Türkiye'nin haklı Eurovision restinin önemi bir kez daha anlaşıldı! İkiyüzlü Batı Müslümanların acısını yok sayıp dindaşlarını kayırıyor
Türkiye 2013 yılından beri Eurovision Şarkı Yarışması'na katılmıyor. 9 yıldır süren bu restin önemi bugün bir kez daha ortaya çıktı. İtalya'da düzenlenen ve 66'ıncısı yapılan yarışmada ipi göğüsleyen taraf Ukrayna oldu. "Kaluş Orkestra" grubu "Stefania" adlı şarkısıyla yarışmadan birinci ayrıldı. Rusya ile girilen savaş nedeniyle Batı'nın arkasında olduğu Ukrayna, Eurovision'u siyasi destekle kazandı. Batı, bir kez daha kendi milleti ve dindaşları söz konusu olduğunda, birtakım değerleri kendi çıkarları doğrultusunda yorumlayarak ikiyüzlü bir yaklaşım sergilemekten geri durmuyor. Rusya'ya karşı verilen savaş sebebiyle Ukrayna'ya destek amaçlı Eurovision'u kazandıran Batı, 1993 yılında savaştan kaçarak yarışmaya katılan Boşnak sanatçı Muhamed Fazlagic ve Bosna Hersek'i görmezden gelmişti.
Eurovision'u geçen yıl kazanan İtalya'nın, Torino kentindeki Pala Olimpico salonunda ev sahipliği yaptığı bu yılki yarışmanın finalinde, 25 ülkeden temsilci yer aldı.
631 PUANLA BİRİNCİ OLDULAR
Yarışmanın finalinde Ukrayna'yı temsil eden "Kaluş Orkestra" grubu "Stefania" adlı şarkısıyla toplamda 631 puan alarak birinci seçildi.
İngiltere'nin temsilcisi Sam Ryders'ın seslendirdiği "Space Man" şarkısı 466 puanla ikinci olurken, üçüncülüğü ise 459 puanla İspanya'nın temsilcisi Chanel'in seslendirdiği "SloMo" şarkısı elde etti.
Yarışmanın finalinde jüri oylarında İngiltere önde çıkmasına karşın, Ukrayna'nın kazanmasında jüri oylarına ek olarak halk oylarından gelen 439 puan belirleyici oldu.
UKRAYNA 2004 VE 2016'DAN SONRA 3. KEZ KAZANDI
Bu sonuçla Ukrayna, 2004 ve 2016'nın ardından Eurovision Şarkı Yarışması'nı 3. kez kazanmayı başardı.
Diğer yandan, organizasyona ev sahipliği yapan İtalya da Mahmood ve Blanco'nun seslendirdiği "Brividi" şarkısıyla 268 puanla 6. basamakta yer buldu.
Nadir Rustamli'nin seslendirdiği "Fade To Black" şarkısıyla yarışan Azerbaycan ise 106 puanla 16. sırada yer aldı. Almanya ise Malik Harris'in "Rockstars" şarkısıyla sadece 6 puan alarak yarışmayı 25. ve son sırada tamamladı.
AVRUPA'NIN GÖBEĞİNDE İŞGAL ALTINDAKİ BOSNA'YA BİRİNCİLİK YOK
Ukrayna'nın zaferinin altında elbette Rusya ile içinde olduğu savaşın etkisi var. Bu durum akıllara 1993'te Avrupa'nın göbeğinde katledilen Boşnak Müslümanlar ve savaştan yalın ayak kaçarak Eurovision'a katılan Boşnak sanatçı Muhamed Fazlagić'i getirdi.
O dönemde yaşananları Bosnalılar şöyle anlatıyor:
"AVRUPA BİZE ZAR ZOR PUAN VERDİ"
Savaş ve Eurovision yeni bir şey değil. Ama empati öyle. Bosna ilk kez katıldığında, heyetimiz katılmak üzere bombalar ve keskin nişancılar altında kuşatılan Saraybosna'dan kaçtı. O gece altı kişi öldü. Şimdiki Ukrayna'nın aksine, Avrupa bize zar zor puan verdi.
