Son dakika: Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu 10 Büyükelçi krizindeki geri adımın perde arkasını açıkladı
Son dakika haberleri... Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 10 Büyükelçi krizi hakkında açıklamalarda bulundu. Başkan Erdoğan'ın açıklamalarının ardından bazı büyükelçilerin bavullarını toplamaya başladığını belirten Bakan Çavuşoğlu, "Genç diplomatlar adı altında bir adım atıldı. Tabii ki büyükelçilerin haberi olmadan böyle bir şey olmaz. Bu fikir genç diplomatlardan çıktı." dedi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu skandal açıklamanın arkasında ABD Başkanı Biden'ın olmadığını, geri adımın Beyaz Saray'la irtibatlı olarak atıldığını açıkladı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, terör örgütü YPG/PKK saldırıları nedeniyle Suriye'de olası operasyona ilişkin, "PKK/YPG'nin saldırıları arttı. Ne Rusya ne ABD bunları geri çekme sözünde durdu. Böyle durumda da kendimiz gereğini yapmamız lazım." ifadelerini kullandı.
Bakan Çavuşoğlu gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
YPG/PKK saldırıları nedeniyle Suriye'de olası operasyona, Rusya ve ABD ile Suriye'ye ilişkin temaslara ilişkin soru üzerine Çavuşoğlu, "ABD ile Suriye konusunda fikirdaş ülkeler ya da uluslararası Suriye destek grubu toplantısı yapalım fikri ortaya koyduk, bunun üzerinde çalışıyoruz." dedi.
Çavuşoğlu, bu formatlarda sık sık bir araya gelindiğini, daha sonra Astana formatının devreye girdiğini hatırlatarak "Şimdi böyle bir toplantıya ihtiyaç var. Biz şu mesajı Ruslara da söylüyoruz, İran'a da söylüyoruz: 'Sizler gördünüz, rejime de bunu anlatın, askeri çözüm mümkün değil.'" diye konuştu.
Şam'daki terör saldırısının, rejimin İdlib'e saldırılarının ülkede anayasa görüşmelerine olumsuz yansıdığını anlatan Çavuşoğlu, "Tek çözüm bu süreç. Yani muhalefetle rejimin bir araya gelip Suriye'nin geleceği konusunda anlaşmaları." dedi.
Çavuşoğlu, Suriye'deki rejimin askeri çözümü tercih ettiğini ancak bu yanlıştan dönülmesi gerektiğini belirterek siyasi sürecin desteklenmesinin önemini vurguladı.
"BAVULLARINI TOPLAMAYA BAŞLAYANLAR OLMUŞTU"
10 büyük elçinin yaptığı açıklama kabul edilemez. Sayın Cumhurbaşkanımız büyükelçilerin sınırdışı edilmesi için çalışmaları başlat dedi. Biz bunların hazırlıklarını yaptık. Ülke ve milletin kabul edemeyeceği bir davranışta bulundular. Viyana Sözleşmesine göre bu bizim hakkımızdır. Cumhurbaşkanımızın Eskişehir konuşmasında sonra bir panik başladı. Ne olacak diye bize soranlar oldu. Biz Cumhurbaşkanımızın talimatı sonrası gerekli hazırlıklarımızı yaptık, kabineye sunacaktık. Hazırlıklarımızdan da haberdar olan, bavullarını toplamaya başlayanlar da olmuş. Bu açıklamayı yapanlar bunu nasıl düzeltebiliriz arayışına girdiler.
SURİYE'YE OPERASYON OLACAK MI?
Türkiye'nin, Suriye'nin toprak bütünlüğünü desteklediğini kaydeden Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"PKK hepimiz için tehdit. Onlar için de tehdit, bizim için de tehdit. YPG/PKK'nın son zamanlarda saldırıları arttı. Maalesef ne Rusya ne de ABD bunları geri çekme sözünde durdu. Dolayısıyla böyle durumda da kendimiz gereğini yapmamız lazım. Sayın Cumhurbaşkanımızın da söylediği bu."
Bakan Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuları Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le görüşmesinde dile getirdiğini, ABD Başkanı Joe Biden'la yapması öngörülen görüşmede de ele alacağını söyledi.
Çavuşoğlu, Barış Pınarı Harekatı'ndan sonra ABD ve Rusya'nın Türkiye'yle vardığı mutabakata işaret ederek şunları söyledi:
"ABD'nin bulunduğu yerlerde ABD, Rusya'nın bulunduğu yerlerde Rusya bu PKK teröristlerini 30 kilometre aşağıya götüreceklerdi. Şu ana kadar sözlerinde durmadılar. Bunlar böyle. Biz bir söz verdiğimiz zaman sözümüzde dururuz. Bir anlaşmaya imza attığımız zaman gereğini yaparız. Ama açıkça söylüyorum. Hem Rusya için söylüyorum hem ABD için söylüyorum. Sözlerinde durmadılar. Tam tersi ABD bunlara destek vermeye devam etti. Görüşmede elbette bunlar gündeme gelecek."
