CHP'den iki yüzlü mülteci yaklaşımı! Partinin raporu Kılıçdaroğlu'nu yalanladı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamada “Suriye konusu ve sığınmacılar... Bu konuda iddialıyım, partimiz çok iddialı. En ciddi çalışan, en tutarlı söylemde bulunan, 2011 tarihinden bu yana, yani Suriye'de iç savaşın çıktığı günden bu yana en tutarlı söylemleri bugüne kadar dillendiren tek partinin adı Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Kaçaklar ve sığınmacılar konusunda netim. Gidecekler” dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun söz konusu açıklamasını CHP Göç ve Göçmen Sorunları İnceleme Komisyonu'nun 20 Haziran 2016 tarihinde açıkladığı "Sınırlar Arasında: İnsanlık Dramından İnsanlık Sınavına" isimli rapor yalanlıyor. Kemal Kılıçdaroğlu'nun önsözünün yer aldığı raporda; "Ülkemizde, ilk aşamada misafir olarak kabul edilen ama daha sonra geçici koruma statüsü verilen Suriyeli mültecilerin büyük bir kısmının ülkemizde kalıcı olduklarını kabul edilmelidir" deniliyor.
Raporun önsözünde Kemal Kılıçdaroğlu, "Savaşların ve yabancı düşmanlığının olmadığı, huzur ve barışın egemen olduğu bir dünya özlemindeyiz" ifadelerini kullandı.
İŞTE CHP'NİN GÖÇ ve MÜLTECİLER KONULARINDAKİ POLİTİKA ÖNERİLERİ
CHP Göç ve Göçmen Sorunlarını İnceleme Komisyonu tarafından hazırlanan Mülteci Raporu 20 Haziran 2016'da Dünya Mülteciler Günü'nde açıklandı.
Raporda; Veli Ağbaba, Zeynep Altıok, Mustafa Balbay, Nurettin Demir, Selina Doğan, Muharrem Erkek, Özcan Purçu, Sezgin Tanrıkulu ve Elif Doğan Türkmen'in de bulunduğu milletvekillerinin imzası bulunuyor.
CHP Genel Merkezi tarafından hazırlanan "Sınırlar Arasında: İnsanlık Dramından İnsanlık Sınavına" başlıklı raporda şöyle deniliyor:
"Sığınmacı ve mülteciler konusu; hak temelli ve kalıcı çözümleri arayan bir anlayışla ele alınmalıdır. Mültecilere yapılan yardımlar bir lütuf gibi sunulmamalıdır. Yardımlar devletin sosyal yardımları kapsamına dâhil edilmeli ve hak temelli olmalıdır."
"Göç ve Entegrasyon Bakanlığı kurularak mülteci ve sığınmacıların toplumsal yaşama uyumunu sağlamak üzere makro politikalar geliştirilmeli ve uygulanmalıdır. Çünkü kamu kurum ve kuruluşlarının göç konusunda makro ve mikro düzeylerde yapabilecekleri ve imkânları farklılık göstermektedir.
Tüm bunların entegre edilmesi ve kurumların görev ve sorumluluklarının yeniden belirlenerek tek elden yürütülmesi gerekmektedir."
"Türkiye, 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesi'ne koyduğu coğrafi çekinceyi kaldırmalıdır. Ülkemizdeki "mülteciler" hukuken de mülteci statüsünde olmalı ve uluslararası hukukun mültecilere verdiği bütün haklara sahip olmalıdırlar."
"Yoksul gruplar ve mülteciler arasında temel hakların sağlanamamasından kaynaklı rekabetin yarattığı bir nefret ortamı vardır. Bu olumsuz tablonun önüne temel hakların sağlanması yoluyla geçilmelidir."
