Son dakika: Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu'na alçak saldırı! Dışişleri Bakanlığı ve MSB'den sert tepki
Son dakika haberi... Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu'na saldırı düzenlenmesi sonucu çevredeki bina ve araçlarda hasar meydana geldi. Dışişleri Bakanlığı, "Can kaybı yaşanmayan bu saldırıyı en sert şekilde kınıyor, sorumluların biran önce adalet önüne çıkarılmalarını bekliyoruz" ifadelerini kullandı. Öte yandan saldırının BM Güvenlik Konseyinde Irak'ın çağrısıyla düzenlenen toplantı sırasında gerçekleştiği bildirildi. MSB'den yapılan açıklamada, "Musul Başkonsolosluğumuza yönelik yapılan alçakça saldırıyla ilgili Irak makamlarının derhal sorumlulardan hesap sormasını bekliyoruz." denildi. AK Parti Sözcüsü Çelik ise "Türkiye’yi hedef alan terör odakları bunun bedelini mutlaka öderler. Irak makamları bu saldırganları bir an evvel yakalamalı ve hukuk önüne çıkarmalıdır." açıklamasında bulundu.
Irak'ta Musul'un kuzeydoğudaki El-Hadba semtinde bulunan Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğu binasına gece saatlerinde saldırı düzenlendi. Olayda can kaybı yaşanmazken, çevredeki bina ve araçlarda hasar meydana geldiği öğrenildi.
Musul Başkonsolosluğu tarafından Irak basınına yapılan açıklamada, konsolosluk çalışanlarının saldırıda zarar görmediği belirtildi.
TÜRKİYE'DEN SERT TEPKİ
Dışişleri akanlığı, Musul Başkonsolosluğu'na yapılan saldırıyı kınayarak sorumluların bir an önce adalet önüne çıkarılması gerektiğini açıkladı.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, "Musul Başkonsolosluğumuza 27 Temmuz sabah saatlerinde bir saldırı gerçekleşmiştir. Can kaybı yaşanmayan bu saldırıyı en sert şekilde kınıyor ve sorumluların bir an önce adalet önüne çıkarılmalarını bekliyoruz. Irak makamlarını diplomatik ve konsüler temsilcilikleri koruma sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz" denildi.
BM Güvenlik Konseyi toplantısı sırasında saldırının gerçekleşmiş olmasının vahim ve düşündürücü olduğu aktarılan açıklamada, "Ülkemizin haksız şekilde itham edilerek hedef gösterildiği bir dönemde, Irak makamlarının çağrısı üzerine düzenlenen BM Güvenlik Konseyi toplantısı sırasında bu saldırının gerçekleşmiş olması da vahim ve düşündürücüdür. Bu vesileyle Irak makamlarına, terörle mücadeleye odaklanmaları ve toprakları üzerinden komşu ülkelere ve diplomatik temsilciliklere tehdit oluşturan terör mevcudiyetlerine son vermeleri çağrımızı bir kez daha yineliyoruz" ifadelerine yer verildi.
MSB: HESAP SORULACAK
Milli Savunma Bakanlığı (MSB), tarafından yapılan yazılı açıklama ile Musul Başkonsolosluğu'na yönelik saldırı kınandı. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, "Musul Başkonsolosluğumuza yönelik saldırı ile kimin sivillere ve sivil hedeflere saldırdığı bir kez daha görülmüştür. Saldırıyı gerçekleştiren teröristlerden de er ya da geç diğer teröristler gibi hesap sorulacaktır" denildi.
Bugün sabah saatlerinde Türkiye Cumhuriyeti'nin Musul Başkonsolosluğu'na bir saldırı düzenlenmişti. Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılan yazılı bir açıklama ile bu saldırı sert bir dille eleştirilerek sorumlulardan hesap sorulacağı vurgulandı. Bakanlık tarafından yapılan yazılı açıklamada şunlar kaydedildi:
"Musul Başkonsolosluğumuza yönelik alçakça saldırıyı yapanlardan hesap sorulacak. Musul Başkonsolosluğumuza yönelik yapılan alçakça saldırıyla ilgili Irak makamlarının derhâl sorumlulardan hesap sormasını bekliyoruz! Irak makamları diplomatik temsilciliklerin güvenliği için her türlü tedbiri almayı da ihmal etmemelidir. Musul Başkonsolosluğumuza yönelik saldırı ile kimin sivillere ve sivil hedeflere saldırdığı bir kez daha görülmüştür. Saldırıyı gerçekleştiren teröristlerden de er ya da geç diğer teröristler gibi hesap sorulacaktır. Iraklı kardeşlerimiz ile terörle mücadele ve sınır güvenliği için iş birliğine hazırız. Teröristlerin tuzaklarını başlarına yıkacak, bölgeyi kana boğma hayalleriyle birlikte onları kazdıkları hendeklere gömeceğiz"
AK PARTİ'DEN SERT TEPKİ: BEDELİNİ MUTALAKA ÖDERLER
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğu'na düzenlenen saldırıyı kınadı.
