İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: İBB beni zoom'layarak izlemiş! suç duyurusunda bulunduk! 6'lı masaya gönderme: Büyükelçi kasedi servis ederse...
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kendisini “izlediğini” söyleyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bununla ilgili bir kişinin görevden atıldığını belirterek "İstanbul Emniyeti bir olayı aydınlatmak için İBB'nin bir kamera merkezine girdiğinde, beni izlediklerini fark ediyor. Beni bilerek, zoom’layarak izlemişler. Suç duyurusunda bulunduk, dosyayı mahkemeye ilettik. Dosya mahkemeye gidince Büyükşehir Belediyesi de kendilerince bir iç soruşturma başlatmış. Bir kişiyi belirlemiş, işten atmışlar" ifadelerini kullandı. Öte yandan Bakan Soylu, "Bir ana muhalefet partisi genel başkanı niye hazırladıkları metni redakte etmek için partisindeki eski bir büyükelçiyle bir ülkenin büyükelçisine gönderir. Kendi arkadaşlarından biri, yarın bir gün bu kasedi savcılığa götürürlerse ne yapacaklar? Bu bilgileri getirenler, yarın öbür gün gittiği büyükelçi üzerinden bu kasedi servis ederse Türkiye’deki siyasetin hali ne olur?" diyerek 6'lı masaya göndermede bulundu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, muhalefet cephesinden dönem dönem yapılan "izleniyoruz" açıklamalarına tepki gösterdi ve "Kendileriyle ilgili gayri kanuni bir tek şeyi ispat etsinler bir gün siyasette kalan namerttir" dedi.
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUM
Bakan Soylu, Hürriyet gazetesine açıklamalarda bulundu. Muhalefete tepki gösteren Soylu, şunları söyledi:
İstanbul Emniyeti bir olayı aydınlatmak için İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bir kamera merkezine girdiğinde, beni izlediklerini fark ediyor. İstanbul'da çalıştığım Balat'taki bir deniz polisi karakolunu izledikleri anlaşılıyor. Misafirlerim geliyor; misafirlerimi kapıda karşılarım ve gönderirim. Bunun üzerine düştük; mülkiye müfettişi, polis müfettişleri görevlendirdik. Görüntüleri izlediler. Beni bilerek, zoom'layarak izlemişler. Suç duyurusunda bulunduk, dosyayı mahkemeye ilettik. Bunları belirleyince, dosya mahkemeye gidince Büyükşehir Belediyesi de kendilerince bir iç soruşturma başlatmış. Bir kişiyi belirlemiş, işten atmışlar.
KAMUYA AÇIK ALANLARI GÖREN GÜVENLİK KAMERALARINA DÜZENLEME
İçişleri Bakanlığı olarak Kişisel Verileri Koruma Kurulu, Yüksek Yargı ve Adalet Bakanlığı ile çalışma yaparak MOBESE ve güvenlik kameralarıyla ilgili yönetmelik hazırladık. Özel işyerleri, konut, site gibi yerlerdeki kamuya açık alanları gören kameralara yönelik bir standart geliyor. Öyle kameralar gördük ki otellere dönmüş, insanların gece giyinmesini, soyunmasını takip ediyor. Kamu kurum ve kuruluşlarını takip eden kameralar var. Şimdi standart getirilecek, yeni yönetmelik hazırladık. Türkiye'de özel hayatı koruyan, yerel yönetimlerin sorumluluklarını ortaya koyan, evlerde kişisel kameraların nasıl kullanacağı ölçülerini de getirerek, hayatın olağan akışı içerisinde nasıl olması gerektiğini ortaya koyan, çok detaylı bir yönetmelik çıkarıyoruz. Yeni bir sistem kuruyoruz, kurul getiriyoruz. Valiyi bu kurulun başına getiriyoruz. Kurallar belli, hukuka uygun, özel hayata azami özen gösterilecek.
TÜRKİYE'DE SEÇİM GÜVENLİĞİ
Her seçim öncesi olduğu gibi seçim güvenliği sorunu dile getiriyorlar. SADAT üzerinden senaryo kuruyorlar, meseleyi tiyatrolaştırıp, bir öcü oluşturuyorlar. Ondan sonra Türkiye'nin seçim güvenliğini bir öcüye, SADAT'a dayandıracaklar. Bu kargaların bile güleceği bir hile. Bunu ilk kez yapmıyorlar. Seçim hilesine bakarsanız 1946'ya bakmak gerek. 1946 seçimleri ve 1947 yerel seçimleri; ikisinde de açık oy, gizli tasnif yapılmıştır.
