir.
Bugün de korkulan esasen budur.
TUNÇ SOYER'E SERT TEPKİ: İFLAH OLMAZ BİR CAHİLLİK
Büyük Türk milletinin tarihi tekerrür ettirerek böylesi bir mevkie erişmesini sekteye uğratmak maksadıyla alçak tertipler planlanıp tatbik edilmektedir.
Tuzaklar kurulmakta, karanlık oyunlar sahnelenmektedir.
Ecdadımıza ve tarihimize hakaretler edilmektedir.
Vatan topraklarına kanlı çizmeleriyle basan müstevlilere tek kelime edemeyen bugünün işbirlikçi siyasetçilerin, 9 Eylül 1922 tarihinin 100'üncü yıl dönümünde tarihimizi düşman gözüyle yorumlaması iflah olmaz bir cahillik, tedavisi imkansız devşirme hastalığıdır.
Geldiğimiz bugünkü aşamada, Türkiye'miz Söğüt müktesebatıyla, Ertuğrul Gazi neslinin onuruyla bütün iç ve dış tehditlere direnmekte, çok şükür zalim ve zillet kuşatmayı her noktadan parçalamaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti, Türk milletinin yüksek yönetim mirasının bir devamı, yüzyıllardır milli vicdanda taşınan kutlu veraset zincirinin son halkasıdır.
Bu şuurdan mahrum gafillerin ecdadımıza karşı nefret ve ihanet suçu işlemesi fıtratlarının gereğidir.
Bununla mündemiç olmak suretiyle, son zamanlarda muhatap kaldığımız sıkıntılar, iç ve dış işgal cephesinin genişleyen tahrikleri dünden devraldığımız tarihi mirasa alenen husumet beslendiğini de göstermektedir.
400 çadırlık Türkmen ruhuyla, aynı şekilde dünyaya meydan okuyan milli varlıkla her neviden düşmanca muameleye karşı duracağımız herkesçe çok iyi bilinmelidir.
Sultan Alparslan'la başlayan ve Ertuğrul Gazi'yle birlikte hakimiyetimizin daha da tescillendiği Anadolu coğrafyası uğruna verdiğimiz şehitlerle beraber vatan yapılmıştır.
Böylelikle Türk'süz Anadolu arayışındaki Haçlı zihniyetine yönelik en kati ve keskin cevap verilmiştir.
OSMANLI'NIN ŞAMARINI İNDİRECEĞİ MUHAKKAKTIR
Yüzyıllardır hapsoldukları karanlık mahzenden çıkmak için uygun zaman kollayanlar, Türk milletinin hayat hakkını gasp etmek için projeler hazırlayanlar şimdilerde tekrar doğrulsalar da, kaybetmeye mahkum oldukları kaçınılmaz bir hayat ve tarih gerçeği olarak karşımızdadır.
Elbette dün içimize fitne sokmaya çalışan tekfurlara, Türk milletini yok etmeyi hedefleyen zalim ve zillet emellere nasıl muktedir duruş gösterilmişse, bugün de bu büyük milletin iradesinin yeniden şahlanarak hak edenlere Osmanlı'nın şamarını indireceği muhakkaktır.
Hiç kuşkusuz inancımız ve beklentimiz de budur.
Türk milletinin yeniden küresel arenada güçlü ve sözü dinlenir bir hale gelmesi muhterem ceddimizle başlayan tarihi mirasa sarılmasıyla mümkündür, bugünkü insanlık döneminde çok şükür olan da budur.
Bu duygu ve düşüncelerle, 741'inci Söğüt Ertuğrul Gazi'yi Anma ve Yörük Şenlikleri'ne katılan her vatandaşımızı selamlıyor, günümüzün kutlu olmasını temenni ediyorum.
Söğüt'ten çıkıp Anadolu Türk birliğini tesis eden, oradan da büyük bir cihan imparatorluğunun yolunu açan Ertuğrul Gazi'yi ve onun ahfadını, aynı zamanda aziz şehitlerimizi rahmetle, minnetle, şükranla yad ediyorum.
Ruhları şad, mekânları cennet olsun.
Cenab-ı Allah hepsinden razı olsun.''
BİR TEPKİ AK PARTİ'DEN: ŞUURSUZLUK
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, 9 Eylül'ün 100. yıl dönümünde yaptığı konuşmada Osmanlı'yı hedef alan İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in sözlerine sert tepki gösterdi.
Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Güzel İzmir'imizin düşman işgalinden kurtuluşunun yıldönümünde ülkemize yapılmış düşmanlıklara karşı konuşması gerekenlerin Osmanlı Devleti'ni hedef alması şuursuzluktur. Daha önce de ifade etmiştik: kim Osmanlı Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti'ni kavga ettirmeye çalışıyorsa, milletin egemenlik hakları ile sorunu vardır. Bütün siyasi misyonu Cumhuriyetimiz ile Osmanlı Devleti'mizi kavga ettirme üzerine kurulmuş olanlar var. Cumhuriyetimize sahip çıkmak için tarihimizin büyük köklerinden Osmanlı Devleti ile kavga etmek milletimizin kimliğine saldırıdır. Cumhuriyet de bizim, Osmanlı Devleti de" ifadelerini kullandı.
AK PARTİLİ KURTULMUŞ: MUSTAFA KEMAL ATATÜRK OSMANLI SUBAYI DEĞİL MİYDİ?"
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümünde, Osmanlı devletini hedef alan açıklamalara ilişkin sorusuna, şu yanıtı verdi:
"Söyledikleri sözlerin zerre kadar kıymeti yoktur. Bizim gibi büyük milletlerin hayatı hikaye okunur gibi okunmaz. Bir roman gibidir. Her bölümünde başka bir şey anlatılır ama hepsi birbirinin devamıdır. Osmanlı Selçuklu'nun devamıdır. Selçuklu öncekilerin devamıdır. Bu milletin devamını, tarihini böyle hikaye okur gibi okursanız hiç anlamamış olursunuz. Osmanlı'yı Cumhuriyet'ten ayıracak hiçbir şey yoktur. Osmanlı da Cumhuriyet de bizimdir. Anadolu topraklarında yaşayan bütün medeniyetler bizimdir. 24 medeniyete ev sahipliği yapmış bir ülkeden söz ediyoruz. Bunların hepsi, ülke tarihimizin bir parçasıdır. Şimdi Osmanlı'yı düşman gibi görürseniz adama sormazlar mı Mustafa Kemal Atatürk Osmanlı subayı değil miydi? Yani hep beraber bu millet, Birinci Dünya Savaşı'na girmiş, Kurtuluş Mücadelesi'ni vermiş, topu, tüfeği değil kazması, küreği olmayan bir millet, 'Ya Allah.' demiş, ayağa kalmış. Çanakkale'de düşmanların hiçbirini içeri sokmamış, gavura eyvallah etmemiş, hep beraber ayağa kalkmış ve en sonunda o yıkılmış, dağılmış. Koskoca imparatorlukta genç bir cumhuriyeti kurmuş. Benim dedem de subaydı. Dedem de bütün savaşlara katılmış gazi bir subaydır. Osmanlı subayıdır. Osmanlı subayı olanların da içinde olduğu, milletin içinde olduğu bir Kurtuluş Mücadelesi verilmiş ve sonunda genç Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte inşallah kıyamete kadar devam edecek olan son devletini kurmuştur. 'Bu devlet bizim öteleri başkasının.' demek 'Bu toprakların bir parçası benim, öteki parçası başkalarına ait.' demek gibidir. Bu tarihin her sayfası bizim. Her sayfası şeref doludur. Eksikleri, yanlışlıkları vardır. Bugün de vardır, yarın da olacaktır ama bizim gibi köklü bir milletin tarihini parçalara bölerek ayırmak çok büyük bir talihsizliktir. Bu, milletin tarihinden hiçbir şey anlamamak demektir. Kurtuluş Mücadelesi'nin içerisinde yer alanları saygıyla, rahmetle anıyoruz. Bu anlamda genç Türkiye, kıyamete kadar inşallah ilelebet yaşayacaktır. Ara sıra böyle arıza fikirler çıkabilir, buna rağmen Türkiye, daha ileriye gidecek, daha güçlü olacaktır."
TUNÇ SOYER OSMANLI'YA NEFRET KUSTU
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir'in kurtuluşunun 100. yılı nedeniyle düzenlenen etkinlikte Osmanlı Devleti'ne yönelik nefret söyleminde bulundu.
İŞTE TUNÇ SOYER'İN O AÇIKLAMALARI:
HIYANET İÇİNDEYDİLER
Değerli İzmirliler, 100 yıl önce bu toprakları yönetenler gaflet, delalet ve hatta hıyanet içindeydi. Gençleri, kadınları ve hatta çocukları hiç düşünmediler.
MİLLETİ ATEŞE ATTILAR
Sadece ve sadece saraylarındaki saltanatı korumak için bütün bir milleti ateşe attılar.
YAŞAM HAKKIMIZI AYAKLAR ALTINA ALDILAR
İnsanlık onurumuzu, bağımsızlık tutkumuzu ve yaşam hakkımızı ayaklar altına aldılar ve teslim oldular.