İSKİ'nin kimyasal atıkları Tekirdağ'da! Çevreciler Kınıklı deresindeki katliama sessiz kaldı
Son dakika haberine göre: İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı İSKi'nin kimyasal atığının Tekirdağ'ın Marmaraereğlisi ilçesinden denize döktüğü ortaya çıktı. Hükümete yönelik eleştiride sınır tanımayan çevre örgütleri, İstanbul Su İdaresi İSKİ’nin, Marmara denizine kimyasal atık boşaltmasına sessiz kaldı. Kimisi “Haberim yok” dedi kimisi telefona çıkmadı. Vatandaş kızgın.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Su İdaresi İSKİ'nin, Tekirdağ'ın Marmaraereğlisi ilçesinin Sultanköy mevkisinde denize kimyasal atık boşaltması, çevre sakinlerinin büyük tepkisine yol açtı.
Vatandaş, sorunun hemen çözülmesini istedi. SABAH gazetesinin gündeme getirdiği çevre felaketine, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Tekirdağ İl Müdürlüğü el koydu. Marmara Denizi'nden numune alan yetkililer, hazırladıkları raporu, önümüzdeki günlerde kamuoyuna açıklayacak.
HABERLERİ YOKMUŞ!
SABAH'a konuşan çevre dernekleri temsilcileri, İSKİ'nin Marmara Denizi'ne bıraktığı kimyasal atık konusunda bilgi sahibi olmadıklarını iddia ederek açıklama yapmaktan kaçındı.
'BİLMEDİĞİMİZ KONU'
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu Başkanı Emin Korkmaz, "Benim bilmediğim konu. Çevre Mühendisleri Odası Başkanımızı ararsanız yardımcı olur" iddiasında bulundu.
'BİZ SİZİ ARARIZ'
Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Dursun Kahraman, SABAH muhabirine, konuyla ilgili haberlerden bilgi sahibi olmadığını öne sürdü ve "1-2 saat sonra ararsanız konuşabiliriz" iddiasında bulundu.
Kahraman'a gazete ve televizyonlarda çıkan haberleri ilettik ancak telefonumuza cevap vermedi.
'BİLMİYORUM, BAKACAĞIM'
Mimarlar Odası Eski Genel Başkanı Mimar Eyüp Muhcu: Haberlere bakamadım. Bundan sonra bakabileceğim. Somut bilmiyorum. Bakacağım.
TEMA: AÇIKLAMA YOK
Çevre denince "En çevreci biziz" iddiasındaki Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı TEMA da konuyla ilgili açıklama yapmaktan kaçındı.
HASANOĞLU: "İSKİ KANAL AĞINA GİREN HER TÜRLÜ ATIĞI KONTROL ETMEKLE ZORUNLU"
SABAH'a konuşan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Çevre, Yenilenebilir Enerji ve İklim Değişikliği Komisyon Başkanı Sadullah Hasanoğlu; İSKİ'nin ve mevcut tesislerin düzgün işletilmediğini ifade etti.
Hasanoğlu şunları söyledi:
"Marmara Ereğlisi'nde ortaya çıkan kirlilik görüntüleri yine İstanbulluları ve Marmara kıyısında yaşayan herkesi üzdü. Yaklaşık 3 yıldır İstanbul'un farklı bölgelerinde bazı aralıklarla benzer görüntülere şahit oluyoruz. İstanbul'da oluşan atık suları arıtma görevi İstanbul Büyükşehir Belediyesinin kuruluşu olan İSKİ'ye aittir İSKİ'nin şu anda İstanbul'da oluşan toplam atıksuların 1.5 katını arıtacak kadar arıtma kapasitesi vardır. Bu kapasite 2019 yılında mevcut yönetim göreve geldiğinde kendilerine teslim edilen kapasitedir. Zaten yeni dönemde yapılan herhangi bir yeni proje yoktur. Dolayısıyla mevcut İBB yönetiminin yapması gereken iş halihazırda var olan her şeyi ile bütün sistemiyle çalışan, bazıları dünyanın en iyi teknolojisine sahip olan atıksu arıtma tesislerini düzgün işletmektedir. Yenisini yapmak bir yana mevcut arıtma tesislerinin işletilmemesine yine şahit oluyoruz. "
ÇEVREYİ TEMİZLEMESİ GEREKENLER KİRLETİYOR
Ahmet Niyazi Akçalık: "15 yıldır tarımla uğraşıyorum. Ziraat mühendisiyim. Daha önceki İBB'yle hiçbir zaman böyle bir sıkıntı yaşamıyorduk. En ufak şeyde denetim yapıyordu. Ancak şu anki yönetim denetim yapmadığı için çevredeki fabrikalar atıklarını İSKİ kontrolü altındaki dereye bıraktırıyor. Bir dünya balık öldü. Biz de tarımla uğraştığımız için tarımsal sulamada dereyi kullanamaz hale geldik. Biz tarım sulamada filtre taktık ancak o filtreler bile tıkanıyor. Bizim ürettiğimiz ürün İstanbul halkına gidiyor. Tabiri caizse İstanbul halkı kendi eliyle kendini vuruyor.
Bu dere benim tarımsal arazimizin yanından geçiyor kaç kere İSKİ'ye bildirdik ancak ilgilenen olmadı. Biz bu sudan tarımsal üretim yapmaya çalışıyoruz ve bu su ile yapılan üretim ürünler marul, soğan, salatalık, İstanbulluların sofrasına gidiyor maalesef. Bunlar genelde pişmeyen ürün olduğu için içeriğinde bakteri taşıyor. Bu dereden aldığımız su ile elde ettiğimiz ürünlerin rengi dahi değişik ben kendi ürettiğim ürünleri evime dahi götürmek istemiyorum. Etraftaki kirlilik haddinden fazla kaç defa başvurduk ancak İSKİ ilgilenmiyor. Geçen dönemdeki yönetim ise buradaki dereleri düzenli şekilde temizlerdi ancak 3 yıldır bu derelerle ilgilenilmiyor. Biz bu suyun içine giriyoruz yüzümüze sıçrayan su yakıyor. İçeriğindeki kimyasal o kadar yüksek ne kurbağa ne de herhangi bir canlı bu kanallarda ve derelerde yaşamıyor. Buradaki toprak da maalesef ölüyor."
İlhan Yılmaz: "Derenin halini gördüğümüzde çok üzüldük. Biz bu denizde yüzüyoruz. Bu görüntüyü görünce şoke olduk. Araştırma yapınca İSKİ'nin arıtma yapmadan kimyasal suyu denize deşarj ettiğini öğrendik. Burası turizm bölgesi ve yoğun olarak turizme açılmaya çalışılan bir yer maalesef İstanbul'u yönetemediler şimdi İstanbul'un çevre illerini de kirletmeye başladılar. Biz de gerekli kurumlar gibi vatandaş olarak takipçisi olacağız. Sosyal medyadan da her gün bunu duyuracağız. İstanbul'u yönetemediler bari bize zararları olmasın."
Oğuz Yavaş: "Biz burada tarımla uğraşıyoruz aynı zamanda sulamalı tarımla da uğraşıyoruz. 3 yıldır Değirmenköy'den gelen su da kötüleşme var. Fosseptik mi akıtıyorlar bilemiyoruz suda çok ağır bir koku var. Önceki yıllarda böyle ağır değildi. Biz o kadar şikayet ancak İSKİ hiç ilgilenmedi. Vatandaşlar buraya yazın dinlenmeye geliyor ancak kötü görüntüden dolayı kimse kalmadı. Hayvanlar su ile besleniyor, tarımsal üretimden elde edilen ürünler maalesef temiz çıkmıyor. İnsan sağlığından hayvan sağlığına ve doğanın döngüsüne ihanet var."
Gönül Yılmaz: "Kınık Deresi simsiyah durumda. Değirmenköy'deki İSKİ arıtma tesisinden kimyasal maddelerin akıtıldığını öğrendik. Bu bölge 3 yıl öncesine kadar balık tutulan bir yerdi. Maalesef bu ortadan kalktı. Çiftçilik yapanlar çok sıkıntı yaşıyor. Buradaki koku çok ağır, biz eksiden masa kurup otururduk ancak şimdi bu imkansız oldu. Maalesef İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yönetememezliği Marmara Ereğlisi'ne kadar ulaştı. Tam anlamıyla çevre katliamı yaşıyor. Buraya yazlıkçı olarak gelenler 'İstanbul'da nefes alamıyorduk, buraya geldik artık burada da nefes alamayacağız anlaşılan' diyorlar. Bu durum hem çiftçiler için hem yazlıkçılar için hem de bizim için çok ciddi bir sıkıntı."