Olası bir operasyona ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gerekli açıklamaları yaptığını belirten Çavuşoğlu, Erdoğan'ın "Bir gece ansızın" sözüne de atıfta bulundu.
CHP'YE "RET" TEPKİSİ
Çavuşoğlu, Suriye ve Irak tezkeresine CHP'nin "ret" oyu vermesine ilişkin ise şunları kaydetti:
"Bu, rejime yönelik bir tezkere değil. Tezkerenin amacı gayet belli. Nedir, terörle mücadele için. Terör nerede, Suriye'de. '(CHP) Ne işiniz var orada?' diyor. Peki, biz orada bunlara müdahale etmeyelim de, diyor ki, 'Gideceksiniz orada askerlerimiz şehit düşebilir.' Peki, bu terör örgütlerine Irak'ta ve Suriye'de müdahale etmeyeceğiz, onlar gelip içerde bizi vuracaklar ya da oradan roket gönderecekler, sivil vatandaşlarımızı, askerimizi, polisimizi hedef alacaklar. CHP'nin yaptığı açıklamanın hiçbir inanılır, savunulacak yönü yok. HDP böyle istedi, onlar da 'hayır' verdiler. Buna gerekçe hazırlıyorlar. Peki, daha önceki tezkerelerde niye bu argümanları kullanmadınız? Biz YPG/PKK ile mücadele etmeyecek miyiz? Siz HDP ile ittifak kurdunuz diye biz bu mücadelemizi sonlandıracak mıyız?"
Çavuşoğlu, ülkenin menfaatlerine muhalefet edildiğini vurguladı.
BIDEN'IN ROLÜ NE?
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Osman Kavala davasına ilişkin açıklama yapan 10 ülkenin büyükelçisi hakkında "istenmeyen kişi" ilan edilmeleri talimatı vermesiyle büyükelçiliklerde bir panik havası yaşandığını belirterek, "Sayın Cumhurbaşkanımız net bir şekilde söyledikten sonra bavullarını toplamaya başlayanlar da olmuş." dedi.
Türkiye'de yargı süreci devam eden Osman Kavala ile ilgili açıklama yapan 10 ülkenin büyükelçisine ilişkin soruyu yanıtlayan Çavuşoğlu, bu açıklamaların "kabul edilemez" olduğunu belirtti.
Çavuşoğlu, söz konusu büyükelçilerin "ülkeye ve yargıya bir talimat verme anlayışıyla" açıklama yaptıklarını aktararak, Viyana Sözleşmesi'nin 41. maddesinde açıkça diplomatların görev aldığı ülkenin iç işlerine karışamadıklarının yazdığını hatırlattı.
Açıklamanın yapıldığı sırada, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Afrika ülkelerine ziyarette bulunduğunu kaydeden Çavuşoğlu, "Hemen arkadaşlarımıza talimat verdim ve hepsini çağırıp 'hadlerini bildirin' dedim. Arkadaşlarımız da çağırdılar. Viyana Sözleşmesi'nin 41. maddesini hatırlatarak hadlerini aştıklarını söylediler." dedi.
Çavuşoğlu, Erdoğan'ın Eskişehir'de kendisine 10 büyükelçinin sınır dışı edilmesiyle ilgili çalışmaları başlatma talimatını verdiğini, bu doğrultuda da notanın içeriğiyle ilgili hazırlıklara başladıklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Eskişehir'deki talimatının ardından büyükelçiliklerde panik havası yaşadığını kaydeden Çavuşoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanımızın Eskişehir'deki milletimizin hissiyatını yansıtan bu konuşmasından sonra panik daha da derinleşti. Sayın Cumhurbaşkanımız net bir şekilde söyledikten sonra bavullarını toplamaya başlayanlar da olmuş. Sonuçta bir panik havası başladı. Bu açıklamayı yapanlar nasıl geri dönebiliriz, bunu nasıl düzeltebiliriz arayışlarına girdiler." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, büyükelçilerin açıklamasına Nordik ülkelerinin önayak olduğunu öğrendiklerini belirterek, "genç diplomatlar" grubunun bu süreci başlattığını vurguladı.
Böyle bir açıklamanın yapılmaması gerektiğini en iyi ABD Büyükelçisi'nin bilmesi gerektiğini de kaydeden Çavuşoğlu, ABD'nin Ankara Büyükelçisi'ne düşüncelerini medya yoluyla dolaylı değil, doğrudan kendisine iletmesini söylediğini ifade etti.
