Bakan Süleyman Soylu'dan Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener'e "Gülistan Doku" yanıtı
Son dakika haberi... İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TBMM'deki CHP ve İYİ Parti'nin bu haftaki grup toplantılarında Genel Başkanlar Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener'in 5 Ocak 2020'de Gülistan Doku'nun kaybolması olayı üzerinden devleti "olayı sonuçlandırmamakla" suçlayan sözlerine yanıt verdi. Bakan Soylu, "Gülistan Doku'nun 261 gün süren söz konusu arama çalışmalarına; 97 su altı ve su üstü kurtarma ekibi, 545 personel, 101 araç, 45 bot, 14 row, 6 drone, 7 sonar, 3 köpekli arama ekibi katılmıştır. Gülistan Doku'nun ailesinin yapılan çalışmalarla alakalı bilgilendirilmediğine dair yapılan açıklamalar da tamamen yalandır." dedi.
SON DAKİKA HABERLERİ | 5 Ocak 2020'de Gülistan Doku'nun kaybolması olayı ve sonrasında yapılan arama çalışmaları hakkında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Soylu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in Doku olayı üzerinden öne sürdükleri iddiaları ve devleti suçlayan ithamlarını delilleriyle çürüttü.
Bakan Soylu'nun paylaştığı önemli bilgiler şöyle;
Üniversite öğrencisi Gülistan Doku'nun 5 Ocak 2020 tarihinden beri kaybolmasının ardından milletçe büyük bir üzüntü yaşanmış ve hem ailesinin acısını paylaşmak, kendilerine destek olmak hem de sorumluluğumuzun gereğini yerine getirmek üzere devletin tüm imkânlarıyla ve samimiyetle ciddi bir gayret ortaya koyulmuştur.
"BİR ÖÇ ALMA DUYGUSUNUN AÇIK BİR TEZAHÜRÜDÜR"
Bu samimi çabaya rağmen; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Meral Akşener'in ve terör örgütünün siyasi uzantılarının da dün ve bugünkü grup toplantılarında yaptıkları gerçeklikten ve hakkaniyetten uzak değerlendirmeler, ölüm üzerinden yaptıkları istismar, siyasi rant adına siyaset sorumluluğundan ve insani değerlerden ne denli uzaklaşıldığının; ilgili tüm birimleriyle yapılması gereken ne varsa yapan devletimize karşı bitmeyen bir öç alma duygusunun, açık bir tezahürüdür.
"SAHADA TİTİZLİKLE TAKİP EDİLDİ"
Gülistan Doku'nun kaybolması olayı ile ilgili olarak ilk andan itibaren Emniyet Genel Müdürlüğü'nden bir İstihbarat Şube Müdürü başkanlığında, KOM, İstihbarat ve Siber Suçlar birimlerinden uzmanlardan oluşan ortak bir ekip oluşturulmuştur. Bu ekip Tunceli'ye gönderilmiş ve eldeki tüm delil ve bulgular, İl Emniyet Müdürlüğü ekipleriyle koordineli şekilde sahada titizlikle takip edilmiştir.
"TÜM KAYITLAR TİTİZLİKLE İNCELENDİ"
Kayıp ihbarının alındığı ilk andan itibaren, 5 Ocak 2020 tarihinde Tunceli İl Emniyet Müdürlüğü tarafından arama çalışmalarına başlanmış, Tunceli ilindeki tüm giriş çıkış noktalarındaki MOBESE kameraları ve 863 araç geçişine ait PTS kayıtları taranmıştır. Soruşturma boyunca bilgi sahibi 219 kişi, 2 müşteki ve 1 şüpheli ile görüşme yapılmış, araç kameraları ve HTS kayıtları dahil eldeki bütün alternatifler titizlikle incelenmiştir.
KÖPRÜDE ORTAYA ÇIKAN GÖRÜNTÜ VE SONRASINDA YAPILAN ÇALIŞMALAR
5 Ocak 2020 tarihinden itibaren yürütülen kapsamlı çalışmalar neticesinde; Gülistan Doku'nun en son olarak Uzunçayır Baraj Gölü üzerinde bulunan Sarı Saltuk Viyadüğü (Dinar Köprüsü) üzerinde görüldüğü, görgü tanıklarının beyanı ve araç kamerası görüntüsü ile tespit edilmiştir. Telefon sinyalinin köprü üzerinde kesildiğinin tespit edilmesi üzerine, su altı ve su üstü arama çalışmaları, Tunceli İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğümüz koordinesinde hızlıca başlatılmıştır.
"261 GÜN SÜRDÜ..."
Arama çalışmaları kapsamında Uzunçayır Baraj Gölü birisi yarım, birisi tam seviye olmak üzere iki kez boşaltılmış, su seviyesinin teknik olarak mümkün olan minimum seviyesine kadar indirilmesi sağlanmıştır. Tüm bu çalışmalar, toplamda 261 gün sürmüştür.
ARAMAYA KATILAN EKİPLER
Bütün bunların yanı sıra; Sarı Saltuk Viyadüğü(Dinar Köprüsü) civarı ile 1 km. üstü ve 1 km. baraj bendine doğru su altı ve su üstü arama faaliyetleri icra edilmiş, baraj gölü botlarla günlük olarak taranmıştır. 15 Ekim 2020 tarihinde Uzunçayır Baraj Gölü'nden başlatılan ikinci tarama;
Öğretmenevi'nden Uzunçayır Baraj bendine kadar row ve dalgıçlarla su altı araması şeklinde yapılmıştır.
