Son dakika: Başkan Erdoğan'dan 'Küresel Sistem' mesajı
Son dakika haberleri... Başkan Recep Tayyip Erdoğan, TRT World Forum 2021'e video mesaj gönderdi. Başkan Erdoğan yaptığı açıklamada, "İslam aleminin söz hakkının olmadığı, Afrika'nın, Latin Amerika'nın, Güney Asya'nın taleplerinin dikkate alınmadığı sadece gücü elinde bulunduran 5 ülkenin çıkarlarının gözetildiği bu sistemin halihazırdaki yapısıyla devam etmesi mümkün değildir." ifadelerine yer verdi.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, TRT World Forum 2021'e video mesaj gönderdi.
Recep Tayyip Erdoğan, "İslam aleminin söz hakkının olmadığı, Afrika'nın, Latin Amerika'nın, Güney Asya'nın taleplerinin dikkate alınmadığı sadece gücü elinde bulunduran 5 ülkenin çıkarlarının gözetildiği bu sistemin halihazırdaki yapısıyla devam etmesi mümkün değildir. Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer uluslararası kurumlardaki reform ihtiyacı artık görmezden gelinemez" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Güç ve Paradoks: 21. Yüzyılda Büyük Stratejiyi Anlamak' başlığıyla düzenlenen TRT World Forum'un açılışını video mesajla yaptı. İnsanlık olarak bir süredir ekonomik, sosyal, siyasi, beşeri boyutları olan büyük bir sağlık krizi ile mücadele ettiklerini belirten Erdoğan, "Yaklaşık 2 sene önce hayatımıza giren Covit-19 salgını etkisini yitirmekle birlikte gündemimizi işgal etmeyi sürdürüyor. Salgının artçı sarsıntılarını, ekonomi başta olmak üzere farklı alanlarda hissetmeye devam ediyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, devasa krizin ardından hayatın eski normaline dönmesinin zaman alacağını belirterek, "Bu süreçte yaşananlar, artık dünyada hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını göstermiştir. Son 2 yılla damgasını vuran bu salgın, bireylerin hem kendilerine hem içinde bulundukları topluma hem de küresel siyasete yaklaşımlarını kökten değiştirmiştir. Küresel sistemdeki tenakuz ve paradokslar daha önce hiç olmadığı kadar gün yüzüne çıkmıştır. Özellikle refah bakımından dünyada üst sıralarda yer alan ülkelerin sağlık ve sosyal yardım altyapılarının ne derece kırılgan olduğu görülmüştür. Tüm insanlığın geleceğini tehdit eden bu kriz karşısında dünyada barış ve adaleti sağlamakla görevli kurumlar bir kez daha sınıfta kalmıştır. Az gelişmiş ülkeler ve yoksul toplum kesimleri kaderlerine terk edilmiş, ticarette korumacılık artarken tedarik zincirlerinde kırılmalar yaşanmıştır. Ekonomik sıkıntılarla birlikte batılı ülkelerde nefret suçları ürkütücü boyutlara ulaşmıştır. Sosyal devlet kavramı ağır yara alırken gelir adaleti daha da kötüleşmiş, İslam düşmanlığı ve göçmen karşıtlığı yeniden alevlenmiştir. Nitekim buzdağının sadece görünen kısmı olsa bile istatistikler bizi, vatandaşlarımızı ve tüm insanlığı bekleyen tehditleri ortaya koyuyor" diye konuştu.
"HAKKI İLE DEĞERLENDİREMEDİK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupalı siyasetçilerin toplumu tıpkı kanser hücresi gibi saran İslam düşmanlığı ile mücadele etmek yerine bunu istismar etmenin, siyasi ranta çevirmenin, oya devşirmenin hesabını yaptığını belirterek, "Uzun yıllardır bu tehditlere dikkat çeken bir siyasetçi olarak; şahit olduklarımız karşısında endişelerimiz daha da artıyor. Açıkçası küresel barış ve adaleti tesis yolunda tarihi bir fırsatın heba edildiğini görmekten üzüntü duyuyoruz. Bize büyük bir aile olduğumuzu tekrar hatırlatan koronavirüs salgınını ne yazık ki iş birliği ve dayanışma açısından hakkı ile değerlendiremedik. Dünya genelinde 5 milyona varan ölümleri, virüse veya yetersiz sağlık hizmetlerine bağlamak hem kolaycı hem de hatalı bir yaklaşım olacaktır. Bu tablonun ortaya çıkmasının en önemli sebebi, zayıf yerine güçlüyü koruyan, paylaşma yerine sömürüyü teşvik eden kanaat yerine hırsı, bencilliği, tamahkarlığı özendiren mevcut sistemdir" dedi.