"Ülkemizde mültecilere sağlanan hizmetler yetersizdir. Mülteci çocuklar eğitime devam edememekte, kapsamlı sağlık hizmetleri verilmemekte, barınma gibi asgari olarak sağlanması gereken insan hakları sağlanmamaktadır. Kayıt, hukuki yardım, tercüme, eğitim ve sağlık hizmetleri daha etkin bir şekilde sağlanmalı; çocuklar, kadınlar ve özel yardıma ihtiyaç duyan gruplar başta olmak üzere konu bazlı mekanizmalar oluşturulmalıdır. Ayrıca, mültecilere sağlanan hizmetlerin koordinasyonu ve gelişimi için hizmetler haritalandırılmalıdır."
"Mültecilere sağlanacak hizmetler konusunda sağlık personeline gerekli eğitim verilmeli ve mültecilere sağlık hizmetlerine rahat erişimleri için tercüme hizmetleri sunulmalıdır."
"Sağlık, herkes için eşit, ulaşılabilir ve nitelikli olmalıdır. Suriyeli mültecilerin büyük çoğunluğunun kamp dışında yaşadığı düşünüldüğünde kayıt olmayanların sağlık hizmetlerine erişimi sağlanmalıdır. Toplum sağlığı da göz önüne alınarak temel koruyucu sağlık hizmetleri (anne-çocuk sağlığı, aşılama gibi) başvuruya bakılmaksızın düzenli olarak sağlanmalı, bu konuda etkin bir şekilde işleyecek izleme, denetleme ve değerlendirme ağları kurulmalıdır."
"Herkesin sağlıklı gıdaya ulaşabilmesi esas alınmalı. Kamp içinde ve kamp dışındaki sığınmacıların bebeklerine mama desteği verilmelidir. Beslenme sorunlarının yaygınlığı açısından gıda güvencesizliği temel alınmalı ve desteklenmelidir."
"Mülteci kadınlar, ekonomik kriz ve göçmenlik yüzünden mağduriyeti en yüksek olan kesimdir."
"Mülteci kamplarında okula kayıt oranlarının yüzde 90'lara ulaşmasına karşın, kampların dışında yaşayan Suriyeli çocukların sadece yüzde 25'inin okula yazdırıldığı ifade edilmektedir. İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından açıklanan verilere göre 2014-2015 yıllarında, toplamda 708 bin okul çağındaki Suriyeli mülteci çocuk bulunduğu, bunların 400 binden fazlasının ise okula gitmediği belirtilmektedir. (…) Mülteci çocukların okullaşma oranını artıracak çalışmalar bir an önce yapılmalıdır."
"Türkiye'deki mültecilerin eğitimleri için gerekli olan yasal düzenlemeler gerçekleştirilmelidir. Suriyeli mülteciler, mesleki eğitim almaları için teşvik edilmelidir. Bunun için, MEB, YÖK, TÖMER, TÜBİTAK ve TÜBA koordineli bir şekilde çalışmalıdır."
"Ülkemizdeki Suriyeli bilim insanlarının Avrupa Birliği araştırma fonlarından ve ülkemizdeki bilimsel araştırma fonlarından yararlanabilmeleri için gerekli çalışmalar yapılmalıdır."
"Belediyeler mültecilerin günlük hayatta karşılaştıkları sorunların çözümünde daha aktif rol oynamalıdır."
"Ülkemizdeki mültecilerin toplumla entegrasyonlarını sağlamak ve mültecilere sosyal hizmetler sunmak için toplum merkezleri kurulmalıdır. Bu toplum merkezlerinde, yerel halkla mültecileri kaynaştırmak için grupların kültürlerarası bir ortamda birbirleriyle empati kuracakları etkinlikler düzenlenmelidir."
"Mülteciler ve göçmenler konusunda Birleşmiş Milletler'e bağlı ilgili kurumlar ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği artırılmalı, sivil toplum kuruluşları göçle ilgili süreçlerin her aşamasına dâhil edilmelidir. Özellikle, ülkemizdeki sığınmacıların kurdukları sivil toplum kuruluşlarına alan açılmalı, taleplerini sağlıklı bir şekilde iletmeleri sağlanmalıdır."
