Yargıtay'dan emsal karar çıktı: Alkolik koca kusurlu, kayınvalidesine küfür eden kadın ağır kusurlu
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, eşinin annesine saygısızca küfür eden ve sadakatsiz davranışlar sergileyen kadının, eve sürekli alkollü gelen eşine kıyasla daha ağır kusurlu olduğuna karar verdi. Sadakatsiz davranışlarda bulunarak eşinin annesine hakaret eden gelinin, tazminat ödemesi gerektiğine işaret etti.
İçtihat Bülteni'nde yer alan bilgiye göre, uzun zamandır geçinemeyen C.Ö. ve eşi C.Ö., karşılıklı Aile Mahkemesi'ne başvurarak boşanmak istedi.
Davacı - karşı davalı kadın, geçimsizlik nedeniyle aralarında sık sık tartışma çıktığını, fikir uyuşmazlıklarının olduğunu, son 8 aydır ayrı yaşadıklarını, davalı hakkında 2 defa evden uzaklaştırma kararı verildiğini iddia etti.
KENDİSİNE PSİKOLOJİK VE FİZİKSEL ŞİDDET UYGULADIĞINI BELİRTEREK TAZMİNAT İSTEDİ
Davalının sürekli alkol kullandığını, kendisine psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, zorla cinsel ilişkiye girdiğini ve ters ilişki kurduğunu ileri sürerek boşanmaya, velâyetlerin kendisine verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı 250 TL tedbir iştirak nafakası ile kendi yararına 500 TL tedbir-yoksulluk nafakası ve 40 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etti.
TÜM İDDİALARI REDDETTİ
Davalı-karşı davacı koca ise tüm iddiaları inkâr etti. Boşanmaya sebep olan olaylarda kadın eşin kusurlu olduğunu, ortak çocukların yaşlarının küçük olması nedeniyle eşinin çalışmasını istemediğini, buna karşılık kadın eşin çalışma konusundaki ısrarlarını abartarak 'evi terk etmekle tehdit' boyutuna getirdiğini iddia etti. Çalışmaya başlayan davacının davranışlarında zamanla değişmeler meydana geldiğini, aşırı süslendiğini, iş arkadaşları ile gezmeye başladığını, bazı günler 'annesinde kalacağını söyleyerek' eve gelmediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini dile getirdi. Eşinin başka bir erkekle öpüşürken gördükten sonra dava açtığını söyledi. Tam kusurlu kadının davasının reddine, karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmasına, velâyetlerin babaya verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı 250 TL tedbir-iştirak nafakası ile müvekkili yararına 30 bin TL maddi, 50 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etti. Mahkeme; tarafların eşit kusurlu olduğuna dikkat çekerek, iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, velâyetlerin babaya verilmesine, çocuklar yararına iştirak nafakası hükmedilmesine yer olmadığına, kadın yararına 250 TL tedbir-yoksulluk nafakası ödenmesine, tarafların yasal şartları oluşmayan tazminat taleplerinin reddine karar verdi. Taraf avukatlarının temyiz müracaatını değerlendiren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, kayınvalidesine hakaret ederek, sadakatsiz davranışlar sergileyen davacı - karşı davalı kadının daha ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle mahkeme kararını bozdu. Aile Mahkemesi, yeniden yapılan yargılamada ilk kararında direndi. Taraf avukatları kararı temyiz edince bu defa devreye Yargıtay Hukuk genel Kurulu girdi.
KADIN AĞIR KUSURLU BULUNDU
Emsal nitelikte bir karara imza atan Genel Kurul, aldatmanın alkol almaktan daha ağır kusur olduğuna hükmetti. Kararda şöyle denildi:
"Tarafların ortak iki çocuklarının bulunduğu, erkeğin eve sık sık alkollü gelmek suretiyle kusurlu olduğu, buna karşılık kadın eşin ise; kayınvalidesine ağır küfürler ettiği ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu kusurlu davranışlar karşılaştırıldığında tarafların kusurlarının birbirine denk olduğundan bahisle, eşit kusurlu sayılamayacakları, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının ağır, erkeğin ise az kusurlu olduğu hususu tartışmasızdır. Hâl böyle olunca tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü ile dosya kapsamına uygun düşmeyen bu kusur belirlemesine bağlı olarak kadın eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi ve ayrıca erkek eşin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi açıklanan yasal düzenleme ve ilkelere uygun değildir. Mahkeme kararının bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir."