SON DAKİKA: AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten kritik açıklamalar: Devletimiz tüm senaryolara hazır
Son dakika haberi... AK Parti MKYK sonrası parti sözcüsü Ömer Çelik gündeme dair açıklamalarda bulundu. Çelik “Bu işgali tümüyle reddediyoruz. Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savunuyoruz” dedi. Öte yandan "Devletimiz tüm senaryolara hazır bir şekilde çalışıyor" mesajı veren Çelik, "Ukrayna'da diplomatik misyonlarımız görevinin başında. Ukrayna'daki vatandaşlarımızla yakın temastayız." ifadelerine yer verdi. Çelik, "Montrö Sözleşmesi’nin Türkiye açısından ne duruma geldiği hakkında devlet kurumları bütün senaryolar üzerinde çalışmalar yapmıştır. Hem hukuki hem diplomatik açıdan gerekli hazırlıklar yerine getirilmiştir." şeklinde konuştu.
SON DAKİKA HABERLERİ: AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik Ukrayna-Rusya savaşı başta olmak üzere Başkan Erdoğan'ın Afrika ziyareti ve gündeme dair çok kritik açıklamalarda bulundu.
Ömer Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;
Cumhurbaşkanımız tansiyonun düşürülmesi için çok çaba sarf etti. Görüşmelerin odak noktası, diplomasi yoluyla Minsk Anlaşmaları kapsamında bu sorunun çözülmesiydi. Cumhurbaşkanımızın çabaları hem Ukrayna hem de Rusya tarafından olumlu karşılandı. Gelinen noktada çatışma başlamış durumda. Dün Cumhurbaşkanımızın, Putin ile görüşmesi oldu. Putin ise kendi bakış açısından olayın safahatını paylaştı.
Cumhurbaşkanımız, 'Ukrayna ve Rusya'dan vazgeçmek istemeyiz' diye açıklama yapmıştı Afrika dönüşü sonrası. Hiç kimsenin saldırgan bir tavır sergilememesi yönünde açık bir ifade ortaya koymuştu. Türkiye, toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin korunması için üstüne düşeni yapacağını söylemişti.
"BU İŞGALİ TÜMÜYLE REDDEDİYORUZ"
Bugün itibariyle uluslararası hukuku ağır biçimde ihlal eden çok vahim sonuçları olabilecek bir tablo ortaya çıktı. Bu işgali tümüyle reddediyoruz. Haksız ve hukuksuz bir eylemle bu sonuç ortaya çıkmıştır. İlk andan itibaren Ukrayna'nın toprak bütünlüğünden yana olduğumuzu, ilkelerimiz gereği güçlü bir şekilde savunacağımızı ifade ettik.
"DEVLETİMİZ TÜM SENARYOLARA HAZIR"
Ukrayna'da diplomatik misyonlarımız görevinin başında. Ukrayna'daki vatandaşlarımızla yakın temastayız. Devletimiz tüm senaryolara hazır bir şekilde çalışıyor.
NATO MESAJI VE AB'YE TEPKİ AÇIKLAMASI: "KINAMA TEŞKİLATINA DÖNDÜ"
Bir yandan NATO, Rusya, Ukrayna ile ilişkilerimiz var. Türkiye bir NATO müttefiki olarak bu güne kadar yapıcı bir tutum sergiledi ve bu böyle devam edecektir. Rusya'nın bu saldırgan tutumundan vazgeçmesi için diplomatik ilişkileri devam ettirmeyi sürdüreceğiz. Ukrayna'daki vatandaşlarımızla yakın bir temas içindeyiz. Oradaki diplomatik misyonlarımız görevlerine devam ediyorlar.