AK Parti'li Çelik, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, şu ifadelere yer verdi:
"Musul Başkonsolosluğumuza düzenlenen saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Türkiye'yi hedef alan terör odakları, bunun bedelini mutlaka öderler. Irak makamları, bu saldırganları bir an evvel yakalamalı ve hukuk önüne çıkarmalıdır. Planlı provokasyonlar neticesinde Türkiye'nin hedef gösterilmesi, sadece terör odaklarının işine yarar. Kardeş Irak'la beraber bu terör odaklarına karşı mücadeleyi artırmalıyız. Türkiye'nin gücünü test etmeye kalkan terör odakları kararlı ve kesin bir cevapla karşılaşacaklardır. Terörle mücadelemiz yüksek meşruiyete ve kararlı bir iradeye sahiptir."
TÜRKİYE'DEN BM GÜVENLİK KONSEYİNDE IRAK'A "TERÖRLE MÜCADELE" YANITI
Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilciliği Maslahatgüzarı Öncü Keçeli, Türkiye'nin Irak'ın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne verdiği güçlü desteği her zaman koruduğunu, Irak'ın toprak bütünlüğü ve egemenliğinin terör örgütleri tarafından ihlal edildiğini belirtti.
BM Güvenlik Konseyi, Irak'ın kuzeyindeki Duhok kentinde 20 Temmuz'da 9 sivilin ölümüne neden olan saldırıyla ilgili toplandı.
Keçeli, Konseyde yaptığı konuşmada, saldırıda hayatını kaybedenler için Irak halkına ve hükümetine taziye dileklerinde bulunarak, kurbanların ailelerinin acılarını paylaştıklarını ve yaralılara acil şifa temenni ettiklerini dile getirdi.
Saldırının hemen ardından Türkiye'nin, Irak hükümeti ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi ile iletişime geçtiğini anımsatan Keçeli, Dışişleri Bakanlığının da bir açıklama yaparak Türkiye'nin gerçeklerin ortaya çıkması için her türlü adımı atmaya hazır olduğunu açıkça dile getirildiğinin altını çizdi.
Keçeli, Ankara'nın yanı sıra Türkiye'nin Bağdat Büyükelçiliği ve Erbil Başkonsolosluğundaki Türk yetkililerinin de benzer mesajları dile getirdiğini ifade ederek, söz konusu açıklamalarda, iddiaların reddedildiği, Irak hükümetinin yürüteceği soruşturmanın destekleneceği ve bunun Türkiye'ye karşı yapılan ilk karalama kampanyası olmadığının hatırlatıldığını kaydetti.
22 Ağustos 2021'de (Duhok'ta) aynı bölgede bulunan bir araca saldırı düzenlenmesi sonucu 2 Iraklı turistin hayatını kaybettiğini anımsatan Keçeli, saldırının hemen ardından Türkiye'yi suçlamak için kampanya başlatıldığını ancak saldırıdan terör örgütü PKK'nın sorumlu olduğunun ortaya çıktığını söyledi.
Keçeli, söz konusu saldırı hakkındaki gerçeklerin ortaya çıkarılması için Türkiye'nin çağrılarına değinerek, şu ifadeleri kullandı:
"Irak makamlarının iş birliği çağrılarımıza tepkisi, siyasi eğilimlerine bağlı olarak değişiklik göstermiştir. Bazıları bizim gibi düşünerek gerçeği öğrenmek istedi zira iki ülke arasındaki ilişkilerin önemine inanıyorlardı. Bu Irak makamlarına hesap verebilirlik konusundaki sorumlu yaklaşımları için teşekkür etmek istiyoruz. Ancak diğer Irak makamları, gerilimi tırmandırmayı seçti. Diplomasi ve iş birliği yerine medya aracılığıyla zararlı mesajlar vermeyi tercih ettiler. Irak halkını kışkırttılar. Türk ve Irak halkının arasını açmak için dezenformasyona başvurdular."