BÜYÜKELÇİ KASEDİ SERVİS EDERSE...
Psikolojik harekât başlattılar, itibarsızlaştırma ve ekonomik olarak sıkıştırma. Bir ülkedeki büyükelçiler niçin bildiri yayınlasınlar, bunlar deli mi? Niçin bildiri yayınlıyorlar? Bir ana muhalefet partisi genel başkanı niye hazırladıkları metni redakte etmek için partisindeki eski bir büyükelçiyle bir ülkenin büyükelçisine gönderir. Kendi arkadaşlarından biri, yarın bir gün bu kasedi savcılığa götürürlerse ne yapacaklar? Ya gittikleri büyükelçi bu kasedi kullanırsa. Bakın 6'lı masa değil, 6 masa. 6 masa iki aks üzerinden kavga ediyor. 2 aks birbirine sürekli çelme takıp, ihbar ediyor. Bu bilgileri getirenler, yarın öbür gün gittiği büyükelçi üzerinden bu kasedi servis ederse Türkiye'deki siyasetin hali ne olur? Ana muhalefet ne hale gelir? Kasedi sızdırdığı zaman bu büyükelçinin kim olduğunu görürsünüz.
MUHALEFETİN 'İZLENİYORUZ' İDDİASI: SİYASETTE KALAN NAMERTTİR
6 yıldır İçişleri Bakanıyım, kendileriyle ilgili gayri kanuni bir tek şeyi ispat etsinler bir gün siyasette kalan namerttir ama bunu ispat edemeyen de namerttir. Öyle bir şey olur mu? Kendi beceriksizliklerini iftira ile örtmeye çalışıyorlar. Vatanseverler ve kendilerinin içlerindeki çatışmalardan bu bilgi geliyor. Bizim işimiz ana muhalefeti takip etmek mi? Hepsi bizden koruma ister, polis ister. Hangisinde böyle bir şey çıktı, böyle bir şey olabilir mi? Bunu ortaya atanlar dedikoducular ve iftiracılardır.
INTERPOL KAYITLARI TÜRKİYE'YE AÇILDI
Interpol Türkiye'ye kapatmış, Türkiye'nin bu hakkını açtı. Türkiye, engellemeye maruzdu. İnterpol Türkiye'ye tekrar açıldı. Önümüzdeki günlerde yeni kararlar da çıkacak.
KORKMAZ İADE EDİLMELİ
(Sezgin Baran Korkmaz'ın iadesi) Türkiye olarak biz istediğimiz için bize iade edilmesi daha doğru olur. Yargılamanın Türkiye'de yapılması gerekir. Eğer Türkiye, ABD adım atmadan önce adım atmamış olsaydı, büyük bir oyuna tezgaha getirilirdi. ABD, bizden bu olayla ilgili kimseyi istemedi. Yakalayın bize verin diye bir olayı ortaya koymadı, buna rağmen Türkiye, operasyon başlattı. Biz davayı açtık, operasyonu yaptık, Kırmızı Bülten çıkardık. ABD Kırmızı Bülten çıkarmadı, sadece ikili anlaşmalar çerçevesinde yakalama kararı çıkardı. Türkiye, dünyanın neresinde olursa olsun, hangi ülkeye giderse gitsin suç ve suçlunun peşindedir.
SURİYELİ MESELESİ
Türkiye'deki göç meselesini 2023 Cumhurbaşkanlığı seçiminin ana maddesi haline getirmek için ciddi bir çırpınma var. Türkiye'de 11 yıldır Suriyeli meselesi yoktu, bugün başladı. Suriyelilerin karıştığı suç olaylarının oranı 1.3. Türkiye, psikolojik bir harekât saldırısıyla karşı karşıyadır. Bazen sadece biz, İçişleri Bakanlığı olarak 10-15 haber yalanlamak durumunda kalıyoruz. Sokak röportajlarında tutulmuş adamları kullanıyorlar. Bir Suriyeli kılığına, bir Türkiyeli kılığına giriyorlar. Aynı insan.