O GECE KAÇMAYA ÇALIŞAN 6 KİŞİ ÖLDÜ
Heyetimiz önce kuşatma altındaki Saraybosna'dan Dublin'e kaçmak zorunda kaldı. Havaalanı asfaltında koşmaya zorlandılar, o kadar sert vuruldular ki kondüktör pes etmek + geride kalmak zorunda kaldı. O gece kaçmaya çalışan 6 kişi öldü, 17 kişi yaralandı.
"ŞARKICI İKİNCİ DENEMESİNDE YALIN AYAK KAÇTI"
Şarkıcı Fazla, iki kez denemek zorunda kaldı. İkinci denemede, yıkılan havaalanı pistinin çamurunda ayakkabılarını kaybetti ve yalınayak koşmaya devam etti. Ancak bu sadece başlangıçtı: bundan sonra 1510 metre yüksekliğindeki Igman dağı üzerinde on kilometre yürümek zorunda kaldılar.
İgman, acı çekmenin sembolüdür. Birçok insan dağın üzerinden yapılan yolculukta hayatta kalamadı. Soğuk, bitkinlik veya Sırp katiller yüzünden. Karda ve çamurda on kilometre, bir dağa tırmanıyor, silahlı katillerin tehdidi altında. Eurosong heyetimiz kurtuldu.
GAZETECİLERİN 'MUHAMMED'E BENZEMİYORSUN' HAKARETİ
Şarkıcı Muhamed Fazlović Fazla gazeteciler hakkında, "Onlar için en büyük sürpriz, bir Muhammed'in sarı saçlı ve mavi gözlü olabilmesiydi. Her gün 'Muhamed'e benzemiyorsun!' sözlerini duydum. Onlara, 'Muhamed nasıl olmalı?' diye sordum."
HIRVATLAR KÖTÜ DAVRANDI
Müslümanların da "Avrupalı görünebileceğini" bilenler yine de onu Avrupa'dan dışlamak istediler. Hırvat bir gazeteci Fazla'yı sadece yeşil bir ceket giydiği için "İslamcı" olarak göstermeye çalıştı. Evet, şaka değil. Hırvat heyetinin tamamı ona kötü davrandı
KATILMAK ÇOK ÖNEMLİYDİ
İşte bu yüzden katılmak çok önemliydi. İnsanlığımızı kanıtlamak için: Fazla: "Müzik, saldırganlık + soykırım ve katlanmak zorunda olduğumuz her şeye karşı verdiğimiz mücadelenin doğru + insan olduğunu ve sonunda kazanacağımızı kanıtlayan sembolik bir etkileşimdi."
Şarkı, Bosna'da hayatta kalma mücadelesi veren bir adamdan kaçan bir kadına aşk mektubu:
"Bu gece gözyaşlarım yüzümde donduğunda
Korkunun beni alıp götürmesine izin vermeyeceğim
Bütün dünyanın acısı bu gece Bosna'da
Burada kalıyorum, ona meydan okumak ve savaşmak için"
BOSNA O GECE 16. SIRADA KALDI
Bosna'nın puanlaması da Eurovision'un barış-neşe-çikolata-kek cephesini kırdı. Süslü bir video bağlantımız yoktu, bir telefon bile! Ancak kuşatılmış Saraybosna'nın izolasyonu kırmaya çalıştığı kötü bir radyo bağlantısı: Tüm bunlardan sonra, utanç verici derecede küçük bir puan aldı (jüriler için utanç!), 16. sırayı aldı. Bu sefer Ukrayna kazandı. Şarkı güzel ama kimse empatiden dolayı çok sayıda oy eklendiğini inkar edemez. Harika! Ama MUHAMED ile bu kadar utanç verici farklı olmamalıydı.