"SURİYELİ MÜLTECİLERİN BÜYÜK BİR KISMININ ÜLKEMİZDE KALICI OLDUKLARINI KABUL EDİLMELİ"
"Ülkemizde, ilk aşamada misafir olarak kabul edilen ama daha sonra geçici koruma statüsü verilen Suriyeli mültecilerin büyük bir kısmının ülkemizde kalıcı olduklarını kabul edilmelidir.
Ancak, Suriye krizi sona erdikten sonra ülkelerine dönmek isteyenlere de yardımcı olunmalıdır. Bunun için, geri dönüşü özendiren ve maddi olarak destekleyen projeler geliştirilmelidir."
"Ülkemizdeki sığınmacı ve mültecileri hedef alan ve yabancı düşmanlığına yaslanan ırkçı, ayrımcı ve dışlayıcı söylem ve uygulamalara tolerans gösterilmemelidir. Suriyeli karşıtlığına ve nefret söylemlerine karşı önlem alınmalıdır. Bir arada yaşamın sağlanabilmesi için gerek söylem olarak gerekse de yasal olarak mülteciliğin ve iltica etmenin bir insan hakkı olduğu topluma anlatılmalıdır."
"Medyada mültecilere yönelik kullanılan dilin insan haklarına ve evrensel değerlere uygun olması sağlanmalıdır."
"SIĞINMACILARA 'SUÇLU' MUAMELESİ YAPILMAMALI"
"Geri Gönderme Merkezlerine getirilen kişilere, kamplarda veya kamp dışında kalan sığınmacılara 'suçlu' muamelesi yapılmamalıdır."
"Türkiye'deki mültecilerin işgücü piyasalarına entegre edilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Mülteciler kayıt içi ekonomiye çekilmeli ve ucuz işgücü olarak sömürülmelerinin önüne geçilmelidir."
"Mülteciler, kayıt dışı piyasada sosyal güvenceden yoksun, düşük ücret, uzun çalışma saatleri ve olumsuz çalışma koşullarına dayalı istismar ve sömürüye karşı korunmalıdırlar."
"Sığınmacı ve mültecilerle ilgili sosyal yardımlaşma ve dayanışma fonları şeffaf, kolay izlenebilir ve hesap verilebilir olmalıdır."
"Suriyeli mültecilere insani yardımda bulunulması ve insan hakları açısından Türkiye'nin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi çerçevesinde ulusal güvenlik bakımından sınır güvenliğini sağlayacak tedbirler sorumlu bir anlayışla ele alınmalıdır."
KILIÇDAROĞLU: "RAPOR ÇAĞDAŞ ÇÖZÜMLER ÜRETMEK AMACIYLA KALEME ALINMIŞTIR"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, raporun önsözünde şu ifadeleri kullandı:
"Cumhuriyet Halk Partisi Göç ve Göçmen Sorunlarını İnceleme Komisyonu'nun "Sınırlar Arasında: İnsanlık Dramından İnsanlık Sınavına" başlıklı raporu, dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülkemizdeki mültecilerin sorunlarına insan hakları ve evrensel değerler temelinde çağdaş çözümler üretmek amacıyla kaleme alınmıştır."
"CHP'nin Türkiye'nin bütün sorunlarına ilerici ve somut çözümler üretme çabasının önemli bir parçası olan bu çalışmada yer alan politika önerilerimizin, uygulamaya geçirildiği oranda, daha iyi bir yaşam arayışıyla ülkemizden Avrupa ülkelerine geçen veya ülkemizde yeni bir hayata başlayan mültecilerin içindeki bulundukları koşulları olumlu yönde dönüştüreceğine yürekten inanıyorum."
"Bu raporla birlikte savaşların ve yabancı düşmanlığının olmadığı, huzur ve barışın egemen olduğu bir dünya özlemiyle çabalayan insanlarla aynı yolda yürüdüğümüzü bir kez daha vurguluyoruz."