"Bu davranışlardan artık herkesin ders alması lazım. Kimsenin Türkiye'nin iç işlerine karışma hakkı ve yetkisi yoktur." diyen Çavuşoğlu, bu olayın G-20 ile bir alakasının bulunmadığını da sözlerine ekledi.
ABD BÜYÜKELÇİSİ ONAY ALDI MI?
Çavuşoğlu, bazı ülkelerin büyükelçilerinin başkentlerine sorarak açıklama için onay aldıklarını belirterek, "Özellikle ABD Büyükelçisi'nin Washington'dan ve Dışişleri Bakanlığından onay aldığını biliyoruz." dedi.
Bakan Çavuşoğlu, geri adım açıklamasında ise büyükelçilerin kendilerine bir metin sunduklarını, bunu kabul etmemeleri üzerine düzenleyip tekrar gönderdiklerini, son haliyle kabul ettiklerini aktardı.
Türkiye'nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Osman Kavala ile ilgili kararını uyguladığını belirten Çavuşoğlu, AİHM kararlarının uygulanmasıyla ilgili yalnızca bir davanın öne çıkarılmasına tepki gösterdi.
Çavuşoğlu, Yunanistan, Fransa, Almanya ve Norveç gibi ülkelerin de bazı AİHM kararlarını uygulamadığını örneklerle anlatarak, bu ülkelere yönelik hiçbir eleştirinin olmamasına tepki gösterdi.
Osman Kavala'nın öneminin sorulması üzerine Çavuşoğlu, "Soros'un adamı." yanıtını verdi.
Çavuşoğlu, söz konusu ülkelerin Türkiye'ye düşman kim varsa onları desteklediklerini belirterek, "Bu süreçte de gördüler ki artık Türkiye'ye kimse ne parmak sallayabilir ne Türkiye'nin iç işlerine karışabilir. Bu konuda Cumhurbaşkanımızın liderliğinde kararlı duruşumuzu da sonuna kadar devam ettireceğiz. Ülkemizin, milletimizin onurunu kimseye çiğnetmeyiz." diye konuştu.
Bu olayın burada kalmayacağını kaydeden Çavuşoğlu, "Biz bunun peşinde olmaya devam edeceğiz. Dışişleri Bakanlığı olarak gerekli tedbirleri de alacağız." dedi.
ERDOĞAN-BIDEN GÖRÜŞMESİ NEREDE OLACAK?
Çavuşoğlu, ABD Başkanı Joe Biden ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın görüşmesine ilişkin teklifin ABD'den geldiğini belirterek, "Öyle görünüyor ki bu görüşme Glasgow'da olacak." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile görüştüğünü anımsatan Çavuşoğlu, "Orada da aynı şekilde görüşmenin Glasgow'da olacağı yönünde bilgi Amerikan tarafından geldi. Temaslarımız devam ediyor. Biz diplomasiden yanayız, diyalogdan yanayız. (ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile) İhtiyaç duyduğumuz zaman görüşürüz. Zaten kendisiyle de hem G-20 hem de Glasgow'da aynı platformda olacağız." diye konuştu.
Çavuşoğlu, yargılanması süren Osman Kavala'nın serbest bırakılması konusunda açıklama yapan 10 büyükelçinin ülkelerinin liderleriyle Glasgow'da görüşme olup olmayacağına ilişkin soruya, "Tabii takdir sayın Cumhurbaşkanımızın. Biz, bize görüşme talebinde ülkelerin hükümet ve devlet başkanlarının listesini Cumhurbaşkanımıza arz ediyoruz. " yanıtını verdi.
S-400 / F-35 CEVABI
F-16'ların Türkiye'ye verilmemesi konusunda bazı senatörlerin mektup yazmasına ilişkin Çavuşoğlu, "Bunun arkasında da farklı lobilerin olduğunu da görüyoruz. Türkiye düşmanı lobiler yine devrede. Ama burada Beyaz Saray'ın tutumu çok önemli. Siz bir konuda adım atacaksanız, bir ülkeye savunma sanayi ürünü satmak dahil. Kongrenizi de ikna etmek sizin göreviniz. Eğer Amerikan yönetimi kararlı durursa görüşmeleriyle kongreyi de ikna eder. " diye konuştu.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin F-16 alamaması durumunda Rus savaş uçakları Su-35 ve Su-57'ye yönelmesi ihtimaline ilişkin şunları kaydetti:
"Türkiye hiçbir zaman çaresiz kalmamıştır. (Savunma sanayi ürünlerinin) Bir kısmını kendimiz üretmeye başladık. Bir kısmını da farklı kaynaklardan alıyoruz. Biz yolumuza devam ediyoruz. Bu F-35, F-16 konularında da aynı şey geçerli. Eğer, ABD satmak istemezse, bu konuları çözmek istemezse veya Kongre engellerse, (Savunma Sanayi Başkanı) İsmail (Demir) beyin de söylediği gibi bu sefer Su-35, Su-57 dahil diğer seçenekler devreye girer. Biz kendi uçağımızı üretinceye kadar ihtiyacımızı farklı kaynaklardan sağlarız."