Gülistan Doku'nun 261 gün süren söz konusu arama çalışmalarına;
97 su altı ve su üstü kurtarma ekibi,
545 personel,
101 araç,
45 bot,
14 row,
6 drone,
7 sonar,
3 köpekli arama ekibi katılmıştır.
"CUMHURBAŞKANIMIZ RECEP TAYYİP ERDOĞAN'IN TAKİBİNDE OLMUŞTUR"
Gülistan Doku'nun ailesinin yapılan çalışmalarla alakalı bilgilendirilmediğine dair yapılan açıklamalar da tamamen yalandır. Bu elim hadise, ilk anından bugüne kadar her aşamasında bizzat Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın takibinde olmuştur. Kendileri aile ile hem telefonla hem de Elazığ ziyareti sırasında bizzat yüz yüze görüşmüştür. Ayrıca Sayın Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız ve İçişleri Bakanı olarak bizzat kendim, Elazığ'da, Ankara'da ve Tunceli'de aile ile defalarca görüşme gerçekleştirdik ve her süreçte bilgilendirdik. Ayrıca; Valilerimiz, arama kurtarma birimlerimiz, arama çalışmalarının her safhasında; yine konuyla ilgili kurulan özel ekibimiz, yürütülen çalışmanın bir çok bölümünde, aileyi sık sık bilgilendirmiştir. Bizatihi aile üyeleri, arama kurtarma çalışmalarını ve tüm detayları, olay yerinde de takip etmiştir.
İçişleri Bakanlığı olarak, arama ve kurtarma faaliyetleri için ayrı bir eğitim, ayrı bir yapılanma ve ayrı bir kapasite ayırmış bulunmaktayız. Burada herhangi bir zaafiyet söz konusu değildir.
ARAMA VE KURTARMA ÇALIŞMALARINA ÖRNEKLER
Son yıllarda üst üste yaşadığımız afetlerde de benzer arama kurtarma çalışmaları gerçekleştirilmiştir.
Rize'deki sel afetinde kaybolan 2 vatandaşımız için 65 gün;
Giresun'da 4 kayıp vatandaşımız için 76 gün;
Kastamonu sel afetinde kayıp 8 vatandaşımız için 100 gün;
Sinop-Ayancık sel afetinde kayıp 6 vatandaşımız için 100 gün;
Balıkesir-Manyas Gölü'ndeki kayıp vatandaşımız için 34 gün süren arama kurtarma çalışmaları gerçekleştirilmiştir.
"ANCAK MUHALEFETİN DE BİR GÖREVİ VAR..."
Devlet olarak görev ve sorumluluğumuzun farkındayız ve buna ait bir gayret ortaya koyuyoruz. Ancak muhalefetin de bir görevi var. Bu görev, elbette ki sorumsuzca iftira atmak ve her meseleyi devlete, iktidara kara çalma vesilesi olarak görmek değildir. Bu açık bir haksızlıktır, vicdansızlıktır ve bu konuda gayret gösteren, günlerce suda arama yapan, sahada bu konuyu takip eden personelimizin hakkına girmektir. Bir kayıp olayını, tam da terör örgütünün ve uzantısı olan siyasi partinin stratejisine uygun şekilde siyasi sahaya çekmeye çalışmak, eli direğe bağlanıp öldürülen masumlara, bombalı eylemlerde şehit olan bebeklere bir çift kelamı olmayanların çukurluğudur, "işine gelen ölümlerden" beslenmektir.
KILIÇDAROĞLU VE AKŞENER'E SERT YANIT: TÜRK SİYASETİ AÇISINDAN KAYGI VERİCİ
İftirayı ve "yalan"ı sistematik hale getirmiş, rahatça iftira atabilsin diye kendisi için "ajanslar" kurulmuş bir "siyasi"den ve yıllardır siyasi sahada terör örgütünün sözcülüğünü yapanlardan "etik davranma" ve "hakkaniyet" erdemlerini beklemenin gerçekçi olmadığını elbette ki biliyoruz. Ancak, Kılıçdaroğlu'nun CHP'yi, Meral Akşener'in de İYİ Parti'yi, terörün örgütünün partisinin iftirasına payanda yapmaları, bulundukları kürsüleri de istismar ederek iftirayı ve yalanı kamusallaştırmaları, bunun için ayırt etmeksizin masum insanların acılarını istismar etmeleri, dekorasyonu terör örgütüne ait olan hafıza odalarında kaybolmaları, Türk siyaseti açısından kaygı verici bir görüntüdür.
GÜLİSTAN DOKU OLAYININ GEÇMİŞİ
Tunceli'de üniversite okuyan kızları Gülistan Doku'dan 5 Ocak'ta haber alamayan ailesi, memleketleri Diyarbakır'dan gelerek 6 Ocak'ta emniyete kayıp başvurusunda bulunmuştu.
Genç kızın arkadaşlarıyla görüşen ve cep telefonu sinyallerini izleyen ekipler çalışma başlatmıştı.
Baraj gölünde arama yapan ekiplerce 187 gün süreyle su altı ve üstünde sürdürülen çalışmalardan sonuç alınamamıştı.
Ailenin, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile görüşmesinin ardından Uzunçayır Baraj Gölü'nün kısmen boşaltılması kararı verilerek su altı arama çalışmalarına 6 Ağustos'ta 17 ekip ile yeniden başlanmış ve 13 gün süren yoğun aramalardan sonuç alınamaması üzerine aramalara 18 Ağustos'ta son verilmişti.