"TÜRKİYE, IRAK'IN EGEMENLİĞİNE VE TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNE VERDİĞİ GÜÇLÜ DESTEĞİ HER ZAMAN KORUMUŞTUR"
Türkiye ile Irak arasındaki ilişkilere değinen Keçeli, "Türkiye, Irak'ın egemenliğine, toprak bütünlüğüne, istikrarına ve refahına verdiği güçlü desteği her zaman korumuştur. Aksi iddialar, gerçek dışı ve kötü niyetlidir. Çok net bir şekilde belirtelim; Irak'ın egemenliği ve toprak bütünlüğü Türkiye tarafından değil terör örgütleri tarafından ihlal edilmektedir." dedi.
Keçeli, bir bölgenin tam kontrolüne sahip olmak için söz konusu bölgede güç kullanımı tekelinin, bayrağı göndere çekmenin ve vergi kontrolünün gerekli olduğunu dile getirerek, "Bunlar, egemenliğe sahip olmanın ve onu kullanmanın işlevlerinden bazılarıdır. Bu işlevler devletin kontrolünde değilse, egemenliğin kullanılmasından nasıl bahsedebiliriz?" değerlendirmesinde bulundu.
PKK'ya ait paçavraların Irak'ın kuzeyinde asılı olduğunu, bazı bölgelerdeki kontrol noktalarının terör örgütünde olduğunu, yerel halktan PKK'nın gayrimeşru şekilde "vergi" aldığını belirten Keçeli, şöyle devam etti:
"Gerçek şu ki; Irak hükümeti, kuzeydeki topraklarının belirli kısımları üzerinde etkili bir egemenlik kullanamıyor. PKK'nın Irak'ta en az 10 bin kilometrekarelik bir alanı kontrol ettiğini tahmin ediyoruz. Yaklaşık 800 köy, PKK tarafından zorla boşaltıldı. Ve tüm bu noktalar, teröristler için güvenli limanlar haline geldi. Sincar ya da kentin genelinde Irak hükümetinin hiçbir otoritesi yok. Sincar Anlaşması Birleşmiş Milletler Irak Yardım Misyonu'nun huzurunda imzalandı ancak hala uygulanmıyor. Yezidilerin geri dönmesine izin verilmiyor ve PKK'nın Sincar'daki varlığına hala müsamaha gösteriliyor. Mahmur Kampı, PKK için bir başka güvenli liman. Burası mülteci kampı statüsünü uzun zaman önce kaybetti. Irak federal hükümeti ve Peşmerge güçlerinin ve hatta sivil Irak makamlarının bu kampa girişine izin verilmiyor. Burası, terör örgütü için bir lojistik merkez ve eğitim alanı olarak hizmet vermektedir."
"PKK'NIN MASUM BİR GRUP OLARAK TEMSİL EDİLMESİNİ REDDEDİYOR VE ŞİDDETLE KINIYORUZ"
Türkiye'de son 40 yılda 40 binden fazla insanın ölümünden sorumluğu olan PKK'nın ABD, Avrupa Birliğinin (AB) yanı sıra birçok ülke tarafından terör örgütü olarak kabul edildiğini vurgulayan Keçeli, Irak Dışişleri Bakanı Fuat Hüseyin'in PKK'yı terör örgütü olarak niteleyemediğini dile getirdi.
Keçeli, "PKK'nın masum bir grup olarak temsil edilmesini reddediyor ve şiddetle kınıyoruz. Bu, PKK ve aileleri tarafından katledilen 40 bini aşkın insan için bir hakarettir. Bu utanç verici. Iraklı yetkililerin, PKK'yı terör örgütü olarak nitelemeleri için daha kaç kişinin ölmesi gerekiyor? Bazı Iraklı politikacıların terörizmi kınamayı acımasızca reddetmelerinin bir örneği olarak Konsey'in tüm üyelerinin bu noktaya dikkat çekmesini istiyoruz." diye konuştu.