"BİZE KARŞI AYRI BİR BLOK GÖRMÜYORUZ"
Çavuşoğlu, Yunanistan'ın Fransa, ABD ve İngiltere ile yaptığı savunma alanında iş birliği anlaşmalarına değinerek Türkiye'nin NATO'nun en güçlü müttefiklerinden biri olduğunu söyledi.
NATO içinde Türkiye'ye karşı ayrı bir blok görmediklerini vurgulayan Çavuşoğlu, "Her ülke her ülkeyle anlaşma imzalayabilir, biz de imzalıyoruz. Bunun hepsini bize karşı diye algılamak da böyle bir komplekse girmemize gerek yok. Sizin kıta sahanlığınıza ne kadar sahip çıktığınız önemlidir." diye konuştu.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin hiçbir gücün Doğu Akdeniz'deki dengeyi değiştirmesine müsaade etmeyeceğini kaydederek, "Hiçbir gücün kıta sahanlığımıza ihlal etmesine müsaade etmeyiz. Sahada, Deniz Kuvvetlerimiz ve Milli Savunma Bakanlığımız gösterdi. Biz, uluslararası hukuktan yanayız, biz hakça paylaşımdan yanayız. Hakkımızı yemeye kalktıkları zaman da sahada ve masada gereğini yapıyoruz. Gene gösteririz." ifadesini kullandı.
Bakan Çavuşoğlu, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin gelecek ay sondaj faaliyetlerine başlayacağını duyurduğunu hatırlatarak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Türkiye'ye lisans verdiği alanlarda bugüne kadar hiçbir yabancı gemiyi sokmadıklarını belirtti.
Türkiye'nin kıta sahanlığının sınırlarını belirlediğini ve Birleşmiş Milletler'e kayıt ettirdiğini aktaran Çavuşoğlu, "Buralara kimsenin giremeyeceğini söyledik. Kıta sahanlığımız belli, koruyoruz." dedi.-
AFGANİSTAN'A ZİYARET NE ZAMAN?
Çavuşoğlu, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyesi bazı ülkelerden dışişleri bakanlarıyla Afganistan'a yapacağı ziyaret hakkında ise ilgili ülkelerin dışişleri bakanlarıyla görüştüklerini, takvimini ayarlayacaklarını ve tarihin henüz net olmadığını söyledi.
Taliban heyetinin, Türkiye'ye geldiğini aktaran Çavuşoğlu, Afgan heyete, hükümet kurma konusunda kapsayıcı olmaları, kız çocukların okula gönderilmesi ve kadın haklarının korunması konusunda net mesajların verildiğini dile getirdi.
Çavuşoğlu, Afganistan'ın ciddi bir ekonomik krize girdiğine işaret ederek, "İnsani yardım konusunda Afgan halkının çok zor durumda olduğunu görüyoruz. Terör örgütleri giderek çok güçleniyor. Afganistan'ın istikrarının bozulmaması lazım. Göç dahil her konuda hepimize yansıması olur." dedi.
Bakan Çavuşoğlu, uluslararası toplumun Afganistan'a yardım sağlaması için çalışma yürüttüklerini kaydetti.
MISIR İLE DİYALOG SÜRÜYOR
Mısır ile diyalog ve ilişkilerde son duruma ilişkin iki ülke arasında diyaloğun devam ettiğini ancak büyükelçilerin karşılıklı atanması sürecine girilmediğini dile getiren Çavuşoğlu, "En son onlardan dışişleri bakan yardımcısı düzeyinde gelen heyetle yapılan toplantından sonra yapılan açıklamada olduğu gibi bu diyalog ve temaslar devam edecek." diye konuştu.
ERMENİSTAN AÇIKLAMASI
Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Azerbaycan'a ziyareti hatırlatılarak, Ermenistan'la ilişkilerin normalleşmesine ilişkin, Ermenistan'dan olumlu bir sinyalin olup olmadığına dair bir soruya, şöyle yanıt verdi:
"Bu konularda Azerbaycan'la birlikte istişare ediyoruz. Ermenistan'dan da çok olumlu mesajlar geldi. Ermenistan'ın atacağı olumlu adımlara karşılık vereceğimizi de söyledik. Biz de Azerbaycan'la beraber hangi adımları atabiliriz bunları da konuşuyoruz."
Çavuşoğlu, Azerbaycan'ın Ermenistan'a "savaş bitti, barış anlaşması imzalayalım" çağrısında bulunduğunu ancak Ermenistan'ın herhangi bir olumlu dönüşte bulunmadığını da belirterek, Türkiye'nin tüm kararları Azerbaycan'la birlikte alacağını söyledi.