"SİSTEMİN HALİHAZIRDAKİ YAPISIYLA DEVAM ETMESİ MÜMKÜN DEĞİL"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birinci Dünya Savaşı sonrası temelleri atılan, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra tahkim edilen bu sistemin uzun süredir adalet ve istikrar üretmediğini belirterek, şöyle konuştu:
"İslam aleminin söz hakkının olmadığı, Afrika'nın, Latin Amerika'nın, Güney Asya'nın taleplerinin dikkate alınmadığı sadece gücü elinde bulunduran 5 ülkenin çıkarlarının gözetildiği bu sistemin halihazırdaki yapısıyla devam etmesi mümkün değildir. Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer uluslararası kurumlardaki reform ihtiyacı artık görmezden gelinemez. Türkiye olarak bu reform ihtiyacını, 'Dünya 5'ten büyüktür' ifadesi ile dile getirmekteyiz. Bu konudaki somut tekliflerimizi, kısa süre önce 'Daha Adil Bir Dünya Mümkün' diyerek milletimizle ve tüm dünya ile paylaştık."
"MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ"
Sadece eleştirilmek yerine temsilde adaletin sağlandığı ve veto imtiyazının kaldırıldığı bir Birleşmiş Milletler için ilkeli, kapsamlı, stratejik ve uygulanabilir bir model sunduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "76'ncı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu sırasında yaptığım görüşmelerde, ülkemizin bu çabalarının makes bulduğunu görmekten ayrıca memnuniyet duydum. Tüm mazlum ve mağdurlar adına yürüttüğümüz bu mücadeleyi çok daha yukarılara taşımakta kararlıyız. İnsanı merkeze alan, adaleti ve hakkaniyeti önceleyen, güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu küresel bir düzen kurulana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. 'Güç ve Paradoks: 21. Yüzyılda Büyük Stratejiyi Anlamak' teması altında TRT World Forum'da yapılacak tartışmaların bizlere yeni ufuklar açacağına inanıyorum" dedi.
İLETİŞİM BAŞKANI ALTUN'DAN ÖNEMLİ MESAJ
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Uluslararası rekabet, ülkeleri statükoyu korumaya yöneltebilir ancak söz konusu 20 yılda bu yaklaşımın başarısızlığına şahit olduk. Önümüzde bir süper güç rekabeti dönemi olmasına rağmen, diğer uluslar daha sorumlu davranarak küresel krizlere yanıt verebilmek için uluslararası bir koordinasyon oluşturma fikrine stratejilerinde yer vermelidir" dedi.
İletişim Başkanı Altun, 'Güç ve Paradoks: 21'inci Yüzyılda Büyük Stratejiyi Anlamak' temasıyla bu yıl 5'incisi düzenlenen TRT World Forum'da katılımcılara video mesaj yoluyla hitap etti. Altun, Covid-19 krizinin dünyayı soğuk savaşın sona ermesinden bu yana olabilecek en kötü zamanda vurduğunu belirterek, 2020'de dünyanın farklı yerlerinde birçok uluslararası çatışmanın çözümsüz kaldığını kaydetti. Bu sürecin devletlerin uzun vadeli stratejiler oluşturmaya ve küresel tehditlerle mücadele etmeye odaklanmasını zorlaştırdığını dile getiren Altun, "Ayrıca bir reform sürecinin olmaması, uluslararası kurumları büyük küresel krizlerin üstesinden gelmede zayıf ve hazırlıksız bıraktı. Sadece Birleşmiş Milletler değil, aynı zamanda Dünya Sağlık Örgütü de dahil olmak üzere uzman kurumların, küresel bir krizi çözemediği kanıtlandı" diye konuştu.
'ULUSLARARASI KURULUŞLARIN REFORM İHTİYACI VAR'
İletişim Başkanı Altun, son 20 yılda terörden insani meselelere, iklim değişikliğinden Covid-19'a kadar küresel krizlerin ortaya çıkmasının, bütün ulusların büyük stratejilerini tasarlamada yeni yaklaşıma ihtiyacı olduğunu gösterdiğini vurgulayıp, uzun süreli ihtilafların, güvenlik risklerine ek olarak insani zorluklarla birlikte ekonomik ve sosyal sorunlara neden olabildiğine işaret etti.
Uluslararası kuruluşların insani felaketlerden küresel iklim değişikliğine kadar küresel sorunları daha verimli şekilde ele alabilmeleri için acil reforma ihtiyaç duyduğunun görüldüğünü aktaran Altun, her ülkenin büyük stratejisinde, reforma yardımcı olacak ve bu kurumları daha etkili hale getirecek bir madde olması gerektiğinin altını çizdi.