O GECENİN KAHRAMANI YAŞADIKLARINI ANLATTI
1993'te Bosna Hersek adına Eurovision'a katılan Muhamed Fazlagić, verdiği bir röportajda ise şunları söyledi:
BOSNA HERSEK DAHA ÖNCE EUROVİSİON'A BİRÇOK KEZ KATILDI. ANCAK İLK OLMAK, BOSNA'YA EUROVİSİON KAPISINI AÇAN KİŞİ OLMAK NASIL BİR DUYGU?
MF: Tabiî ki ilgili herkes için çok özel bir deneyim oldu. Amacımızın, konuşma tarzımızın özgün olduğunun anlaşılması gerekiyor. Bu serüven iki yönlüydü. Öncelikle biz dünyanın her yerinde izimizin silinmeye çalışıldığı agresif bir soykırım saldırısı altındaydık. Ve bunu, "hayır biz hâlâ hayattayız, bizi yok edemeyeceksiniz, vahşi saldırılarınıza rağmen hâlâ şarkı söylüyoruz ve hatta daha iyiyiz" şeklinde cevapladık. Bir diğer taraftan da bağımsızlığını ilân etmiş bir ülkeyi tarihte ilk defa temsil etmiş olmak mükemmel bir ayrıcalık, aynı zamanda büyük bir onur ve sorumluluk. Ülkemizi elimizden gelenin en iyisiyle temsil etmek istedik.
EUROVİSİON ŞARKISINI SEÇME SÜRECİNİZDEN BİRAZ BAHSEDER MİSİNİZ?
MF: Süreç böyle olağanüstü bir durumda oldukça sıradandı. Jüriye 47 şarkı gitti ve finale 12 şarkı kaldı. Finalde çok iyi Boşnak sanatçılar katılımcıydı: Davorin Popovic, Alma Cardzic, Edo i Adi Mulahalilovic, Drazen Zeric bunlardan birkaçı. Jüri bizim şarkımızın açıkara en iyi parça olduğuna ve diğerlerinin ise hikâye olduğuna karar verdi. Endişelerden biri kaydın yapılacağı stüdyonun kötü hava şartları sebebiyle dondurucu derecede soğuk olması ve çalışmanın çok zor olmasıydı. Tahmin edebileceğiniz gibi savaş sırasında ısıtma ve soğutma sistemleri çalışmıyor ve şartlar olması gerektiği gibi olmuyor.
BOSNA HERSEK, ÇOK ZOR ANILAR BİRİKTİRMİŞ BİR ÜLKE. SİZ, BU ZOR ANILARA BU YARIŞMAYLA BİRLİKTE ARA VERMİŞ BİRİ OLARAK BAŞLANGIÇ YERİ SAVAŞ OLAN BU EUROVİSİON YOLCULUĞUNUZU ANLATABİLİR MİSİNİZ?
MF: O süre zarfında Saraybosna 300 günden fazla süredir kuşatma altındaydı. Yarı finallerin yapılacağı Slovenya'nın başkenti Ljubljana'ya ulaşabilmemiz için gereken düzenli ulaşım araçları yoktu. Şubat sonu-Mart başı zamanlarıydı ve oldukça soğuktu. Gece yarısı düşman sınırına koşarak tarafsız topraklara ulaşmaya çalıştık. Gece yarısında, Bosna ordusunun yardımlarıyla BM'nin kontrolü altındaki havaalanına koştuk ve tarafsız böylgeye geçebildik. Komik olan tarafı, yolculuğun başında ayakkabım çamurun içinde kaldı ve Igman Dağları'na kadar çıplak ayak koşmak zorunda kaldım. Hırvat güçleri tarafından bir-iki gün tutulduğumuz Igman Dağları'ndan sonra Mostar'a geçmek için farklı ulaşım yolları kullandık. Bu aşağılayıcı birkaç günden sonra ilk önce Hırvatistan'a, daha sonrasında da Slovenya'ya geçmemize izin verildi.