Bugün bir vatandaşımızın yanlış bir bilgi video yayınlandı. Diplomatik misyonlarımız görevlerinin başındadır. Oradan ayrılmak isteyen vatandaşlarımızla ilgili olarak şu anda bir şey yapılamıyor. Bütün senaryolara hazır bir şekilde devlet kurumlarımız çalışıyor. Bu süreç bir şey daha gösterdi. AB'nin kınama teşkilatına döndüğü, sadece uluslararası olaylarda kınama ürettiği görüldü. Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin neler katacağı konusunda bilgilendirme bulunduk. Karadeniz'in güvenliği konusu kapsamlı şekilde değerlendiriliyor.
MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ VE TARTIŞMALARINA DAİR AÇIKLAMA
Montrö sözleşmesinin Türkiye açısından ne duruma geldiği hakkında devlet kurumları bütün senaryolar üzerinde çalışmalar yapmıştır. Hem hukuki hem diplomatik açıdan gerekli hazırlıklar yerine getirilmiştir. Süreci takip etmeye devam edeceğiz. Gerginliğin daha ileriye gitmesini tabi ki istemiyoruz. Yakın ilişkilerimizin olduğu Rusya'ya bu eylemden vazgeçilmesi gerektiğini bir kez daha söylüyoruz. Türkiye'ye yol açacağı ekonomik, siyasi vb. etkilerin Cumhurbaşkanımız tarafından ele alındı. Gelişmelere dönük olarak çeşitli senaryolara karşı hazırlığımızın olduğunu ifade etmek isterim.
SORU-CEVAP BÖLÜMÜ
"TÜRKİYE RUSYA'YA YAPTIRIM DÜŞÜNÜYOR MU?" SORUSUNA YANIT
Olay halen sıcak ve devam ediyor. Türkiye açısından Rusya ile yoğun ilişkilerimiz var ve Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü savunuyoruz. Bu çatışma nasıl durdurulabilir ve Türkiye'ye olası etkilerinin değerlendirildiği iki husus var. Bahsettiğiniz çerçevede böyle bir durum söz konusu değil. Ayrıca şimdi bu çatışmaların tüm Ukrayna'ya yayılacak mı? Nerede durulacak bunların da bilinmesi gerekiyor.
MONTRÖ SÖZLEŞMESİ SORUSUNA YANIT
Dışişleri Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı, önüne gelebilecek senaryoları değerlendiren çalışmalar yaptı. Savaşan ülkelerin gemileri Montrö Sözleşmesine göre boğazdan geçememesi gerekiyor. Tabi geri ülkesine dönen gemiler de var. Türkiye, objektif hükümleri açısından net bir şekilde uygulayacaktır. Gerginlik zamanında da başka ülkelerin talepleri oluyor. Türkiye, savaşı derinleştiren ya da herhangi bir şekilde gerginliği yükselten takdir hakkını barışın sağlanmasına yönelik kullanacaktır.
KILIÇDAROĞLU'NA YANIT
Demokrasinin yolu Diyarbakır'dan geçer, Adana, İstanbul, Ankara, Yozgat, Kars'tan, Ardahan'dan, İzmir'den geçer. Bu ifadenin sembolik anlamları oluyor. Bunların indirgemeci şekilde kullanılmasının çeşitli istismarlara yol açan, bir tür karşılığı olmayan siyasi rüşvet haline geldiğini geçmişte gördük. Yüce meclisin yetkilerinin azaltıldığından bahsedenlerin, sayın Kılıçdaroğlu çok bahsediyor, demokrasi konusunda atfı yüce Meclis'e yapması gerekirken bu şekilde yapıyor. Ankara, Yozgat, Rize, Trabzon, Adana, Mersin, saydığım sayamadığım her ilin kuvveti çok önemlidir. Bir parçayı alıp da onunla demokrasiyi özdeşleştirmenin siyasi söylem arkeolojisi açısından istismara açık olduğunu gördük. Sayın Kılıçdaroğlu'nun kurması gereken doğru cümle Meclis'e atıf yapmasıdır. Bazen meclise haksızlık yaparak, meclisin işlevsiz hale geldiğini söyleyerek pek çok cümle kurdu.