Devletlerin küresel sorunların küresel çözümler gerektirdiğini kabul etmesinin şart olduğunu vurgulayan Altun, böyle yapmadan istikrar ve güvenlik hedefine ulaşmanın imkansız olduğunu söyledi.
'DIŞ POLİTİKA STRATEJİMİZİ REVİZE ETTİK'
Türkiye'nin uluslararası sistemdeki zorlukları takip ettiğini ve bunlara cevap vermek için adımlar attığını kaydeden Altun, şunları söyledi:
"Sayın Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, dış politika stratejimizi sadece acil güvenlik kaygılarımıza değil, bölgesel ve küresel sorunlara da çözüm üretecek şekilde revize ettik. Yakın çevremizdeki çatışmaların çözümünü dış politikamız için önemli bir öncelik haline getirdik. Türk dış politika yapıcıları Suriye, Libya ve Irak'taki çatışmaları çözmek için farklı girişimlerde bulundular. Ayrıca, Doğu Akdeniz ve Azerbaycan-Ermenistan ihtilafı da dahil olmak üzere bütün kriz alanlarında ilgili tarafları diyalog ve yapıcı diplomasiye katılmaya davet ettik. Sayın Cumhurbaşkanımız, ülkelere bu alanlardaki anlaşmazlıkları müzakere etmek ve çözmek için uluslararası konferanslar gerçekleştirme çağrısında bulundu."
'REFORM SÜRECİNİ DESTEKLİYORUZ'
İletişim Başkanı Altun, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi reformunun uzun süredir arzu edildiğini ancak henüz gerçekleştirilemediğini belirterek, "Son birkaç yılda bu konseyin kararlı adımlar atamamasının önemli bölgesel sorunlara yol açtığını gördük. Güvenlik Konseyi için bir reform sürecini destekliyoruz ve bunun hem Türkiye'nin hem de dünyadaki diğer ülkelerin çıkarına hizmet edeceğini düşünüyoruz" diye konuştu.
Türkiye'nin Covid-19 krizinin en başından itibaren küresel sorunların küresel çözümler gerektirdiği fikrini desteklediğini belirten Altun, "Türkiye, bu salgın krizi sırasında diğer ülkelerle iş birliği yapmak ve onları desteklemek için her adımı atmıştır ve buna devam edecektir. Etkin bir yük paylaşımı ve iş birliği yapılmaması bu krizin uzamasına sebep olur" dedi.
'ÖNÜMÜZDE, SÜPER GÜÇ REKABETİ DÖNEMİ VAR'
Küresel salgın ve büyük güç rekabeti çağında, ulusların dış politikalarını ve büyük stratejilerini yeniden gözden geçirmelerinin önem taşıdığını belirten Altun, "Öncelikler ve hedefler, son 20 yılda dünyada olup bitenleri dikkate almalıdır. Dış politikalarımızın küresel sorunları ele alacak vizyona sahip olması gerekmektedir. Uluslararası rekabet, ülkeleri statükoyu korumaya yöneltebilir ancak söz konusu 20 yılda bu yaklaşımın başarısızlığına şahit olduk. Önümüzde bir süper güç rekabeti dönemi olmasına rağmen, diğer uluslar daha sorumlu davranarak küresel krizlere yanıt verebilmek için uluslararası bir koordinasyon oluşturma fikrine stratejilerinde yer vermelidir" diye konuştu.
'TÜRKİYE DİĞER ULUSLARLA ÇALIŞMAYA HAZIRDIR'
İletişim Başkanı Altun, kriz zamanlarında süper güçlerin liderlik rolünü oynamasını beklemek yerine bu hedeflere ulaşmak için diğer ulusların güçlerini birleştirmesi gerektiğini belirtti. Devletlerin birbirine bağlı bu dünyada bir alandaki istikrarsızlığın ve krizin eninde sonunda yayılacağı gerçeğiyle yüzleşmesi gerektiğini belirten Altun, "Yapıcı ve yenilikçi diplomasi ve uluslararası katılım, bu zorlukların kontrol altına alınması sürecinde kilit rol oynayacaktır. Türkiye bu anlamda sorumluluklarını yerine getirmektedir ve bundan sonra da diğer uluslarla birlikte çalışmaya hazırdır. Farklı krizler ve zorluklar esnasında uluslararasında iş birliği ve diyaloğun nasıl sağlanacağı konusunda örnek teşkil etmeyi amaçlamaktadır. Bu alanda rekabeti memnuniyetle karşılarız" dedi.