PKK'nın Irak topraklarında varlığını henüz 2013'ten sonra artırdığı yönündeki iddialarının asılsız olduğunun altını çizen Keçeli, terör örgütünün 1980'li yıllardan itibaren Irak'ta bulunduğunu ve örgütün Irak'a yerleşme nedeninin, Dışişleri Bakanı Hüseyin dahil herkes tarafından çok iyi bilindiğini vurguladı.
"IRAK ŞİMDİYE KADAR TERÖRİSTLERLE SAVAŞMA KONUSUNDA YA ACİZ YA DA İSTEKSİZ OLDUĞUNU KANITLADI"
PKK'nın Irak topraklarını kullanmasını durdurmanın hem uluslararası hukuk hem de Irak Anayasası'nın 7. maddesi uyarınca Irak makamlarının yükümlülüğünde olduğuna işaret eden Keçeli, şunları söyledi:
"Bununla birlikte Irak, şimdiye kadar teröristlerle savaşma konusunda ya aciz ya da isteksiz olduğunu kanıtladı. Kendi bölgenizi kontrol edemiyorsanız, teröristlere karşı savaşmak istemiyorsanız ve teröristlerin komşu bir ülkenin vatandaşlarını öldürmek için bölgenizi kullanmasını engelleyemezseniz o halde doğrudan veya dolaylı olarak teröristlerin yanında yer alıyorsunuz. Bu kadar basit. Meşru müdafaa hakkını kullandığı için komşunuzu kınayamazsınız."
"SINIRIMIZDAKİ BÖLGENİN, BİZE KARŞI SALDIRILAR DÜZENLEMEK İÇİN ÜS HALİNE GELMESİNE İZİN VEREMEYİZ"
Keçeli, terör örgütünün bu yılın ilk 6 ayında Türkiye'ye karşı 339 saldırı gerçekleştirdiğini, son 5 yılda bu sayının 1500 olduğunu aktararak, "Sınırımızdaki bölgenin, bize karşı saldırılar düzenlemek için bir üs haline gelmesine izin veremeyiz. Bu Konseyin hiçbir üyesi buna izin vermez. Irak hükümeti, buna izin vermez. Irak'ın kendi topraklarındaki terör örgütlerinin varlığıyla başa çıkma yeteneği ve isteğinin yokluğunda uygun önlemleri almak zorundayız." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin meşru müdafaa hakkını kullanmaya devam edeceğinin altını çizen Keçeli, "Terörle mücadelede ilgili Güvenlik Konseyi kararlarının üye ülkelere yüklediği sorumluluk çerçevesinde hareket edeceğiz. Bunu yaparken sivillerin, sivil altyapının, tarihi ve kültürel varlıkların ve çevrenin korunmasına öncelik vermeye devam edeceğiz." dedi.
Keçeli, Türkiye ile Irak'ın komşu ve dost olmaya kalmaya devam edeceğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Etnik ve mezhepsel hatlar üzerinden parçalanmış bir Irak görmek istemiyoruz. Irak kurumlarının ve ulusal kimliğin güçlendirilmesini kuvvetle destekliyoruz. Etkili bir ekonomik ve yeniden yapılanma gündemine sahip, temsili ve işleyen bir hükümetin kurulmasını umuyoruz. Irak'ın kişisel çıkarlar, hırslar, mezhepsel kimlikler veya dış güçlere değil kendi bayrağına ve halkına sadakat duyan politikacılar tarafından yönetilmesini istiyoruz."
Türkiye'nin daha fazla barış ve anlayış için Irak halkıyla çalışmaya kararlı olduğuna ve komşularının istikrar ve güvenlik arayışlarında desteğinin asla sönmeyeceğine dikkati çeken Keçeli, "Irak halkı, sevdiğini teröre kaptırmanın ne demek olduğunu çok iyi biliyor. DEAŞ'a karşı yiğitçe savaştılar. Irak halkı da PKK ile mücadelemizde her zaman bizimle dayanışma göstermiştir. Aynı dayanışmayı ve sorumlu davranışı, Iraklı yetkililerden de görmek istiyoruz. Irak'ın güvenliğine duyduğumuz saygı kadar aynısını Iraklı yetkilerden bekliyoruz. Bu karşılıklı bir çaba olmalı. Irak'ın terörün her biçimi ve tezahürüyle savaşmaya hazır sorumlu politikacılar tarafından yönetilmesini istiyoruz." ifadelerini kullandı.