6 LİDERİN GÖRÜŞMESİ
Bahsettiğiniz HDP ile ifadeler gördüğüm kadarıyla ittifakın içerisinde birden çok navigasyon var. O masanın görünmeyen aktörü olarak navigasyon, bir kısmı yan odada, bir kısmı hiç ortada gözükmesinler ama destek versinler diye navigasyon kullanıyor. Burada siyasi bir konumlandırma problemi var. Dünyanın bütün demokrasilerinde demokrat olmanın, hukuk devletinden yana olmanın tartışılmaz ilkesi teröre karşı net bir tavrınız olmasıdır. Terör örgütüyle duygusal ilişkiden bahsedilmesi, herhangi bir şekilde siyasi parti konumlandırılırken o partinin kendisi terör örgütü olan bir yapıya; yani PKK'ya terör örgütü değildir diyorsa, bu durumda meşru olan siyasi katılma haklarını demokrasiyi güçlendirmek, hukuk devletini desteklemek için değil zedeleyecek şekilde teröre destek vermeleriyle açıkça beyan etmiş oluyorlar.
"TERÖR SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA..."
PKK bir terör örgütüdür. İnsanlık dışı cinayet şebekesidir. İçinde bulunanların hepsi teröristtir. Siyasal katılma hakları açısından 'haklarımız engelleniyor' deniyordu. Herhangi bir şekilde siyasetin önü açılırsa terörle ilişkiler kopar, meşru siyasete siyasi güç akar, herhangi bir şekilde meşruiyet meselesinde sıkıntı çıkmaz deniyordu. Netice itibarıyla bu desteğin demokrasi ve hukuk devletine verilmek yerine terör örgütüne destek vermek şeklinde konumlandırıldığı görüldü. Burada net olan şu; herhangi bir ittifak veya yapının önüne geldiği zaman söyleyeceği konulardan biri budur; terör örgütünü terör örgütü olarak tanımıyorsa kendisini meşruiyet alanının dışına atıyor demektir. Bir cinayet şebekesi olan bu teröristlere karşı duruş ortaya koymuyorsa, daha önce anlattık, AİHM'in Batasuna kararı gerekçelerine. Kendisine saygısı olan hukuk devletini, demokrasiyi, siyasi partiyi terör söz konusu olduğunda muğlak bir yaklaşım içerisine girmez.
"NE ZAMAN TÜRKİYE'NİN BİR BAŞKASIYLA İTİLAFI OLSA..."
Burada HDP'nin kendisine atfetmediği bir şeyi CHP'nin gayret ve şevkle atfetmesi enteresandır. HDP, PKK'nın terör örgütü olmadığını söylüyor. CHP'nin tutup da 'HDP şöyle demek istiyor' gibisinden bir faaliyetin içine girmesi trajik oluyor. Cumhurbaşkanımızın dış poitika açılımıyla ilgili, BAE'ye yaptığı ziyaret itibarıyla ağır ifadelerini gördük. Bunu söyleyen kişilerin devlet adamı nosyonundan yoksun olduğunu gösterir. Ne zaman Türkiye'nin bir başkasıyla itilafı olsa Türkiye karşısındaki devleti tutanlar, Türkiye açılım yaptığı zaman bundan rahatsız oluyor.
En çok şaşırdığım şey şu; nerede Türkiye'nin izole edildiğini, nerede açılımları yanlış buluyorlar bir ölçü falan koyabilmiş değiller. Bir sürü büyükelçiyi milletvekili yapıyorlar. Bu akılları onlar mı veriyor? CHP adına konuşan genel başkan yardımcısı konusundaki kişi, Türkiye'nin mavi vatan söylemini kullanmasını radikalizm ve maksimalizm olduğunu, dünyanın bunu kabul etmeyeceğini söyledi. Mavi vatan konusunda maksimalist davranmamak için neyi öneriyor CHP genel başkanı? Yunanistan'ın tezlerini kabul etmiş oluyor.