Denizin ortasında ölümün kıyısında! Katliam girişimine Türkiye "dur" dedi
Göçmenlerin umut yolculuğunun Ege'de, Yunan sahil güvenliğinin geri itmesiyle nasıl ölüm kalım savaşına döndüğü fotoğrafllanarak belgelendi. Yunan sahil güvenlik güçleri yakaladıkları göçmenleri dövüp gasp ettikten sonra ölüme terk ediyor. Ardından da Türkiye'ye ihbarda bulunuyor. Lübnanlı Amani İsmail "Bebeğimin mamalarını bile denize attılar" derken Romario Tambe "İşkence, kadınları taciz ettiler" diye konuştu.
Yeni bir hayat için yollara düşen göçmenlerin umut yolculuğu ya Ege'nin mavi sularında son buluyor ya da Yunanistan Sahil Güvenlik unsurlarının insanlık dışı uygulamaları yüzünden kabusa dönüyor. SABAH, Yunanistan'ın Ege'de "düzensiz göçle mücadele" adı altında yaptığı geri itmeleri, insanlık dışı uygulamaları ve şiddeti fotoğraf kareleriyle belgeledi. Türk Sahil Güvenlik ekipleri, bir taraftan yasa dışı yollarla yurt dışına çıkmak isteyenlere karşı mücadelesini sürdürürken diğer taraftan da denizde bırakılmış düzensiz göçmenlerin imdadına koşuyor. Sahil Güvenlik Ege Bölge Komutanlığı sorumluluk sahasında bu yıl ocak-ekim döneminde 584 olayda 16 bin 23 göçmen kurtarıldı. Yunanistan unsurlarınca motorları sökülen lastik botlar içinde veya can yelekleriyle denizde ölüme terk edilen, aralarında çocuk ve kadınların da olduğu 416 geri itme olayında 11 bin 788 göçmen kurtarıldı.
İHBARI KOMŞU YAPIYOR
Kuşadası Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri ile birlikteyiz. Yunan Denizcilik Bakanlığı'nın Ankara'ya geçtiği faksta 4 botun kurtarılmayı beklediğini ihbar etmesi üzerine, belirtilen koordinatla harekete geçiyoruz. Dilek Yarımadası açıklarında 4 lastik botun içinde 32 çocuk, 4'ü bebek, biri 8 aylık hamile kadın, 82 mülteci denizin ortasında Ege'nin insafına bırakılmıştı. Göçmenler, yaklaştığımızı görünce birlikte bağırıyorlar: "Bize yardım edin, çocuklar ve kadınlar var. Lübnan'lıyız." Önce çocuklar ve kadınlar olmak üzere teker teker Sahil Güvenlik botlarına alınan mültecilerin anlattıkları ise tüyleri diken diken ediyor. Yunan unsurlarınca dövülen, paraları çalınan mülteciler teknelerine el konulduktan sonra ölüme terk edildiklerini anlatıyor.
KARINLARI DOYURULDU
Sahil Güvenlik, 82 kişiyi gemiye aldıktan sonra ilk önce ateş ölçümü yaptı. Ardından su, meyve suyu ve kek dağıttı. Vücut sıcaklığı düşüp fenalaşan bir mülteciye müdahale edildi. Termal battaniyeyle vücut ısısı dengelendi. Durumu ciddi olanlar ise hastanelere götürüldü. Göçmenler, daha sonra İl Göç İdaresi Müdürlüğü'ne teslim edildi. İkinci günün sonunda yine Yunan makamları Ankara'ya bir ihbar daha yaptı. Türk karasularına ittikleri mültecileri hiçbir şey olmamış gibi Ankara'ya bildiriyorlar. Verilen koordinatlarda Gümüldür açıklarında içinde biri bebek 24 Afrikalı mültecinin olduğu can salı karanlığın ortasında bekliyor. Çoğu soğuktan donmak üzere olan mülteciler sahil güvenlik botunu görünce yardım çığlıklarını artırıyor. Herkese termal battaniyeler, kek ve meyve suyu dağıtılıyor.
'YARDIM EDECEĞİZ' DEDİLER, SONRA SALDIRIP DÖVDÜLER
Lübnanlı İsam Abduli de morarmaya başlayan gözünü göstererek, Yunanlılar'ın kendilerine işkence yaptığını söyledi. Abduli, "Yunanlılar bizi İtalya'ya götüreceklerini ve yardım edeceklerini söylediler. Gemiye çıkınca bize saldırdılar. Bizi dövdüler. En çok erkekleri dövdüler. Yunanlı bir asker gözüme yumruk attı. Üzerimizdeki bütün değerli eşyaları aldılar. Cep telefonları, paramız her şeyimiz gitti. Sonra bizi bu şişme botlara bırakıp gittiler" diye konuştu.
HEPİMİZİ DÖVDÜLER KADINLARI TACİZ ETTİLER
İkinci gün kurtarılan botta bulunan Romario Tambe ise yaşadıklarını şöyle anlattı: Kamerunlu, Kongolu ve Angolalı bir grup arkadaşımız ile hayallerimizi gerçekleştirmek için Avrupa'ya gitmek istiyorduk. Bunun için yıllarca çalıştık, para biriktirdik. Bir tekneye atlayıp karşıya geçtik. Samos Adasına varmak üzereydik. Yunan ekiplerine yakalandık. Bizi dövdüler, paramızı, cep telefonlarımızı her şeyimizi aldılar. Üst araması sırasında kadınları taciz ettiler. Sonra da bizi Türkiye tarafına getirdiler, denizin ortasında bıraktılar. İçme sularımızı bile elimizden aldılar. Soğuktan donmak üzereydik. Küçücük bir botta 24 kişi çaresizce bekledik.
BEBEKLERİN MAMALARINI BİLE DENİZE ATTILAR
Lübnanlı Amani İsmail yaşadıklarını gözyaşları içinde anlattı:
Kişi başı 3 bin dolar ödeyerek Lübnan'da tekne satın aldık. Kaçakçılar bazılarımıza tekne kullanmayı öğretti. Hedefimiz önce İtalya'ya ardından da Almanya'ya gitmekti. Kıbrıs açıklarından Girit Adası'na doğru giderken fırtınaya yakalandık. Teknemiz arızalandı. Yunan sahil güvenlik ekipleri bizi fark etti. Kurtulduğumuzu düşündüğümüz anda felaketi yaşadık.
Bize saldırdılar, dövdüler. Paralarımızı, cep telefonlarımızı, değerli eşyaları aldılar. Bebeklerimin mamalarını bile denize attılar. O kadar çaresizdik ki Allah'a dua etmekten başka yapacak hiçbir şeyimiz yoktu. Teknemize el koydular, bizi şişme botlara sıkıştırıp denizin ortasına bıraktılar. Nerede olduğumuzu bile bilmiyorduk. Sonra da siz gelip bizi kurtardınız.
AB: YUNANİSTAN'IN YAPTIĞI DEĞERLERİN İHLALİ
Uluslararası Af Örgütü'nün yanı sıra STK'lar çok sayıda geri itme vakası belgeledi. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komisyonu ve BM Mülteciler Yüksek Komiserliği de Ege'de olanları belgeledi. AB Komisyonu içişlerinden sorumlu üyesi Ylva Johansson, Yunanistan'ın temel Avrupa değerlerini ihlal ettiğini söylemişti.