Tuzla’daki patlama soruşturmasında yeni gelişme: 2 zanlı tutuklanarak cezaevine gönderildi
İstanbul Tuzla’da çıkan ve 15 kişinin yaralandığı, 3 kişinin ise yaşamını yitirdiği yangınla ilgili gözaltına alınan iş yeri sahibi ve kimyagerin savcılık ifadeleri ortaya çıktı. Savunmalarında 2 şüpheli de topu birbirine atarken savcılık şüphelileri tutuklanma talebiyle İstanbul Anadolu Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk etti. Daha sonra 2 zanlı tutuklanarak cezaevine gönderildi. Öte yandan patlamaya ilişkin yeni güvenlik kamerası görüntüleri ortaya çıktı.
Tuzla'daki sanayi bölgesinde dün öğle saatlerinde büyük bir patlama meydana gelmişti. Yaşanan facia sonucu 15 kişinin yaralandığı, üç kişinin ise hayatını kaybettiği yangınla ilgili iş yeri sahibi M.U.B ve çalışan O.D. gözaltına alınarak bugün İstanbul Anadolu Adliyesi'ne getirildi.
2 ŞÜPHELİ TUTUKLANDI
İstanbul Anadolu Adliyesi'ne getirilen şüheliler Mustafa Umut Bıçak ve Onur Dağdelen savcılık işlemlerinin bitmesinin ardından 'Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma' suçundan İstanbul Anadolu Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi.
Daha sonra 2 zanlı tutuklanarak cezaevine gönderildi.
"BİR ANDA YÜKSEK PATLAMA SESİ DUYDUM"
2 şüphelinin savcılık ifadelerinde söyledikleri ise dikkat çekti. Şüphelilerden Onur Dağdelen Messer Kimya'nın ARGE bölümünde 7 yıldır kimyager olarak çalıştığını söyleyerek, "Firmanın başka 35 nolu başka bir bölümünde yeni işe başlayanların oryantasyon eğitimini vermekteydim. Olay günü 13.00 sıralarında bir anda yüksek bir patlama sesi duydum. Sonra hemen olayın olduğu alana doğru koştum" dedi.
"YEMEK MOLASINDA OLMASAM BEN DE VEFAT EDEBİLİRDİM"
O sırada diğer şüpheli ve annesini gördüğünü ve onları oradan çıkarmaya çalıştıklarını ifade eden Dağdelen yaklaşık 1-2 dakika sonra ikinci patlamanın meydana geldiğini söyledi.
Patlamanın neden meydana geldiğini bilmediğini de öne süren şüpheli, "Benim çalıştığım bölüm patlamanın meydana geldiği alanın yan tarafındadır. Burada orfanik peroksit üretilmektedir. Ben imalat bölümünde çalışmadığım için kazanın neden olduğuyla ilgili bilgi sahibi olmadım. Dosyada fabrikanın mesul müdürü olarak beyanım olduğu yazılmaktaysa da benim bu şekilde yetkim yoktur. Orada vefat eden çalışanların amiri de değilim. Kazanın gerçekleştiği an yemek molasında olmasaydım ben de vefat etmiş olabilirdim" dedi. Şirkette tek yetkili isim olarak Mustafa Umut Bıçak'ın ismini verdi.
BABA MESLEĞİYMİŞ
Onur Dağdelen'in okları üzerine çevirdiği bir diğer şüpheli Mustafa Umut Bıçak ise organik peroksit işini baba mesleği olması nedeniyle 20 yıldır bildiğini ifade etti. Şirketi 2003 yılında kurduğunu söyleyen Bıçak, "Kimyasal maddeleri üretim kazanlarında üretip bekleme kazanlarına alırız. Yaklaşık 4 günün sonunda da organik peroksit üretilmiş olur" diyerek fabrika işleyişini anlattı.
FABRİKA RUHSATSIZMIŞ
Seda Nur Günaydın ve Arzu Kaya'nın haberine göre fabrikanın taşınma süreci nedeniyle henüz ruhsatının da bulunmadığını anlatan şüpheli, "Ruhsat için müracaat yaptık ancak alamadan bu olay meydana geldi. Olayın meydana geldiği gün üretim yoktu. Kazanın meydana geldiği gün ben de iş yerindeydim. Neden ve nasıl meydana geldiğini bilmiyorum. Ben bütün önlemleri almama rağmen bu kaza meydana gelmiştir" dedi. Vefat eden işçilerin ise üretime yardımcı olup ambalajlama yaptığını ifade etti. Diğer şüpheli Onur Dağdelen'in ise 35 nolu iş yeri dışında patlamanın meydana geldiği iş yerinde de çalıştığını öne sürdü.
YENİ GÜVENLİK KAMERASI GÖRÜNTÜLERİ
Bu arada patlamaya ilişkin yeni güvenlik kamerası görüntüleri ortaya çıktı. Görüntülerde patlamayla diğer fabrikalarda çalışanların kaçış anları güvenlik kamerasına yansıdı.